BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA ÜRETKENDİR, PAYLAŞILMAYAN BİLGİ BATAKLIKTAKİ HAZİNE GİBİDİR.
Siteme Hoş Geldiniz Adil DURUSU
   
  SİTEME HOŞ GELDİNİZ Adil DURUSU
  Türk Ordusu Nasl Esir Alındı?
 

Türk Ordusu nasıl esir alındı?

 

 

Doğu Perinçek
Aydınlık
11 Mayıs 2012
 

TSK’nin komutanları, bugün“demokrasi”nin esiridirler. Hem hapistekiler,hem de dışarıdakiler esirdirler. Gözaltılara eller havada gitmeleri, esaretin fotoğrafıdır. Bugün Türkiye’nin topla tüfekle değil, sahte demokrasiyle esir alınmış bir ordusu vardır. Esir ordu, ne kadar ordudur, bunu saptamak milletin öncülerinin en temel meselesidir. Burada esir alınan, aslında milletin kendisidir. Çünkü ordusuz millet esirdir.

 

Daha önce de var mıydı, Org. Koşaner’in komutanlığı zamanında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sloganı şöyleydi:
“Güçlü Ordu, Güçlü Türkiye!”
2000’li yıllar için doğru bir slogandı. Bu nedenle emperyalizm işbirlikçisi çevrelerden itirazlar geldi, “Niçin Güçlü Ordu Türkiye’nin önünde” dediler.

GÜÇLÜ ORDU’NUN BAĞIMSIZ TÜRKİYE’Yİ BELİRLEDİĞİ SÜREÇ

Sloganı koşullar belirler.
Bazen Güçlü Türkiye, Güçlü Orduyu belirler.
Kimi zaman ise, Güçlü Ordu, Güçlü Türkiye’nin önceliğidir. Örneğin Cihan Savaşı ve devamı olan İstiklâl Savaşı yılları.
Mesele, yaşanan süreci doğru tahlil etmek ve belirleyici olanı somut verilere göre doğru saptamaktır.

İKİNCİ KÖRFEZ SAVAŞI TÜRKİYE’Yİ BÖLMEK İÇİNDİ


ABD, 2003 yılı baharında Irak’ı işgal ederek, Türkiye’nin bölünmesi harekâtını başlattı. Irak, zaten bölünmüştü. ABD ve İsrail’in İkinci Körfez savaşıyla amaçladıkları merkezî hedef, Kerkük-Diyarbakır-Doğu Akdeniz üçgenini kapsayan bir “Kürdistan” devletiydi; daha doğrusu İkinci İsrail!
ABD ve İsrail’in önündeki askerî engel, Türk Silahlı Kuvvetleri idi. Siyasal engel ise, Türkiye-Suriye-Irak-İran ittifakı.

ABD POLİTİKASININ İKİ YÖNLENDİRİCİSİ


1999 yılından bu yana ABD’nin bölgemizde izlediği siyasete bakalım, iki yönlendirici görüyoruz:
Bir: Türk Silahlı Kuvvetleri’ni savaşmadan yenmek.
İki: Türkiye’nin Suriye ve İran ile yakınlaşmasını önlemek.
Bağdat’ın ABD denetiminden kurtulmasından sonra yasak listesine Irak da girmiştir.

BUGÜN TÜRKİYE’NİN GÜÇLÜ ORDUSU YOK

Bu koşullarda Türkiye’de bağımsızlık, bütünlük, barış, demokrasi, laiklik, ekonomik gelişme görevlerinin merkezinde, “Güçlü Ordu” vardı. Öncelik buydu. Düşman, bizim birikimsiz solcularımız gibi değil, hedefi kendine göre doğru saptadı.
Ancak Güçlü Ordu önceliği, Ordudan önce hükümetin siyaseti olmalıydı. Oysa yönetim düşmanın eline geçmişti, BOP Eşbaşkanlığına dönüştürülmüştü.

ORDU YABANCI DEVLET OPERASYONUNA NİÇİN KARŞI KOYAMADI?

Düşman, 28 Şubat’ın hesabını sormaktan adım adım 9 Eylül 1922’nin hesabına, ordan 1908 Hürriyet Devriminin hesabına doğru ilerlemektedir. Bugün Türkiye’nin güçlü ordusu yoktur. Hatta Ordu, şu an Türkiye’nin zayıf karnı durumuna getirilmiştir. TSK Komutanları, 1999’da hazırlıkları başlayan, 2006 Danıştay Suikastıyla eylemine geçilen yabancı devlet operasyonuna karşı koymamıştır.
Bunun temel nedeni, Ordunun Mustafa Kemal Devrimciliğini özde terk etmiş olmasıdır.

