GRİP
Birçok hastalıkta olduğu gibi, grip ve soğuk algınlığı da bağışıklık sistemimizin zayıf olduğu döneme rastlar yani problem ortalıktaki virüs veya bakteri değildir. Bağışıklık sistemimimiz de her zaman güçlü olmayabilir. Doğal Tıp Uzmanı Şaduman Karaca mevsim geçişlerinde detoks yapmayı ve bağışıklık sistemini güçlendirmeyi önerirken, grip veya soğuk algınlığını tedavi için neler yapabileceğimizi yazdı.
Almanya’da okuduğum Doğal Tıp okullarında kullanılan yaygın bir söz vardır: Grip veya benzer durumda iyileşmek için "Doktora gidilirse bir haftada, gidilmezse 7 günde iyileşilir". Grip olan kişi yorgundur ve öyle ya da böyle dinlenerek -mümkünse yatarak- gücünü toparlaması şarttır.
Birçok hastalıkta olduğu gibi, grip ve soğuk algınlığı da bağışıklık sistemimizin zayıf olduğu döneme rastlar. Bu durumda aslında problem ortalıktaki virüs veya bakteriler değildir. Tam aksine biz kendimiz bunları davet edici koşulları hazırlıyoruz. Onlar da bizimle karşılaştıklarında tutunabilecek olanak buluyorlar. Doğal Tıp Uzmanı olarak klasik grip aşısını önermiyorum. Aksine özellikle mevsim geçişi dönemlerine hazırlık olarak detoks yapılması ve adından bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi gerekiyor, yani bütün bu koşulların önlenebileceğini savunuyoruz.
Ancak ne yazık ki her zaman bağışıklık sistemimiz güçlü olamayabiliyor.
Ne zaman gribiz, ne zaman soğuk algınlığı yaşıyoruz?
Ateş, baş ağrısı, boğaz ve adale ağrıları, kırgınlık, titreme gibi belirtiler grip ve gribal enfeksiyonların (halk dilinde soğuk algınlığının) göstergeleridir. Bir hastalığın grip mi veya soğuk algınlığı mı olduğunu detaylı bir laboratuvar testi sonucu anlayabiliriz. Her iki durumda da belirtiler hemen hemen aynıdır, ancak grip durumunda belirtilerin daha keskin olduğunu ve ateşin daha hızlı çıktığını gözlemlemliyoruz. Hasta kendini birden bire kötü hisseder ve ateşlenme süreci birkaç gün sürebilir. Bunun yanında baş ve adale ağrıları da gripte karakteristik bir özelliktir. Öksürük grip geçiren hastada daha belirgin yaşanır. Kısaca grip geçiren bir insan saydığımız belirtileri daha keskin yaşar.
Modern tıp kitaplarında gribin nedeni Influenza virüsü ile açıklanırken, soğuk algınlığının nedeniyse farklı birkaç virüs olabilir denir, ör. Rhinovirüsü, Adenovirüsü, Coronavirüsü vb.
Hangi belirtilerde ne tür tedavi gereklidir?
Doğal Tıp oldukça bireysel ve oldukça detaylı bir uygulama sunar. Bunu bir gripal enfeksiyonda da görebiliriz. Doğal tedavi yöntemleri doğru uygulanmaları halinde oldukça olumlu sonuç verir.
Hafif kırgınlık durumunda (henüz hiç bir sentom yokken):
- Terleme kürleri, hamam, sauna, soğuk-sıcak duşlar
- Sıcak mürver meyvesi şurubu, diğer kırmızı meyve suları
- C vitaminli taze sıkılmış meyve suları
- Çay: mürver çiçeği, ıhlamur çiçeği, zencefil (dikkat;ağır böbrek rahatsızlığı geçirenler zencefil kullanmamalı)
- Uçucu yağlar ile masajlar
- Refleksoloji
- Dinlenme
- Temiz havada zorlamayan yürüyüşler ve stresten uzak kalma
- Vb.
