KİTABIN ADI : TANRILAR OKULU

YAZARI          : STEFANO D'ANNA

 

1. Bu benim düşlediğim hayat değildi.
2. Bundan böyle sakın "ben" deme, yoksa buraya bir daha asla dönemezsin. Kendini gözle ve kim olduğunu bil. Kalabalık içinde bir ben" olmak, gerçek dışı, kaçışı olmayan, kendi kendine yarattığın sahte inançlar ve yalanlar sisteminin tuzağına düşmek demektir.
3. Yaz! Yazmak, varlığının etrafa saçılmış parçalarını bir araya getirebileceğin tek yoldur.
4. Yaşam bağımlı olarak harcanmayacak kadar değerli, kaybetmeyecek kadar bolluk ve imkanlar içindedir. Artık değişme zamanıdır. Hiç kimse ve hiçbir şey seni bağımlı olmaya zorlayamaz; bunu kendin için ancak sen yaparsın. Bağımlılık kendine olan saygının azalması ve itibarından vazgeçmenim bir sonucudur. Kendini ezdirmene izin verdiğinde ortaya çıkan bir durumdur.
5. Bağımlılık, özgürlükten yoksunluğu ve yaşamdan vazgeçişi gizlemek için insanların taktıkları bir maskedir.

 

6. Yoksulluk insanın kendi sınırlarını görememesi demektir. Yoksul olmak, kişinin hoşlanmadığı ve yapmayı seçmediği bir iş karşılığında kendi yaratıcılık hakkından vazgeçmesidir.
7. Her insan yeniden doğmadan önce mutlaka ölmelidir.
8. Hatırla! Tüm olasılıklar Şimdi'nin içinde bulunur.
9. Kişi, başına gelen durumlara karşı tavrını değiştirdiğinde, başına gelecek olayların doğası da zamanla değişecektir.
10. Gördüğümüz ve dokunduğumuz her şey, her görünen, bir görünmeyenden gelir.

 

11. Var olanın özgürlük, bilgi, güçten meydana gelen bu özel durumuna erişmek, kendi üzerinde yıllarca sürecek uygulamalı bir çalışmayı, kendini özünde bağışlamayı gerektirir.
12. Kendimizi özümüzde bağışlamak, özümüze geri dönüştür ve bu dünyaya gelişimizin asıl sebebidir. İnsanlar bu iyileşme sürecini asla yarıda kesmemelidirler.
13. Kendini gözlemlemek, kendini düzeltmektir.
14. Bir kişi yaşamındaki olayları değil, yalnızca onları göğüsleme biçimini değiştirebilir.
15. Yine şikayet ediyor, yine dünyayı suçluyor ve yine dışarıdan birilerinin seni incittiğine ya da sana felaket getirdiğine inanıyorsun.

 

16. Geçmişe ışık tutmak ve oraya yeni bir anlayışla geri dönmek. Bu bir daha asla ele geçmeyecek bir fırsattı.
17. Oluş düzeyimiz yaşamımızı kendisine çeker. Ve her şey senden kaynaklanır. Gördüğün ve dokunduğun her şey senin varlığının, noksanlığının ve içindeki boşluğun dışa yansıyan görüntüleridir.
18. Onlar, kendi bağımlılık halini sürekli kalıcı kılabilmek için doğrudan senin tarafından işe koşulan muhafızlar, gardiyanlardır. Yaşantında hep egemen olan ıstırap ezgini kökünden söküp atmazsan, bu hayaletler yeniden sana dönecektir.
19. Yaşantının tavan arasına yani onun en karanlık köşelerine girmek üzereyiz. Şimdi biraz temizlik ve yüklerden kurtulma zamanı.
20. Karımın yakında öleceği haberinin verdiği hüzün ve bu bozuk giden olgunlaşmamış evliliğin yükünden yakında kurtulacağımdan içten içe duyduğum gizli ve tuhaf sevinç arasındaki çatışmayla bölünmüştüm. Mutsuzluklarım ve düş kırıklıklarım için, meslek hayatımdaki kısıtlamalar ve engeller için gizliden gizliye bir bakıma onu suçlamıştım.

 

21. Ölüm hiçbir zaman tesadüf değildir. Hastalık, mutsuzluk ve yoksullukta da olduğu gibi. Bunun olması için yıllarca dua ettin, kendine bile itiraf etmeden, şiddetle bunu arzuladın ve hatta Tanrı'ya yakardın. düşler her zaman gerçekleşir, en karanlıkları bile..
22. Onun içine kapanık dünyasında, her türlü ikiyüzlülükten arınmış içten bir kadının saf sevgisini ve bir bilgenin kendine özgü kayıtsız tavrını, ancak şimdi görebiliyordum.
23. Her birimize muazzam bir kurtuluş payı/hakkı verilmiştir.
24. Aslında her ikimiz de, birbirine tutunmuş, kendilerini birlikte bir bütün olabileceklerine ve birbirlerini tamamlayabilecekleri düşüncesine inandırmış iki güçsüz kişiydik.
25. Kendini gözlemleme, kendini iyileştirmedir.

