KİTABIN ADI : SÖZLÜ DÖVÜŞ SANATI
YAZARIN ADI : TONGUE FU
Kung Fu'n un amacı fiziksel bir saldırıyı etkisiz hale getirmek, silahsızlandırmak, ya da caydırmaktır. TONGUE FU'nun amacı ise psikolojik bir saldırıyı etkisiz hale getirmek, silahsızlandırmak ya da caydırmaktır. Öz savunmanın sözlü biçimidir; acı sözler söylemek ya da susup kalmak yerine başvurulabilecek yapıcı bir seçenektir.
Sözlü dövüş sanatının asıl amacı kendinizi sözlü saldırılara hedef olmaktan koruyacak şekilde nasıl güven içinde davranacağınızı öğretmektir. Ama kışkırtıldığınızda da bu zihinsel ve dilsel dövüş sanatlarını ustaca kullanarak kendinizi koruyabilmelisiniz.
Tongue Fu sadece adil ya da dürüst olmayan davranışlara karşı koymakla ilgili değildir. Aynı zamanda bir yaşam felsefesi, hem işinizde hem de dışarıda herkesle daha iyi geçinmenize yardımcı olacak bir iletişim tarzıdır. Çatışmaları nasıl önleyebileceğinizi, nasıl işbirliği oluşturacağınızı ve başkalarına düşüncesiz ve kaba davrandıklarında nasıl nazik kalmayı tercih edebileceğinizi öğretir.
Zor insanlarla uğraşmak çok fazla arzu edilen bir durum değildir. Ne var ki bu günlük yaşamınızın ayrılmaz bir parçasıdır. Tongue Fu fikirleri size anlaşması zor insanları ustaca silahsızlandırarak kişisel ve mesleki ilişkilerinizi daha az gerilimli ve daha tatmin edici kılmada yardımcı olabilir. Son olarak başkalarının parmakların basmadan kendi ayaklarınız üzerinde nasıl durabileceğinizi, yara almamıza izin vermeden ve kimseyi yaralamadan nasıl var olabileceğimizi öğretmeye çalışır.
Sözlü dövüş sanatı TONGUE FU;
¨ İnsanlararası iletişimde husumeti, anlaşmazlıkları ve yanlış anlamaları uyuma dönüştürmek,
¨ Sözlü çatışmalardan, ağız kavgalarından ve sinir patlamalarından kaçınmak,
¨ Sözümüzü insanlarla huzurlu bir birlikteliğin aracı haline getirmenin yollarını gösteriyor.
TONGUE FU ile şu teknikleri kolaylıkla öğrenebiliriz.
· Unutmamız gereken ve kullanmamız gereken sözler hangileridir?
· " Haklısınız" demenin muazzam dönüştürücü gücünden nasıl yaralanabiliriz?
· Sözel zorlamalar ile nasıl başa çıkabiliriz?
· Başkaları bam telimize dokunduğunda ne yapabiliriz?
· Onurumuzu koruyarak münakaşalardan nasıl sıyrılabiliriz?
· Ne diyeceğimizi bilmediğimizde ne diyebiliriz?
· Susmayı kendi yararımıza nasıl kullanabiliriz?
· Duygularımızı nasıl kontrol edebiliriz?
¨ "Başkalarının yanlışlarından öğrenmeliyiz. Hepsini kendimiz yapacak kadar çok zamanımız yok."
1. Hissettiklerimizi hiç düşünmeden dışarı vurmak bir karşıtlık ortamı yaratır ve olumsuz duyguları tırmandırır. Gerçekte duyduğumuz ilk tepkilerimizden yola çıkmak her zaman faydadan çok zarar getirir. Bu andan itibaren hedefimiz, konuşmadan önce düşünmektir.
2. "Öfkeyle tehlike arasındaki mesafe kıldan incedir."
İnsanların size davranış tarzından hoşlanmıyorsanız tercih edebileceğiniz iki yol vardır. Ya hiç düşünmeden karşılık verirsiniz ve aklınızın bir parçası onlarda kalır ya da durup düşünerek olayları onların açısından gözden geçirirsiniz ve aklınız huzur içinde kalır.
3. "Zayıflar hiçbir zaman affedemez, affetmek güçlülere özgüdür."
4. "Bir öfke anında sabır gösterirsen yüz gün acı çekmekten kurtulursun."
