Ve sordu imam...
Bekir Coşkun
Kocatepe Camisi'nin avlusunda, devletin de katıldığı şehit namazında,
21 yaşındaki şehidin başındaki imam cemaate sordu:
"Hakkınızı helal ediyor musunuz?.."
İyi soru...
Cemaat de sıkılmadan yanıtladı:
"Helal olsun..."
*
Sorsanız ya; 21 yaşında toprağa verilen genç askere "Bu millete
hakkını helal ediyor musun" diye...
Ki başını kaldırıp yanıt versin...
*
Ben olsam hakkımı helal etmezdim...
Elli yıldır yalanların, düzenbazlıkların, sahteliklerin,
ikiyüzlülüklerin, üçkâğıtçılıkların peşine takılıp giden... Kötü ve
ilkel siyasetçilerin elinde ülkemi bu günlere sürükleyen...
Sonunda bedelini 21 yaşımda bana ödetenbüyüklerime hakkımı helal etmezdim...
*
Dünyanın en zengin ve en bereketli topraklarıdır buralar...
Kat kat uygarlıkların üzerinde oturur bu millet...
Dünyanın merkezi gibidir Türkiye...
Ama onu gelişmişlikte dünyanın 57'nci ülkesi yapan, mutsuzluğun ve
huzursuzluğun mekânı kılan, sonunda bir Afrika ülkesi gibi iç savaşın
içine sürükleyen ve her şeyi düzeltmeye beni gönderen milletime
hakkımı helal etmezdim...
*
Gururla koşup geldiğim ordumu, düşman ordusu gibi ezenleri,
hırpalayanları, yaralayanları alkışladıkları için...
Eşkıya ile can ciğer anlaşıp, ama komutanlarını birer adi suçluymuş
gibi hapishanelere dolduranları başlarına taç ettikleri için...
Bir kirli oyunun ortasında...
21 yaşımda, gafletin ve ihanetin faturasını bana ödettikleri için...
Soranlara "hakkım helal olsun" demezdim...
*
Ürkütücü dağların karanlık gecelerinde, askerler pilli radyolara
kulaklarını dayayarak dinlerler Ankara'da olanları... O esrarengiz
açılımları, teröristten beklenen yol haritalarını, seçim bitene kadar
ateşkesleri, enteresan ramazan molalarını, eşkıya ile otel odası
pazarlıklarını...
Ve bir milletin tüm bunları bile bile kanışını...
Aldanışını...
Duyarsızlığını...
O umursamazlığını...
Ben olsaydım, parçalanmış başımı kaldırıp da...
Hakkımı helal etmezdim...
*
Ama imam 21 yaşındaki şehidin başında"Hakkınızı helal ediyor musunuz"
diye cemaate sordu...
"Helal olsun" dediler...