ORDUDA İDEOLOJİK ÇÖZÜLME

Devrimciliğin altını çiziyorum. Çünkü Atatürkçülük, devrimcilikten başka bir şey değildir. Atatürk’ün yaptığı iş, devrimdir ve Kemalizm de kendini o yapılan işle tanımlar (CHP, 1931 ve 1935 programları). Büyük Nutuk’un özünü oluşturan Geçliğe Hitabe, son çarenin devrimcilik olduğunu vurgular; hem de Ordunun dağıtıldığı koşullarda bile. Devrim, bütün halklar için son çaredir.

Oysa TSK, Atlantik sürecinde önce ideolojik olarak dönüştürülmüş ve en sonunda komutanları teslim alınmıştır.
Bağımsızlık, milletin egemenliği, vatanın bütünlüğü, Ortaçağdan kurtulmak ve halkçılık gibi Atatürk Devriminin önceliklerinin yerine, Atlantik sürecinde içi boşaltılan bir sahte demokrasi yerleştirilmiştir. Ordunun ezberi bu sahte demokrasiyle bozulmuştur. Hikmet Kıvılcımlı, Mihri Belli ve Doğan Avcıoğlu, 1960’larda bunun üzerinde dururlarken çok haklıydılar. Türkiye İşçi Partisi de, varolan rejimi “demokrasi” olarak görmedi.

İŞGALLE GETİRİLEN DEMOKRASİ

Atlantik sisteminin demokrasi modelini en iyi Irak’ta, Afganistan’da, Libya’da ve Barzanistan’da görebiliriz. Onların ideal demokrasisi, işgalle getirilendir.
TSK’nin komutanları, ABD işgallerini ve BOP Eşbaşkanlığının kurulmasını “Demokrasi” olarak kutsamıştır. Bugün Suriye’nin işgali propagandası da “demokrasi” adına yapılıyor. Komutanlar, esareti demokrasi diye tanımlayarak, kendi esaretlerini de kabul etmişlerdir. Ve şimdi Suriye ve İran ordularından önce onlar esirdir.

SAHTE DEMOKRASİNİN GERÇEK ESİRLERİ

Düşününüz, bugün Türk Silahlı Kuvvetleri’ni esir alan bir yabancı devlet operasyonu, hâlâ “demokrasi” olarak kabul edilmektedir. Hem de bizzat esirler tarafından.
Türkiye halkına ve Türk Ordusuna karşı savaş, “darbecilileri” temizliyoruz sloganıyla yürütülmektedir ve yakında temizlenecek bir silahlı kuvvet kalmayacaktır. Şu anda TSK imha edilmiş durumdadır; çünkü iradesi teslim alınmıştır. İmhanın tanımı budur.

TSK’nin komutanları, bugün “demokrasi”nin esirleridirler. ABD’ye esaretin kibar isimlendirilmesi budur. Hem hapistekiler, hem de dışarıdakiler esirdirler. Gözaltılara eller havada gitmeleri, esaretin fotoğrafıdır. Siz, ellerin havada olduğunu görmeyebilirsiniz. Marx’ın dediği gibi, bilim, görüneni değil, gözle görünmeyen bağlantıları keşfetmektir.
Bugün Türkiye’nin topla tüfekle değil, sahte demokrasiyle esir alınmış bir ordusu vardır. Esir ordu, ne kadar ordudur, bunu saptamak milletin öncülerinin en temel meselesidir.
Burada esir alınan, aslında milletin kendisidir. Çünkü ordusuz millet esirdir. Bunları şu anda berrak olarak bir tek İşçi Partisi görebilmektedir. Zamanla herkes görecektir.

SAHTE DEMOKRASİ BAYRAĞI ALTINDA FAŞİZME YÜRÜYÜŞ


ABD’nin bugün Türkiye’ye karşı yürüttüğü harekâtta en önemli ideolojik silahı, sahte demokrasidir. Hitler’in de böyle yalan dolandan silahları vardı. “Demagoji” diyorlar, yani sahte demokrasi veya demokrasi lafazanlığı!
Türk Ordusu, sahte demokrasiye yenilmiştir. Ve Türkiye, o sahte demokrasi bayrağı altında Ortaçağ karanlığına, faşist diktaya sürüklenmektedir. Sahte demokrasi, Türkiye’yi bölmektedir.