Ateşlenme:
Ateşlenme durumu aslında bir hastalık değil, aksine iyileşme sürecinin göstergesidir. Bu süreç metabolizmamızın harikulade bir aktivitesi ve bedenimizin bir olumsuzluğu çözmeye çalıştığı dönemdeki anlamlı bir reaksiyonudur. Eğer bu dönemde yüksek ateşten dolayı belirgin sıkıntılar (kalp çarpıntısı, nefes darlığı, bilinçde netlik kaybı vb.) yaşanıyorsa o zaman ateşi düşürme yollarına başvurmakta yarar var. Ancak her insanın ateşlenmeye dayanıklılığı farklılık gösterir, hatta çocuklar çok daha fazla hassastır. Böyle durumlar için (özellikle kalp hastaları) hemen bir uzman çağırmak gerekir.
Normal koşullarda sorun yaşamayan insanlar için 39-40°C de ateş düşürülmeye başlanmalıdır.
Ateş düşürme sürecini kolaylaştırıcı önlemler:
Bu dönemde en önemli önlem bol sıvı tüketmektir ( gazsız su ve çaylar/mürver çiçeği, ıhlamur çiçeği)
Ateşlenme durumunda genel kural; hastanın üzeri fazla örtülmemelidir!
Sirkeli kompresler:
Uygulanışı: El havluları ya da başka pamuklu bez sirkeli suya daldırılır ve sıkılır.
Bu bezler hastanın ayak bileklerininin üstüne doğru sarılır ve üzerine kuru bir havlu sarılır, hasta yatağa yatırılır ve üstü kapatılır. Yatağın ıslanmaması için önceden yatağın kompres gelecek kısmına kalın bir havlu yayılabilir. Kompres bu şekilde iyice ısınana kadar kalmalı ve bu işlem 3-4 kez tekrar edilmelidir.
Serinletici banyolar: (Bu yöntem, kalp rahatsızlığı ve kronik hastalık geçirmekte olanlara önerilmez)
Uygulanışı: Banyo küveti, hastanın sahip olduğu ateşin yüksekliğinden sadece bir derece düşük olacak şekilde doldurulur. Hasta banyo küvetine girer ve yaklaşık 3 dakika suda kaldıktan sonra küvetin suyunun sıcaklığı 35°C yi bulana kadar küvete soğuk su eklenir. Bu suda hasta tekrar yaklaşık 3 dakika kaldıktan sonra suyun sıcaklığı 30°C ye düşünceye kadar yine soğuk su eklenir ve bu suda da hasta yaklaşık 1 dakika kaldıktan sonra kurulanıp yatağa yatırılır. Hastanın üzeri kapatılır ve dinlenmeye bırakılır.
Boğaz Ağrısı:
- Gargara: Adaçayı, papatya veya sıcak hafif tuzlu su ile günde birkaç kez tekrarlanır.
- Şekersiz adaçayı pastili veya şekeri emilir.
- Adaçayı günde en az 3-4 kez içilir.
- Ses kısıklığı da varsa, bir parça eğir kökü ağızda tutulur ve çaya eklenir.
- Lenfleri harekete geçirmek: Parmak uçlarıyla timus bezinin üzerine gelecek şekilde göğüs kafesine tıklatarak masaj yapılır.
- Patatesli boğaz kompresleri yapılır.
Patatesli boğaz kompresinin uygulanışı:
5-6 adet orta boy patates kabuğunu soyulmadan pişiriniz. Patateslerin kabuğunu soymadan pamuklu bir bezin ortasında ezip, bu püreyi bezin üzerine hafifçe yayarak boğazınıza sarınız. Bu sargının üzerine ikinci bir bez daha sarıp, ayrıca üzerine bir şal daha sararak kompresin uzun süre sıcak kalmasını sağlayınız. Kompresi, içeriği soğumaya başlayınca alabilirsiniz ve isteğe göre tekrar edebilirsiniz.
Öksürük:
Öksürük dönemlerinde çok miktarda su/sıvı tüketmek gerekir, çünkü balgam ancak sıvı sayesinde çözülebilir ve öksürme sayesinde dışarı taşınabilir.
Ateşlenme ve nezle belirtilerinde olduğu gibi öksürük de vücudun hastalıklara neden olan unsurlara karşı bir savunma reaksiyonudur. Bu nedenle bu durumda öksürüğü bloke edici yöntemlere başvurulmamalıdır.
