BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA ÜRETKENDİR, PAYLAŞILMAYAN BİLGİ BATAKLIKTAKİ HAZİNE GİBİDİR.
Siteme Hoş Geldiniz Adil DURUSU
   
  SİTEME HOŞ GELDİNİZ Adil DURUSU
  Yaşamak, Sevmek ve Öğrenmek - Leo BUSCAGLIA
 

 

KİTABIN ADI      : YAŞAMAK, SEVMEK VE ÖĞRENMEK

KİTABIN YAZARI       : LEO BUSCAGLIA 

1.  Çok başarılı çalışmalar yapan, görülmemiş bir yaratıcılık yeteneği olan bu genç kız, denizin yüksek kayalarla çevrili olduğu Pasifik Palisades bölgesine gitmiş, arabasını park etmiş, dışarı çıkmış ve kayaların üstünden aşağıya atmış kendini. Bunu öğrenince kendi kendime " Herşeyden önce insan olduklarını unutup insanların kafalarına yığınla  bilgi  tıkıştırmakla neler yapıyoruz?" diye sordum. Bugün bile olay aklıma geldikçe üzüntü duyuyorum. 

2. Bugüne dek, bir insanın bir başka insana herhangi bir şey öğretmiş olduğuna inanmıyorum. Öğretme uğraşının yararından kuşkuluyum. Bildiğim tek şey, öğrenme isteği duyan kişinin öğreneceğidir. 

3. Çünkü eğitimin özü, belki de, beyinlere bilgi yığmak değil, bireyin kendi benzerliğini anlamasına yardımcı  olup bunu nasıl geliştireceğini öğretmek ve sonra başkalarıyla nasıl paylaşacağını göstermektir. 

4.  İşte bunun için de, hepimiz yalnızlıktan ölüyoruz. Bir insanın bize gereksinme duyması ne güzeldir! Gereksinme duymak, birisine "Gereksinmem var" diyebilmek ne büyük mutluluktur! 

5. "Sahip olduğunuz tek varlık kendi varlığınızdır. Bu nedenle, kendinizi dünyanın en güzel, en sevecen, en ilginç ve en olağanüstü insanı yapın. O zaman her koşulda varlığınızı sürdürebilirsiniz." 

6.  "Tanrım, ölüm noktasına erişip aslında hiç yaşamamış olduğumuzu anlamak!" 

7.  Hepimiz, başarılı olma ve kabul edilme gereksinmesi duyarız. Bir şeyler yapabilme gereğini duyarız ve en önemli şey de yaptığımız işte sevinç duymaktır. 

8.  Babanız olan o adama ve anneniz olan o kadına gidip "Sizi bütün kusurlarınızla birlikte seviyorum," diyebildiğiniz gün gerçekten büyüdünüz demektir. 

9.  Dünyada, doğum yapma mutluluğuna erişince, kundağı açıp bebeğin el ve ayak parmaklarını saymayan kadın yoktur.

10. Yaşamda giriştiğiniz her yatırım değişime yönelik bir yatırımdır ve ben bugün yaşamla öylesine doluyum ki ölümle ilgilenmem! Bırakın, ölüm kendi kendisiyle ilgilensin! 

11. Toplumun gereklerini yerine getirmenin yolları olduğu gibi kendi isteklerinizi gerçekleştirmenin de yolları vardır. 

12. Eğer insanlara yardım etmeye başlayacaksanız, şimdi söyleyeceklerimi yapmanız gerekecek. Her şeyden önce, kendi kişiliğinizi ve değer yargılarınızı başkalarına kabul ettirme çabasından vazgeçmelisiniz. İçten olmayı dinlemeyi öğrenmek zorundasınız. 

13. En zor şey,  başkalarının olmanızı istediği kişi olmaya çalışmaktır. 

14. Başkalarına yol gösterebilirsiniz, ama buyruk veremezsiniz 

15. Birçoğunuz okumayı öğrenmek için yıllarca çalışmış olmasına ve şimdi hiçbir şey okumamasına karşın, yine de sizi okuma öğrenmek için yüreklendirmiyorum. Şaşıracaksınız ama istatistikler, sıradan bir üniversite mezununun, öğrenimi bittikten sonra, yılda ortalama yalnızca bir kitap okuduğunu belirtiyor. 

16. "Yaşamı bulmak istiyorsanız kendi içinize bakmak zorundasınız." 

17. Çocukluğumda, beyaz sabunla yıkanırdık. Oysa şimdi,  yumuşak saç, ince telli saç, kalın telli saç, düz saç, kabarık saç, saçsızlar için özel şampuanlar var! Çocuklar için, yetişkinler için, yaşlılar için ayrı, özel saç tonikleri var! Birbirimizin saç toniğini bile paylaşamıyoruz! Bir düşünürsek, bunun ne yabancılaştırıcı bir olgu olduğunu görebiliriz. 