 

26. Geçmişin kutsanması ve iyileştirilmesi gerekir. Her katmanına gir, her köşesini aydınlat, yeni bir anlayışla onu değiştir.
27. Bildiklerine ekleyebileceğin hiçbir şey yok. Gerçek bilgi sonradan edinilmez, o yalnızca hatırlanabilir.
28. Kişinin kalkanı kendi saflığıdır, hayata ve ustasına olan sevgisidir.
29. Ne kadar uzun yaşayacağınız kendi aklınızca belirlenir. Bu demektir ki, eğer ölürsen sorumlusu yalnızca sensin.
30. Mantıklı bir aklın ve kurumsal bir inancın kesinlikle kabul edemeyeceği gerçekler..

 

31. Cenneti yaratan cennete, cehennemi yaratan cehenneme doğru yol alır.
32. Düşüncelerimiz kaderimizdir. Düşüncelerimizin kalitesi yükseldikçe yaşam kalitemiz de yükselir.
33. Dünyadaki yaşam bir Tanrılar Okuludur. Karışıklık, şüphe, kargaşa, kriz, kızgınlık, umutsuzluk ve acı, tümü büyümek için yararlanılması gereken mükemmel fırsatlardır.
34. Düşünmek kaderdir.
35. Kişinin duygusal durumları, aslında görünür hale geçmek ve kişinin başına gelmek için fırsat kollayan olaylardır.

 

36. Beklenilmeyen, her zaman uzun bir hazırlık dönemi gereksinir.
37. Evren olduğu haliyle mükemmeldir. Değişmesi gereken yalnızca sensin.
38. Her şeyde kendinizi suçlayın, başınıza her ne gelirse gelsin kendinizi sorumlu tutun. Bu düşünce gücü iki sonsuz kelime içinde özetlenmiştir. MEA CULPA. SUÇ BENİM..
39. Kendisi dışında herhangi bir şeye bağımlı olmamak, insanın doğuştan gelen hakkıdır.
40. Kendi dışımızdaki bir dünyaya inanmak, ona bağımlı olmak demektir.

 

41. Sen var olmasaydın onun var olmasının bir nedeni olmayacaktı. Tanrı senin devinmekte olan (sürekli değişen) iradendir.
42. Seni olduğun gibi kalmaya zorlayan pek çok kural var.
43. İnançlarını altüst et..
44. İnsanları birbirinden ayıran şey... onların farklı kaderlere ait olmalarını sağlayan şey bilinçli veya bilinçsiz her birinin inançlarının yönü, niyetlendikleri hedeflerinin farklı niteliğidir.
45. Dünyanın kendi yansıman olduğunun farkına vardığında ondan bağımsız olursun.

 

46. En büyük devrim, tüm girişimlerin en büyüğü, hatta tek ve en anlamlı olanı, kendini değiştirmektir.
47. Dünya senin içinde, aksini düşünme. Dünya sensin.
48. Dünya senin içsel durumlarının mükemmel göstergesidir. Dünya böyledir, çünkü sen böylesin, yani dünya böyle olduğundan sen böyle değilsin.
49. Her türlü şüphe ve korkunuzu, daha yüreğinizde filizlenmeye başladığı o ilk anda kendi ellerinizle boğun. Gerekirse kendinize karşı zor kullanın. Kendinize mutluluk, huzur ve netlik yükleyin. Dışınızdaki dünyanın koşulları sizi mutsuz edemez ama sizin mutsuzluğunuz dünyadaki tüm sefaletlerin kaynağını yaratır. Yoksulluk aklın bir hastalığıdır.
50. Beden, oluşu sergiler. O hep çocuksu bir neşe ve zevkle uyum halinde titreşmelidir. . ama sen unuttun.. beden asla yalan söylemez.

 

51. Dışımızdaki bir tanrısallığa iman etmek, bedenimizin ötesinde bir varlık olduğu düşüncesi, dünyadaki en yaygın boş inançtır ve insanlığın en büyük katillerinden biridir.
52. Artık dünyaya ve başkalarına bağımlı olmak istemiyordum, şimdiye kadar çaresizce yaptığım gibi..
53. Azla yetinmek, yiyeceği ortadan kaldırmak değil, ona olan gereksinimi, bağımlılık halini yok etmektir.
54. SEN ÖZÜNLE YENİDEN BİR BÜTÜN OLDUĞUNDA, DÜNYA EBEDİYEN İYİLEŞECEKTİR.
55. Bir kişi her ne düşlerse, artık o gerçek olmuştur. Sadece görünür hale gelmesi biraz zaman alır.

 

56. Olumsuz ve yıkıcı görünen şeyler de senin hayalindeki bir çatışmanın sana geri yansımasıdır.
57. DÜNYA BÖYLE, ÇÜNKÜ SEN BÖYLESİN.
58. Senin içinde savaş olmazsa, dışında da olmaz. Kural budur.
59. Bir insan kendi bedenine egemen olmayı öğrenirken, evrene de egemen olabilir.
60. Kaynağını senden almayan hiçbir zorluk ya da sınırlanma yoktur.