Özellikle soğuk algınlığı dönemindeki balgamlı öksürükte en etkileyici bitki kekiktir. Kekik çayına, bazı bitkiler karıştırılarak (okaliptüs, lavanta, anason, havlıcan, rezene ve nane) karışımdan daha iyi bir sonuç alınabilir..
Agresif-kronik öksürük durumunda tedavi için aşağıdaki bitkilerden aynı oranlarda bir çay karışımı hazırlayıp, öksürük tamamen geçene kadar, günde en az üç kez içebilirsiniz.
- Hatmi çiçeği
- Öksürük otu
- Sinirli ot (yedidamar otu)
- Ebegümeci
- Atkuyruğu
Kronik öksürük durumlarında ayrıca aşağıdaki işlemlerin de yararını göreceksiniz:
- Sıcak banyo (banyo suyuna 4 damla kekik yağı damlatabilirsiniz)
- Kompresler: patates kompresi ve göğüs kafesi üzerine
- İnhalasyon
İnhalasyon uygulanışı:
Bir litre kaynar suyu erimeyen bir kabın içine koyup, suya birkaç damla okaliptus veya kekik yağı damlatın. Büyükçe bir havluyu başınızın üzerine kapatıp buharı burnunuzdan nefes alarak içinize çekmeye çalışın.
Ayrıca ballı soğan suyunun öksürüğe karşı geleneksel bir yötem olarak kullanıldığı da biliniyor. Uygulanışı: Büyükçe kuru bir soğan doğranır ve bir çorba kşığı bal ile kapalı bir kapta gece boyunca bekletilir, bu sıvı sabah aç karnına içilir.
Güzel bir kış geçirmeniz dileğiyle.
Şaduman Karaca
Grip deyip geçmeyin
Kış aylarının gelmesiyle birlikte grip vakaları da yaygınlaşmaya başladı. Oldukça kolay ilerleyen bir hastalık olan grip, sizin kapınızı da çalmadan önce önlemlerinizi almaya başlayın. Eğer gribe yakalandıysanız iyileşme aşamasında birtakım noktalara mutlaka dikkat etmeniz gerekiyor.
GRİBE SAVAŞ AÇABİLİRSİNİZ
Grip, aniden başlayan bulgular ile kendini gösterir. Kişi kendini çok iyi hissederken bir anda hastalanır. Grip belirtilerini sıralarsak:
* 39 derece civarında ateş
* Baş ağrısı
* Vücutta genel ağrı (özellikle sırt, kol, bacaklarda olmak üzere)
* Birden başlayan ve 2-3 hafta süren yorgunluk
* Genellikle kuru öksürük
* Bazen burun tıkanıklığı, hapşırma ve boğaz ağrısı
* Üşüme, titreme, terleme
* İştah kaybı
Grip virüsünün vücuda girmesi ile başlayan bulgular genellikle 7-10 günde iyileşme ile sonuçlansa da, bazen sinüzit, bronşit veya zatürre gibi bazı ciddi enfeksiyonlara yol açabilirler. Bu nedenle gripten korunma çok önemlidir. Özellikle grip salgınlarının yaygın olduğu sonbahar ve kış aylarında alacağınız basit önlemler ile gripten korunabilirsiniz:
* Düzenli spor yapın
Sağlıklı yaşamın bir parçası olan spor, gripten korunmak için de çok önemlidir. Yetişkin biri için haftada 3 gün, günde 1 saat olmak üzere spor yapılması faydalıdır.
* Stresten uzak durmaya çalışın
Stres, vücut direncini azaltarak hastalıklara davetiye çıkaran en önemli etkenlerdendir. Bu nedenle, çeşitli yollar ile stresten uzaklaşmak sağlıklı kalmayı da beraberinde getirecektir.
* Sigara içmeyin
Sigara da aynı stres gibi vücut direncini azaltır. Ayrıca virüs yüklü damlacıklar, sigara içilen ortamlarda, dumana yapıştıkları için hastalık yapıcı özellikleri artar.
