TERÖR VE HUKUKUN SAYGINLIĞI…
Erdal Sarızeybek
TBMM tarihinde bir ilk; PKK siyasetçileri Diyarbakır’da ayrı bir Meclis oluşturuyor, ana muhalefet partisi CHP vekilleri yemin etmiyor, iktidar olan AKP ise sessiz… Hepsinin gerekçesi aynı, “Hukuka Saygı”, ama hepsinin de yolu ayrı, sonucu ayrı, amacı ayrı…
Neler oluyor ülkemizde?
Silivri’de görülen bir dava var, kod adı Ergenekon, Beşiktaş’ta da buna bağlı bir soruşturma… Diyarbakır’da da bir dava var, kod adı KCK ve yine buna bağlı bir soruşturma sürüyor… Her iki davanın da tutukluları var ve her iki soruşturma da savcılar tarafından hala yürütülüyor, kiminin KOD ADI Ergenekon, kiminin GERÇEK ADI ise Cumhuriyet… Her iki davanın tarafları da şikâyetçi, hukuktan şikâyetçi, hukukun siyasallaşmasından şikâyetçi…
PKK siyasetçileri KCK davasını izliyor, eleştiriyor, bunun bir hukuksuzluk olduğunu söylüyor… CHP siyasetçileri de Kod adı Ergenekon davası ve soruşturmasını izliyor, eleştiriyor, ağır bir hukuk skandalı olduğunu açık açık ifade ediyor… İktidar partisi AKP Kod adı Ergenekon meselesinin ardında duruyor, destekliyor, sonuna kadar gideceğiz diyor, ama KCK davasına karşı ise sessiz kalıyor gerekçesi ise Hukukun bağımsızlığı… MHP ise çok sessiz, her iki dava ve soruşturmanın dışında tutmaya çalışıyor kendini, bağımsız yargı diyerek, hukuka saygı diyerek…
Biz bilmeyiz kim suçlu kim değil, elbet hukuk bunu çözecek, yargı çözecek… Ama gördüğümüz, bildiğimiz şudur; bu davalarda açık hukuksuzluklar var, açık ve net hak ve hukuk ihlalleri var, hepsine tanığız…
Bildiğimiz o ki bir köy görünüyorsa kılavuz istemez… Şapka düşmüşse baş da kel ise, görünür… Yani gerçek gerçektir, görmezden gelinemez, biz devekuşu değiliz… Hiç kimse ve hiçbir parti gerçek apaçık orada dururken, “ben hukuka saygılıyım, yargı sürecini bekleyelim, hukukun üstünlüğü var” gibisinden laflarla milleti ahmak yerine koyamaz… Burada söz konusu edilen, adalettir, vicdandır… İstedikleri kadar bize hukuk kurallarını anlatsınlar, istedikleri kadar evrensel hukuktan, AB müktesebatından bahsetsinler, istedikleri kadar “herkes hukuka saygılı olmalı, yargı sürecini beklemeli” desinler, boş, evet bunların hepsi boş… Önemli olan yaşadığımız gerçeklerdir, vicdan ve adalettir… Ve bu adalet öyle yüksek bir duygudur ki, tecelli edebilmesi için vicdanla buluşması gerekir, vicdanla, yargıçlarda vicdan, hukukta vicdan, alınan ve verilen kararlarda vicdan… Vicdansız hukuk, adalet olmaz… Ve bugün bizim gördüklerimiz ve yaşadıklarımız karşısında vicdanımız sızlıyor, öyleyse adalet yok, hukuk yok demektir bize göre…
Peki, neden vicdanımız sızlıyor?