 

61. Önemde ilk olan, öncelikte de ilk olur.
62. Ne var ki, bir şey, daima, bırakıp pes etmem için beni ikna etmeye çalışıyordu. <hep dış etkenlerin sonucunda oluştuğuna inandığım yenilginin, aslında içten dışa bir süreç olduğu, yani içten gelen bir buyruğa boyun eğen bir işleyiş düzeni, bir kendini baltalama etkinliği olduğu ortaya çıkmıştı.
63. Her şey, en basitinden en karmaşığa, bir insandan bütün bir uygarlığa kadar, gelişme yolundaki her organizma, 'görünüşte' zıt bir güçle, kuvvet ve kapasite bakımından, kendi projesine eşdeğer bir düşman gücüyle karşılaşır.
64. Dünya bir sonuçtur... senin düşlerinin olduğu kadar kabuslarının da bir yansımasıdır. Cennet de olabilir, cehennem de. Nerede ve nasıl yaşamak istediğine sen karar vereceksin.
65. Her mücadele görünenin ötesinde daima adildir.

 

66. En nefret ettiğimiz öğretmenlerimiz bize en çok emek verenlerdir.
67. Sen kendine yatırım yaparsan yaşam da sana yatırım yapar.
68. Gerçek insan hiçbir felsefeye, ideolojiye veya dine bağlı değildir. Gerçek düşleyenin hiçbir etiketi yoktur. Herhangi bir şeye ait olamaz, bir şeye dahil olamaz.
69. Her insan isteği ile bunun gerçekleşmesi arasında karşı çıkan bir gücün varlığını hisseder. Bir tür evrensel sürtünme kuvvetidir bu.
70. Hiç kimsenin kendinden büyük bir amacı olamaz. Sıradan bir insan küçük bir apartman dairesini düşlerken, bir başkası sahilde bir villa düşleyebilir. Ama Versailles sarayını ancak bir kral düşleyebilir.

 

71. Görünüşte, insan yalnız kendi dışındaki engeller, düşmanlar ve zorluklarla yüz yüze geliyor. Aslında içimizde bir gölge, yani bizim tanımadığımız ve tanımayı istemediğimiz karanlık bir tarafımız vardır. Bir saldırı, bir zorluk veya bir sorun olarak önümüze çıktığında şaşırıp kalırız. Oysa gerçekte, onu uzun uzadıya ve farkında olmadan kendi içimizde biz yetiştirmişizdir.
72. Denilebilir ki, Yahudi dini, felsefesi, yaşam tarzı ve o insanların çalışma şekli, ağırlıklı olarak hep ayrılıkçı bir dünya görüşüne dayanıyordu. Bir tarafta Yahudiler öte tarafta diğerleri vardı.
73. Tek düşman kendi içimizdedir. Dışarıda nefret edilecek ya da bağışlanacak bir düşman veya bize zarar verebilecek herhangi bir kötülük yoktur.
74. Hiç kimseden hiçbir şey bekleme.
75. Gerçek özgürlük kimseye verilemez. İnsan bunu tüm gücüyle istemeli ve bedeli her ne olursa olsun onu hak etmek için çaba gösterip kendisi kazanmalıdır. Bunu ancak o zaman elinde tutabilir. Benim dünyamda, korkunun ve kayıtsızlığın tek bir zerresine bile yer yoktur. Daha fazlasına sahip olmak ve daha fazla olmak için sahip olduğun her şeyden vazgeçmen gerekir.

 

76. Yaşamda yenilgi diye bir şey yoktur. Sadece sonuçlarının getirdiği etkiler vardır.
77. Endişelenmek, şüphelenmek, korkmak ve ıstırap çekmek dağılmış bir psikolojinin belirtileridir.. aynı zamanda oluştaki bir çatırdamanın göstergesi ve olaylar dünyasında bir süre önceden başlayan felaketlerin, başarısızlıkların ve yenilgilerin ilk habercileridir.
78. İnanmak ile görmek bir ve aynı şeydir. Zaman içinde inandığın ve düşlediğin her şeyin gerçekleştiğini göreceksin.
79. Her şey birbiri ile bağlantılıdır, ayrı hiçbir şey yoktur.
80. Alışılmış bütün yaşam kurallarını yerine getirmek...

 

81. Var olmadığını fark ettiğin anda varoluşun başlamıştır.
82. Dünya kendisini, senin sorumluluk düzeyine göre biçimlendirir.
83. Ancak sorumlusu olduğun kadarına sahip olabilirsin.
84. Hayvanlar dünyasında bile bir tür "sahip olma etimolojisi" vardır, burada parçalayıcı çeneler ve öldürücü pençeler en iyi sinir sistemine sahip hayvanlara verilmişken, saldırganlığını kontrol edebilme skalasında daha alt seviyelerde yer alanlara çok daha güçsüz donamımlar verilmiştir.
85. Bunca insanın tehlikeli sporlara ilgi duyuyor olmasının ve canlılığını tehlikeli koşullarda hissetmek istemesinin veya en tehlikeli serüvenlere kalkışmasının asıl nedeni, zamandan, sorunlardan ve dünyanın yükünden kaçıp özgürleşme isteğidir.

