BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA ÜRETKENDİR, PAYLAŞILMAYAN BİLGİ BATAKLIKTAKİ HAZİNE GİBİDİR.
Siteme Hoş Geldiniz Adil DURUSU
   
  SİTEME HOŞ GELDİNİZ Adil DURUSU
  Türk Ordusu Kimin?
 

TÜRK ORDUSU KİMİN?

Erdal SARIZEYBEK

 

Baştan söyleyeyim. Türk Ordusu milletindir, birkaç general ya da siyasetçinin değil

 

Genelkurmay Komuta Heyeti Hasdal Askeri Cezaevi’nde yatan muvazzaf askeri personeli ziyaret etti. Ziyaret esnasında ne konuşuldu bilmiyoruz ama devre arkadaşımız Tümgeneral Hıfzı Çubuklu’nun yakınmalarını duyar gibiyiz: 

 

“Komutanım. Ben Genelkurmay Adli Müşaviriyim. İnternet andıcına hukuken uygundur deyip paraf attım ve Siz Komutan’ımız da onayladı. Şimdi ben niye hapisteyim, o “Siz Komutan” niye dışarıda?”…

 

Bu soruya, ziyarete giden komutanlarımız ne cevap verdi, bilemiyoruz ama en azından “merak etme sen, ilgileniyoruz” gibisinden bir cevap verilmiş olabilir...

 

Peki ya Ahmet Yavuz, yüreğindeki vatan, bayrak ve ulus sevgisini bildiğimiz Tümgeneral Ahmet Yavuz, onun da gelen Komutanlara yakınması sanki kulağımızda çınlıyor:

 

“Komutanım, seminer emri veren siz, gözlemci gönderen siz, emirle bizi çağıran siz, seminerde konu dışına çıkılmış ise eğer müdahale etmesi gereken de siz… Ama hapiste olan ben, ben niye hapisteyim, SİZ niye dışarıda?...”

 

Cevap? Cevap yok, yok ki Ahmet Yavuz hapiste, “SİZ KOMUTAN” dışarıda…

 

Hasdal’da yatan çok, tutuklu general sayısı 50’yi aşkın… Genelkurmay’ın eğer “elli generali hapiste” ise bir sorun var demektir, hem de çok önemli bir sorun…

 

Peki ya Silivri?

 

Silivri’de yatan askerler ile Genelkurmay arasında hiç mi bağ yok, kalmadı mı artık?

 

Yani işleri bitti mi?

 

Orgeneralden teğmene, yüzbaşıdan astsubaya, yatan öyle çok ki Silivri’de, emekli olsalar dahi “asker onlar, asker”, en azının otuz yıllık bir geçmişi var Türk Ordusu’nda şerefli bir hizmetle geçmiş, kim, nasıl göz ardı edebilir bunu!

 

Kaldı ki yatan emekli askerlerin yatan muvazzaf askerlerle bir bağı var, çünkü hepsi aynı soruşturma kapsamında tutuklu. Genelkurmay bunu nasıl görmezden gelebilir!

 

Silivri’de yatan emekli asker çok, sayısını belki de bilenimiz yok… Genelkurmay’ın çok sayıda emekli askeri Silivri’de yatıyorsa eğer, ortada bir sorun var demektir, hem de çok önemli bir sorun, başını kuma gömüp “görmedim” denilmeyecek kadar önemli bir sorun…

 

Peki ya ölümler? İntiharlar?

 

Peki ya cezaevi yönetiminin ihmal ya da kastı sonucu ortaya çıkan, soruşturma yapanların ihmal ya da kastı sonucu ortaya çıkan ölümler, ölümden öte cinayetler? Askerin yanı sıra, peki ya sivil ölümler ya da cinayetler?

 

Kuddisi Okkır’ı resmen öldürdüler…

 

Örgüt kasası diye suçladılar, öldüğünde para yokluğundan cenazesini belediye kaldırmak zorunda kaldı, unuttunuz mu? Ne oldu şimdi, suçu neymiş, bileniniz var mı?

 

Türkan Saylan’ı resmen öldürdüler…

 

Kanser hastası bu bilim insanını kederinden öldürdüler; evini aradılar, çalıştığı yeri onlarca polisle saatlerce aradılar, medyada onur ve kişiliğini ayaklar altına altına aldılar… Kederinden ölmek zorunda kaldı bu ünlü bilim insanı… Peki, ne oldu şimdi, suçu neymiş, bir bilen var mı bu ülkede?

 

Kaşif Kozinoğlu, emekli binbaşı ve MİT mensubu… Asya İstihbarat Daire Başkanı…

 

Öldürdüler, önce hapse tıktılar, ardından kirli yayınlarla şeref ve kişiliğini ayaklar altına alıp kedere boğdular, bunun sonucu kalp krizi geçirtip yıktılar yere… Ardından da zamanında müdahale etmeyip öldürdüler… Suçu neymiş, bilen yok!

 

Hasdal’a giden Siz Komutanlar, duymadınız mı, görmediniz, bilmediniz mi tüm bunları?

