BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA ÜRETKENDİR, PAYLAŞILMAYAN BİLGİ BATAKLIKTAKİ HAZİNE GİBİDİR.
Siteme Hoş Geldiniz Adil DURUSU
   
  SİTEME HOŞ GELDİNİZ Adil DURUSU
  Türkiye'nin Yol Haritası
 

YENİ DÜNYA DÜZENİNDE TÜRKİYE’NİN YOL HARİTASI

GEÇMİŞTEN GELECEĞE TÜRKİYE STRATEJİK ÖNGÖRÜ

 

OP.DR.TURHAN ÇÖMEZ

BALIKESİR MİLLETVEKİLİ

 

TÜRKİYE JEOPOLİTİK BAĞIMSIZLIĞINI KAZANMALIDIR

  • Uzun süren mücadele,
  • Akıl,
  • Vizyon,
  • Bedel ödemek,
  • Planlı, gerçekçi,

 

  • HER ŞEYE RAĞMEN ZOR VE SINIRLI OLABİLİR…
  • TÜRKİYE’YE İÇERİDEN BAKMAK
  • TÜRKİYE’YE DÜNYADAN BAKMAK
  • DÜNYA’YA TÜRKİYE’DEN BAKMAK
  • DÜNYA’YA DÜNYANIN HER YERİNDEN BAKMAK zorundayız

 

TÜRKİYE’NİN (iç-dış) ANALİZİNİ DOĞRU YAPMALIYIZ

·        RİSKLER

·        TEHDİTLER

·        FIRSATLAR

·        AVANTAJLAR

·        KENDİ TARİHİMİZİ İYİ BİLMELİYİZ.

·        DÜNYA TARİHİNİ İYİ BİLMELİYİZ.

·        KOMŞULARIMIZIN VE GÜÇ MERKEZİ OLAN ÜLKELERİN VİZYONLARINI-GERÇEK NİYETLERİNİ İYİ BİLMELİYİZ.

·        KARTLARI GÖRMELİYİZ…

 

5-10-20-50-100 YILLIK TÜRKİYE VİZYONU-NASIL BİR TÜRKİYE?

·        Dünyanın ve Türkiye’nin mevcut ve muhtemel koşullarını iyi değerlendirmeliyiz.

·        Değişen iktidarlarla değişmeyecek bir Türkiye ideali/Türkiye vizyonu ortaya koymalıyız.

·        Bunu planlı bir şekilde uygulamalı ve nesilden nesile taşımalıyız.

·        Siyaset adamlarını-yöneticileri ve halkı bu sürece/geleceğe hazırlamalıyız.

 

Türkiye’nin 10 zor yılı

·        Uluslararası düzenin değişeceği - dünyanın yeniden şekilleneceği dönem - Türkiye (önemli bir) belirleyen yada belirlenen ülke olacak.

·        AB süreci ile ilgili tartışmaların hız kazanacağı ve sonuçlarının belirginleşeceği bir dönem olacak.

·        (Dünyanın yeniden şekillendiği zaman diliminde) Türkiye’nin komşu coğrafyalarında sistematik değişikliklerin olacağı bir dönem olacak.

·        Sözde Ermeni soykırım iddialarının 100.yılı

·        Yeni dünya düzenine-dengelerine adapte olan-olamayan Türkiye’yi bekleyen ekonomik-stratejik sorunlar ve bunların tetikleyeceği gelişmeler yaşanacak.

·        Küresel tehdit unsurlarının tamamından az yada çok etkilenecek…

İki kutuplu dünya düzeni
Tek kutuplu dünya düzeni
Çok kutuplu ya da iki kutuplu dünya düzeni ve buna etki edecek güç merkezleri-ülkeler

·        1950-1990 yılları arasında iki kutuplu dünya

·        Soğuk savaş dönemi - gerginliğe dayalı caydırıcı denge stratejisi.

·        1990-2015 yılına kadar hegamon - biçimlendirici devlet olarak ABD’nin tartışmasız üstünlüğü öngörülebilir.

·        2015’ten sonra görünürde iki merkezli bir denge stratejisi ABD-ÇİN (uzlaştırıcı-dengeleyici işlev üstlenen güç merkezleri/LATİN AMERİKA-AB-JAPONYA-RUSYA (Avrasya vizyonu-İmparatorluk planları)-HİNDİSTAN)

·        Küresel ekonomi-sosyal liberalizm - uygar denge stratejisi (2015-2050 SÜRECİ)

 

AMERİKA ARKA BAHÇESİNİ KAYBEDİYOR

·        Bolivya: MORALES; ilk açıklaması, asla boyun eğmeyeceğiz.