Türkiye artık iki terör örgütü sahibi oldu; biri gerçek terör örgütü PKK, diğeri ise sözde terör örgütü kod adı Ergenekon…
Bizim ülkemizde “terör örgütü olmak” kolay bir iş değildir, herkes terörist olamaz, her üç kişi de terör örgütü olamaz. Bizim ülkemizde terör örgütü ve terörist arıyorsanız ve de “örgüt” nedir, “terörist” nedir bilmek istiyorsanız önce PKK’ya bakmanız gerekmektedir, gerçek bir terör örgütüdür PKK…
PKK gerçek bir terör örgütüdür, çünkü hakkında verilmiş ve kesinleşmiş bir mahkeme kararı var. Yani PKK’nın statüsü hukuka uygun; bağımsız mahkemeler, bağımsız ve Türk Milleti adına verilmiş bir karar, temyize gitmiş ve onaylanmış… Kod adı Ergenekon ise sözde bir terör örgütüdür, çünkü hakkında verilmiş bir karar yok, mahkeme kararı yok, temyizi yok, onayı yok, kelimenin tam anlamıyla SÖZDE BİR ÖRGÜT…
PKK gerçek bir terör örgütüdür, çünkü öldürüyor, ölümün şiddetiyle korku salıyor, korku gücüyle otorite oluyor… Bu bugünün işi değil, otuz yıldır adam öldürüyor, hala da öldürüyor, dün yine şehidimiz vardı İzmir’de. Toplam şehidimiz ise 8.389… Demek ki terörist olmak için öldürmek gerekiyor, durmadan, bıkmadan, usanmadan öldürmek, terör örgütü olmak kolay değil… Kod adı Ergenekon’da öldüren yok, faili meçhul cinayetleri bu işe bağlamak isteseler de, ortada katil yok, silah yok, delil yok, hukukun tam tarifi ile bu aşamada SÖZDE BİR ÖRGÜT olmaktan öteye gidemedi hala…
PKK gerçek bir terör örgütüdür ve başı olan yaratık İmralı’da istirahat etmektedir. Hakkı idamdır ama AB’ye uyum dediler, idam cezasını ertelediler, sonra tekrar yargıladılar, şimdilik ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkûm, İmralı’da yatıyor şimdilik… Gerçek bir terör örgütü olunca, elbet gerçek bir de başı olacak, tıpkı İmralı gibi… Ama kod adı Ergenekon’da baş yok, lideri yok, “1 Numara, 1 Numara” deyip bizi uyuttuklarına bakmayın siz, hala başsız ve kıçsız bir örgüt bu Ergenekon, yani SÖZDE ÖRGÜT…
Örgüt deyince PKK gibi olmalıdır, yani para olmalı para… Öyle ya binlerce terörist, yiyecek, silah, cephane… PKK’nın var, kasası var, İsviçre’de, hem de yıllık bir milyar doları aşkın bir para dolanıp duruyor AB’de… Sorsanıza bizi şehit eden merminin parası nereden geliyor diye, sorun isterseniz, Cemil Çiçek’e sorun, İsviçre’den geliyor… Peki ya bu Ergenekon? Parası, kasası nerede? Yok, evet hala kasası olmayan bir örgütten bahsediyoruz biz… Kasasız örgüt olmaz dediler, bir kasa buldular, hatırlayınız, Kuddi Okkır, garibim cezaevinde bakımsızlıktan öldürüldü, suçu üstüne alan olmadı, fakirlikten cenazesini Belediye kaldırdı, işte ilk örgüt kasası bu oldu… Baktılar olmayacak, hukukta parasız örgüt olmuyor, öyle ya finansman gerek, beni buldular bu kez, PKK’nın kasası diyerek… Evet, neden şaşırıyorsunuz ki, gerçek bu, yıllardır bizi izliyorlar, dinliyorlar, banka kayıtlarımızı araştırıyorlar, PKK’nın yeni kasası diyerek… Şikâyet ettik, dilekçemize cevap bile vermediler… Yani şu anda PKK’nın kasası biziz, ama bizde de para yok, bu yüzden henüz medyaya açıklayamadılar bizi… Öyle ya halkımıza nasıl açıklayacaksınız bir emeklinin PKK’nın kasası olduğunu, banka kredileriyle boğuşan bir emekliyi, bir borçluyu, nasıl diyeceksiniz ki PKK’nın kasası budur diye… Yani Ergenekon hala sözde…
