BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA ÜRETKENDİR, PAYLAŞILMAYAN BİLGİ BATAKLIKTAKİ HAZİNE GİBİDİR.
Siteme Hoş Geldiniz Adil DURUSU
   
  SİTEME HOŞ GELDİNİZ Adil DURUSU
  Beslenme ve Kanser
 

BESLENME-KANSER İLİŞKİSİ  :

 

En yaygın kanser tipleri olarak akciğer, meme, prostat ve kalınbağırsak olmak üzere  pek çok doku ve organ kanserinden alınacak önleyici tedbirlerle korunabilir ve riski azaltabiliriz. Kontrol edilebilen başlıca risk faktörleri; sigara ve alkol kullanımının sınırlanması, aşırı güneş ışığından korunma, toksinlerden sakınma, az yağlı diyet tüketimi, bol posalı ve doğal bir beslenme  şeklinde özetlenebilir.

 

Kanser oluşumuyla beslenme  ilişkisi genel olarak %35 kabul edilir. Kadınlarda görülen tümörlerin %50’sinin, erkeklerde görülen tümörlerin ise %30’unun beslenme ile bağıntılı olduğu ifade edilmektedir. Radyasyonla kanser oluşma oranı % 1-5, sigara ile %25 olduğu dikkate alınırsa bu çok yüksek bir orandır. En önemlisi tüm kanserlerin %70’i beslenme, egzersiz ve diğer yaşam tarzı alışkanlıklarıyla önlenebilmektedir.

 

Laboratuar deneylerinden alınan verilere göre kanser vakalarının üçte biri bilinçsiz beslenme sonucu ortaya çıkıyor. Ancak çözüm yine beslenmeden geçiyor; özellikle meyve, sebze, soğan ve ceviz gibi gıdalar içerdikleri vitamin ve mineraller yardımıyla kansere yol açan maddelerin vücuttan atılmasını sağlıyor. Kansere karşı savaşta en önemli kural sık sık, azar azar ve dengeli beslenmektir. Ayrıca, besinleri uzun süre yüksek ısıda pişirmemeli, yanmış yiyecekler kesinlikle tüketilmemeli ve proteinli besinler asla süt ile kaynatılmamalıdır. Sığır eti, tavuk, yumurta ve balıklar düşük sıcaklıklarda pişirilmelidir. Izgarada pişirilen etlerin ızgaraya yakın olması etin kolay pişmesini sağlamasına karşın et üzerinde kanserojen madde oluşmasına neden olur. Kanserojen maddelerin artmasını önlemek bakımından besinlerin  az yağda, az suyla buğulama yöntemiyle pişirilmesi daha sağlıklıdır. Süt ile şekeri birlikte kaynatmak da sakıncalıdır. Örneğin muhallebiyi ocaktan indirdikten sonra şeker ilave etmek gerekir. Şekerin uzun süre ısıya maruz kalmasından kaçınılmalı, reçeli de çok kaynatmamalıdır. Aşırı şekilde saflaştırılmış şeker tüketimi metabolizmanın kansere karşı direncini zayıflatan önemli bir etkendir. Aşırı şeker tüketimi ayrıca şişmanlamaya da yol açacağından sizi iyice risk altına sokar.

 

Şeker kanser besleyicidir. Şekeri kesilerek kanser hücrelerinin önemli bir gıdası kesilmiş olur. NutraSweet, Equal, Spoonful v.s. gibi tatlandırıcılar zararlı olan Aspartam ile yapılırlar. Daha iyi bir tatlandırıcı Manuka balı veya molastır, ama az miktarda alınmalıdırlar. Kanserin şekeri sevdiğini aklınızdan çıkarmayın. Şeker yerine tatlandırıcı kullanmak çözüm değildir. Tatlandırıcıların da vücuda ciddi zararları olduğu, yapılan araştırmalarla kanıtlanmıştır. Örneğin Amerikan Gıda İlaç Dairesi ( FDA ) Sakarin içeren her türlü gıda maddesi üzerine “Sağlığa zararlıdır. Hayvanlar üzerinde yapılan testlerde kansere yol açmıştır.” ibaresinin konmasını şart koşmuştur. Aspartam ve Suklaroz gibi diğer tatlandırıcıların da yan etkileri bulunmaktadır. Bu nedenle bunlar uzak durulması gereken gıdalardır. Ama maalesef hiçbirinin üzerinde “Zararlıdır.” uyarısı bulunmamaktadır Sofra tuzunda beyazlatıcı olarak kimyasallar bulunmaktadır. Daha iyi bir seçenek Bragg'in aminosu veya deniz tuzudur..