18. "Kişiliğiniz gerçekten kendi kişiliğiniz mi? Yoksa başkalarının size yakıştırdığı kişilik mi?" 

19. Kanımca temel olan, yaşıyor olmam ve yaşama, tam şu anda, bulunduğum yerde sarılmamdır. Yaşamı kollarımla sımsıkı tutuyorum! Dün için ağlamakla zaman harcamayın; dün geçip gitmiştir artık! Ben geçmişimi bağışlarım!  Beni üzen kişileri de bağışlarım. Yaşamımın geri kalan yılların, parmağımı uzatıp sağı solu suçlamakla geçirmek istemiyorum. Ana ve babalarının kendilerine neler yaptıklarını yakınarak  anlatan kişileri dinlemek içime sıkıntı verir, hasta eder beni. Ana ve babalarınız size ne yaptılar biliyor musunuz?  Yapabilecekleri en iyi şeyi. nasıl olduğunu bildikleri en iyi şeyi, çeşitli koşullarda nasıl olduğunu bildikleri tek şeyi. Eğer akıl hastası değilse, hiç kimse çocuğunu bile bile üzmeyi amaçlamamıştır. 

20. Yalnızca beş günlük yaşam süreniz kalsa, bu beş günü nasıl geçirirdiniz? Kimlerle geçirirdiniz?  diye sorarım.  Aldığım yanıtlar genellikle çok basit olur. Ben de, ödev kağıtlarına uzun notlar - uzun uzun mektuplar - yazarım, "Bunları neden şimdi yapmıyorsunuz? " diyerek. 

21. Çünkü yaşamı boyunca çocuklara verebileceğimiz en değerli şeyin, sahip olduklarımız değil kendi varlığımız olduğunu anlıyorum. 

22. Kişi ancak yüreğiyle  görür. Göz, hiç bir şeyin özünü göremez. 

23. Sahip olduğunuz tek araç bir çekiçse, her şeyi bir çivi olarak görmeye başlarsınız. 

24. Oysa aslında gün kusursuzdur; kusursuzluğu bozan biziz. 

25. Nerede olursanız olun, bulunduğunuz yeri sevin, çünkü her şey orada başlar, düşüncesini çok severim. "Kendimi bulunduğum yerde,  bütün alışkanlıklarım ve sınırlamalarımla birlikte seviyorum.  Ama bu, yarın da mutlaka burada olacağım anlamına  gelmez. 

26. Ben, belki de, gerçekten akıl sağlığı en güçlü olan kişinin  en çok  seçeneğe, en geçerli  seçeneklere ve "Bu işe yaramazsa, başka ne, başka  ne olabilir?  diye  sorabilen  kişi olduğuna  inanmaya başlıyorum. 

27. İnsan öğrendiği sürece, öğrendiği her şey yararlıdır. 

28. "Dün, bozdurulmuş bir çek, yarın ise bir bonodur. Yalnızca bugün elde nakit paradır." Çılgınlar gibi harcayın bu parayı! Bugün bir daha yenilenmeyecektir! Paranızı harcayacağınız kocaman bir dünya var. 

29. " Yaşamımı yeni baştan yaşayabilseydim, bu kez daha çok yanlış yapmaya çalışırdım. Kusursuz olmaya bu denli çabalamazdım. "Hepimiz kusursuzluğa tapınırız. Çevrenizdeki insanlar kusursuz olmadığınızı bilseler ne fark eder sanki?  Sizinle özdeşleşebilirler o zaman. Oysa kusursuzlukla hiç kimse özdeşleşemez.

30. "Ne denli az şeyiniz olursa, kaygılanacak o denli az şeyiniz olur." 

31. Erich Fromm, bugün, yaşamda en üzücü şeyin, birçoğumuzun henüz tam olarak doğmadan ölmesi olduğunu söylüyor. Var olma şansınızı kaçırmayın! Elisabeth Kubler - Ross da, ölürken en çok bağıran kişilerin, hiç yaşamamış kişiler olduğunu söylüyor. Böyle kişiler, yaşama etkin biçimde katılmak yerine gözlemci olarak yaşama yolunu seçmişlerdir. Hiçbir riske girmemişlerdir. Yaşamın dışında kalmışlardır. 

32. Kendimi ne denli çok seversem, size verecek o denli sevgim olacak demektir. Bu gerçeği, çocuklara daha çok küçük yaşlardayken anlatmamız gerekir sanırım. 