 

86. İnsan ancak ŞİMDİ'DE ölümsüz olabilir ve ŞİMDİ sonsuzdur.
87. Tüm olasılıklar ŞİMDİNİN içinde saklıdır.
88. Genellikle şişman kişilerde rastlanan korkunç zevkin ve gösterişli cömertliklerinin ardında yaşamdan vazgeçmeleri ve intihar etme eğilimleri yatar.
89. Vücutlarda yaşanan korkunç değişimler, kötü bir psikolojik beslenmenin ağırlaşmış semptomları, en somut yansımalarıdır.
90. Kendi iç hapishanemizde bizi gözetleyen gardiyanlar aslında bize en yakın ve kıymetli kişilerdir. Bu kişiler aynı zamanda en dikkatli ve acımasız gardiyanlarımızdır.

 

91. Oluşumdaki en küçük bir değişim, olaylar dünyasında dağları yerinden oynatır.
92. Sevgi bağımlı olmaz... sevmek ve özgür olmak aynı şeydir.. bir gün yapıt değil sanatçı olduğunu, düşlenen değil, düşleyen olduğunu, yaratılan değil yaratan olduğunu ve her şeyin senin hizmetine verildiğini anlayacaksın.. işte o zaman asla bir daha bağımlı olmayacaksın.. dünya sen böyle olduğun için böyledir.. dünya böyle olduğu için sen böyle değilsin.
93. Bağımsız ve özgür ol.. bir asi ol.. bir asi kimseye bağlı değildir..
94. Yalnızca sevenler hizmet edebilirler. Sevmeyenler ise sadece bağımlı olabilirler.
95. Benzerlik sıradanlıktır.

 

96. Yine de herkes yaşamında başına gelenlerin, yalnızca onun için özel olarak yaratılmış, daha önce hiç olmamış, yepyeni olaylar olduğunu varsayarak kendini kandırır.
97. İnsanın gelecek olarak nitelediği, aslında geçmişinin arkadan görüntüsüdür.
98. Elinle tuttuğun, gözünle gördüğün ve tam şu anda olduğuna dair yemin edebileceğin olaylar, geçmiş bir zamanda kaydedildi. Oluş dünyasında, Oluş hallerinde, başka bir boyutta gerçekleşmeleri için senin onayını almak zorundalar.
99. Dinler yoksulluğu bir değer olarak sunarlar..
100. Aslında ben, günün birinde kaderi ve dışımdaki olayları suçlayabilme olasılığını elimde tutarak, sonuçlarına katlanma sorumluluğunu üstlenmeden, bana reddetme olanağı verecek bir mazeretin arayışı içindeydim. Reddetmemi haklı kılacak çocuklar, onların eğitim durumları ve o ülkedeki riskler gibi tüm temel nedenlere sımsıkı sarılıyordum.

 

101. İnsan anladığı ile sınırlıdır.
102. Bir kişinin gelişmişlik ölçütü onun anlama düzeyidir ki, bu onun hak ettiği dünyayı yaratır.
103. Sıradan bir insan, sevimsiz gölgeleri ve çocukluk travmalarını, kendi suçluluk duygularının yarattığı hayaletleri defedecek gücü ancak tehdit altındayken bulabilir. Gerçek bir insanın bunlara gereksinimi yoktur, çünkü o sürekli bir kararlılık durumunda yaşar.
104. Rahat ol! Dışarıda hiç düşman yok.. aslında her zaman sensin kendini tehdit eden.. insanlar asla rahat olamıyor. Hatta kişi zengin olsa ve görünürde korkacak hiçbir şeyi olmasa bile, sürekli bir kararsızlık halinde şüphe duyarak, belirsizlik, ıstırap ve korku içinde yaşıyor. Bu en iyi bildiği iş ve yaşamını yöneten etkinliktir.
105. Güvende olmak için günahsız olmak gerekir..günahsız ve ayıpsız..

 

106. İnsanlar acılarını, korkularını ve kararsızlıklarını terk etmekte zorlanıyorlar. Onların yegane zenginliği budur.
107. İnsanın düşündüğünün aksine, önce korku duygusunu içimize alırız, sonra korkulacak şeyi seçeriz.
108. İnsanın sadece iki duygusu vardır.. korku ve sevgi.. bunlar kendi içinde birbirine zıt şeyler değildir.. sadece oluşun farklı düzeylerindeki aynı gerçekliktir.. korku çürümüş sevgi, sevgi yücelmiş bir korkudur..
109. Hastalık diye bir şey yoktur. Beden asla hastalanmaz. Sadece oluşta neyin eksik olduğunu gösteren sinyaller gönderip belirtiler üretebilir. Hastalıklar yoktur, yalnızca iyileşmeler vardır.
110. Tüm iyileşme korkudan kurtulmaktır. Asıl nedenden bir kez kurtulduğunda belirtiler de yok olacaktır.

