NE YAPALIM BİZLER BÖYLE YETİŞTİK!
Bizler 1950’li yıllarda doğduk. Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin bilgili, yurtsever, disiplinli, sevecen örnek öğretmenleri ile yetiştik. Evlerimizde namaz kılan, oruç tutan büyüklerimizi izleyerek, yanlış yaptığımızda uyaran komşularımızı dinleyerek iyi insan olmaya çalıştık. Yaz tatillerinde mahalle camilerinde açılan Kur’an Kurslarına giderek bazı duaları ve ibadet şekillerini öğrendik. Bunları öğrenirken, kimse bize Atatürk’ü, Cumhuriyeti ve tarihimizi kötülemedi. Geçmişimizle yüzleşme söylemleri altına gizlenmiş haksız suçlamalar yapmadı. Geçmişimizle hep gurur duyduk.
Ailemizde, mahallemizde,köyümüzde okulumuzda dini küçümseyen yoktu.Aksine herkes saygı duyardı. Bizler inançlı ve bilinçli yetiştik.Bu nedenle bizler Kurtarıcımız Atatürk’ü ve vatanımızı sevdik, onlar için canımızı hiçbir karşılık beklemeden seve seve vermeye yemin ettik. Gereğinde de bunu göstermekten hiç çekinmedik.Bunu yaparken inancımızın gereklerini yerine getirmekten de geri kalmadık.
Bizler büyürken, aklını dinle bozan, ya da onu kullanarak toplumu kendince dönüştürmeye çalışanlar yoktu veya çok azdı, bizler görmedik. O zamanlar kimse kimseyi doğru yola getirmekle yükümlü değildi. Herkes önce kendini adam etmeye gayret ederdi.Herkesi kendi karanlığına çekerek hayatımızı zehir etmeye çalışan yobazlar, karanlık dehlizlerinde yaşarlar, gün ışığına çıkmaya korkarlardı.
Bizler; Allah korkusu ile değil, sevgisi ile yaratılana saygı duyan, seven, hak ve haram yemeden rızkını çıkarmaya çalışan, sübyancılıkla, sapıklıkla işi olmayan, rüşvet yemeyen, vatanına ve Kurucusu’na bağlı, hoşgörülü, yardımsever, bilime saygılı, sanatsever, aydınlık düşünceli, vicdan sahibi insanlar olarak yetiştik.
Bizim neslimizde makam ve memuriyet hırsı yoktu. Ülkemize hizmet aşkı ve yarışı vardı. Kendi cennetimize kendi bildiğimiz ve inandığımız yolda yürüyerek gideceğimize inanıyorduk. Belki yoksulduk ancak hayatımızdan memnun ve mutluyduk.
Bizler büyürken, salı günleri TBMM’de siyasi partilerin grup toplantıları yapılmazdı. Siyasi liderler birbirine hakaret etmezler, birbirini suçlamazlardı. Siyasi tartışmalar henüz tehdit,korku ve hakaret dolu sözcüklerle yapılan siyasi vaazlara dönüşmemişti.
Bizler büyürken, yeşermekte olan, her gün biraz daha dallanan ve budaklanan kök salan demokrasimizi sekteye uğratan askeri muhtıralara müdahalelere, ihtilallere de darbelere de tanık olduk. Bunun sonucunda çeşitli gerekçelerle haksız, hukuksuz, tutuklamalar, işkenceler ve mahkemeler de gördük. Ancak hiçbir zaman şimdilerde yapıldığı gibi Cumhuriyetin temel kurumlarını suçlayarak onları yıkmaya yönelmedik. Bunu aklımıza bile getirmedik. Bu nedenle bizler demokrasiye inanarak yetiştik. Bu inancımızı güçlendirerek sürdürdük.
Bu gün ülkemizde yaşananlara baktığımızda inançlarımızın derinden sarsıldığını görüyoruz.Geleceğimizden endişe duyuyoruz.
Ne yapalım, bizler böyle yetiştik!
MÜMİN ÖNGÖREN
Sevgili Devre Arkadaşım Ruhun Şad Olsun........A.D.