Başka birisinin nezaketsiz davranmasının nedenini bulmak için gerekli zaman ve çabayı niçin bizim harcamamız gerekiyor. Gerekiyor, çünkü bu bizim yararımıza olacaktır.
5. Zor insanlar dünyada her zaman olmuştur ve olmaya devam edecektir. Virginia Satir "Başka insanların sınırlı algılamalarının bizi tanımlamasına izin vermemeliyiz." der. Aynı şekilde kendi sınırlı algılamamızın da başka insanların tanımlamasına olanak tanımamalıyız. Sabırsızlık çoğu zaman cehaletin bir yan ürünüdür. Sabrımızı sınayan birine aynı şekilde mukabele etmek üzereyken, onu hor görmemizin nedeninin içinde bulunduğu duruma ilişkin sınırlı bilgimiz olabileceğini unutmamalıyız. Bizi rahatsız eden birisine bunun faturasına ödetirsek, onunla birlikte biz de bir fatura ödemiş oluruz. Bir empati cümlesine başvurmak ise moralimizin önler ve bu bizi kazananı olmayacak bir çatışmaya girmekten alıkoyacaktır.
"Bir hareketi görmezden gelmek çoğu zaman öcünü almaktan daha iyidir."
6. Eğer kötü hizmeti tersine çevirme çabalarımız başarısızlıkla sonuçlanırsa önümüzde iki yol vardır. Ya kişinin davranışlarının karşılık vermeye değer olmadığına karar verip aldırmaz ve kendi yolumuza devam ederiz ya da bu kötü davranışı görmezden gelerek destekler duruma düşmekten kaçınırız.
7. Tongue Fu aksi kişilere sevecen davranmanın sadece mümkün değil aynı zamanda tercih edilir olduğu felsefesi üzerine kuruludur. "Eğer başkalarının mutlu olmasını istiyorsanız merhametli davranın "
Hoşa gitmeyen insanlara kızgınlıktan çok empati ile yaklaşarak çoğu zaman düşmanlığı uyuma dönüştürebilir, öfkenin çevresinden dolaşabilir ve süreç içerisinde kendimizi ve başkalarını mutlu kılabiliriz.
8. "Ona gülebiliyorsanız onunla birlikte yaşayabilirsiniz."
Nükteli dövüş sanatında usta olun. Endişe verici soru ve durumların sinirinizi bozmasına izin vermemek için kendinize hazır cevaplardan oluşan bir repertuar hazırlayın.
9. İnsanlarla onların dertlerini konuşun. Mutsuz bir insan size içini dökmeye başlarsa ne yaparsınız. Onu rahatlatmaya mı çalışırsınız? Ama "O kadar da kötü olamaz." ya da "Gel bir de iyi tarafından bak." türünden sözlerin kendini kötü hisseden birini yüreklendirmekten çok felce uğratacağını bilmiyor olabilirsiniz. "Yarın kendini daha iyi hissedeceksin." türünden mantık yürütme denemeleri sadece acıyı daha da pekiştirir.
- İnsanların bir derdi olduğunda aradıkları çözüm değil sempatidir.
- "Hiç kimse akıl almak istemez, istedikleri sadece teyid edilmektir."
Bir dahaki sefere dertli birisi ile karşılaştığınızda, onu problemlerinden uzaklaştırmak yerine kendisi ile problemlerini konuşun.
10. "Anlaşılmak bir lükstür."
Tabi ki doğru olan birisinin cümlelerini papağan gibi değil, benzer cümlelerle tekrarlamak çok önemlidir. Çünkü böyle konuşmalar hükmetme ve aşağılanma izlenimi doğurur. Birisinin söylediklerinin özünü kendi cümlelerimiz ile özetlemeliyiz. Dertli insanların ihtiyacı köşeye sıkıştırılmak değil hislerine kulak verilmesidir.
11. "İnsanların bizim için harekete geçmesinden çok duygularımızı paylaşmasını isteriz."
Mutsuz insanların ne yapmaları ya da ne hissetmeleri gerektiğine ilişkin söylevler dinlemek yerine göğüs kafeslerinin içindeki şeyi dışarı çıkarmaya çalıştıklarını unutmayınız. Anlattıkları şeyi çürütmek yerine geri yansıtarak kendilerine sıkıntı veren şeyi açığa vurmalarına yardımcı olabilirsiniz. Kendini daha iyi hissedecek ve empatik bir dinleyici olduğunuz için size teşekkür edecektir.