 

Besinlerde üreyen küf ve toksinlerle nitrat ve nitrikler doğal kanserojenler olarak kabul edilmektedir. Tekstil boyası ya da paslı demir ile karartılan zeytinler insan vücudunda kanserojen etki yaratabilir ve Alzheimer hastalığını tetikleyebilir. Zeytinin doğal olmayan yöntemlerle karartılıp karartılmadığını anlamak için rengine bakılmalıdır. Kapkara zeytin aramayın, sağlığa uygun zeytinlerin bazıları kahve ve kızıl kahve rengindedir. Açıkta kurutulan kırmızı biberler de kirlenir, küflenir ve üzerinde aflatoksin denen kanserojen madde oluşabilir. Bu nedenle güvenli olan ve bilinen markalar dışında biber tüketilmemelidir. Benzer şekilde açıkta satılan salçalar da küflenir ve naylon torbada satılırken salçanın üzerindeki asitler naylonun ( polietilen ) çözülmesine neden olur ve kanserojen etki yapabilir. Bu nedenle açık salça yerine konserve salça tüketilmelidir.

 

Saflaştırılmış buğdaydan yapılan beyaz ekmek ve beyaz pirinçten yapılmış pilav gibi yiyecekleri tüketmek de şeker yemekten farksızdır. Bu nedenle alternatiflerini (esmer şeker, pirinç ve diğer tip ekmekler) tüketmek daha iyidir.Yanmış yiyecekler kansere davetiye çıkarmaktır. Yağın içinde soğanı kavurmak da kansere davetiyedir. Ayrıca dumanlama-tütsüleme yöntemi ile hazırlanmış füme besinler de tehlikeli guruptadır.  Soğan, kıyma veya et suyuyla  birlikte öldürülmeli, çok az suda pişirilmeli veya çiğden tüketilmelidir.

 

Sebze ve meyveden kaçınan insanlarda, bunları yeteri kadar tüketen insanlara göre çeşitli kanser (akciğer, gırtlak, ağız boşluğu, yutak, mide, kalın bağırsak, mesane, pankreas,  rahim ağzı ve yumurtalık) riskleri iki kat artmaktadır. Besinlerle alınan yağ oranı artıkça kadınlarda meme kanseri, erkeklerde de prostat kanseri riski artmaktadır. Ayrıca aşırı yağ tüketimi kolon, rektum ve akciğer kanserini de beraberinde getirmektedir.Yapay tatlandırıcıların önerilen miktarın üzerinde tüketilmesinin idrar yolu kanserine yol açtığı rapor edilmektedir. Araştırmalar, sürekli olarak sucuk, sosis, tereyağı, kuyruk yağı ve domuz eti yiyen kişilerde kanserin daha çok görüldüğünü belirlemiştir. Ancak, bu besinlerin çok sık olmamak kaydıyla ve özellikle C vitamininden zengin besinlerle beraber tüketilmesi halinde  risk eşiğinin düştüğü belirtilmektedir.

 

Çeşitli araştırma bulgularından, beta karoten içeren sebzelerin her gün tüketilmesi durumunda, akciğer, bağırsak, mide ve prostat kanseri riskinin azaldığı sonucuna varılmıştır. Sigara içen kişilerin de A, C ve E vitaminlerini düzenli almaları halinde, akciğer kanseri olma riskinin azaldığı iddia edilmektedir. Kanser hastalığından korunmak için günde 1000 mg. C vitamini desteği gerekmektedir. 

 

