BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA ÜRETKENDİR, PAYLAŞILMAYAN BİLGİ BATAKLIKTAKİ HAZİNE GİBİDİR.
Siteme Hoş Geldiniz Adil DURUSU
   
  SİTEME HOŞ GELDİNİZ Adil DURUSU
  Kansız devrim
 

KANSIZ DEVRİM

 Tünay Süer

04 Ağustos 2011 Perşembe

 Türkiye’de Atatürk’ün ölümüyle birlikte sanki Milli Mücadeleyi gerçekleştiren o ruh ta yavaş, yavaş öldü sanırım. En azından çoğunluğun önemli bir bölümü sessizliğe büründü..

 

Kemalizm’e gelen vurdu, giden vurdu ve bugün Türkiye bölünmenin, bir iç savaşın eşiğine geldi.

 

Amerika’nın işbirlikçileri ile vatanımızda yaptıklarına bakalım.

 

Çekiç, Balyoz, Kafes ve benzeri düzmecelerle aslında dünyanın 4.büyük ordusu olan ordumuzun Kemalist komutanları ordudan kopartılarak hiçbir hukuka uymayan şekilde cezalandırıldı. Aydınlarımız, yazarçizerlerimiz zindanlara atılarak susturulmaları sağlandı.

 

Müthiş satranç oyunu ile Hukuk kurumlarını “Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Yargıtay, HSYK yürütmenin emrine geçirterek kuvvetler ayrılığı ilkesini çökertti.

 

Geride bir tek orduyu kendi istediği gibi yapmak kalmıştı sonunda onu da halletti.

 

Tüm başımıza gelenlerin başkomutanı elbette Amerika’dır. Eh! İçerde, dışarıda işbirlikçiler de olunca Türkiye’de kansız bir devrim yapılması kolay oldu ve bizler sadece sessiz kalarak izlemeyi yeğledik.

 

Başbakan Erdoğan YAŞ toplantısında orduda saçları ağarmış onca generalin arasında nasıl da mağrur oturuyordu.

 

“İşte, ben Türkiye’de en büyüğüm, var mı bana yan bakan? Yan bakanı, laf edeni Silivri’ye tıkarım ha!” Edası vardı görünüşünde.

 

Avrupa buna demokrasinin önü açıldı diyor. Acaba öyle mi, yoksa tamamen bir diktatörlüğe mi açılıyoruz dersiniz?

 

Erbakan Hocanın kanlı mı olacak? Kansız mı olacak? Sözlerini hatırlayalım.

 

İşte, kansız bir devrim yapıldı.

 

Atatürk’ün istediği gibi bir millet olamadık.

 

Onun dediği gibi ruhumuzda bağımsızlık olması gerekirken hep birilerine bağımlı olduk yıllar boyunca.

 

Eğer ortada bir suç, bir ihanet varsa bundan hepimiz mesulüz ve suçluyuz.

 

****

 

Kana doymayan vampir Amerika

 

 

Mali geleceği bıçak sırtında olan Washington da yasal borçlanma üst sınıra dayanmışken, ABD yöneticilerinin bu günlerde sık, sık Türkiye’ye gelmelerinin altında ne var dersiniz?

 

Her halde Türkiye’den borç para almaya gelmiyorlardır.

 

Aslında Amerika’nın BOP projesi de sallantıdadır. Zira Tunus, Lübnan, Mısır isyanları ile ABD’nin Ortadoğu’da güya demokrasi ve özgürlük adına kurduğu rejimler çatırdıyor.

 

“Diktatörleri teker, teker yok oluyorlar. Bugün televizyon haberlerinde Hüsnü Mübarek’i yırtıcı bir hayvan gibi kafes içinde görünce acaba bütün zalimlerin sonu böyle olacak mı diye düşünmekten alamadım kendimi. “

 

ABD’nin Ortadoğu’daki karargâhında huzursuzlukların başladığı, Barzani ve Talabani’nin saltanatlarının bile artık güvende olmadığı söylenmektedir. ABD Irakta olduğu gibi büyük bir bozguna sürüklenmekte ve bu bozgunu önleme peşine düşmüştür.

 

Suriye olaylarında askerle halkın çatıştığının bir yalan olduğu bazı basında geçiyor..Aslında Amerika tarafından tutulmuş çapulcuları devlet güçlerine karşı geldikleri ve nehire atılan cesetlerin de öldürülen polis ve askerlerin cesetleri olduğu söyleniyor.Yani oraya Amerika el atmış durumda.

 

Esat’a kardeşim diyen başbakanımız neden acaba yardımcı olmuyor? Sonunda NATO güçleri iş başına geçecekler. Neyse bunları bir başka yazıda işleyelim.

 

Amerika’nın kendinden yana olan bir orduya ihtiyacı vardır. İşte YAŞ Toplantısından önce bundan ötürüdür ki ordudaki en küçük rütbeden büyüğüne sicilleri başbakanın eline verilmiştir.(Ben böyle düşünüyorum)

 

Amerika tekrar Ortadoğu’ya hâkim olmak ve kendisine yakın yönetimler kurma peşinde Türkiye’yi de kullanmaktadır.

