EY SAMİMİ MÜSLÜMAN!
CEM YAĞCIOĞLU
Ey Müslümanlar; memleketinize sahip çıkın; yoksa İsa size sahip çıkacak.
Aklınızı başınıza alın!
EY SAMİMİ MÜSLÜMAN!
Eee, çakal şehre indi artık! Bundan sonra olacakları kimse tahmin edemez. Ama buradan kendini Müslüman diye tanımlayanlara (sözde Müslüman) birkaç sözüm olacak.
Ben bir Kemalist devrimci olarak…
ABD’nin ılımlı İslam denen zırvalarına karşıyım!
Ya sen Müslüman?
Ben; tüm Amerikan üslerine karşıyım!
Ya sen Müslüman?
Ben; Irak’ta milyonlarca Müslümanı katleden ABD’ye dümdüz gidiyorum!
Ya sen Müslüman?
Ben; memleketimi peşkeş çekenlere de dümdüz gidiyorum!
Ya sen Müslüman?
Ben; AB denen zırva birlikteliğe sonuna kadar karşıyım!
Ya sen Müslüman?
Ben; etrafında binlerce aç varken hacca gidenlere de karşıyım!
Ya sen Müslüman?
Ben; onurlu yaşamayı tam bağımsızlık olarak alıyorum!
Ya sen Müslüman?
Ne diyorsun?
Sessiz kaldın…
Ben; NATO üslerine de karşıyım!
Ya sen Müslüman?
Ben; Türkiye Cumhuriyeti’ne ilelebet bağlı kalacağıma ant içtim!
Ya sen Müslüman?
Ben; Hz. Muhammed’e küfredenlere küfürlerini iade ettim!
Ya sen Müslüman?
Sen değil belki; ama senin adam sıfatı verdiğin ağababaların hemen ertesinde Papa’nın elini öptüler… Ben “lanet olsun” dedim!
Ya sen Müslüman?
Bu ülkede yaşayanlara tek bir sözümüz var: “Herkes ayağını denk alsın!” Türkiye Cumhuriyeti’ne kastı olan her kim ise bilmelidir ki; mevkii ve konumu ne olursa olsun, ister Müslüman, ister Hıristiyan fark etmez, herkesin inancı kendine… Ama herkes bilmelidir ki; bu ülkenin sahipleri bir gün hiç umulmadık bir anda çıkagelir ve ihanetin hesabını sorar!
Buradan alenen söylüyorum; Anadolu’daki Müslümanlığı Haçlılardan koruyan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e dil uzatan her kim olursa olsun şerefsizin önde gidenidir ve kesinlikle Müslüman değildir.
Aksini iddia eden varsa alnını karışlarım!
Ey samimi Müslüman!
Biz devrimciler öyle yalvarmayı filan beceremeyiz. Ama şimdi kendimle çelişip sana yalvarıyorum; ne olur şu din bezirgânlarından kurtar kendini!
Bak benim için değil ve hatta ülken için de değil!
Allah için…
Allah ile aldatanlardan kurtulduğun gün, gerçek Müslüman olduğun gün olacaktır.
İşte o gün ne mutlu sana…
Bugün bu ülkede dini inançlarının gereklerini yerine getirenlerle kimsenin bir alıp veremediği yoktur. Yalnız gerçek Müslümanlar anlamalıdır ki; bu günler itibariyle onların yanındaymış izlenimi veren eski dönme dolaplar, aslında İsrail uşağı ajanlardır. Bunu benim söylüyor olmam bazılarına tuhaf gelebilir belki, ama durum tamamen budur. (Ulusal Sol İsrail’in ne mal olduğunu çok iyi bilir…)
Dini paraya tahvil eden bezirgânlar ortaklığının ulaştığı çıkar birlikteliği aslında dinler üstü bir yapılanmanın ürünüdür. Sözün özü; dini ne olursa olsun tüm insanlık aynı takiyye ile karşı karşıyadır. Allah ile aldatılmak! Yaşar Nuri Hoca’nın dediği gibi…
Siz sanıyor musunuz ki Amerikalı bir Katolik aldatılmıyor?
Ya da Yunan Ortodoks!..
Bu şeytan ortaklığının temelinde yatan tek şey var; o da para!
Yani güç.
Dinde tartışma yoktur!