·        Şili: BACHELET

·        2006 YILI SONUNA KADAR LATİN AMERİKA’DA 11 SEÇİM YAPILACAK VE HEPSİNDE SOK İKTİDARLARIN KAZANACAĞINA KESİN GÖZÜYLE BAKILIYOR.

 

SİVİL DARBELER ZOR DURUMDA

·        Belarus’ta netice alınamadı.

·        Özbekistan ABD ile arayı açtı.

·        Ukrayna’da turuncu devrimden 15 ay sonra ABD nin desteklediği aday Yuşçenko hezimete uğradı.

·        Gürcistan (Güney Osetya ayrılma hazırlığı yapıyor) ve Kırgızistan’da ABD nin desteklediği yönetimler zor durumda.

·        Filistin seçimlerini Hamas kazandı. Koalisyon dayatıldı…?

·        İsrail-Hizbullah savaşını, Hizbullah kazandı.

 

ABD KARADENİZ DE TAHAKKÜM KURMAK İSTİYOR… Ama?

·        Büyük-Genişletilmiş-Yeni Ortadoğu projesi yol alamadı.

·        Irak’ta huzur sağlanamadı.

·        Sivil devrimler netice vermedi.

·        Güney Amerika kaybedildi.

 

2015 yılında dünya….

·        Ülkeler için sadece ayakta kalmak değil-güçlenebilmek / relatif olarak güçlenebilmek önemli olacak.

·        Yıkılma-parçalanma endişesi ülkeleri yalnız yaşamaktan daha fazla korkmaya yöneltecek ve birlikler-yeni ittifaklar daha çok önem kazanmaya başlayacak.

·        Ulus devlet yapısını koruma güdüsü, birliklerle yaşama talebini de teşvik edecek. (Sovyetler Birliği/ Yugoslavya/ Çekoslovakya/Irak tecrübesi)

·        Küreselci eğilimlerin yerini YENİ ULUS DEVLET BİLİNCİ ALACAK.

·        Uluslar arası örgütler-kurumsal yapılar daha fazla önem kazanacak. Ülkelerin yönetiminde belirleyici roller üstlenecekler (PKK ile mücadelede hangi örgütlerin belirleyici ve yaptırıcı etkisi olacak? Dicle üzerindeki barajların yapımı-yönetimi hangi esaslara göre olacak?)

 

2015 ten sonra ülkelerin işgalleri yeni sömürü düzenleri ile olacak…

·        Küresel şirketlerle ekonomik olarak,

·        Medya aracılığı ile kitlesel dönüşümler gerçekleştirilerek,

·        Sivil toplum kuruluşları aracılığı ile, toplum mühendisliği yapılarak gerçekleştirilecek…

·        TOPRAKLARIN İŞGALİNE GEREK KALMADAN, YENİ SÖMÜRÜ DÜZENLERİ OLUŞTURULACAK…

 

Hegamon devlet(ler)in pozisyonu

·        Uygar-Barışçıl-Adil bir hegamon devlet mi?

·        Yoksa, Bugün ABD’nin yaptığı gibi;

·        Çarpıtılmış istihbarat bilgileri ile, uluslar arası hukuku hiçe sayarak savaş gerekçesi oluşturan, gittiği yere demokrasi ve barış getirmek yerine kaosu taşıyan bir hegamon devlet mi olacak?

·        Ekonomik ilişkilerin uluslar arası boyutu artacak. Siyasal  ilişkilerin ekonomik ilişkileri bozmaması için özen gösterilecek.

·        Ancak ekonomik ilişkilerin boyutu ne olursa olsun, siyasal alanın üstünlüğü tartışılmaz olacak.

·        Çin Tayvan ilişkilerinde ekonomik boyut ne olursa olsun, siyasal boyut ön planda oluyor.

 

Küreselleşme-Ulus devlet kavramlarına  yeni-ekonomik anlamlar yüklenecek

·        Kent ekonomisi /ekonomi-sanayi bölgeleri) belirleyici rol üstlenecektir. Komşu mücavir alanlarla olan ilişkiler, merkezi ilişkinin belki de önüne geçecek.

·        Hemşehrilik kavramı yerini, tüketim alanlarına ilişkisine bırakabilecektir.

 

Yeni vizyonlar ortaya koymak, yeni ilişkiler sağlamak ve başka dünyaları keşfetmek zorundayız.

TÜRKİYE, NEDEN SADECE AB VE ABD VİZYONUNA HAPSEDİLMEK İSTENİYOR?