 

111. Korku ve bağımlılık aynı şeydir. Bağımlısın çünkü korkuyorsun ve korkuyorsun çünkü bağımlısın.
112. Doğrularım bana hala görünmeyen çok değerli bir şeyle değiştirilmesi gereken süprüntülerdi.
113. Bu insanlar da seninle aynı yolu yürümekteler. Senin de istediğin hedefe onlar günde beş kez diz çöküyorlar. Ama bekledikleri cennet asla gelmeyecek. Cennet sadece bir oluş durumudur.. O yüzden öteki dünya olarak tanımlanan yer, sınırsız olan bu dünyadır. Kitlelerin yaptığı toplu ibadet törenleri sadece bir yanılsamadır.
114. Dinler, ideolojiler ve bilim önce, üzerinden geçmemiz, fakat sonrasında onları aşarak geride bırakmamız gereken köprüler gibidir. Görevleri tamamlandığında, kendimizi onlardan özgür kılmamız gerekirken, kendimizi bağışlama işine öyle çok kaptırdık ki, sonunda dinler, sorgulanmadan kabul edilen ideolojilere, hurafelere, hapishanelere ve ölümcül tuzaklara dönüştüler.
115. Sana acı verebilecek bir atom tanesinin bile içine girmesine izin verme. Her ne yol izleyeceksen izle ve ölümcül yaralarını an'da kapat. Kendi devrimini başlat. Yoksa bir gün, senin dışındaki bir tanrısallığı memnun etmek üzere, kendini bu kalabalıkla beraber diz çökerken bulacaksın.

 

116. Her insan yaşaması gereken gerçekliğin tek ve yegane yaratıcısıdır. Dünya, kendi yaşamımızın hayaletlerini üzerine yansıttığımız dev bir ekrandır. Bizden başka kaderimizi etkileyebilecek, bilinen veya bilinmeyen, doğal veya doğaüstü hiçbir kuvvet yoktur.. İster iyi, ister kötü olsun, yaşamımızdaki her bir olay, ortaya çıkmadan önce mutlaka bizim onayımızı almaktadır. Sakın bu dünyanın senin dışında var olduğunu sanma..
117. Dışarıda bir yerlerden geldiğine inandığın her şeyin başlangıcı, senin içindedir, başka hiçbir yerde değil. Dışarıda olan biten her şeyin içsel bir sebebi olduğunun farkına varman, kötülük, keder ve ölümün dünya üzerinden tamamen yok olmasını sağlayacaktır.
118. Seçilmek insanın saygınlık düzeyinin altında kalır. İnsan çalışacağı işi düşler, onu kendi niyetine ve beğenisine göre seçer.
119. Benzer benzerini çeker, anlayış ise anlayışı.. (Bizde de "sefil benzerini çeker" diye bir deyim vardır.n.a.)
120. Tekrara dayalı bir hareketi, mekanik bir tepkiyi düzeltmek veya bir alışkanlığı kırmak yönünde yapılan, çok küçük bile olsa bilerek yapılan her çaba, mekanikliğe takılan bir çelmedir.

 

121. "Kişinin kendisini yenmesi" içine sızmaya çalışan en küçük bir olumsuzluk ifadesine bile geçit vermemek, içindeki hiçbir alçalmaya veya hüzün kırıntısına, ne kadar önemsiz olursa olsun, engel olmaktır.
122. Kendini yenmek, dünyaya bağımlı olmamak, yaratıcı olmak, kendinin, kendi Oluş durumlarının efendisi olmak ve dolayısıyla da dünyanın efendisi olmak demektir.
123. Zaman sana saldırdığında sen zamanı yut, ıstırap sana saldırdığında sen ıstırabı yut, şüphe sana saldırdığında sen şüpheyi yut, korku sana saldırdığında sen korkuyu yut..
124. Kendisini yönetemeyen kişi, başkalarını hiç yönetemez.
125. Beklenilmeyen, hep uzun bir hazırlık dönemine ihtiyaç duyar.

 

126. Heleonore kısa zamanda benim en büyük destekçim oldu, dostum ve çocuklarımın sırdaşı oldu. Büyük bir tatlılık ve yumuşaklıkla girdiği yaşantımızın her geçen gün yeni bir köşesini doldurdu. Herhalde hiçbir işgal bu kadar dirençsiz karşılanmamıştır.
127. Dış dünya senin psikolojinin maddeleşmiş halidir. Yaşamında önüne çıkan her soruna, her zorluğa önceden onay veren sensin. Bir gün kendini tanımaya başladığında, dünyanın neden bu halde olduğunu anlayacaksın.
128. Temiz bir ara ver kendine! Bütün bağları sonsuza kadar kes at.. eski dünyanın tek zerresini bile yanında götürme.
129. Dünya, bizim onayımız olmadan saçın bir telini bile oynatamaz. Dünya senin onu düşlediğin gibidir.
130. Eskimiş olan yeniyi yazamaz.