12. "Kahkaha hayatın darbelerini azaltan bir şok emicidir." O hiç hoş olmayan şakalara karşı nükteler toplayın. Otuzlarının ortasında evli bir bir çift "Siz ikiniz ne zaman bir çocuk sahibi olacaksınız." sorusunun artık kendilerine bıkkınlık verdiğinden söz edip, şoka uğramış gibi yapıp "Aman Tanrım" diye çığlık atarak "Unuttuğumuz bir şey olduğu belliydi." diye haykırarak bu sıkıcı soruyu nükteli bir şekilde atlattıklarından söz ediyorlar.
13. Vergi mükelleflerinin sürekli şikayetlerinden rahatsız olan görevli cama astığı "İşin sırrı gelirinin kendi paran olduğunu düşünmekten vazgeçmektir." levhasıyla mükellefleri oldukça yatıştırdığından söz etmektedir.
14. Hayata gülmeyi öğrenin. Mark Twain'in dediği gibi "Mizah büyüktür, herşeyden önce kurtarıcıdır. Ortaya çıkmaz huzursuzluğumuz ve öfkemiz uçup gider ve yerini güneşli bir ruha bırakır." Ne olursa olsun mizah duygunuzu kaybetmeyeceğimize söz verebilir misiniz? Bu size meydan okumalara lanet etmek yerine içinizden gülerek karşı koyma yeteneğini kazandıracaktır.
"Hayatın matemini tutmaktansa, ona gülmek insana daha fazla yakışır."
15. "Bütün büyük hatalarda ortada bir yerde hatayı geriye almanın ve belki de gidermenin mümkün olduğu birkaç saliselik minicik bir an, sürekli vardır.
Birisine işlerin niçin yanlış gittiğini açıklamak yerine, zamanı; yanlış olan şeyi doğru yapmaya harcayın.
16. "Çoğu insan problemlerin çevresinden dolaşmaya onları çözmeye çalışmaktan daha çok zaman ve enerji harcıyor."
17. "Başarılı bir kuruluşun göstergesi problemleri olup olmadığı değil, problemlerinin geçen seneninkilerin aynısı olup olmadığıdır." Bu biri doğru, diğeri yanlış anlamında değildir. İki tarafta geçerli görüşlere sahiptir. "Birbirimizi ölümcül düşmanlar olarak görmek yerine sadece duygusal bir konuda karşıt görüşlere sahip olduğunuzu unutmamalıyız." Kibarlık kadar elde edilmesi kolay ve bir o kadar da karlı bir başka kazanım yoktur.
İncelik, düşman yaratmadan sözünü söyleyebilme sanatıdır.
19. Tongue Fu bir kavga değil, bir incelik sanatıdır. Amacı saldırganları imha etmek değil, olumsuz taktiklerini gün ışığına çıkararak etkisizleştirmektir.
Kuvvetlerle mücadele etmeyin, onları kullanın.
20. Başkaları hakkında kötü konuşmak kendinizi övmenin onursuz bir yoludur. Suskunluk çürütülmesi en güç kanıtlardan birisidir.
21. "Öfkenin en iyi ilacı geciktirmektir "
Birisi beyninizdeki düşünceleri okursa ne yaparsınız. Böyle bir durumda "Ne demek istiyorsunuz? sorusuyla taşı hemen karşı tarafa atın.
22. "Her münakaşanın temelinde birisinin cahilliği yatar."
Hata değil çözüm bulun. Sorunları yerdeki delikler gibi görün. Kazıp derinleştirebileceğiniz gibi toprak atıp kapatabilirsiniz de.
Bilgeliğin zirvesi bugünde yaşamak, geleceği planlamak ve geçmişten kar çıkarmaktır. "Geçmişten sadece ders alabiliriz çünkü onu değiştiremeyiz."
23. Yardımcı olan sözler: Bugünden itibaren yıkıcı "AMA" sözcülüğünün yerine yapıcı "VE" sözcüğünü kullanmaya başlayın. Bu sözcüğün güzelliği bir önce söylenen sözü bloke etmek yerine, onun üzerine inşa etmesindedir. Tartışmaları münakaşaya dönüştürmek yerine ilerletir. İnsanlar AMA'dan önce söylenenleri dikkate almazlar. Çünkü kendilerini asıl etkileyecek olan sözcüğün AMA'nın ardından gelecek şey olduğunu bilirler. AMA daha önce söylenenleri iptal eder. VE sözcüğü ise her iki açıklamayı da birbirine ters bile olsalar ortada bırakır.