Peki ya teröristler? Terörist dediğiniz zaman PKK gibi olmalı, binlercesi… Canınızı ortaya koyup teröristi etkisiz hale getirdiğiniz zaman da, ülkeyi yöneten siyaset hemen dağa adam çıkarmalı ya da çıkarılmasına göz yummalı, öyle ya teröristi olmayan örgüt olur mu hiç! Bakın halimize, otuz üç yılda kırk bin terörist etkisiz hale getirmişiz ama hala dağda terörist var, bitmiyor hiç, neden? Çünkü ülkeyi yöneten siyaset dağa göz yumuyor da ondan…
Peki ya teröristlerin sözde liderleri? Onlar da PKK gibi olmalı, her gün televizyonlara çıkıp demeç vermeli, sözde de olsa terörist lideri olmak kolay değil… Hele ki Osman Öcalan, 74 askerimizi şehit eden katil, teröristin tam lider kadrosu bunlar, Murat Karayılan gibi, istediğin kadar öldür, ne dava açan var ne yakalayan…
Peki ya Ergenekon? Lider kadrosu; Prof. Dr. Mehmet Haberal, Gazeteci yazar Mustafa Balbay… Emekli Orgeneral Hurşit Tolon… Ya teröristleri? Uzmanlar, akademisyenler, gazeteciler, siyasiler… Ve emekli askerler, üstelik çoğu PKK ile mücadeleye fiilen katılmış, emekli korgeneral Engin Alan gibi… Ve ben, evet ben Erdal Sarızeybek, biz de bu terör örgütünün şüphelisiyiz, yani teröristiz bir bakıma, bizi izliyorlar, bizi dinliyorlar, bizi takip ediyorlar… Şikâyet ediyoruz, dikkate bile almıyorlar… Ama İmralı ile görüşüyorlar, İmralı aksırınca hemen doktor gönderiyorlar, ihtimam gösteriyorlar ama bize yok… Osman Öcalan’ın düğün resimlerini bile yayınlıyorlar… Üstelik bu Osman Öcalan bizim gibi şüpheli bile değil, yargılanmıyor, soruşturulmuyor, telefonları dinlenmiyor, banka hesap kayıtları araştırılmıyor tıpkı Murat Karayılan gibi…
Yani hukukun üstün olduğu ülkemizde, saygın hukukun tam tanımıyla bu Ergenekon hala SÖZDE BİR ÖRGÜT, ÇÜNKÜ PKK DEĞİL, PKK’LI DEĞİL…
PKK’nın silahlı kampları var ABD ve Barzani himayesinde, hemen Şemdinli’nin yanı başında, Hakurk’ta, Basyan’da, Avaşin’de, Zap’ta ama Ergenekon’un yok…
PKK’nın siyasi kanatları ve kolları var Diyarbakır’ı merkez tutan, ama Ergenekon’da yok…
PKK’nın dernekleri, büroları, vakıfları, federasyonları, konfederasyonları var AB ülkelerinde, harıl harıl çalışan, ama Ergenekon’un yok…
PKK’nın destekçileri de çok; siyaset, yazarlar, aydınlar, gazeteler, televizyonlar, çok desteği var çok ama Ergenekon’un yok… Üstelik PKK’nın gizli tanıkları da var, onlar konuşuyor, onlarla mücadele etmiş olanlar ise yargılanıyor…
Ergenekon Kasası bizmişiz, adım Erdal Sarızeybek…
Ergenekon Terör Örgütü Üyesi de bizmişiz, bizim adımız Erdal Sarızeybek…
Bakın şu işe, bunlar yetmemiş gibi, bizim saygın hukuk, bizim üstün hukuk bizi PKK terör örgütü üyesi ve bu örgütle uyuşturucu kaçakçılığı yapan kişi olarak da soruşturdu, üstelik medya eliyle de bunu ilan etti, Zaman Gazetesi gibi… Allah bilir hala da soruşturuyorlar, ne diye? PKK terör örgütü üyesi, PKK ile örgütsel uyuşturucu kaçakçılığı gibi…
Şimdi siz bana diyeceksiniz ki hukukunun üstünlüğü…
Diyeceksiniz ki hukukun saygınlığı…
Diyeceksiniz ki bir suçları var ki Silivri’de yatıyorlar…
Biz size açık açık bunları anlatacağız, fırsat verirlerse televizyonlardan haykıracağız, sekiz kitap yazacağız, içine düşürüldüğümüz durumu size anlatabilmek için ve siz hala bana diyeceksiniz ki hukukun üstünlüğü ve saygınlığı…
Biz soruyoruz o zaman: Ergenekon Terör Örgütü ise PKK nedir?
Gerçek şudur: Silivri bugün Malta’dır, Silivri’de yatanlar ise Malta Sürgünleridir ve Türkiye bugün işgal altındadır, tıpkı 1919’da olduğu gibi…
Bugün Silivri’de adalet yok, çünkü içinde vicdan yok…
Olsun, bu bir mücadeledir ve bizim mücadelemiz son nefesimize kadar sürecektir…