Türk ordusuna kıyım, kırım
Altemur Kılıç
“Balyoz” davasında gene muvazzaf generaller tutuklandı... Bazıları hakkında da arama emri çıkarılmış!.. Bu, bir sürek avı... Şikâr, Türk Ordusu!.. Havacılıkta buna “kırım” derler... Kara Kuvvetlerinden, Deniz Kuvvetlerinden sonra sıra Hava Kuvvetlerinde!.. Yani “istikbal” göklerde!..
Tutuklananlar, suçlananlar ve arananlar hakkındaki iddialar, ne dereceye kadar doğru; deliller ne dereceye kadar sağlam?.. “Geciken adalet” , belki bir gün yerini bulacak. Tutuklular
aklanacaklar ama, o zamana kadar Türk Ordusuna kıyılmış, kolu kanadı kırılmış, yelkenleri suya indirilmiş olacak... Tutuklananların ve ailelerinin ödedikleri de caba!.. Parayla, pulla, silah ve teçhizatla yeri doldurulamayacak şanlı şerefli Türk Ordusuna kıyılıyor!..
Bir iktidar, adeta kendi ordusuyla savaş halinde... Komutanlarını esir alıyor... Neredeyse Silivri ve Hasdal’ın kapılarına “Genelkurmay Başkanlığı” , “Hava Kuvvetleri Komutanlığı” , “Deniz Kuvvetleri Komutanlığı” ve “Jandarma Genel Komutanlığı” levhaları konacak!.. Çünkü Silahlı Kuvvetlerimizin çoğu üst düzey komutanları oralarda, içerideler!.. İçeride olmayanlar da “alınmayı” bekliyorlar.
***
Şu sırada ahvâl ve şerâite bakın: İktidardakiler, PKK ile teslimiyet şartlarını konuşuyor... Eşhas azıyor, ültimatomlar veriyor... İç savaş tamtamlarını çalıyor... Savaş, Suriye ile kapımıza dayanmış; orada bir kıvılcım, Esad’ın çılgınlığı TSK’yı zorlayabilir!.. Ve bu sırada, Türk Ordusunun çoğu üst düzey komutanları, kendi devletlerinin adeta esiri!..
Neden?.. Açıkça söyleyelim: Bugünkü durumları, tehlikeleri öngörmek komutanların anayasal görevleri gereği... “İhtimal ve tedbir hesapları” yapmışlar ve muhtelif olasılık senaryolarını, kurmaylığın mutat yöntemlerinden olan “harp oyunları” nda denemişler... Ancak fiiliyata geçirmemişler... Darbe yapmak isteselerdi böyle mi yaparlardı?!! Şimdi bu komutanlar korumaya ve kollamaya ant içtikleri, cansiperâne korudukları TC Devletini yıkmaktan sanıklar... Veee en ağır cezalara çarptırılmaları isteniyor!.. Hem de kimler tarafından!..
Kimsenin şüphesi olmasın; bütün bunlara rağmen Türk Ordusu, en küçük rütbelisinden en yüksek generaline kadar, vatanı ve TC’yi korumak görevini her “ahvâl ve şerâitte” muhakkak yapacaktır; kolu kanadı kırılmış olsa bile!..
***
Yaraya tuz... Eski l. Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan yargılanırken, ara kararı okuyan mahkeme başkanı, Paşaya, adi bir suçluya söyler gibi “Mahkemeye karşı kafanızı sallamayın. Dışarı atarım” demiş... Doğan’ın “Adalet mülkün temeli” karşılığını vermesi üzerine de başkan “Evet. Biz de Türk milleti adına karar veriyoruz. Siz de sanık olarak bulunuyorsunuz” demiş...
Herhalde “Türk milleti” onurlu bir Türk generaline böyle hitap edilmesini tasvip etmez... “Adalet mülkün temeli” ise -şüphesiz öyledir- bu milletin ve devletin diğer temelleri de var. Başkalarını bilemem ama, ben suçluluğu ispat edilmemiş bir Türk generaline bu şekilde -adi bir suçluya söylenir gibi- hitap edilmesinden çok rahatsız oldum!..
Türk Ordusuna reva görülenler, kötü bir şaka, bir kâbus, bir oyun olmaktan çoktan çıktı... Acaba, herkesin sabrı ne zaman çatlar?.. Kaynama derecesi nedir?.. Ama, ben artık bu durumlara tahammül edemiyorum; kahrımdan öleceğim... Mustafa Kemal ve arkadaşlarına, yaveri amcama karşı vazifemi yapmamış olurum... Parmaklarını, bana kızarak salladıklarını görür gibiyim!
Ve acımı her ne pahasına olursa olsun, ceremesi ne olursa olsun, içimi dökmek zorundayım. Eğer bunu yapmazsam, vicdanım rahat etmeyecek!..