 

Ordumuzun içerisinde maalesef BOP projesine sıcak bakan Genelkurmay başkanlarının, subayların da zaman içerisinde olduğu bilinmektedir. NATO karargâhlarında görev yaparak bu makama gelmişlerdir!

 

Bazıları Amerika’ya şirin görünerek madalyalarla taltif edilmişlerdir. Kemalist Devrimin felsefe, program ve stratejisinden adım, adım koparılmıştır. Türk Ordusunun kurum olarak önceliği NATO stratejisine bağlılığa dönüşmüştür. Başka deyişle ABD çıkarları, millî çıkarları gölgelemiştir. Kemalist Devrime bağlılık, ikinci plana düşmüştür.

 

Tabi bu bazıları içindir. Ordu kendi içinde direnmiştir.

 

“1999 yılında hazırlıkları başlayan Ergenekon tertibinin ilk operasyonuyla 2002 yılında Ordunun hiyerarşisi düzenlendi. 2001 yılında MİT Kontrterör Merkezi'yle bağlantılı olan Tuncay Güney'e "Ergenekon demek TSK demektir" diye özetlediği ifadeler verdirilmişti.

 

Org. Büyükanıt ve Org. Başbuğ, AKP'yi güçlü gösteren tutumlarıyla AKP'ye en büyük desteği sağlamışlardır.”

 

Alıntı.(http://www.ulusalkanal.com.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=19704)

 

Gelelim BOP projesine:

 

BOP projesinin içinde olmak hele, hele başbakanın bu projenin eş başkanı olması Türkiye için büyük talihsizliktir.

 

Başbakan Erdoğan’ın çeşitli yerlerde söylediği ve kayıtlarda olan sözleri;

 

*****

 

“Biz geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesinin eş başkanlarından bir tanesiyiz. Bu görevi yapıyoruz biz.”

 

“Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Büyük Ortadoğu Projesinin eş başkanıdır.”

 

“Bu proje içinde Diyarbakır bir yıldız, bir merkez olabilir. O Ortadoğu barışına yönelik olarak kurulmuş.”

 

Tüm bu söylemlerinden sonra projenin Amerika projesi olduğunu söyleyenlere şunu diyordu.

 

“Ellerine bir kâğıt almış dolaşıyorlar. Bunu ispat ederlerse biz her şeye varız. Ama ispat edemezlerse alçaktırlar, namussuzdurlar. Bu kadar ağır konuşuyorum.”

 

BOP projesinin ABD nin olduğunu sağır sultan bilirken başbakan neden bilmezlikten geliyordu?

 

Yoksa sahiden bilmiyor muydu? Hayret!

 

BOP projesi tamamen Türkiye’nin parçalanması için yıllar önceden Lozan’a karşın yapılan bir projedir.

 

AKP nin imzaladığı Genişletilmiş Afrika Projesi, İkiz yasalar her ne kadar kadını koruyucu eğitim düzeyini artırıcı olarak lanse edilse de aslında ülkemiz için bir felakettir.

 

İkiz yasalar diye bahsedilen yasalar AB genel anayasasının Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'ndan daha öncelikli olduğunu kabul eden yasalardır. Yani ulus devletinde ortak paydaya geçiş adında onların yasalarını bizim yasalarımızdan daha üstün olduğunu kabul etmemizdir.

 

BDP bu yasalardan aldığı güç ile Kürdistan’ı ve Özerkliğini ilan edebilmiştir. Başbakan bunu çok önceleri kabul etmişti değil mi?

 

“Bu proje içinde Diyarbakır bir yıldız, bir merkez olabilir. O Ortadoğu barışına yönelik olarak kurulmuş.” Demişti.

 

İşte bugün BDP ye ses çıkartamamasının yegâne sebebi budur.

 

Bu işler sadece AKP zamanında başlamadı. Biliyorsunuz ki Özal’da “Özel Federasyonu tartışabiliriz.” Demişti. Milletin tepkisi üzerine geri adım atmıştı.

 

Şimdi tek bir engel kaldı o da Anayasanın 4.maddesinin yürürlükten kaldırılması. Çünkü o zaman Anayasanın değiştirilemez maddeleri kolayca değiştirilecektir. Bu da yapılırsa artık parçalanma kaçınılmaz olacak ve dolayısı ile de Türkiye yavaş, yavaş harita değiştirecektir.

 

İşte böyle kötü bir durumdayız vatan elden gidiyor demeden vatanı nasıl geri alabilirizi düşünmeliyiz.

 

Saygılarımla. 

 
 
  Bugün 1544858 ziyaretçi buradaydı! Siteme Hoş Geldiniz Adil Durusu

ANA SAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 
 
Siteme Hoş Geldiniz Adil Durusu SAĞLIK VE HUZUR DOLU NİCE GÜNLERE......
Kapadokya Eğlence Merkezi Başvuru Kaynakları Başvuru Kaynakları Submit Your Site To The Web's Top 50 Search Engines for Free! ÜRGÜP Esbelli Mahallesi Butik otelleri  Create FREE graphics at FlamingText.com

Image by FlamingText.com Check  Out My Rank On PRTracking.com! Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?

Ücretsiz kaydol