Euro bölgesi imalat sanayinde hissedilir bir yavaşlama eğilimi var.
ABD, Almanya ve İngiltere’ye yabancı sermaye girişinde önemli azalmalar yaşanıyor.

·        Geçtiğimiz 20 yılda, Çin’in ortalama büyümesi %9.5, Hindistan’ınki %5.7 oldu.

·        2015 yılında Çin, dünya dünya ekonomisinin %19 una hakim olacak.

·        Çin ve Hindistan’ın önümüzdeki 25 yılda dünya GSMH payını 2 kat arttıracağı tahmin ediliyor.

·        Brezilya-Çin-Hindistan-Rusya-Endonezya, 2020 yılında, dünya GSMH nın üçte birine sahip olacak.

 

Çin her 8.5 yılda bir ikiye katlanıyor

·        Bugün Çin ekonomisin yıllık büyüklüğü 1.7 trilyon dolar.

·        30 yıl aynı süreç devam ederse, yani İKİYE KATLANIRSA; (4 kez ikiye katlanacak)  30 trilyon doları bulacak.

Çin ekonomisi ABD’yi sollayacak (Satın alma gücü ABD y geçecek)

l      Uluslararası Para Fonunun son tahminlerine dayanarak, 2004/2005 yıllık ortalama büyüme rakamı baz alınarak yapılan hesaplamaya göre, ABD bu yıl sonunda 12 trilyon 939,3 milyar dolarlık SGP-GSYH ile birinciliğini korumakla birlikte Çin, arayı iyice kapatacak.

l      Bu yıl SGP-GSYH’de ilk kez 10 trilyon doları geçecek olan Çin, ABD ile arasındaki farkı 2,4 trilyon dolara indirecek ve 10 trilyon 518,2 milyar dolara ulaşacak.

l      2020 yılında ise Çin’in SGP-GSYH’si 57 trilyon 706,1 milyar dolar, ABD’nin 31 trilyon 799,1 milyar dolar, Hindistan’ın 15 trilyon 74,6 milyar doları bulacak.

l      ABD artık kendi büyüme hızının öneminden çok başkalarının büyümeme-yavaşlama trendinin daha önemli olduğunu tartışmaya başladı.

l      ABD büyümesinin hızı (Çin deki hızlı büyümenin aksine) giderek düşüyor. Merkez Bankasının faizleri yükseliyor.

l      ABD nin dış borcu giderek artıyor. Bunun da en büyük alıcısı Çin.

l      Bu hegamon gücü kaybetme sendromudur.

l      Bu; davranış karakterlerini ve karar alma mekanizmalarını direkt olarak etkileyecektir.

 

ABD yaptırım gücünü kaybediyor

l      Kuzey Kore, ABD Başkanı’nın bizzat yaptığı çok sert uyarılara rağmen nükleer silah denemesinde bulunarak ABD’nin otoritesine ciddi bir darbe vurmuştur.

l      ABD’nin bu koşullar altında, K Kore’ye savaş açmanın dışında bir yaptırımı kalmamıştır.

l      Venezuella Devlet başkanı Chavez ise, ABD ye har gün yaptığı sözlü saldırılarla, psikolojik üstünlüğünü zedelemektedir.

l      ABD İran Nükleer programı ile ilgili yaptırımlarda eline koz geçirmiştir. İran’a daha sert olması beklenebilir.

l      Rusya Devlet Başkanı Putin, atık tek kutuplu dünya döneminin sona erdiğini ilan etti.

l      ABD NİN SÖZÜNÜ DİNLEYEN ÜLKELER GİDEREK AZALACAK….

 

ÇİN SON 25 YILDA 600 MİLYAR DOLAR YABANSI SERMAYE YATIRIMI KABUL ETTİ.

l      Bugün, Çin’e haftada 1.250 milyar dolar yabancı sermaye girişi oluyor.

l      Asya’da 3.3 milyar nüfus var.

l      Asya kaynaklı emek yoğun mallarda fiyatlar giderek düşüyor. Berberinde özelikle Çin’in ihracatında önemli artışlar yaşanıyor.

l      Petrol, metaller ve sanayi girdisi artıyor. Talep artıyor.

l      Zengin ülkelerde vasıfsız emeğin iş olanakları daralıyor.

l      Acımasız rekabet enflasyonu düşürüyor-beraberinde işsizliği tetikliyor.

l      Teknolojik-sanayi üstünlüğü olan ülkelerin bundan korunması mümkün.

l      Ancak, Türkiye gibi, orta düzeyde teknoloji ve emek yoğun düzeni olan ülkelerde işsizliğin tetikleneceği unutulmamalı.

l      Tekstil ihracatında sorunlar yaşanmaya başlandı.

l      Esenboğa havalimanında 130 000 metrekare Çin graniti kullanıldı. 1000 kişilik bir fabrikanın 1 yıl kapanması demek.