 

131. Dünyayı düzeltmek demek kendini iyileştirmek demektir.
132. Korkuların, şüphelerin ve aksi düşüncelerin seni yönettiği sürece, senin dışında bir başkasının ya da herhangi bir şeye bağımlı olman gerekecek. Kendini bundan kurtarmadıkça, bir şeye olan bağımlılığı başka bir şeye olan bağımlılıkla değiştirip duracaksın.. Ama buna ne özgürlük denir, ne de gelişme.
133. Dünya onu düşlediğin gibidir. Düşünü değiştir, o zaman dünya da değişecektir.
134. Ben sınır tanımam..
135. Milyonlarca insan gibi sen de tehdit edildiğinde canlanıyor ve içten oluyorsun. Senden daha acımasız biriyle veya bir şeyle karşılaştığında sadece, insan görüntüsüne bürünüyorsun.

 

136. Kötülük zorba olmak değil, zorba olduğunu bilmemektir. Şiddet göstermek, çatışmacı bir zihniyetin yansıması ve kişinin kendi içindeki intiharın sonucudur.
137. İlk iş, kendini sağlam temeller üzerine inşa etmendir. İnsanların yaşamında gözlemleyebildiğin tüm felaketleri ve zorlukları, kişinin kendini bilmezliği davet eder. Kurbandır, saldırganını kendi üzerine çekecek koşulları bilinçsizce hazırlayan.. uzun zamandır varlığının karanlıklarındaki celladını yakalayacak korkunç ağlarını, büyük bir titizlikle örmektedir.
138. İyi bir geçmiş, iyi bir sermayeye sahip olmak gibidir. Senin geçmişin ise bir felaket gibi. Bir gemi dolusu borçtan farksız. Hepsini ödeyene kadar, sayısız ıstıraplara ve karşılaşacağın en zalim saldırılara katlanmak zorundasın. Bunun bilincinde olduğun zaman, çektiğin tüm ıstıraplar için minnet hissedeceksin, her acıyı ve görünürdeki her haksızlığı kutsayacaksın.. Bir gün bunların seni yüceltmek ve geliştirmek için geldiklerini, gelişimin için ne denli gerekli olduğunu bileceksin.
139. Zorluklar ve acılar, senin bütün olma yolunda geçireceğin sınavlardır. Bunun farkına vardığında, yaşamın kendisi insanın öğretmeni olacaktır. Her kriz, her düşüş ve her zorluk hem kusursuz, hem de eşsizdir.
140. Hoş olmayan olaylar ve felaketler bizi iyileştirmek ve tamamlamak için başımıza gelirler.. Haksızlık insanlara, kendi yaşamlarını geliştirmek ve bir gün özgür olma düşünü her birinin içinde uyandırmak için bir fırsat formunda gelir. Haksızlık, kişinin kendini tanımasına yardımcı olur ve kendisini gerçek bütünlüğe götüren yoldur. Hiçbir adalet, adaletsizliğin kendisinden daha adil olamaz.

 

141. Görünürde olumsuz olan her türlü aksilik veya yatay düzlemdeki insanlık haksızlık dediği, aslında gerçekte, bir lütuftur.. en haksız olaylar, hareketler ve koşullar Oluşu daha yüksek bütünlüğe, birlik ve özgürlük seviyelerine yükseltmek için ortaya çıkarlar.
142. Bilim bir gün aslında bu kadar çok sayıda hastalığın olmadığını keşfedecektir. Görünürdeki çokluklarının ve semptomlarının karmaşıklığının ötesinde, sadece tek bir hastalık vardır: DÜŞÜNCE.. Düşünce öldürücü bir tohumdur.
143. İnsan anladığı kadardır. İnsanlar farklı anlama düzeylerine sahiptirler. Aralarındaki gerçek eşitsizlik de budur.
144. Cehennemi yaşayanlar, kendilerine cehennemden başka bir şey yaratamazlar. İçindeki şüpheler korkuya dönüşüyor ve korkuların da böbreklerindeki taşların formunu alıyor.. ya da olaylar dünyasındaki felaketleri ve kazaların komplosunu düzenliyor.
145. Bir zamanlar insanoğlu dinler olmadan yaşıyordu, insanlar inançlarının zayıflaması sonucu bozularak özlerindeki tanrısallığı dışarıya aktardıklarında dinler ortaya çıktı.

 

146. Bugünden gelecekteki afetleri kendisinden uzaklaştırma çabası, kişinin onları kaderinden silme arzusu, tarih boyunca tüm uygarlıklarda kurban kesme ve kendi kendine bilerek eziyetler çektirmesi aracılığı ile, kefaretini önceden ödeyip günahtan kurtulma eylemlerine eşlik etti. Yapılan fedakarlıkları düşünmeye başladım; pişmanlık duyanların tövbeleri, şehitlere adanan kutsal yapılar, kiliseler.. kendilerini kırbaçlayanlar ve tek bir çul parçasına sarınıp yaşayanları düşündüm..
147. Kendini her koşul ve her durumda var gücünle sev.
148. MÜKEMMELLİK KENDİNİ ASLA TEKRARLAMAZ.
149. Kendi dışımızda olduğuna inandığımız gerçeklik, dünya; psikolojimizin ve Oluşumuzun fiziksel bir yankısıdır.
150. Her hareketinin kusursuz olduğundan emin ol. Kusursuzluk tek bir gereksiz eylemde bile bulunmamak demektir.

