Yüksek Kolesterol Tedavisi
Kolesterol neden yükselir?
- Kolesterol yüksekliği bir hastalık değil, vücudun çalışmasıyla ilgili bir sorunun göstergesidir.
- Gerçek kolesterol hastalığı çok nadir görülür,genetiktir ve düzeyleri 1000 mg/dl üzerindedir.
- Hareketsiz ve çok yağlı yiyeceklerle beslenen kişilerde de kolesterol yüksekliği gözlenir ancak yağlı yiyecek alımı kesildiğinde kolesterol normale döner.
- Kolesterol düşürücü ilaçlar ile sadece kolesterolü düşürürsünüz ancak kolesterolü yükselten nedeni ortadan kaldıramazsınız.
- Amaç, kolesterolü düşürmek değil, kolesterolü yükselten nedeni tedavi etmek olmalıdır.
- Kolesterolü yükselten neden, tedavi edilmediği için damarlar tıkanmaya devam eder.
- Kolesterol, allostaz nedeniyle artar.
- O halde, allostaz’ın ne olduğunu anlayabilirsek, neden kolesterolün yükseldiğini de anlayabiliriz.
- Homestaz: Vücudun normal çalışmasıdır.
- Allostaz: Vücudun çalışmasında bozukluk anlamındadır.
- Allostatik yüklenme: Hastalıktır.
Allostaz
· Vücudun çalışması beynin kontrolü altındadır.
· Beyinde yer alan hipotalamus; hormonal ve sinirsel yollarla vücudun dengeli çalışmasını sağlar.
· Bu dengenin bozulması allostaz belirtilerini ortaya çıkartır.
· Kolesterol yüksekliği dahil olmak üzere kan değerlerinde oluşan anormallikler, allostaz belirtisidir.
· Hipertansiyon ya da hipotansiyon allostaz belirtisidir.
· Tüm vücudun kontrolü beyin tarafından sağlanır.
· Vücuttan beyine gelen bilgiler doğrultusunda karaciğerin çalışması düzenlenir.
· Vücuttan gelen bilgiler ve beynin çalışma özellikleri hipotalamus’u yönlendirir. Hipotalamus etkisiyle karaciğerden kolesterol salgılanır.
· Beyin çalışması normal olan bir kişide kolesterol yüksekliği beklenmez.
Allostaz nasıl oluşur?
· Hipotalamus’un çalışmasını yöneten ya da etki eden faktörler allostaz nedenidirler.
· Hipotalamus çalışmasını, beyin ön bölgesi (prefrontal korteks) ve vücuttan gelen geribildirim (feedback) bilgileri etkiler.
Beyin Ön Bölgesi’nin görevleri (Prefrontal korteks)
· Dikkati verme ve sürdürme
· Dikkatin yönlendirilmesi
· Kısa-orta süreli ve işleyen bellek
· Sabır
· Planlama, tasarlama
· Yargılama
· Tepki kontrolü
· Düzenli olma
· Kendini kontrol edebilme
· Sorunları çözme
· Ayrıntılı düşünme
· Gelecekle ilgili öngörüde bulunma
· Hatalardan ders çıkarma
· Duyguları anlama ve ifade etme
· Empati kurma
· Sağduyu
· Moral
· Motivasyon
· İnsanı diğer canlılardan üstün olmasını sağlayan beyin bölgesidir.
· Akıl ve kişilik, beyin ön bölgesinde oluşur.
· Beyin ön bölgesinin çalışma özelliklerini belirleyen etkenler, akıl ve kişilik özelliklerinin oluşmasını sağlar.
· Bu etkenlerle çalışma özellikleri belirlenen beynin strese karşı ne şekilde ve ne düzeyde etkileneceği de belirlenir.
· Aynı stres farklı kişilerde farklı etkilerin oluşmasını sağlar.
· Bunun nedeni, her beyin ön bölgesinin farklı çalışma özelliklerine sahip olmasıdır.
· Milyarlarca hücreden ve bu hücreleri birbirine bağlayan trilyonlarca bağlantıdan oluşan ağ sistemi nedeniyle her beyin ya da her kişi kendine özel, şahsına münhasırdır. Dünyada 2. bir eşi bulunmaz.
· Bu nedenle beyin ön bölgesinin çalışma özellikleri sonucu ortaya çıkan hastalık durumu da kişiye özel olmalı, sınıflandırılmamalıdır.