 

Coğrafyanın uzaklığı engel mi?

l      Çin ve Brezilya arasındaki ticaret hacmi son dört yılda dört kat arttı.

l      Çinli iş adamları Brezilyada milyarlarca dolarlık çelik yatırımı yapıyorlar, arazi satın alıyorlar, hububat limanları inşa ediyorlar.

l      Çin ve Latin Amerika flörtü sadece ekonomik değil siyasal gücü de beraberinde getiriyor.

 

ORTA DOĞU SADECE ABD İÇİN DEĞİL ÇİN İÇİN DE ÇOK ÖNEMLİ

l      Çin’in günlük petrol tüketimi 6.5 milyon varil.

l      İthalatının % 50 si Orta Doğu’dan.

l      2030 yılında, petrolde % 80 dışa bağımlı olacak.

l      Hazar etrafında Çin’in ciddi yatırımları var.

l      Çin Orta Doğu ile barışçıl ilişkiler kurmak istiyor. Çin-Arap işbirliği forumu kuruldu.

l      Suudi Arabistan, Çin’den petrol karşılığı silah alıyor.

l      İran, Çin ile silah karşılığı enerji ilişkileri var. Boru hattı planlanıyor.

l      Çin'in İran'la 25 yıllık, 200 milyar dolarlık bir doğalgaz anlaşması var.

l      Mısır ve Çin serbest ticaret anlaşması imzaladı.

 

Çok kutuplu düzende yeni aktörler

l      B-RIC jeopolitik birliktelikler kuruyorlar

l      Rainbow ekseni

l      Yeni arayışlar

l      TÜRKİYE’YE ALTERNATİFSİZLİK SENDROMU YA DA İŞLETME KÖRLÜĞÜ MÜ YAŞATILIYOR?

 

Dünyanın ağırlık merkezi doğuya kayıyor. Uzakdoğu’dan esen sert rüzgarlar eşliğinde dünya yeni bir düzleme oturuyor.

l      Dünyadaki iktisadi ve politik gelişmeler, önümüzdeki 10-15 yıllık perspektifte ABD’nin politik ve iktisadi alandaki başat rolünü Çin’e devredeceğini, Hindistan ve Rusya’nın da Avrupa Birliği’nin etki gücüne erişeceğini açıkça gösteriyor.

l      Türkiye’nin yeniden kurulacak dengelere politik ve ekonomik olarak hazır olması, buna dair öngörülerinin, alternatifli planlarının olması gerekiyor.

 

TÜRKİYE’NİN SORUNLARI NELER?

l      AB sürecinde bekleyen sorunlar.

l      Türkiye’nin Güneydoğusunda yaşananlar.

l      Etnik-Azınlık provokasyonları.

l      Bölücü terör.

l      Her türlü radikal akımlar.

l      Irak’ta yaşanan gelişmeler, sözde Kürdistan kurulması çabaları.

l      İran’ın nükleer programı.

l      Sözde Ermeni soykırımı iddiaları

l      Kıbrıs

l      Yabancı sermayenin giriş biçimi ve sirkülasyon yöntemleri.

l      Özelleştirme politikaları.                                                                         

l      Dış ticaret açığı.

l      Cari açık.

l      Kayıt dışı ekonomi

l      Dışarıya kaçan reel sermaye

l      Dış borç.

l      İşsizlik.

l      Nüfus artışı. Tarım nüfusu

l      Çevre sorunları.

l      Popüler kültür.

l      Sanal gündemlerin arkasından koşmak.

l      Milli eğitim politikaları.

l      Kamusal eğitim-bilinçlendirme sorunları.

l      Siyaset kurumunun işleyiş mekanizmasındaki sorunlar.

l      Kurumlar-Güç merkezleri arasındaki uyum sorunları.

l      Gelir dağılımdaki dengesizlik.

l      BESLENME SORUNLARI (yetersiz, kötü, zararlı)

l      Sivil toplum örgütlerindeki yetersizlik (sayı-kalite)

l      Bürokrasi.

l      Plansız-vizyonsuz-verimsiz-sorumsuz yönetim anlayışı ( denetleyen demokrasideki noksanlık)

l      Şeffaflık-yolsuzluklar…

l      Verimlilik

l      …………….