* Kalabalık yerlerde kendinizi korumaya çalışın
Toplu taşıtlar, sinema, tiyatro gibi kalabalık yerlerde grip olan bir kişinin aksırması ile virüsler büyük bir hızla (160 km/saat160 km/saat ) hareket ederek 3- 4 metre uzağa yayılabilir. Bu nedenle özellikle bu tür yerlerde havalandırmanın iyi olmasına dikkat etmek, temizliğe özen göstermek gibi basit tedbirler ile gripten korunabilirsiniz.
* Aşırı sıcak ortamlardan kaçının
Özellikle kış mevsiminde daha çok kapalı ve sıcak ortamlarda bulunmak , solunum mukoza hücre zarlarının kurumasına neden olacağından virüslerin vücuda girişini kolaylaştırabilir.
* Düzenli uyuyun
Bir gece uykusuz kalındığında, virüslere karşı savaşan vücut hücreleri yarı yarıya azalmaktadır.
DENGELİ BESLENİN
Vücudun ihtiyacı olan protein, karbonhidrat, yağ ve vitaminler yeterli olarak alınmazsa, vücut direnci düşer ve solunum organları mukoza hücreleri de bu durumdan etkilenir.
* Yeterli miktarda su için
Solunum mukoza hücrelerinin nemli olması, virüs taşıyan damlacıkların etkisine karşı direnci sağlar. Bu nedenle özellikle su içme ihtiyacının azaldığı kış mevsimi de dahil olmak üzere, her dönemde günde 8- 10 bardak su içilmesi faydalıdır.
Grip ağrılarla birlikte gelir
Çocuklar için çok tehlikeli olan grip baş ağrısıyla başlar. Ihlamur çayı içmek, antibiyotik etkisi yapar ve iyileşme sürecini kısaltır...
Virütik grip (influenza), hala kontrol altına alınamamış önemli enfeksiyon hastalıklarından biridir. Üç değişik tipi olan grip virüsleri tarafından başlatılır. Bulaşma damlacık enfeksiyonu yoluyla gerçekleşir. Öksürükle havaya yayılan virüs, enfeksiyon etkisini saatlerce korur. Kuluçka dönemi, yani hastalığın bulaşmasıyla ortaya çıkması arasındaki süre 1-4 gün civarındadır.
Grip birden, baş ağrısı, göz basıncı, kırıklık, ateşlenme, üşüme, organ ağrıları, nezle, kusma, mukoza iltihapları ve öksürükle başlar. Genelde beşinci günden sonra ateş düşmeye başlar. Bitkinlik ve kırgınlık hali ise uzun süre devam eder. Grip hastalığının en tehlikeli yönü ise, beyin zarı iltihabı, bronşit, ağır kalp bozuklukları veya akciğer iltihabı (zatürree) gibi önemli yan etkileridir. Özellikle çocuklar için çok tehlikeli bir hastalık olarak bilinir.
Beslenme şekli çok önemlidir
Grip tanımı, gerçekte griple ilgisi olmayan pek çok ateşli hastalık için de kullanılmaktadır. Virütik gribin nedenlerine yönelik bir tedavi mümkün değildir. Tedavi ancak belirtilerin ortadan kaldırılmasına yöneliktir. Yatakta dinlenme, sıcak bitki çayları ve meyve suları ile beslenme gibi.
Genelde, grip salgınları sırasında bedenin savunma gücünün arttırılmasına çalışılmalıdır. Ihlamur: Ardı ardına içilen 2-3 bardak sıcak ıhlamur çayı, terlemeyi başlatır ve bedenin savunma sistemlerini güçlendirir. Aspirinle birlikte alındığında ise hafif bir antibiyotik etki oluşur. Ihlamur kesinlikle kaynatılmamalıdır! Yarım veya bir tatlı kaşığı ince kıyılmış ıhlamur, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır ve yarım dakika demlendikten sonra süzülür.
Biraz balla tatlandırılarak, elden geldiğince sıcak içilmelidir. İçilen her bardak ıhlamur çayı taze demlenmelidir.