24. Yapmalıydın, Etmeliydin demeye son verin. Çünkü hiçbir yapıcı değeri yoktur. Kişi yanlışı ortadan kaldıramayacağı için kendini çaresiz hissedecek ve onuru zedelenecektir. Amaç insanları utandırmak yerine davranışlarını biçimlendirmektir.
25. Hatanın başarının düşmanı olduğunu düşünmek çok yaygın bir yanlıştır. Hata bir öğretmendir, acımasızdır ama en iyisi ve etkilisidir. Hatalarınızı sizin için çalışır hale getirin.
26. İkaz etmek mi sormak mı? Komutlarla İnsanların girişimciliklerini öldürmek yerine onların sorularla akıllarını tutuşturun.
27. Nazik sözlerin söylenmesi çabuk olabilir, ama yankıları gerçekten sonsuzdur. Bundan böyle UMARIM ve DİLERİM gibi sözlerle kötü haberlerin etkisini yumuşatmaya çalışın. "MÜMKÜN DEĞİL" ya da YAPACAK BİR ŞEY YOK gibi cümleler iticidir, çıkmaz sokağa götürür. "İSTERDİM","UMARIM" gibi sözler sevimlidir, kapalı kapıları açar, insanları her zaman mutlu edersiniz.
28. "Karanlığa lanet okumaktansa bir mum yakmak evladır."
İnsanlara neyi yapamayacaklarını ya da elde edemeyeceklerini söylemek karanlığa lanet okumaktır. Neyi yapabilecekleri ya da elde edebilecekleri üzerine odaklanmak ise sevecenlikle bir mum yakmaktır.
29. "Abartı kendini kaybetmiş hakikattir."
30. "Bilgelik sanatı neyi görmezden gelmek gerektiğini bilme sanatıdır."
31. "Hayatımda birçok felaket acısı çektim. Çoğu hiçbir zaman gerçekleşmedi."
32. "Kendi başına iyi ya da kötü bir şey yoktur, bunu düşüncelerimiz yapar."
33. Birisinin kendisini önemli hissetmesi için yapabileceğimiz en iyi şeyin onun üzerine yoğunlaşmak olduğunun farkında mısınız.
34. "Bir dost, bizi gerçekten anlayan, sorunlarımızı gözden geçirirken bize kulak verme sıkıntısına katlanan bir kişi, dünyaya bakışımızı tümüyle değiştirebilir.
35. Öfke çoğu zaman ilgi için atılan çığlıktır.
"Dinlemiyorsanız öğrenemezsiniz." Özensiz dinleme çatışmalara neden olur.
36. "A.B.D.'de sohbet, soluk almak için duraklayanın anında dinleyici konumuna geldiği rekebetçi bir alıştırmadır." Çoğu insan dinlemez sadece konuşma sırasının gelmesini bekler.
37. Arabanızla yolda giderken bütün trafik levhalarının kalktığını düşünebiliyor musunuz. Büyük bir kaos olur değil mi? Hiç kimse kendini emniyette hissetmez. İnsan davranışının çoğunun kuralları vardır. Bütün oyunların kuralları vardır. Fakat çoğu iletişimde bireyler arasında ortak bir sembol, işaret ya da davranışlar sistemi, kurallar yoktur. Uzun vadeli bir ilişkiye girecek olanların huzur ve güvenlik içinde var olmasını sağlamanın bir yolu daha baştan iletişim için rehber ilkeler belirleyip üzerinde anlaşmaya varmaktır.
38. "İnsanlar melek olsaydı, devlete hiçbir zaman gerek kalmazdı."
39. "Tartışma bilgi değiş tokuşu, münakaşa ise duygu değiş tokuşudur."
40. Aşağılanmayı sineye çekmeyin. "Kalabalık zayıf insanın güçlü taklidi yapmasıdır."
41. Ön yargı ne demektir? Ön yargı mantığa dayalı olmayan bir görüş, kanıtlar dinlemeden verilmiş bir hüküm, ilk ne zaman olduğunu bilmediğiniz bir duygudur.
* Birçok insan düşündüğünü sanır ama aslında yaptıkları sadece önyargılarını yeniden düzenlemektir.
