CIA’nın Müslümanları!
Arslan Bulut
Yeniçağ
12 Ekim 2011
İngilizler Birinci Dünya Savaşı’nda Arapları nasıl kandırmıştı?
Bu konuyu Atatürk’ün hayatını “biyografik roman” tarzında yazan ve “Küçük Anılarda Büyük Sırlar” gibi muhteşem bir eser ortaya koyan Nurten Arslan’dan alıntı yaparak birkaç defa gündeme getirmiştim:
“İngilizlerin uydurduğu rivayete göre, tam altı yüz yıl evvel yaşamış Arap bilgini Muhiddini Arabi, büyük bir kehanette bulunmuştur. Bu kehanete göre, ‘Çöle tatlı su aktığı zaman yeni bir nebi gelecek ve Araplar hürriyete kavuşacaktır.’
Senaryo adım adım sahneye konulur.
Önce Muhiddini Arabi’nin Nil’den çöle su geleceğini söylediği bir ay kadar işlenir. Rivayet Muhittin Arabi’ye ait gibi gösterilince hemen herkes inanır.
Bir süre sonra İngiliz ajanlar, ‘Nil’den çöle su geldiğinde, yeni bir peygamberin geleceğini’ yaymaya başlar.
Üçüncü adımda, Arabi’nin ‘Nil’den çöle su geldiğinde, yeni bir peygamber gelecek ve Arapları hürriyetine kavuşturacaktır’ dediği işlenmeye başlanır.
Bu arada İngiliz ajanlar, İngiliz komutan Allenby’nin adını çarşıda pazarda sık sık ‘En nebi’ veya ‘En nebi’ diye telaffuz eder!
Derken, İngilizler bir bahaneyle Arap şeyhlerinden bir grubu Sina’ya götürür ve borularla Nil’den gelen suyu gösterir. Boruların bir ucu çölde, diğer ucu Nil’dedir!
Araplar sonunda Allenby’nin, Muhiddini Arabi’nin bahsettiği nebi, yani peygamber olduğunu kabul eder.
Kur’an-ı Kerim’in Hz. Muhammed’i son peygamber ilan ettiğini düşünmezler bile. Artık onların yeni peygamberi İngiliz komutan Allenby’dir!
Yeni peygamber Allenby, hemen ‘Cihad-ı Mukaddes’ ilan eder. Araplara; ‘Allah ve Hz. Muhammet aşkına’, çölleri karış karış savunmaya çalışan Türk birliklerine ‘hücum’ emrini verir.
Cepleri altınla doldurulmuş Araplar, yeni din ve yeni peygamber aşkına onbinlerce Türk’ün kanına girer.
İngilizlerin yazdığı senaryo, Osmanlı devletini kökünden sarsar.
Sonunda Allenby, hedefine ulaşır ve Kudüs’e girer! Allenby, Kudüs’e girdiği zaman, ’Bugün Haçlı Seferi’ni tamamladım’ der!”
***
Peki bugün Türkler nasıl kandırılıyor?
Bir örneğini birkaç gün önce tespit ettim.
35 yaşlarında, üniversite eğitimli, beş vakit namazında, pırıl pırıl bir gençle konuşuyordum. Dini konular açılınca, Hıristiyanlar ve “Yahudi din adamları arasında bulunan ruhaniler”den, onların Müslümanlığından söz etmeye başladı. Ben de “Bugün böyle bir durum yok. Türklerin İslam anlayışını bir kenara bırakıp, sınırlarını CIA’nın belirlediği bir çizgiye doğru sürüklenmeyin. CIA’nın 21’inci yüzyıldaki en büyük projesi, İslam’ı dönüştürmektir. Siz de bu dönüşüme uymayın” diyecek oldum, aldığım cevap karşısında hayrete düştüm.
Dedi ki, “Ağabey, sen bu konuları bilmiyorsun. CIA’nın içinde gizli Müslüman generaller var. Amerikan Kongresi’nde de gizli Müslümanlar var.”
Şaşırdığımı anlayınca, “Yaaa.. Asıl orada büyük bir dönüşüm olacak ve yeni bir dünya kurulacak” diye de ekledi..
“ABD’nin Irak ve Afganistan’da Müslümanları katletmesini bu Müslüman generaller mi sağladı acaba?” diye hiç düşünmemiş!
35 yaşında, üniversite eğitimli bir genç, böyle bir akıl tutulmasına maruz kaldıysa, eğitimsiz milyonlarca insan daha kolay yöntemlerle kandırılamaz mı?
***
Aslında bu konuyu yazmayacaktım. Fakat bir dergide, “Amerikan ordusunda bir Müslüman komutan” başlıklı röportajı okuyunca, projenin fısıltı olmaktan çıkarılıp artık basına da yansıtıldığını fark ettim..
Amerikan ordusu, Irak’taki işgale de katılan bu komutana Cuma günleri izin veriyormuş..
Yani 1,5 milyon Müslümanın katillerinden biri Müslümanmış!
CIA ile ilişkiler ve Amerika’ya teslimiyet işte böyle meşrulaştırılıyor..
Bir taraftan da “Türk subaylarının dinsizliği” propaganda ediliyor!
“Örgütlü cehalet”, işte böyle yaygınlaştırılıyor..