Mondros (1918-1920) sonrası manzara (Damat Ferit Dönemi)

2002 - 2007 arasındaki manzara (AKP Dönemi)

Başta İstanbul olmak üzere, pek

Çok vilayetimiz işgal edildi.

İşgal komiserleri serbestçe

faaliyetteler. Pek çok yerde vali,

kaymakam vs gibi makamlara

"bölgeye uygun" kişiler atandı.

Başta Diyarbakır olmak üzere, pek

çok vilayetimizde devlet otoritesi

yok. AB-D komiserleri serbestçe

faaliyetteler. Bu vilayetlerdeki vali,

kaymakam vs gibi makamlara

"bölgeye uygun" kişiler atandı.

Damat Ferit, Mustafa Kemal'in

askerlerini Avrupa'ya şikayet etti.

İşgal kuvvetlerinin isteği

doğrultusunda, işgalin önündeki

en büyük engel olduğu gerekçesi

ile, Osmanlı Ordusu dağıtıldı. 

AKP hükümeti kendi ülkesini ve

ordusunu Avrupa'ya şikayet etmekte. Türk Ordusunun demokrasiyi engellediği ve  küçültülmesi gerektiği AB'li komiserler tarafından sık sık dile getirilmektedir.  

Kömür, mazot ve yağ madenleri

ve kaynakları, Telsiz, telgraf ve

kabloların denetimi, tersane,

limanlar ve demiryolları,

demir çelik isletmeleri tamamen

İşgal devletlerinin kontrolüne geçti.

AKP hükümeti, çıkardığı Petrol yasası  ile yeraltı zenginliklerimizi tamamen  yabancılara bıraktı. TUPRAS, Demir-Çelik Fabrikaları, Türk Telekom, Tekel yabancıya teslim edildi. Bankalar, Yunan, İtalyan, Fransız'a satıldı. İşgal kuvvetlerinin öncü gücü olan

Rumlara bütün limanları açmak için can atıyorlar.

GALATA BANKERLERI marifetiyle

Osmanlı ağır şartlarda borçlandırıldı,

Ekonominin kontrolü

DUYUNU UMUMIYE' YE

teslim edildi. Resmi dairelere

alınacak bir kalem için bile

işgalcilerin onayı gereklidir.  

4 yılda borcu iki katına çıkarttılar.

AKP marifetiyle, ekonominin kontrolü IMF ve Dünya Bankasına teslim edildi.

Memura yapılacak zam için bile

IMF'nin onayı gerekli.  

İşgal kumandanlarına selam

vermediği için Türk Subayları

azarlandı, cezalandırıldı.  

İşgal komiserlerine bağırdığı için

vatanseverler, müstemleke başının

hedef tahtası oldu.  

"Boğazlayan Türk toprağıdır"

diyen Kaymakam Kemal Bey,

Ermenileri tahrik ettiği gerekçesiyle asıldı.

"Türkiye Türklerindir" diyen bir vatandaş, ermeni kökenli başka bir vatandaşı "tahrik ettiği için" mahkemelik oldu.  

Ahmet Emin Yalman ve Ali Kemal

gibi yazarlar, işgal güçlerinin (Batının) Türklere medeniyet getireceklerini söylüyor ve Kuvay'i Milliye'yi aşağılayan,

kötüleyen yazılar yazıyor.  

"...." ve "..." gibi Karen Fogg'dan maaşlı yazarlar Bati'nin Türklere medeniyet getireceğini yazıyor ve Atatürkçülüğü sürekli kötülüyor, aşağılıyor.  

İngiliz ve Fransızlardan maaşlı

"Şeyh Saitler", fetva yayınlayarak,

İşgal güçlerine direnmenin günah

olduğunu, işgal askerlerinden

ölenlerin şehit, direnen Türk askerinin

ise cehennemlik olduğunu söylemekteler.

Şeyh Sarıklı Kardinal, Hıristiyan ve

Yahudilere rahmet nazarı ile bakılmasını öğütlemektedir. AKP'liler AB-D işgalini

"Medeniyetler ittifakı" diye sunmakta, direnenleri "ırkçı" "kafatasçı" diye suçlamaktadır.  

İngiliz'in kucağına oturan bölücüler,

Meclisi Mebusanda bulunan Ermeni

ve bölücü mebuslardan cesaret alarak,

Osmanlıyı arkadan vurdular.  

AB-D'nin kucağına oturan bölücüler, AKP'nin teslimiyetçi politikalarından cesaret alarak, Ankara'nın göbeğinde bile Türk Devletine horozlanmaktadır.

Kıbrıs İngiliz'e bırakıldı.

Kıbrıs Talat'a bırakıldı.  

İşgal büyükelçisi ile görüşmek isteyen

Kabine üyeleri, işgalci bir yüzbaşı

tarafından şiddetle azarlandı.

Hem de İstanbul'da.  

Bush'un elini sıkmak için sıraya giren AKP'li Bakan'ların avuç içleri CIA ajanları tarafından tek tek kontrol edildi. Hem de kendi ülkemizde.

Damat Ferit, Türk insanını aşağılayan

İngiliz sefirini, makamında kabul edip,

yaralı İngiliz askerleri için geçmiş

olsun dileğinde bulundu.  

Tayyip Erdoğan, Türk Milletini aşağılayan Orhan Pamuk ve Elif Şafak'ı telefonla arayıp geçmiş olsun dedi. Bush'a mektup

yazıp, bir milyon Müslüman katleden ABD askerleri için "evlerine sağ salim dönmeleri

için duacıyım" dedi.  

Damat Ferit, "Düşmanla işbirliği

yapmayın" diye mektup gönderen

Mustafa Kemal'in elçisini azarladı,

hapsetti.

Tayyip Erdoğan, Şehit ailelerini azarladı. PKK yandaşlığı yapmaktan çekinmeyenleri  Başbakanlıkta ağırladı.  

Osmanlı, 1071'den beri Anadolu'daki

bütün kazanımlarımızı kaybetti.  

AKP, Kurtuluş savaşındaki bütün

kazanımlarımızı tartışmaya açtı,

bir çoğunu kaybettik.

Damat Ferit, kendisinden önce

başlatılmış olan "Devleti tasfiye"

işini başarıyla yaptı.

Tayyip Erdoğan, Özal'dan devraldığı

"Devleti tasfiye" görevini başarıyla sürdürüyor.

Türkler, Mustafa Kemal'in

önderliğinde duruma el koydu.

ATATÜRKÇÜLERİN İKTİDARA GELMESİ VE DURUMA EL KOYMASI

ŞARTTIR....