Hastalıkla mücadelede yapılması gerekenler
Bitki karışımı çayı: Nemli ve soğuk sonbaharda grip salgını kapıda beklediğinde, hastalığa karşı korunma önlemi olarak şu bitki karışımının çayı içilmelidir: 100g mürver çiçeği, 5g öksürükotu (veya ebegümeci), 5g mayıs papatyası, 5g ıhlamur çiçeği, 10g ince kıyılmış hindiba kökü, 5g orman çileği yaprağı ve 15g sinirli ot yaprağı.
Tüm bitkiler çok ince kıyılarak iyice harmanlanır. Yarım tatlı kaşığı bitki karışımı, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır, 5 dakika demlendikten sonra süzülür.
Gün boyunca 3 bardak taze demlenmiş çay soğutulmadan yudumlanır. İlk bardağın yarısı kahvaltıdan önce, öteki yarısı ise kahvaltıdan sonra yudumlanır. Öteki 2 bardak çay ise gün boyuna yayılarak içilir.
İsveç Şurubu: Hastalığa karşı önlem olarak, yukarıda önerilen çayın her bardağına yarım tatlı kaşığı İsveç Şurubu karıştırılır.
Ev reçetesi: 10-15 dakikalık sıcak ayak banyoları alınır. Su dayanılabilecek kadar sıcak olmalı ve sürekli sıcak su eklenmelidir.
Grip olunca neler yapılmalı?
Her şeyden önce istirahat, mümkünse yatak istirahatı önemlidir. İstirahat ile beraber doktor tavsiyesi ile alınacak ilaçlar, hastalığın hafif atlatılmasını sağlayabilir.
* Hastalık süresince sıvı alımı çok önemlidir. Bu nedenle su, meyve suyu ve kafeinsiz içecekler tavsiye edilir. Yeteri kadar sıvı alınması sinüslerdeki ve göğsünüzdeki ifrazatın daha az birikmesine ve vücuttan daha kolay temizlenmesine yardım eder.
* Ayrıca suda eritilerek hazırlanan anti-gribal ilaçlar sıvı alımını arttırdığı ve hızlı etki gösterdiği için kullanmaya uygundur.
* Hastalık dönemlerinde beslenmeye dikkat etmeli, iştahsızlık varsa enerji ihtiyacını gidermek için karbonhidrattan zengin diyet uygulanmalıdır.
* Yatarken başın yukarıda tutulması (2 ya da daha fazla sayıda yastık ile yatmak) geniz akıntısının vereceği rahatsızlığı azaltacaktır.
* Bulunulan ortamın uygun ısıda olmasına ve iyi havalandırılmasına dikkat edilmeli, havanın kuruması engellenmeli, nemli olması sağlanmalıdır.
* Yakınmalar düzeldiğinde hemen normal aktiviteye dönülmemeli, tam bir iyileşme için bir süre daha dinlenmeye devam edilmelidir.
* Antibiyotik türü ilaçlar, viral bir enfeksiyon olan gribin üzerine bakteriyel bir başka enfeksiyon eklendiğinde ancak bir hekimin önerisi ile kullanılabilir. Antibiyotiklerin yanlış kullanımı istenmeyen sonuçları beraberinde getirebilir.
* Grip sırasında ASA (aspirin) kullanılmamalıdır. Özellikle çocuklarda bu konu çok önemlidir.
Kekik: Bir çay kaşığı dolusu kekik, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır ve yarım dakika demlendikten sonra süzülür. Gün boyunca iki bardak taze demlenmiş çay soğutulmadan yudumlanır.
GRİP TEDAVİSİNDE KULLANILANLAR:
Arslanpençesi tam banyosu: Arslanpençesi katkılı tam banyolar çocuklar üzerinde güçlendirici etkiye sahiptir. 200 gr ince kıyılmış arslanpençesi, 5 litre soğuk suda 12 saat demlendirildikten sonra ısıtılır ve sıcak banyo suyuna eklenir. Kalp bölgesi suyun dışında kalmalıdır. Banyo süresi 20 dakikadır. Süre sonunda kurulanılmadan bir bornoz giyilir ve sıcak yatakta bir saat süreyle ter atılarak dinlenilir. Haftada bir banyo yeterlidir.
