KİTABIN ADI : YÜREĞİNİN GÖTÜRDÜĞÜ YERE GİT
KİTABIN YAZARI : SUSANNA TAMARO
1. Herkes en iyi tanıdığı dünyadan esinlenir.
2. Bunlar yalnızca sakin ve huzurlu yaşayabilmem için oynamam gereken rollerdi.
3. Somut madde dünyasından uzak olan herhangi bir şey benim anne - babam için kesinlikle anlaşılmazdı
4. "En kolay inandıklarımız, en az bildiklerimizdir."
5. Kimbilir neden en basit gerçeklikler, anlaması en zor olandır.
6. Ama güçlü olabilmek için insanın kendini sevmesi gerekir; kendini sevebilmek için de insan, kendini derinlemesine tanımalı, kendi hakkında her şeyi, en gizli, kabullenmesi en zor şeyleri bilmelidir.
7. Sorunların çözümü günlük deyimlerden doğar, nesneler gerçekte oldukları gibi bakmaktan geçer. Onların olmaları gerektiği şekli düşünmekten değil.
8. Dünya, gece gördüğü düşlerin, benim ya da babasının yirmi yıl önce söylediğimiz bir sözün çevresinde dönüyordu. Yaşantısının böylesine kötüleşmesi karşısında kendimi bütünüyle güçsüz hissediyordum.
9. Ben annelik bencilliği ile yalnızca yaşamasını düşünüyordum o kadar. Ne durumda olursa olsun önemi yoktu.
10. Hemşire omuzuma dokunduğunda hala ağlıyordum. "Gelin, gidelim," dedi, "size sakinleştirici bir şey vereyim." İlaç istemedim, hiç bir şeyin acımı yatıştırmasını istemiyordum. Onu morga götürdükleri ana kadar orada kaldım. Sonra bir taksiye binip seni emanet ettiği arkadaşına gittim. O akşam benim evime taşınmıştın bile. "Annem nerede?" diye sordun akşam yemeğinde. "Annen yolculuğa çıktı," dedim o zaman. "Çok uzun bir yolculuk, taa gök yüzüne gitti. "O sarışın başını eğip sessizce yemeyi sürdürdün. Bitirir bitirmez sordun: " Onu selamlayalım mı nine?" "Tabii tatlım," dedim ve seni kucağıma alıp bahçeye çıkardım. Uzun zaman otların üzerinde durduk, sen o minik elini yıldızlara doğru salladın.
11. Otuz yaşını geçmişti ve o yaşta kadınlar hala bir çocuk sahibi olmamışlarsa, bir tuhaf duyguya kapılıp ne pahasına olursa olsun bir çocuk isterler, ne biçimde ve kimden olduğunun hiç önemi yoktur.
12. Tuhaf ama genellikle sonradan yaşantımızın en önemli kişisi haline gelen insanlardan ilk anda hoşlanmayız.
13. Küçük prens tilkiyi evcilleştirmek için ne yapıyordu anımsıyor musun ? Her gün yuvasının önüne gidip, çıkmasını bekliyordu. Böylece yavaş yavaş tilki onu tanımayı ve korkmamayı öğrendi.
14. Aynı şekilde ben de İtalyan Cumartesi' sine gitmeyi, dul bir kadın gibi kara gömlekler giyip yürümeyi, marşlar söylemeyi son derece gülünç ve sıkıcı buluyordum. Gene de gidiyordum, huzurlu yaşayabilmek için katlanmak gereken bir sıkıntı olarak niteliyordum bunu. Evet pek dürüst ve şanlı bir davranış değildi, ama çok rastlanan bir düşünce tarzıydı. Huzurlu yaşamak insanın en güçlü tutkularından biridir, o zamanlar öyleydi, herhalde şimdi de öyledir.
15. Evlilikler o dönemde hemen hemen hep böyleydiler, iki kişiden biri ölene kadar süren küçük ev cehenemleriydiler.
16. Güçsüz zihinlerin içinde bulundukları baskıyı katlanabilir kılmak için uydurulmuş bir yol. Buna karşın evin sessizliğinde İncil'i okumaktan hoşlanıyordum.
17. Çağdaş insanın bütün alışkanlıkları arasında,günlük gazeteleri okuması en kötü alışkanlık olarak sayılabilir, derdi.
18. "Her erkeğin yaşamında," diyordu, "mükemmel birlikteliğe ulaşabileceği tek bir kadın vardır, her kadının yaşamın bütünlüğüne ulaşabileceği tek bir erkek vardır." ama buluşabilmek pek az kişinin yakalayabildiği bir alın yazısı idi. Geride kalan herkes bir tatminsizlik, sürekli bir özlem içinde yaşamak zorundadır.
19. Tuhaf görünebilir, ama en derin mutluluk, en korkunç mutsuzluk gibi beraberinde zıt bir arzuyu getirebilir.
20. Kırk yaşında artık yeni yanlışlara yer yoktur.
21. Amerika Kızılderililerinin şöyle bir değişi varmış: " Bir insanı yargılamadan önce gökte üç ay eskiyinceye dek onun mokasenlerinde yürü".
22. İnsanın kendi iç dünyasına bakmak istemediği zaman bahaneler bulması dünyanın en kolay şeyidir. Dıştan bir suçlu her zaman vardır. Suçun -ya da daha iyisi sorumluluğun- yalnızca bize ait olduğunu kabullenmek çok cesaret ister.
23. Belki şimdi sana en başta söylediğimi anlayabilirsin: Ölüler yokluklarıyla değil, daha çok - onlar ve bizler arasında söylenemeyenler yüzünden acı verirler.
24. "Yalnızca acı insanı geliştirir, " diyordu ,"ama acıyla göğüs göğüse gelmelisiniz, kaçmaya çalışan ya da ağlayıp sızlanan kaybetmeye mahkumdur."
25. Tanrının krallığı içinizdedir.
26. Yapılacak ilk devrim, insanın kendi içinde yapacağıdır, evet ilk ve en önemli devrim budur. İnsan kendi hakkında bir düşünceye sahip değilken bir düşünce uğruna savaşmak, yapılabilecek en tehlikeli şeylerden biridir.