 

l      TÜRKİYE KENDİ İÇ SORUNLARINI ÇÖZEREK DIŞ SORUNLARA ODAKLANACAK GÜCE-VİZYONA SAHİP OLMALI.

l      ASIL ÖNEMLİ OLAN: KURULAN OYUNLARA ALET OLMAK YERİNE OYUN KURABİLMEK VE NETİCE ALMAKTIR…

 

AB SÜRECİ NEREYE KADAR?

l      GAP bölgesinde bulunan 22 adet barajın ve çok zengin su kaynakları olan Dicle ve Fırat nehirlerinin ve havzalarının, ileride uluslararası bir idare altına alınması konusunun gündeme geleceği dile getiriliyor.

 

l      Ayrıca bu havza ve ırmakların sadece uluslararası yönetime verilmesi ile yetinilmiyor, suyun en az petrol kadar değerli bir meta durumuna gelmekte olduğu belirtilerek, ileriki yıllarda bu zengin kaynaklardan su bölüşümünde İsrail ve komşularının eşitlik içinde yararlanması bunu da söz konusu uluslararası yönetimin gerçekleştirilmesi tavsiye ediliyor ve bunun AB için önemli bir husus olduğu vurgulanıyor.

 

HELSİNKİ 1992 SINIR AŞAN SULAR SÖZLEŞMESİ

l      AB bu sözleşmede taraf.

l      Pek çok OECD ülkesi taraf.

l      Türkiye buna taraf değil.

l      Ancak, AB Türkiye’nin bu sözleşmeyi ve bunu tamamlayan protokollerini kabul etmesini istiyor.

 

Avrupa Parlamentosu’nun 15 Aralık 2004 tarihli oturumunda kabul ettiği ilke kararı

l      Bölgesel istikrarın geliştirilmesi ve komşularla iyi ilişkiler kurulmasına devam edilmesi kapsamında, Türkiye’nin, komşu ülkelerin, özellikle Atatürk barajının inşa edilmesi sonrasında su akımının önemli ölçüde azaldığı Irak ve İran’ın aşağı Mezopotamya Bölgesi’ndeki su ihtiyaçlarına karşı daha duyarlı olmasını ve Suriye’nin de dahil olduğu komşu ülkelerle, Türkiye’den doğan ve bu ülkelere akan nehirlerdeki suyun adil ve eşit dağıtımın sağlanması konumunda çalışma gruplarının oluşturulmasını ister

 

14 Nisan 2003 tarihinde AB Konseyi tarafından kabul edilen Türkiye için katılım ortaklığı belgesi

l      Çevresel Etki Değerlendirilmesi Direktifinin etkili biçimde uygulanması (yukarıdaki etki raporu) isteniyor ve Sınır aşan sulara ilişkin işbirliğinin, su çerçeve direktifi ve AB’nin taraf olduğu uluslar arası sözleşmelere ( 1992 Helsinki Sınır Aşan Sular Sözleşmesi ve bunu tamamlayan protokolleri) uygun olarak geliştirilmesine devam edilmesi isteniyor.

 

TAMAMLAYAN PROTOKOLLER DAHA ÖNEMLİ

l      ÇED SÖZLEŞMESİ: Doğal deltalarda değişiklik söz konusu olacaksa uluslararası komisyon kararı gerekecek.

l      ESPOO SÖZLEŞMESİ: Baraj yapma kararı sadece yönetim tarafından alınmayacak, yerel halklara da sorulacak ve halkın katılımı sağlanacak.

l      Fırat üzerinde yapılan barajlar tamamlandı (Keban-Karakaya-Birecik-Karkamış-Atatürk)

l      Dicle üzerinde büyük baraj yok. Su halen serbest akıyor. Ilısu’nun yapımına henüz başlanamadı.

l      Dicle Irak için ve bölge için son derece stratejik.

 

İsrail’in su kaynakları ve geleceği

l      İsrail: Şeria Nehri, Golan Tepeleri, Batı Şeria ve Gazze’de ki yer altı sularını kullanıyor.

l      Yıllık 1 milyar metreküp.

l      Dicle’nin suyu: Yıllık 50 milyar metreküp

l      Dicle üzerine henüz Ilısu Barajı’nın inşasına başlayamadık, ancak Kürt bölgesindeki baraj inşaatına başlanalı 1 yıl oldu.

l      BEKHME BARAJI: İsrail için stratejik önemi var.

l      Kuzey Irak’taki Dicle’nin suyu doğal ve temiz.

l      Petrolden sonra bölge için son derece önemli bir stratejik güç.

l      Irak su kaynakları bakanı A.Latif RASHİD ilk günden beri değişmedi ve Kürt kökenli.

l      Sürekli Avrupa’da Dicle ile ilgili çalışmalar yapıyor.