Kekik tam banyosu: Arslanpençesi banyoları ile dönüşümlü olarak, çocuğa haftada bir kere kekik banyosu yaptırılmalıdır. Kekik banyoları sayesinde çocuklar sağlıklı bir uykuya kavuşur ve sinirlilik halleri sona erer. 200 gr kekik, 5 litre soğuk suda 12 saat demlendirildikten sonra ısıtılır, bir tülbentten geçirilerek süzülür ve sıcak banyo suyuna eklenir. Banyo yapan çocuğun kalp bölgesi banyo suyunun dışında kalmalıdır. Banyo süresi 20 dakikadır. Süre sonunda kurulanılmadan bir bornoz giyilir ve sıcak yatakta bir saat süreyle ter atılarak dinlenilir.
Bitkilerle sağlıklı olun
Gribin tedavisi için verilen ilaçların yanında muhakkak bitkilerden de yardım alın. İşte iyi gelecek şifalı otlar...
Grip için bulunması gereken şifalı bitkiler şunlardır: Melek otu, sarmısak, ıhlamur, limon, kekik, üzerlik tohumu, kayın yaprağı, menekşe. Bu bitkiler şu şekilde hazırlanır. Dövülmüş sarmısak, melek otu ile birlikte suda pişirilir. Süzüldükten sonra elde edilen sıvı şekerle tatlandıılarak şurup kıvamına gelinceye kadar karıştırılır. Hazırlanan bu şuruptan tedavi süresince günde üç fincan içilir. İnce ince kıyılan limon, ıhlamurla birlikte kaynatılır. Süzülerek elde edilen karışımdan tedavi süresince günde dört-beş çay bardağı içilir. Üzerlik tohumu sıcak suda demlenir. Süzülerek elde edilen sıvı dinlendirildikten sonra buruna bir kaç damla çekilir. Kayın ağacı yaprağı, menekşe ve kekik birlikte demlenir. Süzüldükten sonra elde edilen karışımdan günde üç-dört fincan sıcak olarak içilir.
IHLAMUR HER DERDE DEVA
Soğuk kış günlerinde sıkça tüketilen ve birçok hastalığa iyi geldiği bilinen ıhlamur, gribal enfeksiyonların tedavisinde de etkilidir. Türkiye'de bolca yetişen ıhlamur, özellikle kış aylarının yaklaşmasıyla artan grip ve soğuk algınlığı rahatsızlıklarında ilaçlı tedaviye yardımcı olarak kullanılan şifalı bitkilerin başında gelir. Çiçek, yaprak, kabuk ve ağacından faydalanılan ıhlamur, birçok hastalığa iyi gelir. Kurutulmuş ıhlamur yapraklarının çiçekleriyle birlikte kaynatılarak hazırlanan hoş kokulu çay, limonla birlikte içildiğinde grip ve soğuk algınlığı daha kısa sürede atılmasını sağlamaktadır.
BAKTERİLERE DİKKAT EDİN
Antibiyotikler viral enfeksiyonlarda etkili değildir, bu nednele kullanılmasının bir yararı yoktur. Antibiyotiklere ancak bakterial komplikasyonlar (sinüzit, orta kulak iltihabı) geliştiği zaman ihtiyaç vardır. Ağrı kesiciler, ateş düşürücüler ve antihistaminikler şikayetlerin azalmasında yardımcı olur. Kış mevsiminde görülme sıklığı artan grip, yaşlılarda ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Akciğerde çoğalıp zatürreye yol açması ve başka mikroplara zemin hazırlaması nedeniyle grip, özellikle 65 yaş üstündekilerle, akciğer, kalp, böbrek, karaciğer ve şeker hastalığı olanlarda ve kanser tedavisi görenlerde ölümcül bile seyredebilir. Bu nedenle gripte yatak istirahatı, ateş düşürücü ilaç, bol sıvı, doğru beslenme ve virüsün çoğalmasını önleyen ilaçların alınması faydalıdır. Grip mevsimi geldiğinde toplu yerlerde az vakit geçirilmesi, el temizliğine dikkat edilmesi, aksıran ve hapşıranlarla öpüşülmemesi, iyi beslenilmesi ve hapşırmaya başlanıldığında maske takılması önemlidir.