 

151. Bir şey iyi yapıldığında sonsuza kadar yapılmıştır. Tüm evren bundan haberdardır ve yaptığın şeyi tekrar etmene gerek yoktur.Sadece kusurlu olan tekrarlanır. Kusursuzluk asla kendini tekrarlamaz çünkü sürekli olarak kendini aşar.
152. Bir insan ancak vizyonu dahilinde olanlara, sorumlu olduğu kadarına sahip olabilir.
153. Çocuklarda ölümsüzlük düşüncesinin, fiziksel ölümsüzlüğün yeşertilmesi şarttır.
154. (Adem-Havva olayı) Elmanın ısırılışı anlamsız bir olay değildir. Kendisini yaratıcı olandan, yaratılan olmaya indirgeyen ve öz doğasını terk eden insanın Oluşundaki düşüşün kararlı bir metaforudur. Elmayı ısırmak demek, dışımızda var olan, bizi içine alan ve bizi yöneten bir dünya olduğuna inanmak, bir başkasının hayaletini kalıcı kılmak demektir. İnsanın bağımlılık halinin ve tüm trajik tarihinin başlangıcıdır.
155. Yeryüzünün dini, bölünmedir! İnsanoğlunun her şeyin üzerinde hürmet ettiği ilahi varlık her zaman aynı olmuştur: KORKU!

 

156. Bağımlılık korkudur. Sen bile korkunu kendine put yaptın. İşte bu yüzden bağımlısın ve hayatını arkasına gizlendiğin memuriyetinle kazanıyorsun.
157. Özgür demek, dünyadan özgürleşmiş demektir. Rollerden, korkudan kurtulmak.. dünya ile özdeş olmaktan kurtulmak demektir..
158. İste, ama asla isteklerinin bağımlısı olma!
159. Bütün insanların mezheplerine ve dinlerine hürmet et, fakat hiç birine ait olma.
160. Yaşlanmak, hastalanmak ve ölmek, dünyanın betimlenmiş halinin bölümleridir. Bunlar şimdiye kadar hiç kimsenin başkaldıramadığı, doğal ve kaçınılmaz olaylar olarak kabul edildi. Bu, inanç ve beklentiler sisteminin evrensel hale gelen sonucudur.

 

161. Geçekleşmesini beklediğimiz ne varsa gerçekleşir. Yaşlanmak, hastalanmak ve ölmek, zihinsel olan kötü alışkanlıklardır.
162. Buda'nın babası, oğlunu alçaltacak her türlü mesajdan ve sınırlandıracak kavramdan korumak için, kişisel bir çaba olarak, genç prensin daimi olarak neşe, güzellik ve zenginlikle kuşatılmasını sağlamıştı. Sarayına oğlunun hizmetinde çalışanlar ile hizmetçilerini sürekli olarak değiştiriyordu. Genç Buda'nın vizyonuna hastalık, yaşlılık ve ölümün girmesini engellemek için kendi saçıyla sakalını boyuyor, yüzüne makyaj yapıyordu. Bu, bugün bile hala en eğitici, ama asla bilinmeyen öykülerden biridir. Buda'nın babası dünyanın betimlenmesinin ne denli önemli olduğunu biliyor ve inancın gücünü tanıyordu. Genç Buda orada ebediyen yaşamak üzere eğitildi. Hastalığın ve yaşlılığın yasaklandığı bir dünya düşleyen ve kendisini oğlunu korumaya adayan bir kral, aslında insanlığın bilgelerinden ve tüm insanlık tarihindeki en cesur araştırmacılarından biri olarak tanınmalıdır.
163. Yalnızca bütün olmayı başaran kişi özgür olabilir. İçinde bölünmüş insanın bağımlı olmaktan başka bir çaresi yoktur. Bağımlı olmak, irade eksikliğidir, insanın korku halini ve Oluşun cehennem misali döngülerine olan aidiyeti gözler önüne serer. Günlük yaşamı sürdürmek için birisine bağımlı olmak, katlanılmaz bir kölelikten başka bir şey değildir.
164. Gerçeklik sakız gibidir, dişlerin biçimini alır.
165. Her olayın başı ve sonu sensin. Onu kaynağında ara. Aksilikler ve acılar içindeki dünyayı sen yarattın, bunu ancak sen değiştirebilirsin. İyileşme içeriden dışarıya bir süreçtir, senin içinde başlar, dışarıya doğru ilerler. İyileşme ancak sen onu istersen gerçekleşir.