 

Meriç te bir sınır aşan su.

l      AB üyesi Yunanistan, üye olmak üzere olan Bulgaristan ve aday ülke Türkiye’yi ilgilendiren, bir nehir.

l      Türkiye; burada aşağı kıyı ülkesi.

l      Ve taşkınlar nedeniyle, Trakya çiftçisi, her yıl çok önemli zorluklar yaşıyor ve zarara uğruyor.

l      AB, Acaba, kendiyle bağlantılı, bu üç ülkeyi ilgilendiren sınır aşan suyu, neden önemsemiyor ya da yaptırım uygulamıyor da, kendisiyle doğrudan ilişkili olmayan, Dicle ve Fırat’ı belgelerine  not ediyor?

Edirne'de, Bulgaristan'ın baraj kapaklarını açması sonucu yükselen Meriç, Arda ve Tunca nehirlerinin su debileri çiftçilerimizi mağdur ediyor…..

 

AP 15.11.2000 TARİHLİ KARARI

l      AP, 1980 li yıllardan beri, 1915-1917 olaylarını, BM’ in 09.Aralık.1948 tarihli kararındaki SOYKIRIM olarak ilan ettiği ve Türk hükümetinin bunu kabul etmesini istediği; Türkiye’nin bu olguyu reddetmesinin  AB üyeliğinin kesin engeli olduğunu açıklar.

l      AB NİN KIRMIZI ÇİZGİSİ…

 

AB MÜZAKERE ÇERÇEVE BELGESİ

''Türkiye'nin, iyi komşuluk ilişkileri yönünde verdiği açık taahhüt ve henüz çözümlenmemiş olan tüm sınır ihtilaflarını, gerektiğinde Uluslararası Adalet Divanı'nın zorunlu yargılama yetkisi de dahil olmak üzere Birleşmiş Milletler Şartına göre, ihtilafların sulh yoluyla halli ilkesine uygun olarak çözüme kavuşturmayı taahhüt etmesi;''

 

AP'den 'soykırım' şartı

l      Türkiye ile AB'nin 3 Ekim randevusuna kısa süre kala, Avrupa Parlamentosu (AP), Ankara-Brüksel ilişkilerinde kriz çıkarabilecek iki karar aldı. Türkiye ile AB arasındaki ek protokolün onaylanmasını erteleme kararı alan Avrupa Parlamentosu, Türkiye'nin Ermeni Soykırımını ‘üyelikten önce' tanımasının ‘ön şart' olmasını da talep etti.

Avrupa Komisyonu Başkanı Barroso: Türkiye soykırım iddiasıyla yüzleşmeli

l      Türkler, bir "Ermeni soykırım" iddiasının varlığını kabul etmeli.

l      Orhan Pamuk olayı, temel ifade özgürlüğü hakkı açısından bir utanç. Böyle bir şey düşünülemez. Türk diplomasi, Ermeni iddialarını ele alırken sofistike olmalı. "Soykırım"ın olmadığını söylemek Avrupalılara gitmez. Türklerin yapabileceği en iyi şeyi Ermenistan ile sınırlarını açmak ve bu ülke ile diplomatik ve ekonomik ilişkileri kurmaktır.

 

AP 19.09.1996 tarihli kararı

l      AP Türk Hükümetinden özellikle işgalci askeri güçlerin geri çekilmesi ve Kıbrıs sorununa adil ve uygulanabilir bir çözüm bulması çağrısında bulunan BM kararını kabul etmesini ve uygulanmasını ister.

l      AP Genişleme Grubunun 10.02.2000 tarihinde hazırladığı Türkiye ve AB ile ilişkiler raporunda;

l      TÜRKİYE KIBRIS CUMHURİYETİ TOPRAKLARININ %37 SİNİ, YASA DIŞI BİR BİÇİMDE İŞGAL ETMEKTEDİR.

l      15.12.2004 TARİHLİ KARAR;

l      Türkiye, Loizidou davasında, mülkiyet hakkının iadesi ve Kıbrıs Türkiye davasında, AİHM kararının yerine getirilmesi gibi bazı önemli AHİM kararlarını henüz uygulamamıştır.

 

24.10.1996 TARİHLİ KARAR

l      AP, dünyanın her tarafındaki milyonlarca Ortodoks Hıristiyan için, Konstantinopolis’ teki, Patrikhanenin, önemini göz önünde bulundurarak, Türk yetkililerin, Ekümenik patrikhanenin, tam olarak korunması konusundaki yükümlülüklerin farkında olarak, Ekümenik patrikhanenin, ve diğer dinsel yerlerin, binaların korunması yönünde, gerekli önlemleri alamsı için, Türk yetkililere çağrıda bulunur.

l      AP, Patrikhaneye doğrudan bağlı olan, Heybeliada Ruhban Okulunun derhal yeniden açılması çağrısında bulunur.