 

Abdulkerim Kırca, bu kahraman subayımızı da öldürdüler, kahrından öldürdüler…

 

Teröristlere karşı girdiği çatışmada felç oldu Kırca. Felçli yatağında zalimce, vicdansızca, alçakça yayın yaptılar “katil” diyerek. Kahrından kendini vurmak zorunda kaldı, bu kahramanımız da ölüme gitmek zorunda kaldı…

 

 Bu alçaklıklara seyirci kalanlara, ses çıkarmayanlara, güçlü olup da masaya yumruğunu vurmayanlara, güçlü olup da sivil toplumu harekete geçirmeyenlere, güçlü olup da halkın oyuyla muhalefet yapanlara yazıklar olsun, yazıklar!

 

Daha ne söyleyeyim size ben, ne anlatayım…

 

“Ben Komutanım”, diyen Siz Komutanlar!

 

Hasdal’a gittiniz, muvazzaf askerleri ziyaret ettiniz, halini hatırını sordunuz, bunu anladık ama yetmez, şimdi sıra Silivri’de, Silivri’ye gidiniz ve görünüz…

 

Neyi göreceksiniz?

 

Silivri Özel Mahkemeleri'nde nasıl kıyım yapıldığını, hakkın, hukukun nasıl ayaklar altına alındığını, insanlarımıza savunma hakkı bile verilmediğini göreceksiniz… Göreceksiniz ama görüp de ne yapacaksınız, siz onu bir düşünün…

 

Neyi göreceksiniz Silivri’de?

 

“Sen kahramansın” deyip yaptığı üstün hizmetler dolayısıyla madalya taktığınız Türk Milleti kahramanlarının adi bir terörist gibi muamele gördüğüne tanık olacaksınız… Tek kişilik hücrelere atıldığına, insanlık dışı bir ortamda yaşatıldıklarına tanık olacaksınız… Olacaksınız da ne yapacaksınız, önemli olan bu bizim için, görüp de ne yapacaksınız, siz onu bir düşünün…

 

Silivri’de hukukun olmadığını, işlemlerin keyfi ve sehven yapıldığını, savcı ve hâkimlerin Cumhuriyet Hukuku üstünde yetki kullandığını, bu yetkiyi de kötüye kullandığını göreceksiniz…

 

Mesele şu: Görüp, bilip ve duyup da ne yapacaksınız, bunu hiç düşündünüz mü?

 

Komutan; astının ve üstünün hak ve hukukunu koruyan kişidir…

 

Komutan vazifesini yapan kişidir…

 

SİZ KOMUTAN’dan önceki komutanlar bu hak ve hukuku koruyamadıkları için istifa etmişlerdi… “SİZ KOMUTAN”  Komutan iseniz eğer vazifenizi yapın, değilseniz bırakın, sizden sonra geleceklerin vazifelerini yapacaklarını umut ederek bu zulme belki katlanabiliriz…

 

Eğer her ikisini de yapmaz iseniz, o zaman SİZ KOMUTAN’a sormak hakkımızdır, “VAZİFENİZ NEDİR” sizin diyerek…

 

Şimdilik bu kadar sorumuz size yeter… En iyisi siz Silivri’ye gidin, gidin ve görün gerçeği… Özel mahkemelerin duruşmalarına gidin… İleri sürülen sözde iddialara ve yapılan sözde savunmalara bir bakın… Öyle ya gerçeğe dayalı bir iddia olmayınca, yapılan savunmalar da sözde kalıyor… Sözde kalıyor ki içeri giren bir daha çıkamıyor… Ama konu Deniz Feneri olunca, hepsi birden çıkıyor…

 

Silivri’ye gitmek zorundasınız “SİZ KOMUTAN”; Genelkurmay Adli Müşaviri hapiste, Ordu Komutanları hapiste, Kolordu Komutanları hapiste, İstihbarat Daire Başkanı hapiste, amiraller hapiste, emekli komutanlar hapiste, daha sayayım mı…

 

Silivri’ye gitmek zorundasınız, daha bugün bir Tümgeneral’in firar ettiğini yazıyor gazeteler, bu ne demektir Siz Komutan, bu ne demektir! Türk Ordusu’ndan generaller kaçıyor artık bu Silivri zulmünden kurtulmak için, millet kan ağlıyor bunu okuyunca, bunu yapmaya kimin hakkı olabilir!

 

Ey Türk Ordusu!

 

Ortada bir sorun var ve bu sorun Türk Ordusu’na kan kaybettiriyor kan!

 

Ya bu sorunu çözersiniz ya da siz de bu sorunun bir parçası olursunuz, başka seçeneğiniz kalmamıştır artık!

 

Ama şunu unutmayınız ki Türk Ordusu milletin ordusudur, gün gelir Türk Milleti ordusunu da yanına alıp Vatan’a ve Cumhuriyet’e ve Atatürk’e sahip çıkmasını ve korumasını ve de yaşatmasını bilir...

 

 
  Bugün 1470388 ziyaretçi buradaydı! Siteme Hoş Geldiniz Adil Durusu

ANA SAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 
 
Siteme Hoş Geldiniz Adil Durusu SAĞLIK VE HUZUR DOLU NİCE GÜNLERE......
Kapadokya Eğlence Merkezi Başvuru Kaynakları Başvuru Kaynakları Submit Your Site To The Web's Top 50 Search Engines for Free! ÜRGÜP Esbelli Mahallesi Butik otelleri  Create FREE graphics at FlamingText.com

Image by FlamingText.com Check  Out My Rank On PRTracking.com! Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?

Ücretsiz kaydol