BU NEDENLE HASTALIK YOKTUR, HASTA VARDIR
· Sağlıkta, günümüz bilimsel anlayışı önce hastalıkları sınıflandırır.
· Bu sınıflama nedeniyle beyin, gözardı edilir.
· Bu nedenle ilaç tedavileri nedene değil, sonuca yöneliktir.
· “Neden” ortadan kaldırılmadığı için, altta yatan allostaz mekanizması yani vücudun çalışma bozukluğu düzeltilemez.
· Örneğin, hipertansiyon nedeni allostaz’dır.
· Tansiyon ilaçları sadece sonuca yöneliktir ve bu sebeple sürekli kullanılması gerekir.
· Ancak “neden” ortadan kaldırılmadığından, allostaz varlığında diğer hastalıklarda sonradan eklenir.
· Ve sonradan eklenen hastalıklara verilen diğer ilaçlarla birlikte çıkmaz yola iyice girilir.
· Stressiz bir hayat düşünülemez.
· Önemli olan stres değil, stresin etkilediği beyin ön bölgesinin çalışma özellikleridir.
· Beyin ön bölge çalışma özellikleri ne kadar duyarlı ise stresinde etkisi o ölçüde fazla olacak ve dolayısıyla vücudun çalışması o ölçüde bozulacaktır.
· Vücudun çalışma bozukluğu olan allostaz etkisinde zayıflayan damar yapısı bozularak damarlarda sertleşmeye, plak-tıkaç oluşumuna neden olur.
· Kolesterolün bu plaktaki oranı %3’tür.
· Kolesterol düzeyleri azaltılarak sadece %3 oranı değiştirilmeye çalışılır.
Beyin Ön Bölgesinin çalışma özelliklerini belirleyen etmenler
- Genetik
- Annenin hastalığı
- Zor doğum
- Anne sütü
- Beyni etkileyen ateşli hastalıklar
- Yaşam tarzı, eğitim ve çevre etkileri
- Beslenme özellikleri
- Hafif ya da şiddetli kafa darbeleri
- Aşılar (ağır metaller)
- Genel anestezi altında geçirilen ameliyatlar
- Çocukluk döneminde yaşanan yoğun stres
Beyin
- Sayılan 11 madde ile şekillenen beyin çalışma özellikleri, her kişide farklı çalışma yöntemi geliştirir.
- Farklı çalışma özelliklerine duyarlılıklar diyebiliriz.
- Duyarlılıklar, grinin tonları gibidir.
- Her kişilik özelliği için farklı tonlardadır.
- Stres altında her ton, farklı bir biçimde kararır.
- Kronik hastalıklar kendiliğinden oluşmaz.
- Mutlaka bir stres faktörü vardır.
- Genetik özellikler, stres altında çalışma özellikleri bozulan beyin ön bölgesinin etkisiyle hangi hastalığın ortaya çıkacağına karar verir.
Allostaz tedavisi
- Doğal beslenme
- Düzenli spor
- Beyin ön bölgesinin çalışma özelliklerinin düzeltilmesi
- İlaçlar
Doğal Beslenme
- Doğal ortamda yaşayan hayvanlarda bir çok hastalık gözlenmez.
- Çünkü beyin ön bölgeleri insanlar kadar gelişmediğinden, hipotalamus üzerine olan kontrol mekanizmasını etkileyecek akıl ve kişilik gibi özellikler onlarda bulunmaz. Bu nedenle stres onları, insanları etkilediği ölçüde etkilemez.
- Çünkü doğal yaşam içinde alınan gıdalar tamamen doğaldır. Günümüzde hastalıkların bu denli çeşitlenmesindeki önemli nedenlerden biri de doğal olmayan beslenme tarzıdır.
- Doğal olmayan beslenme, vücudun çalışma özelliklerini etkileyerek allostaz’a olan eğilimi arttırır.
- Sofra şekeri (rafine şeker), pastörize ve homojenize süt, katkı destekli gıda maddeleri, ilaçlarla yapılan yanlış tedaviler; allostaz gelişimine ortam hazırlarlar.
- Bir canlının beyin ön bölge çalışma özellikleri ne kadar gelişmişse hasta olma durumu da o ölçüde artar.
- Yılan, timsah gibi sürüngenler küçük ve ilkel beyin ön bölge özelliklerine sahiptir. Neredeyse hiç hasta olmazlar.
- Evcilleşebilen hayvanların beyin ön bölgeleri, diğer hayvanlara oranla daha gelişkindir.