42. Ön yargı doğal bir eğilimdir ve iletişimin aşılması en güç unsurlarından biridir. Peşin hüküm verme tuzağına düşmemeliyiz. "Barış ve huzur içinde yaşamak isteyen, ne bütün bildiklerini söyler ne de bütün gördükleri hakkında hüküm verir." Hoşgörü başkalarının inancı, uygulama alışkanlıklarını onları mutlaka paylaşma ya da kabul etme gereği olmadan anlamak için gösterilen olumlu ve nazik çabadır.
43. Seçenekleri ortaya koyun ve karar almalarını isteyin. İnsanları sürecin bir parçası haline getirin. Başkalarını da ilgilendiren önemli bir karar almak zorunda olduğunuzda bunu tek başınıza sonuçlandırıp bir oldu bitti halinde sunmayın. Böyle yaparsanız başka bir seçenek olmasa bile etkilenecek insanlar karşı çıkacaktır. Çünkü kendileri ile birlikte değil, kendilerine rağmen yapılmaktır.
44. "İnsanlar başkalarının bulmuş oldukları nedenlere oranla kendi keşfettikleri nedenlerle daha çok ikna olurlar."
45. Muharebelerinizi kendiniz seçin. Bir şeyin, açığa çıkarmak gerekecek kadar önemli olup olmadığına nasıl karar verebilirsiniz? Ne zaman kapalı tutmak ne zaman açığa çıkarmak gereğini nasıl bilebilirsiniz. Zekice olan, birisini karşınıza almadan önce bunun bütün sonuçlarını gözden geçirmektir.
46. "Ancak aptallar suyun derinliğini iki ayağıyla kontrol ederler."
47. "Tanrı bize değiştirilmesi mümkün olmayan şeyleri sükunetle kabul etme inayetini, değiştirilmesi gereken şeyleri değiştirme cesaretini ve ikisini birbirinden ayırt edebilme bilgeliğini bağışlamıştır."
48. Aşırı uzayan görüşmeleri kibarca kapatın. Dünyanın yarısı söyleyecek bir şeyi olan ama söylemeyen, öteki yarısı da söyleyecek bir şeyi olmayan ama durmadan konuşan insanlarla doludur.
49. Her şey kafanızın içindedir. Örneğin özgüven aralıksız, sık ve başarılı pratiğe dayalıdır. Sinirlilik, kuşku ve endişeleriniz üzerinde yoğunlaşmanın bir sonucudur. İnsanlar yabancısı oldukları durumlarda rahatsızlık hisseder. Zihinsel idman gereken pratikten çok daha hızlı ve iyi olmanızı sağlayan mükemmel bir pratiktir.
50. "Talihimizi kendimiz yapar ve sonra buna kader deriz."
51. Niyetleri eyleme dönüştürün.
Hiç, bir kitabı bitirdikten sonra dünyayı değiştirmek üzere heyecanla harekete geçtiğiniz ama iki hafta sonra herşeyi gene "Eskisi gibi, aynen eskisi gibi" yapmaya başladığınız oldu mu? Lütfen bu kitabın başına da aynı şeyin gelmesine izin vermeyin.
"Nereden başlayacağımı bilemiyorum." diye mi düşünüyorsunuz? Kafa karışıklığı insanı hareketsizleştirir. Açıklık eyleme yöneltir. Bu son bölümün amacı, size önceliklerinizi eyleme dönüştürmek üzere açıklığa kavuşturmada yardımcı olmaktır.
52. Önceliklerinizi belirleyin.
"Nereden başlayacağınızı bilmiyorsanız, başlayamazsınız."
Kuşkusuz, bu kitaptaki bütün tavsiyeleri aynı anda uygulamaya başlayamazsınız. Daha mantıklı bir yaklaşım, en önemlilerinden ikisini seçmeniz, bunları nasıl kullanmayı planladığınızı tam olarak yazmanız ve bu uyarıyı, yeni iletişim alışkanlıkları benimseme kararlılığınızı size sık sık hatırlatacak şekilde, görünür bir yere aşmanızdır.
53. Bilgiyi güce dönüştürün.
"Bilmek yetmez, uygulamamız gerekir. İstemek yetmez, yapmamız gerekir."