 

2002 İLERLEME RAPORU

l      Türkiye, Ulusal Azınlıkların Korunması için, Avrupa Konseyi Çerçeve Sözleşmesi’ni henüz imzalamamıştır ve Lozan Antlaşması ile tarif edilenlerden başka azınlıklar tanımamaktadır.

l      2004 raporunda ise Kürt Kökenli Vatandaşlarımızı AZINLIK başlığı altında ele alınmıştır. Bu Türkiye’de Lozan da tanımlananların dışında azınlık oluşturma çabaları-dayatmalarıdır.

l      Türkiye Lozan Antlaşması'na göre üç azınlığı resmen tanımaktadır. Bunlar Ermeniler, Museviler ve Rumlardır.

l      Görünen o ki, AB süreci uzun tartışmalara neden olacak.

l      Bu süreçte, Türkiye  satır arası ayrıntıları zamanında kontrol altına almayı başaramazsa, etkileri uzun zamanda ve derinlemesine ortaya çıkacak bir süreci hazırlayacaktır.

 

TÜRKİYE’NİN AB YE GİRMESİNİ-MASADA OTURMASINI HEPSİ İSTİYOR

l      YUNANİSTAN

l      İNGİLTERE

l      ABD

l      FRANSA

l      İSRAİL

l      ERMENİSTAN

l      HATTA TÜRKİYE’Yİ KINAYAN VE GÜNEYDOĞU’DA YAŞANANLARDAN DEVLETİ VE ASKERİ SORUMLU TUTAN AP MİLLETVEKİLLERİ

 

Babacan:Yunanlılar dahil hiç kimse AB ile müzakerelerin tıkanmasını istemiyor

l      Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki ilişkilerde kopma olup olmayacağı tartışılırken, Başmüzakereci Ali Babacan:

l      "Şu anda öyle bir ortam var ki, Yunanlılar dahil hiç kimse müzakerelerde tıkanıklık istemiyor, problem çıksın istenmiyor. Biz de olmamasını öneriyoruz. Çalışıyoruz." dedi.

 

AB TÜRKİYE’Yİ KUTUP AYISI GİBİ GÖRÜYOR

 

l      Kutup ayısı hem karada, hem denizde, hem buzda, hem de tatlı su içinde rahatlıkla avlanır.

l      Öldürebildiği her şeyi yer: kuşlar, kemirgenler, deniz kabukluları, yengeçler, beyaz balinalar, morslar, arada sırada Musk öküzü ve çok nadiren diğer kutup ayıları.

l      Kutup ayıları aşırı güçlü yırtıcılardır, genelde bir tonun üzerinde olan beyaz balinaları ve morsları öldürmeleri sıradan sayılır.

l      Kutup ayılarını avlamak için avcı, karlar üzerine ağzı jilet kadar inceltilmiş bıçağı ters gömüp etrafına su dökerek buz tutmasını sağlar.

l      Buraya taze hayvan kanını sürer. Kan kokusunu alan kutup ayısı bıçağı yalamaya başlar ve dili kesilir.

l      Ancak soğuk hava nedeniyle dilinin kesildiğini fark etmez. Dili kanadıkça daha çok kan emmek için yalamaya devam eder.

l      Her çabasında dili biraz daha parçalanır. Kutup ayısı kan yalama sonunda bitkin düşer ve kan kaybından ölür.

l      Avcı, zedelenmemiş kürkü zahmetsizce elde eder.

 

TÜRKİYE, AB VİZYONUNU YENİDEN GÖZDEN GEÇİRMELİ…

 

PSİKOLOJİK HAREKATA KARŞI SAVUNMA REFLEKSLERİNDE YETERSİZLİK-KARŞI KOYMA OPERASYONLARINDA YETERSİZLİK

l      Dünya son yıllarda etkin ve sonuç alan psikolojik harekatla tanışmaya başladı.

l      Komünist rejimlerde değişiklik-Afganistan ve Irak operasyonları-Gürcistan, Ukrayna, Kırgızistan’da rejim değişikliği.

l      Operasyon enstrumanı: S T K

l      Demokrasi-İnsan Hakları-Sivil Toplum Bilinci-Ekonomik Gelişme kavramları ön plana çıkartılıması.

l      İlgili STK üyeleri, kamuoyu odakları ve medya uzantıları psikolojik operasyonu kurgulayanlarca yönlendirilmesi.