Gribe aşılı çözüm yolu
Gripten korunma yollarının başında en etkili yöntem olarak kullanılan aşılanma, hastalığa karşı büyük bir savunma sağlıyor
Grip virüslerinin neden olduğu bir solunum sistemi hastalığı olan grip, alt ve üst solunum yollarını tutarak, genellikle ateş, baş ağrısı ve halsizlik gibi belirtilerle kendini gösterir. Bu hastalıkla, geçmişte çeşitli yollarla savaşılmasına rağmen gribin henüz tam anlamıyla tedavi edilmediği bilinen bir gerçektir. Halen gripten korunma yollarının başında ve en etkili yöntem olarak aşılanma gelir. Yakalandıktan sonra yapılabilecek pek az şey bulunması, hastalığın aşıyla önlenmesinin önemini arttırmaktadır. Son yıllarda, ülkemizde de grip aşısına karşı yoğun rağbet görülüyor. Ancak, ne yazık ki, bu uygulamaya başvuranların büyük bir çoğunluğu konuyla ilgili yeterli bilgiye sahip değiller.
Her yıl tekrarlamak gerekir
Grip aşısının bütün üst solunum yolu hastalıklarına karşı koruma sağlayacağı yanılgısı vardır. Oysa, solunum yolu enfeksiyonları, içinde gribin de bulunduğu geniş bir hastalık ailesidir. Pek çok kişi, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, hapşırık-aksırığın daha ön planda olduğu soğuk algınlığına da, yanlışlıkla 'grip' der. Tabii ki, grip aşısının bunlara bir faydası olamaz. "Aşı oldum ama yine de grip oldum" diyenlerin çoğu aslında gribe değil, soğuk algınlığına yakalanmışlardır. Grip aşısının koruyucu etkisi 1-2 hafta sonra başladığı için aşının en uygun zamanı hastalık belirtileri hissedilmeye başlandığı zaman değil, Ekim-Kasım aylarıdır. Gribe yol açan virüsler sıklıkla değişir. Grip aşıları da bu değişime göre her yıl görülmesi olası olan mikroplara göre hazırlanır. Bu nedenle her yıl tavsiye edilen aylarda aşıyı tekrarlamak en uygunudur. Ancak grip aşısının da diğer aşılar gibi yüzde 100 koruyuculuğu yoktur. Grip aşısı yapılırken, 65 yaş ve üstü, astım, diyabet, kalp, tansiyon hastaları ile bebeklerde, hekimler ayrıca dikkatli davranmalıdırlar.
Önerildiği durumlar
* Kronik kalp ve akciğer hastalığı olan yetişkinler ve çocuklara (astımlı çocuklar da dahil)
* Kronik metabolik hastalıklar (diyabet gibi) böbrek hastalığı, bağışıklık sisteminde yetersizlik, kan hastalıkları nedeniyle bir önceki yıl düzenli tedavi gören veya hastanede yatanlara,
* Çocuklar ve gençlere (6 ay-18 yaş arası)
* 65 yaş ve üzerindekilere
* Toplu halde yaşayanlara
* Risk grubundaki kişiler: doktor, hemşire, hastabakıcı, kreş ve huzur evi çalışanları.
ALERJİSİ OLANLAR ÇOK DİKKATLİ OLMALI!
Grip aşısı, yumurta veya grip aşısının birleşenlerine karşı alerjisi olanlara uygulanmamalıdır. Grip tedavisinde öncelikle istirahat çok önemlidir. C vitamini ve su tüketmenin yanında, piyasada anti gripal olarak satılan ilaçlardan da yararlanılabilir. Bu ilaçların içinde hastanın ateşini düşürücü, kırgınlığı giderici, burun tıkanıklığını açıcı gibi bir takım etken maddeler bulunur. Anti-gribal ilaçların erken dönemde kullanımı hem gribin daha komplikasyonsuz ortadan kalkmasını, hem de daha kısa sürmesini sağlar. Ancak komplike olmuş bir gribal enfeksiyon varsa mutlaka bir hekime danışmakta fayda vardır.
Sabah – 8 Ocak 2008