- Doğal ortamından alınarak insanlarla aynı ortamda yaşayan hayvanların hasta oldukları gözlenir(evcil hayvanlar, pet).
- Doğal ortamından alınıp doğal olmayan deney ortamına konan ve evcilleşmeyen hayvanlarda hasta olurlar.
- Sonuç olarak, doğal olmayan yaşam tarzı ve beyin ön bölge özellikleri; hasta olmanın önemli birer etkenidirler.
Spor (egzersiz)
· Etçil hayvanlar acıktıkları zaman avlanır. Av için büyük oranda enerji harcar. Onlar doğanın kanunlarına uygun hareket eder. Otçul hayvanlar da sürekli besin peşinde hareket ederler.
· Piza siparişi veren kişi acaba kaç kalori harcayabilir?
· Önce acıkmalı, ardından enerji harcanmalı ve besine bu yolla ulaşılmalıdır. Doğal olanı budur.
· Modern yaşamında insan besin maddelerine kolay ulaşıyor. Ancak karşılığında yeterli enerjiyi harcamıyor.
· Sadece düzenli spor ile pek çok hastalığın önüne geçilebilir.
· Düzenli spor; allostaz’ı önler, beyin ön bölgesini “parlatır”.
· Hasta olma sorumluluğu hastaya ait olduğuna göre, sağlığını kazanmak isteyen kişi mutlaka sorumluluk bilinciyle düzenli spor yapmalıdır.
· Spor yapamayacak durumda olanlar, spor yapmadıkları için bu duruma gelmişlerdir. Ancak her duruma uygun bir spor etkinliği vardır.
Beyin ön bölgesinin çalışma özelliklerinin belirlenmesi
· Yerleşmiş tedavi biçimleri, nedene değil sonuca göre uygulanır ve beynin hastalık oluşturucu etkisi gözardı edilir.
· Bu nedenle halen uygulanmakta olan tedavi yöntemlerinde beyin ön bölgesinin çalışma özelliklerini güçlendirmek için kullanılan bir yöntem yoktur.
· Beyin ön bölgesini değerlendirebilmek için önce çalışma özelliklerini görmek gerekir.
· Uygulanabilecek en pratik yöntem QEEG’dir.
· EEG ile kaydedilen beyin dalgaları bir program ile analiz edilir.
· Beyin dalgaları, aynı yaşta olan ve hastalığı olmayan normal verilerle karşılaştırılır.
· Sonuçta, normalden ne kadar sapma olduğu rapor edilir.
Beyin ön bölgesinin çalışma özelliklerinin düzeltilmesi
· Nöroterapi, ABD başta olmak üzere bir çok ülkede kullanılan bir yöntemdir.
· Amaç, QEEG ile saptanan anormalliklerin düzeltilmesidir.
· Yöntem halen nöroloji ve psikiyatrik hastalıkların tedavisinde uygulanıyor.
· Yale, Harvard, Stanford gibi üniversitelerde tamamlayıcı tıp ünitelerinde kullanılıyor.
· Ülkemizde tamamlayıcı tıp üniteleri üniversite ve özel hastanelerde henüz bulunmuyor.
Nöroterapi
· QEEG’de görülen anormallikler, beynin kendi çalışma düzeninde kullanmış olduğu feedback (geribildirim) yöntemini kullanılarak düzeltilmesi amaçlanır.
· Ağrısız, yan etkisi olmayan yöntem ortalama 30 dk. süren seanslar halinde verilir.
· Seans sayısı haftada en az 4, günde en çok 2’dir.
· 40 seans sonra QEEG ile gelişmeler takip edilir.
· Seans sayısı hastanın beyin çalışma özelliklerine göre değişkenlik gösterir.
· Beyinden kaynaklanan kulak çınlaması, baş ağrısı gibi yakınmalar nedeniyle nöroterapi alan kişilerin, bunlarla birlikte olan kan şeker yüksekliğinin, kan basıncı ve kolesterol değerlerinin de normale düştüğü görülüyor.
· Nöroterapi ile düzelen beyin çalışma özellikleri sonucu vücudun daha etkili kontrolü sağlanıyor ve beyin strese karşı direnci arttırılıyor.
· Henüz uygulamalarda, ilaçla tedaviyi tek yöntem olarak kabul eden tıbbi anlayışın yanında tamamlayıcı gibi görünse de beynin önemini idrak eden hekimler için gelecekte vazgeçilmez bir tedavi yöntemi olacağı beklenmektedir.