Etin dışında peynir, yoğurt gibi besin maddeleri de ne kadar yağlı ise o kadar çok tehlikelidir. Ayrıca çoklu doymamış bitkisel sıvı yağların (ayçiçeği ve mısırözü yağı gibi) çok tüketimi de hayvansal kaynaklı yağlardan daha fazla tümör oluşumunu uyarmada etkendir. Aşırı tüketilen bitkisel kaynaklı yağlar akciğer ve pankreas kanseri oluşumuna neden olmaktadır.Yağ alımını en aza indirmek her açıdan en iyisidir. Vücudun yağ ihtiyacı da olduğu düşünülerek beslenmemizden yağı tamamen kaldırmamak gerekir. Az kullanmak kaydıyla zeytinyağı sonra da fındık yağı tercih edilmelidir. Zeytinyağı, balık, ceviz gibi besinlerde bolca bulunan omega-3 yağ asitlerinin tümör uyarıcı etkilerinin bulunmadığı, zeytinyağında bulunan oleik asidin göğüs kanserine karşı koruyucu özellik taşıdığı ve balık yağının  tümör uyarıcı etkisinin yok denecek kadar az olduğu rapor edilmektedir. Süt, yoğurt, peynir gibi besinlerin piyasada %50 light, diyet türleri mevcut olup bunlar tüketilmelidir. Çünkü süt ve türevlerinin yağı alındığında bu besinlerin içeriklerindeki kalsiyum miktarı da artıyor. Bu sayede hem çok az yağlı besin tüketilmiş oluyor, hem alınan kalori miktarı düşüyor, hem de bol kalsiyum alınmış oluyor. Ayrıca kalsiyum kemik ve kalınbağırsak kanseri riskini önemli ölçüde azaltıyor.

 

Kanser hücreleri asit ortamda gelişirler. Et proteininin sindirimi zordur ve çok sindirim enzimi ister. Bağırsaklarda duran sindirilmemiş et çürür ve daha çok toksin birikimine neden olur.Et temelli diyet asittir ve et yerine bol balık ve az tavuk eti yemek en iyisidir. Ette, özellikle kanserli kişilere zararı olan, canlı hayvan antibiyotikleri, büyüme hormonları ve parazitleri bulunur. Kanser hücrelerinin duvarları sert protein ile kaplıdır. Et yemekten kaçınarak veya azaltarak, kanser hücrelerinin protein duvarlarına saldıran enzimler daha çok açığa çıkar ve vücudun öldürücü hücrelerinin kanser hücrelerini yok etmelerini sağlar.

 

 %80 taze sebze ve meyve suyu, kepekli tahıllar, tohumlar, nohutgiller ve biraz meyveden oluşan bir diyet vücudu bazik (alkali) ortamda tutar. %20 de fasulye içeren pişmiş gıdalardan oluşabilir. Taze sebze suları kolayca emilip 15 dakika içinde hücre düzeyine ulaşabilen ve sağlıklı hücreleri besleyen ve çoğalmalarını hızlandıran canlı enzimler içerirler. Sağlıklı hücre üretimi için gerekli olan canlı enzimlerin sağlanması amacıyla, taze sebze (sebzelerin çoğunluğu ve fasulye filizi) yiyin veya suyunu için ve günde 2-3 kez çiğ sebze yiyin. Enzimler 40 derecede yok olurlar.

 

Yüksek kafein içerikli kahve, çay ve çikolatadan uzak durun. Yeşil çay daha iyi bir seçenektir ve kanserle savaşan özellikleri vardır. Bilinen toksinler ve ağır metaller içeren musluk suyu yerine arıtılmış veya filtrelenmiş su içiniz. Damıtılmış su asittir, kaçınılmalıdır.

 

Mikrodalga fırınlarda yiyecekler radyasyona maruz kalıp ısınıca, yüksek sıcaklıkta plastiğin içindeki kansorejen zehirli toksinler eriyip yiyeceklerin üzerine damlamaktadır.Bu nedenle plastik kaplar içindeki yiyecekleri mikrodalga fırında pişirmeden veya ısıtmadan önce ısıya dayanıklı cam veya seramik kaba almalı ve üzerlerine plastik yerine en azından kağıt havlu ile örtmelidir.

 

Bezelye, pırasa, havuç, taze fasulye, kara dut, kızılcık, kayısı, kuş üzümü, kiraz, vişne, ananas, kırmızı ve kara üzüm, mandalina, portakal, greyfurt, elma, limon, ıspanak, karnabahar, brokoli, kara lahana, bürüksel lahanası, kuşkonmaz, dereotu, pazı, turp, şalgam, soğan, sarımsak, avokado, mürdüm eriği, domates, biber, ısırgan otu, keten tohumu, kimyon, soya filizi gibi sebze ve meyveler kansere karşı altın besinler olup, bol ve sıkça tüketilmelidir. Kansere karşı faydalı olduğu belirtilen brokoli, bürüksel lahanası ve karnabahar gibi sebzelerin tüketiminden azami faydanın sağlanabilmesi için onların kaynatmak yerine buharda, mikrodalgada veya kızgın yağda pişirilmesi gerekmektedir. Kaynatılarak pişirilmeleri halinde ihtiva ettikleri kansere karşı savaşan maddelerin yüzde sekseni kayboluyor. Ayrıca, dondurulduklarında da yararlı madde seviyesi azalıyor.