Bunu iyi bilen sahtekâr ve işbirlikçi taife cahil halkın dini duygularını öyle güzel okşuyor ve ona öyle samimi bir görüntü çiziyor ki, bu yanlıştır ya da böyle bir şey yoktur dediğinde din düşmanı oluyorsun onların gözünde. (Orta Doğu kökenli dinler)
Amerika’larda saltanat süren bir hacı efendiye sen Müslüman olarak; “Ey hacı efendi, onca Müslüman ülke dururken Müslüman katili bir ülkede ne arıyorsun?” diye soramıyorsan, kalkıp bana veya bir başkasına ahkâm kesmeye çalışma! Onca Iraklı yetim hesap soracak günü geldiğinde, sakın unutma!
Bu olacak, bundan kaçış yok. İnsanlık onuru bir gün tüm bunların hesabını soracak.
Bakalım o zaman ey Müslüman; sen ne cevap vereceksin?
Cumaları hiç kaçırmadan, en öndeydin!
Beş vakit namaz da kıldın!
Bağıra çağıra hacca da gittin!
Yetmedi bir daha gittin!
Başını mı?
Rahibeleri kıskandırırcasına örttün!
Yetim sana soracak: “Ey benim dinimden olduğunu söyleyen sahtekâr, bu zulme neden göz yumdun? Neden seyirci kaldın? Ve neden Müslüman katilleriyle aynı sofrada yer aldın?”
Aynı sofradaydın ama içki değil portakal suyu içtin değil mi?
Bravo sana büyük Müslüman!
Zaten Müslümanlık da bu olsa gerek!
Sen yemene içmene devam et.
Beğenmediğin devrimciler, sindiremediğin Kemalistler yine ezilenlerin yanında, yine işgallerin karşısında. Katline göz yumduğun Müslüman kardeşlerini biz savunuruz, sen de haccına gidersin paşa paşa.
Ya soruyorum sana ey ahmak: “Kimi kandırıyorsun, söyler misin bana? Onca Müslüman kanı akarken…”
Yatacak yeriniz var mı acaba sizin?
Tarihe bakıyorum, yoksunuz!
Söyler misiniz bana, kimsiniz siz?
Kimsiniz siz?
Müslüman olduğunuzu söylüyorsunuz, eyvallah! Peki sizinle aynı dini paylaştığını söyleyen insanlar birer birer değil milyon milyon katledilirken siz ne yapıyorsunuz a kuzum?
Onca aç varken soruyorum size: “Ey kendini bilmez ama kendini evliyagillerden sayan sahte molla kılıklı şeytan taşlayıcıları, bela mısınız siz bu milletin başına?”
İşte tüm bunların farkına varmak için tek bir şeye ihtiyaç var: Bilinç!
Çok şey bilmenize, yüzlerce kitap okumanıza gerek yok. Şayet biri gelip en değer verdiğiniz şeyi satmanızı söylüyorsa, bilin ki o kişi sizin dostunuz değildir. İşte bilinç tam da budur.
Köyünüzün meydanını satmaya kalksalar, kıyameti koparırsınız.
Koca memleketi sattılar, kılınız kıpırdamadı.
Kitaba baktım, böyle bir şey yazmıyor!
Vallahi de billahi de yazmıyor.
Sizi her zaman Mustafa Kemal kurtaramaz, azıcık da siz gayret edin artık!
Yani demem o ki; işbirlikçilerden uzak durun yeter, gerisini biz hallederiz, her zamanki gibi…
Sonra yine bizim için ileri geri konuşursunuz, yeter ki memleket bize kalsın…
Canımız acıyor, bilmem anlatabiliyor muyum?
Ey halkım, bizim tek bir düşmanımız var; o da işbirlikçi vatan hainleridir. Bunu iyi belleyin.
Bugün bu ülkede laik-Müslüman diye bir ayrım yoktur. Olduğunu iddia edenler, bizi AB’ye şikâyet eden işbirlikçilerdir. Aldanmayın onların sahte gözyaşlarına; timsah kadar acımasız oldukları, yaptıkları kan ortaklıklarıyla tescil edilmiştir.
Ama inanın bana, bir gün öyle bir balyoz inecek ki tepelerine, olmayan feleklerini bile şaşıracaklar…
Ey Müslümanlar; memleketinize sahip çıkın; yoksa İsa size sahip çıkacak.
Aklınızı başınıza alın!
Bir devrimci size ancak bu kadar tüyo verir; kıymetini bilin.
Vatan nedir bilir misiniz?
Sizin namusunuz!
Namus olmadan ne din olur ne de başka bir şey.
Aklınızı başınıza alın!
İLK KURŞUN