· Nöroterapi yönteminin amacı beyin çalışma özelliklerini normalleştirebilmektir.
· Nöroterapi ABD gibi gelişmiş batılı ülkelerde alternatif bir tedavi yöntemi olup güncel tıbbi tedavi yöntemlerinden fayda görmeyen hastalar için önerilmektedir.
İlaç tedavileri
· Kanser dahil olmak üzere kronik hastalıkların çoğunun temeli allostaz mekanizmasına dayanır.
· İlaçlar, allostaz üzerine etkili olacaksa kullanılmalıdır.
· Kolesterol düşürücü ilaçların allostaz üzerine olumlu etkisi yoktur.
· Tansiyon düşürücü kimi ilaçlar allostaz üzerine olumlu etki gösterir.
· İlaçlar vücutta birikim göstermemelidir.
· Vücudun normal çalışma biçimini değiştiren ilaçlar dolaylı olarak allostaz’ı arttırırlar.
· Doğal haliyle kullanılan ilaçların allostaz üzerine olumlu etkileri vardır.
Allostaz tedavisinde kullanılan doğal ilaçlar
· Bu tür ilaçlar hızlı etki göstermezler.
· Uzun süreli, beslenme desteği olarak alınmaları gerekir.
· Kolesterol düşürücüler başta olmak üzere çoğu ilacın hücresel enerji metabolizmasına olumsuz etkileri vardır. Yaşlanma ile birlikte doğal olarak zayıflayan bu hücresel özellik, ilaçlarla daha da hızlanır.
· Hücresel enerji metabolizması, dokuların temel yapı birimi olan hücrelerin varlıklarını sürdürmelerini sağlayan temel mekanizmadır.
· Coenzym-Q10 hücresel enerji metabolizması için gerekli bir maddedir. Dozu, kişiye uygun ayarlanmalıdır. Örneğin kolesterol düşürücü ilaç kullananlar günde 3 kez 100’er mg tabletlerden almalıdır. İlaç kullanmayanlar için daha düşük dozlar uygundur.
· Yağda eriyen A,D,E ve K vitaminleri doktor kontrolünde alınmalıdır.
· Suda eriyen B,C vitaminleri allostaz için düzeltici etkiye sahiptir.
· C vitamininin vücutta kalış süresi 1 saattir. Bu nedenle günde 5-8 kez 1 çay bardağı taze sıkılmış limon suyu ya da zaman ayarlı olan tabletleri kullanılabilir (time).
· Hayvanlar çoğunlukla kendi C vitaminlerini kendileri üretir. Damar yapısını koruyucu özelliktedir. İnsanlarda C vitamini üretimi yoktur. Dışarıdan ve sık almak gerekir.
· Menapoz sonrası östrojenin (kadınlık hormonu) azalması nedeniyle dışarıdan alınan kalsiyum kemik içine girmekte zorlanır. Bozulmuş olan damarları tıkar, beyinde, eklemlerde birikir. Kireçlenme denen olayın nedeni budur.
· Kalsiyumun kemik içine girmesi için birlikte D vitamini de alınması gerekir. Ayrıca kemik yapısında kalsiyum, magnezyum ve bor ile belli bir oranda bulunur. O nedenle magnezyum alımı çok önemlidir.
· Magnesyum, alınan kalsiyumun en az yarısı kadar olmalıdır. Eşit olması idealdir. İçilen sularda magnezyum-kalsiyum oranı önemlidir.
· Magnezyum oksit, ilaç olarak barsaklardan emilimi çok azdır. Alınacak ise diğer bileşimleri alınmalıdır.
· Güneş, doğal D vitamini kaynağıdır. Her gün ortalama yarım saat güneşlenilmelidir. Güneş ışığı, arada pencere vb. olmadan, doğrudan alınmalıdır.
· Kışın D vitamini tabletleri alınabilir. Ancak kalsiyumla alınacak ise mutlaka hekime danışılmalıdır.
· Krom(chromium), kan şekeri kontrolü sağlar. HDL kolesterol’ü arttırır.
· Balık yağı doğanın gerçek bir mucizesidir. Ancak içlerinde ağır metal olma endişesiyle, soğuk deniz sularında üretilen balıklardan elde edilen balık yağları tercih edilmelidir.
* Dr Güçlü Ildız Nöroloji Uzmanı