33. Hepimiz öleceğiz!  Dünyanın en demokratik gerçeğidir bu. Kim olursanız olun, bir gün öleceksiniz. Ama neden korkuyoruz ölümden?  Ölümden ancak yaşamıyorsanız korkarsınız. Yaşam sürecinin içine girmişseniz yas tutup çığlık atmazsınız. Çevrenizdeki insanlara, onlar yaşarken iyi davranmışsanız, öldüklerinde tabutlarına sarılıp  "Gitme! Gitme" diye haykırmazsınız. Tanrı aşkına!  İnsanların onurlarıyla ölmelerine bile izin vermiyoruz. "Lütfen, n'olur ölme!" diye haykırarak suçluluk duygusuyla ölmelerine neden oluyoruz. 

34. "Bu toplum, dünyayı bir yörüngeye sokabilir, aya dokunabilir, ama iki insan için, birbirini boğazlama isteği duymadan yedi gün süreyle birbiriyle uyum içinde yaşamanın yolunu henüz bulamamıştır." 

35. Sürekli büyüyüp gelişmelisiniz. Her güne bir yenilik getirmelisiniz. Ancak, birincil sorumluluğunuz kendinize karşıdır. Çünkü böyle düşünmezseniz, başka hiç kimseye hiç bir şey veremezsiniz. Başkalarına yalnızca sahip olduğunuz şeyleri verebilirsiniz. 

36. Ana - babalara danışmanlık yaptığım sıralarda, bir karı koca, tüm içtenlikleriyle,  gerçekten yaşadıkları bir öyküyü anlattılar bana. Bu çift üç çocuk yetiştirmiş. Dişlerini tırnaklarına takarak çalışmışlar ve sonunda en küçük kızlarını da evlendirmişler. Düğünden sonra evlerine döndüklerinde karşılıklı oturmuşlar Adam karısına "Allah aşkına, kimsin sen?" diye sormuş! Sandığımızdan daha sık yaşanıyor bu olaylar. Başkalarının yaşamını kurmaya o denli çabalarız ki, asıl önemli olan yaşamın kendi yaşamımız olduğunu unuturuz. Ara sıra, eşinizi alıp çılgınca bir şey yapın. Söz gelimi, mum ışığında balık dolması yiyin. Balık sevmiyorsanız, hamburger yiyin !  Ama bir mum yakın, romantik bir müzik dinleyin! "Bu bizim gecemiz, telefonu bile açmayalım," deyin. Gece yarısı bile yapabilirsiniz bunu. Günün en güzel saatidir bu zaten. Güneşin doğuşunu izlemenin ne güzel bir şey olduğunu unuttuk hepimiz. 

37. İntihar eden kişiler, yaşama en dar açıyla bakıp hiç seçme haklarının olmadığını sanan kişilerdir. 

38. Sevginin anlamı budur. Sevinci insanlarla paylaşmaktır. Güzel bir şey gördüğünüzde gidip bunu söylemektir. Güzel bir insan gördüğünüz zaman gidip ona "Güzelsiniz," deyin. Ondan sonra da uzaklaşın yanından! Çünkü korkudan ödü patlayacaktır! 

39. "Sevmek,  karşılığında sevilmeme riskini göze almaktır." Bu da önemli değildir. Karşılık almak için değil, sevmek için sevilir, yoksa sevgi olmaz bu. 

40."Umut etmek acı çekme riskini göze almaktır." "Denemek başarısızlığa uğrama riskini göze almaktır." Ama kesinlikle risklere girmeliyiz,  çünkü yaşamdaki en büyük risk,  hiçbir riske girmemektir.  Hiçbir riske girmeyen kişi, hiç bir şey yapmaz, hiçbir şeyi yoktur ve bir hiçtir. Bu kişi, acıdan, kederden koruyabilir kendini ama kesinlikle öğrenemez, duyumsayamaz, değişemez, yaşayamaz, sevemez. Önyargılarının ya da alışkanlıklarının zincirleriyle sımsıkı bağlanmış bir tutsaktır o. Ceza olarak en büyük özelliğini - bireysel özgürlüğünü yitirmiştir. Yalnızca riske giren insan özgürdür.      

 
 
  Bugün 1544734 ziyaretçi buradaydı! Siteme Hoş Geldiniz Adil Durusu

ANA SAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 
 
Siteme Hoş Geldiniz Adil Durusu SAĞLIK VE HUZUR DOLU NİCE GÜNLERE......
Kapadokya Eğlence Merkezi Başvuru Kaynakları Başvuru Kaynakları Submit Your Site To The Web's Top 50 Search Engines for Free! ÜRGÜP Esbelli Mahallesi Butik otelleri  Create FREE graphics at FlamingText.com

Image by FlamingText.com Check  Out My Rank On PRTracking.com! Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?

Ücretsiz kaydol