Şimdi, bu ilkeleri nasıl hayata geçireceğinizi tam olarak yazın. Örneğin, "Ne söyleyeceğimi bilmediğimde ileride pişman olacağım bir şey söylememek için "Bununla ne demek istiyorsunuz?" diye soracağım."
54. Montaj hattının babası Henry Ford'un saptamış olduğu gibi "Parçalara ayırırsanız hiçbir şey olağanüstü değildir." Bu teknikleri adım adım günlük yaşamınızla bütünleştirerek bir Tongue Fu siyah kuşak ustası olmanız içten bile değildir.
55. "İrade karşısında hiçbir şey imkansız değildir.
"Alışkanlıklarımı değiştirebileceğimden emin değilim." diye mi düşünüyorsunuz? Helen Keller şunu kendi deneyiminden biliyordu. "Yeterince ısrar ettiğimiz takdirde istediğimiz her şeyi yapabiliriz."
56. Acemilik : Yeni ya da değişik bir şeyi denerken genellikle ilk başta bunu iyi yapamazsınız. Araba kullanmayı öğrenirken ilk vites değiştirmenizi hatırlıyor musunuz? Motoru kaç kez stop ettirdiniz, kim bilir? Düş kırıklığına uğrayıp vazgeçmek yerine ("Bunu bir daha hiç denemeyeceğim."), ilk başta başaramamış olmanızda şaşılacak bir şey olmadığını düşündünüz. ("Elbette, arabayı iyi kullanamıyorum. Çünkü bunu daha önce hiç denemedim.") Ama bu beceriyi kazanmak istiyordunuz, onun için çalışmaya devam ettiniz ve böylece öğrenmenin ikinci aşamasına geçtiniz.
57. Uygulama : Bu aşamada size öğretilmiş olan teknikleri uygular ve elde ettiğiniz sonuçları giderek iyileştirirsiniz. Gaz ve fren pedalı ile debriyajı koordine eder, vites kolunu düzgün bir şekilde hareket ettirirsiniz. Bir kazaya yol açmadan kavşakları geçebilir ve dönüş yapabilir hale gelirsiniz. Daha iyi bir sürücü olmak ister ve temelleri uygulamaya devam edersiniz.
58. Otomatik : Bu noktada artık yapmakta olduğunuz şeyi düşünmezsiniz, doğal gelmeye başlar. Yanındaki kişi ile sohbet ederken ya da radyo dinlerken A noktasından B noktasına gidebilen tecrübeli bir sürücü olmuşsunuzdur. Arabayı emniyetli bir şekilde sürer, performansınızı yaratan süreci bir an için olsun düşünmezsiniz. Temeller bilincinde olmadan ve etkin şekilde uygulanır.
59. Alıştırma ve ısrarın karşılığını alırsınız.
"Hata, sebatkar olamamanın vardığı yerdir."
"Bütün bunların Tongue Fu ile ne alakası var?" diye mi düşünüyorsunuz? Tongue Fu'nun bir beceri olduğunu kabul ediyor musunuz? Bütün becerilerde olduğu gibi bunda ustalaşmak da zamana ihtiyaç duyar. İlk başta "ama" yerine "ve" kullanmak sıkıntı verebilir. Geçmişte bunu pek yapmamış olduğunuz için istediğinizi yüksek sesle ifade etmekten ilk başta rahatsızlık duyabilirsiniz. Kimi zaman sabrınız tükenebilir ve sevecen olma niyetinizi bir an için unutabilirisiniz. Bu başarısız olduğunuz anlamına gelmez. Bu Tongue Fu'nun işe yaramadığı ya da onu öğrenemeyeceğiniz anlamına gelmez. Bu sadece, eski alışkanlıklarınızı terk edip yenilerini kazanmanın ilk doğal aşamalarında olduğunuz anlamına gelir.
Satchel Paige , "Bazen kazanırsınız, bazen kaybedersiniz, bazen de maç yarıda kalır." demişti. Mükemmel olmayan sonuçlar elde ettiniz diye ilk acemilik aşamasında sakın vazgeçmeye kalkmayın. Sebat edin. Kendinize acımasız davranmayın ve bu kitapta keşfettiğiniz teknikleri uygulamaya devam edin. Zor insanlarla karşılaştığınızda kendinize giderek daha çok güven duyduğunuzu göreceksiniz. Sonunda, stres durumlarında sözlü dövüş sanatı becerilerinizin otomatik olarak devreye gireceği noktaya ulaşacaksınız.