 

166. Bir işte çalışmak eksik bir psikolojinin yansımasıdır. Bir insanın bu dünyada aldığı rol, ondaki eksikliğin en açık belirtisi ve her derdinin nedenine onu götürecek en basit yöntemdir. Sen ne isen, ancak onu yapabilirsin. Bunu iyice anladığında ve o tüm varlığına işlediğinde, nasıl müdahale edeceğini de bileceksin.
167. Spartalılar yedi yaşına geldiğinde bağımlı olmaya son vererek bir cesaret okuluna yerleştirilir ve orada birer kahraman, göz kamaştıran yenilmez savaşçılar olarak yetiştirilirlerdi. Oysa bugün aynı yaştaki çocuklar kederli yetişkinler ordusunun saflarına katılıyorlar.
168. Trenin hareket ederken çıkardığı sesi zamanla farketmeyişimiz gibi, bağımlılığımızın acısı da bizim için, varlığımızın bir parçası, hayatımızın doğal bir değişmeyeni ve anlamsızca rahatlatıcı bir mevcudiyeti haline gelir. Bundan vazgeçmeye çalışmak, bir yetişkin için olanaksız bir girişimdir.
169. Bir insan ancak vizyonu dahilinde olanlara, sorumlu olduğu kadarına sahip olabilir.
170. Hazır olmayan bir kişinin sahip oldukları onun varoluş düzeyinin üstündeyse, bir olay ya da dışındaki koşul o gün için lehine gelişse bile, bir gün mutlaka eski yoksulluğuna geri döner.

 

171. Önce kral ol, krallık arkasından gelecektir.
172. İnsan ancak kendisini seçebilir! Aşık olman, yine sorumluluktan kaçmanın bir yoludur. Sevdiğine inandığın kadın bile, sadece bağımlılığa olan eğiliminin bir yansımasıdır.
173. Sevgi ölümün yokluğu demektir. Sevmek, kişinin kendisini özünde sevmesi, kendisine verebileceği her türlü zararı ortadan kaldırması anlamına gelir. Sadece bütünlük sevebilir. Ve ancak tüm görkemiyle varoluşun bütün olan hali, sevgiyi içine alabilir.
174. Ben senim! Ben senin içinde var oluyorum.
175. Kendini değiştirmek ilk önce kendinden kurtulmaktır. Daha üstün bir seviyede doğabilmen için, daha aşağı bir seviyede ölmen gerekir.

 

176. Bu kadınlar, özünde asla keşfetmek istemediğin şeyleri sana göstermeye geldiler.
177. Kendinin dışında olmak gerçek bir deliliktir. İnsanlığın iyileşmesi gereken hastalıkların en kötüsüdür.
178. Yalnızca seven kişi özgür olabilir ve yalnızca özgür kişi sevebilir. Özgürlük ve sevgi aynı gerçekliğin iki yüzüdür.
179. Her şey elimizin altında durmaktadır. Sınırlar sadece içimizdedir.
180. İş dünyasında olduğu gibi yaşamda da kaybetmenin yalnızca tek bir yolu vardır: Kendine inanmayı bırakmak.

 

181. DİK DUR VE HİÇBİR YERE YASLANMA. KESİNLİKLE KİMSENİN SENİ YORGUN YA DA BİTKİN GÖRMESİNE İZİN VERME.
182. Her şey kendine benzeyeni çeker. İnsan daima kendisiyle karşılaşır ve kendisini çeker. Her şey kusursuz bir biçimde kişinin bilinç düzeyine karşılık gelir.
183. Yaşam düşlediğin gibidir. Her zaman düşlediklerimizle karşılaşırız.
184. Dünya için endişelenmeyi bırak, kendin için endişelen. Dünyaya ancak bu şekilde yardım edebilirsin.
185. Arzu ettiğin her şeyi Tanrı'dan talep edebilirsin. Sınırsızca sana itaat edecek, her isteğini yerine getirecektir. Tanrı iyi bir hizmetkardır ancak iyi bir efendi değildir. O, hizmet etmeyi sever, o sevmeyi sever. Tanrı'nın efendisi : Sensin! (Lupelius)

 

186. Bulunduğun yer, içinde olduğun durumdur.
187. Sen, kendi kendinin hırsızısın. İçten içe soyuyorsun kendini. İş ya da özel hayatında sahip olduğun eşlerin ve ortakların, her zaman içinde bulunduğun koşulların, Oluş durumlarının mükemmel bir yansıması olacaklar. İnsan sadece ne ise ona sahip olabilir ve sadece hak ettiği ölçüde seçer ya da seçilir.
188. Önce kral ol.. krallık arkasından gelecektir.
189. Oluş halindeki krallık her zaman bir hükümdarlığın doğuşundan önce gelir. Olmak sahip olmaktan öncedir, tersi mümkün değildir. Hiçbir zaman bir kral niteliklerine sahip olmadan krallığın oluşmasını arzulama, bu seni parçalayıp toz haline getirir.
190. İnan, sonra Gör..

 

191. Aradığın kararlılığı sadece kendi içinde bulabilirsin.
192. Gerçekte, seni korkutacak bir şeyin kaynağı ve asıl sebebi en başından beri senin korkundur.
193. Geri çekilmek yok..
194. DÜŞLE, DÜŞLE, DÜŞLE.. ASLA DÜŞLEMEKTEN VAZGEÇME.. GERÇEKLİK ARKASINDAN GELECEKTİR..