l      Oluşturulan hoşgörü ortamı ile, profosyonel çalışan misyonerlerin yumuşatılmış motiflerle psikolojik harekat yapması. DİNİ MOTİFLERLE DEĞİL GÜNCEL YAŞAMLA FAALİYET YAPILMASI.

l      GENELKURMAY VE MGK DA PSİKOLOJİK HAREKAT BİRİMİ KAPATILDI…

 

TÜRKİYE İÇİN ÜÇ PSİKOLOJİK HAREKAT RİSKİ

  1. Kıbrıs
  2. Güneydoğu Gerçeği : Kültürel Haklar-Azınlık Hakları-Federal Yapı talepleri.
  3. Ermeni Soykırım İddiaları ve Ermenistan’la ilişkilerin iyileştirilmesi

l      Demokratikleşme, sorunların barışçı çözümü, azınlıkların bireysel ve kolektif haklarının tanınması, tarihle yüzleşip tabu sayılan gerçeklerin kabul edilmesini içeren bir operasyon süreci

 

TÜRK HALKINI VE TÜRK SİYASAL ELİTİNİ ZAAFA UĞRATMAK

l      Direnen güçler: Kızıl elma koalisyonu-faşist,neo faşist olarak adlandırılıyor.

l      Kemalizm ve TSK nın hayatımıza antidemokratik etkilerinin olduğu ifade ediliyor.

l      Sürece karşı çıkanlar için çözümsüzlükten yana statükocular tanımlaması yapılıyor.

l      TÜRKİYE’NİN KENDİNE AİT, MİLLİ DEĞERLERİNE SAHİP ÇIKACAK GÜÇLÜ SİVİL TOPLUM KURULUŞLARINA İHTİYACI VAR.

BU ANLAYIŞLARA SAHİP TÜRK GENÇLİĞİNE İHTİYACIMIZ VAR.

 

ANLAYIŞ DEVRİMİNE İHTİYACIMIZ VAR

l      Lider merkezli bir toplumuz. TABANDAN TAVANA bir reform anlayışı Türk toplumu için nadir bir seçenek olarak görülebilir.

l      TAVANDAN TABANA bir olgunluk daha uygulanabilir bir yaklaşım olarak kabul edilebilir.

l      YÖNETEN VE DENETLEYEN BİR DEMOKRASİNİN İŞLER DURUMA GELEBİLMESİ İÇİN-TOPYEKÜN BİR ANLAYIŞ DEVRİMİNE VE YÖNETSEL REFORMA İHTİYACIMIZ VAR.

 

YAPISAL REFORM-ANLAYIŞ DEVRİMİ ŞART

  1. YÖNETEN-DENETLEYEN DEMOKRASİ
  2. ÜRETEN-İHRAÇ EDEN-VERİMLİ EKONOMİ
  3. ETKEN-YÖN VEREN DİPLOMASİ
  4. ŞEFFAF-HESAP VEREBİLİR-REFORMİST-ÜRETKEN BÜROKRASİ
  5. CAYDIRICI SAVUNMA GÜCÜ VE BUNU DESTEKLEYEN ULUSAL POLİTİKALAR.

 

  1. Sosyal sermayesini ve insan kaynaklarını iyi yöneten bir Türkiye.
  2. Toplumun yönetime zamanında-doğru-yeterince katıldığı bir Türkiye
  3. Ekonomik olarak bağımsız-stratejik alanları olan ve bu alanlarda güçlü bir Türkiye
  4. Dış ilişkilerde fırsat ve riskleri iyi hesap eden ve bunlara ulusal çıkarlara göre yön veren bir Türkiye
  5. İç koşullara ve küresel ölçeklere göre reformlar yapabilen ve geleceği yakalayan bir Türkiye

 

“Çalışmadan, öğrenmeden, yorulmadan rahat yaşamanın yollarını aramayı alışkanlık haline getirmiş milletler; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar."

M.Kemal ATATURK

 

 
 
  Bugün 1544571 ziyaretçi buradaydı! Siteme Hoş Geldiniz Adil Durusu

ANA SAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 
 
Siteme Hoş Geldiniz Adil Durusu SAĞLIK VE HUZUR DOLU NİCE GÜNLERE......
Kapadokya Eğlence Merkezi Başvuru Kaynakları Başvuru Kaynakları Submit Your Site To The Web's Top 50 Search Engines for Free! ÜRGÜP Esbelli Mahallesi Butik otelleri  Create FREE graphics at FlamingText.com

Image by FlamingText.com Check  Out My Rank On PRTracking.com! Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?

Ücretsiz kaydol