 

Kanserden korunmak için meyve ve sebzeler çok iyi yıkanmalı, bunların doğal gübre ile yetiştirildiğinden emin olunmalı, taze olarak tüketilecek her meyve ve sebze, mevsiminde yenmelidir. Yine çeşitli gıda maddeleri içerisinde bulunan bazı katkı maddeleri, gıda boyaları, koruyucu ve tatlandırıcılarda vücutta kanser oluşumunda risk faktörleri arasında yer almaktadır. Herhangi bir gıda maddesini satın almadan öncen eğer yazmışlarsa önce içindeki katkı maddelerini ambalajın üzerinden iyi okuyun. Bunlar arasında kanserojen katkı maddesi olarak ; E 102, 110, 120, 123, 131, 142, 210, 211, 212, 213, 214, 215, 216, 217, 226, 239, 330, 512 ve 951 sayılabilir. Bunlardan en tehlikeli katkı maddesi E 330’a ( Sitrik asit)  bazı meyve sularında, tüm teneke konserve ve turşularda, hazır çorbalarda, gofretlerde, bazı gazlı içeceklerde (7 up-Schweppes gibi ), Jelibon’da olips’de, E 123 ve E 110’a jölelerde ve bazı şekerlemelerde, E 211’e ( Sodyum Benzoat ) bazı ketçap türü gıdalarda rastlamak mümkündür. E 110 ve 123 ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, Rusya, Japonya ve birçok ülkede yasaklanmıştır. Fakat bu ürünler ülkemizde renkli draje çikolata ve kaymaklı bisküvilerde kullanılmaktadır. Ülkemizde çoğu üründe bu zararlı katkı maddelerin varlığı üzerlerine hiç yazılmamakta veya sadece kimyasal adı yazılmaktadır.  Zararsız gıda ilaveleri de mevcut olup her E zararlı değildir. Bunlar; renk verici katkılar (E101 ve 160), antioksidan katkılar (E 300, 304, 306 ve 309), ve diğerleri (E 322, 375, ve 440)’dır.  Bu nedenle sağlığınız ve kansersiz bir yaşam için her yiyecek ve içeceğin doğal olanı tercih edilmeli ve yukarıda belirtilen zararlı katkı maddelerini ihtiva eden gıdalardan uzak durulmalıdır.

 

Bir dokümanda kanserden korunmak için 10 temel öneri verilmektedir   :

 

- Margarin, fast food ve birçok işlenmiş  yiyecekte bulunan sentetik yağlardan kaçının.

- Her gün 5 ya da daha fazla porsiyon değişik meyve ve sebze yemeğe gayret edin .

- Haftada en az iki defa domates ve ürünlerini tüketin.

- Tahıllar, baklagiller ve kök sebzeleri mümkün olduğunca fazla tüketin.

- Günde 25-30 gram lift tüketin.

- Günde en az bir defa soya veya soya ürünü tüketin.

- Haftada iki-üç defa balık yiyin.

- Günde iki defa düşük yağlı süt ürünleri tüketin.

- Günde 8-10 bardak su içmeye çalışın. Suya ek olarak siyah ve yeşil çay da için.

-Kansere neden olan maddelerden (nitrat ve nitrik adlı kanserojenleri içeren tütsülenmiş ve tuzlanmış etler, turşular, yanmış yiyecekler ve paketlenmiş kimyasal koruyucu yüklü işlenmiş yiyecekler) kaçının ya da sınırlayın.

*Derlemedir.

 

 
 
  Bugün 1544906 ziyaretçi buradaydı! Siteme Hoş Geldiniz Adil Durusu

ANA SAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 
 
Siteme Hoş Geldiniz Adil Durusu SAĞLIK VE HUZUR DOLU NİCE GÜNLERE......
Kapadokya Eğlence Merkezi Başvuru Kaynakları Başvuru Kaynakları Submit Your Site To The Web's Top 50 Search Engines for Free! ÜRGÜP Esbelli Mahallesi Butik otelleri  Create FREE graphics at FlamingText.com

Image by FlamingText.com Check  Out My Rank On PRTracking.com! Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?

Ücretsiz kaydol