DEMOKRASİ TÜRKİYE’DE DEVRİMCİ OLMAK ZORUNDADIR

Siz, İttihat Terakki devrimcilerine ve Mustafa Kemal Paşalara , “demokrasi” sahtekârlığıyla esareti kabul ettirebilir miydiniz!
İşte bugünkü komutanlar ve sade suya tirit “demokrat” Atatürkçüler ile Mustafa Kemallerin farkı buradadır. Onlar devrimci demokrat idiler. Gerçek demokrat da diyebilirsiniz. Çünkü Türkiye’de demokrasi, ya devrimci olacaktır; ya da hiç olmayacaktır.

Altı Ok’a çeliği veren niçin devrimcilik idi? Çünkü Türkiye’de demokrasi, ancak bağımsızlıkla ve Ortaçağı temizleyerek kurulabilirdi. Şimdi Ortaçağ, demokrasiyi temizliyor. Çünkü devrimci olmayan demokrasi, Türkiye gibi devrimini tamamlayamamış bir ülkede temizlenir. Devrimini sürdüremeyen millet, bugün emperyalizmin ve Ortaçağın esaretini sürüklenmektedir.

O nedenle “sahte demokrasi”, bugün vatana ihanetin perdesidir. Yabancı devlet operasyonunun infaz işlemini yürüten BOP Eşbaşkanlığı, o sahte demokrasinin kasetleriyle CHP ve MHP yönetimlerini de esir almıştır.

HALK VE ORDU DEVRİMCİLEŞECEK

Peki ne olacaktır?
İki dinamik gözüküyor:
Birincisi, halk devrimcileşecektir. Koşullar bunu zorluyor. Türkiye’ye bölünmeyi, Ortaçağ karanlığını ve ekonomik sefaleti dayatanlar, cevaplarını devrimle alacaklardır; hiç kuşkunuz olmasın.
İkincisi, Ordu Mustafa Kemalleşecektir; başka deyişle devrimcileşecektir; halklaşacaktır; İstiklâl Savaşındaki aslına dönecektir. Atlantik sistemine ideolojik esaret döneminin sonuna gelmiş bulunuyoruz.
Bu süreçler başlamıştır. Türkiye’ye esareti dayatanlar, devrimi dayatıyorlar.
ABD, tarihî çöküşünün ilk ağır yenilgisini Türkiye’de alacaktır.

ÇÖZÜMÜN ANAHTARI

Bugün “demokrasi” adı verilen rejimin, bir Gladyo-Mafya-Tarikat rejimi olduğunu saptamak, Türkiye’nin demokrasiye değil faşizme koştuğunu belirlemek, bütün çözümlerin anahtarıdır.
Ve Türk Ordusuna karşı yürütülen harekâta cepheden direnmek, bütün eylemlerin merkezindeki eylemdir.

İHANETİN STARTI

Türk Ordusuna karşı yürütülen operasyon, Türkiye’yi esarete ve faşizme sürükleyen düşman uygulamalarının en belirleyici olanıdır.
Ordunun esir alınmasını “Filler tepişiyor” diye seyreden solcu kardeşlerimize Allah akıl fikir ihsan etsin. Bunlar kendilerini toparlayamazlarsa, yarının Halil Berktaylarıdır.
Böyle dönemlerde halka ve emekçiye ihanet, Orduya düşmanlıkla başlar. Bunun en somut örneği, AKP şefleri, Fethullah Gülen ricali ve Taraf gazetesinin vatansız entelleridir.
Bir ülke emperyalist saldırı altında ise, en büyük ihanet ordu düşmanlığıdır.

 
  Bugün 1470403 ziyaretçi buradaydı! Siteme Hoş Geldiniz Adil Durusu

ANA SAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 
 
Siteme Hoş Geldiniz Adil Durusu SAĞLIK VE HUZUR DOLU NİCE GÜNLERE......
Kapadokya Eğlence Merkezi Başvuru Kaynakları Başvuru Kaynakları Submit Your Site To The Web's Top 50 Search Engines for Free! ÜRGÜP Esbelli Mahallesi Butik otelleri  Create FREE graphics at FlamingText.com

Image by FlamingText.com Check  Out My Rank On PRTracking.com! Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?

Ücretsiz kaydol