Küresel Sistemde Türkiye'nin Yeri
227 ülke, en büyükten en küçüğe GSYH açısından sıralandığında Türkiye 17’nci sırada yer
alıyor. GSYH’sı Türkiye’den büyük 16 ülke, Türkiye’den küçük 210 ülke var. Buna göre
Türkiye dünyada ekonomi olarak zenginler arasında sınıflandırılıyor.
226 ülke, en yüksekten en düşüğe kişi başına gelir açısından sıralandığında Türkiye 86’ncı
sırada bulunuyor. Kişi başına geliri Türkiye’den yüksek 85, Türkiye’den düşük 140 ülke var.
Buna bakarak Türkiye’de bireylerin orta halli olduğunu söylemek mümkün.....
187 ülke, insani gelişmişlik endeksine göre en gelişmişten en gelişmemişe doğru sıralandığı
zaman Türkiye 92’nci sırada yer alıyor. 91 ülke Türkiye’ye göre daha insanca bir yaşam
sürerken 95 ülke Türkiye’ye göre daha az insani gelişmişlik değerine sahip bulunuyor.
Türkiye, insani gelişmişlik açısından oldukça kötü durumda bulunuyor...
222 ülke, en düşükten en yükseğe enflasyon sıralamasına sokulduğunda, Türkiye 152’nci
sırada bulunuyor. Enflasyonu Türkiye’den düşük 151 ülkeye karşılık enflasyonu Türkiye’den
yüksek 70 ülke var. Bütün çabalarına karşın Türkiye, enflasyonda halen önemli ve kalıcı bir
başarı elde edebilmiş değil......
200 ekonomi, en yüksekten en düşüğe doğru işsizlik oranı sıralamasına girdiğinde 10! 8’nci
durumda yer alıyor. İşsizlik oranı Türkiye’den iyi 107 ülke, Türkiye’den kötü 92 ülke var.
İşsizlik meselesinde Türkiye son dönemde iyi bir ivme yakalmışsa da bunun ne kadar kalıcı
olacağını zaman gösterecek....
145 ülke, kamu borç yükü açısından en iyiden en kötüye doğru sıralandığında Türkiye 81’nci
sırada duruyor....Bu konuda yapmamız gereken birçok şey olduğunu bu karşılaştırma ortaya koyuyor.
163 ülke, eğitim harcamalarında çoktan aza doğru sıralandığında Türkiye 134’ncü görünüyor.
Eğitime, Türkiye’den daha fazla kaynak ayıran 133 ülkeye karşılık daha az kaynak ayıran 29
ülke var. En zayıf olduğumuz ve en fazla adım atmamız gereken konulardan birisinin eğitim olduğu açık biçimde görülüyor.....
192 ülke, cari denge açısından iyiden kötüye doğru sıralandığında, Türkiye 191’nci sırada
bulunuyor. Cari dengesi Türkiye’den iyi durumda 191 ülke, kötü durumda bir ülke var. Bu
gösterge herkesin farkında olduğu ve çözüm aradığı bir durumun özeti. Türkiye’nin bu
bataktan çıkması gerekiyor....
............................................
Bunları kolaylık olsun diye aşağıdaki tabloda da sunuyorum. İkinci sütunda parantez içindeki oranlar Türkiye'nin eğer karşılaştırmaya alınan ülke sayısı 100 olsaydı kaçıncı olacağını göstermek amacını güdüyor. Her karşılaştırma farklı sayıda ülkeyi kapsadığı için bunları aynı ölçüye vurmak için böyle bir ekleme yaptım.
Gösterge Türkiye’nin dünyadaki sırası
GSYH Satınalma gücü paritesiyle (SGP) (büyükten küçüğe) 17 / 227 (100'de 8'inci)
Kişi Başına gelir SGP (büyükten küçüğe) 86 / 226 (100'de 38'inci)
GSYH Büyümesi (büyükten küçüğe) 15 / 216 (100'de 7'nci)
Nüfus (büyükten küçüğe) 17 / 238 (100'de 7'nci)
Nüfus artış hızı (hızlıdan yavaşa) 98 / 230 (100'de 43'üncü)
Yaşam süresi (çoktan aza) 125 / 221 (100'de 57'nci)
İnsani gelişmişlik endeksi (gelişmişten gelişmemişe) 92 / 187 (100'de 49'uncu)
Enflasyon (düşükten yükseğe) 152 / 222 (100'de 68'inci)
Gini katsayısı (kötüden iyiye) 59 / 136 (100'de 43'üncü)
İşsizlik oranı (iyiden kötüye) 108 / 200 (100'de 54'üncü)
Bütçe dengesi (iyiden kötüye) 67 / 212 (100'de 32'nci)
Kamu borç yükü (kötüden iyiye) 81 / 145 (100'de 56'ncı)
Eğitim harcaması (çoktan aza) 134 / 163 (100'de 82'nci)
Askeri harcama (büyükten küçüğe) 14 / 172 (100'de 8'inci)
İnovasyon (iyiden kötüye) 74 / 140 (100'de 53'üncü)
Cari denge (iyiden kötüye) 191 / 192 (100'de 99'uncu)
İhracat (büyükten küçüğe) 32 / 222 (100'de 14'üncü)
İthalat (büyükten küçüğe) 22 / 222 (100'de 10'uncu)
Döviz ve altın rezervleri (büyükten küçüğe) 26 / 160 (100'de 16'ncı)
Dış borç yükü (büyükten küçüğe) 29 / 204 (100'de 14'üncü)
Küresel rekabet endeksi (rekabet gücü yüksekten düşüğe) 43 / 144 (100'de 30'uncu)
Demiryolu uzunluğu (uzundan kısaya) 23 / 134 (100'de 17'nci)
Karayolu uzunluğu (uzundan kısaya) 19 / 221 (100'de 9'uncu)
Ticaret filosu (büyükten küçüğe) 18 / 156 (100'de 12'nci)
Elektrik üretimi (büyükten küçüğe) 21 / 215 (100'de 10'uncu)
Cep telefonu sayısı (çoktan aza) 21 / 218 (100'de 10'uncu)
İnternet kullanıcısı (çoktan aza) 15 / 216 (100'de 7'nci)
Kaynaklar: CIA, IMF, Insead, Worl Economic Forum
Büyüme Başka Şey Gelişme Başka
Günlük konuşmada çoğu kez birbiri yerine kullandığımız bu üç kelime ekonomi biliminde üç
farklı durumu ifade ediyor. Ekonomik kalkınma, ekonomik gelişme ve ekonomik büyüme.
Önce bunları tanımlayalım.
Ekonomik kalkınma, bir ülkede ya da bölgede yaşam standartlarının yükselmesidir. Yaşam
standartları dediğimiz zaman gelir, tüketim ve tasarruf gücü gibi maddi kavramların yanı sıra
eğitim, sağlık, kaliteli yiyecek ve su gibi genel kavramları da kastediyoruz. Bunu ölçmek için
önerilen birçok endeks arasında en çok kabul göreni Birleşmiş Milletler tarafından
yayımlanan “insani gelişmişlik endeksi” dir................
Ekonomik büyüme, bir ülkede ya da bölgede insan ihtiyaçlarını karşılayacak olan araçlarda ve
ürünlerdeki artış olarak tanımlanıyor. Bunu ölçmenin en kestirme yolu bir ekonominin ürettiği ölçülebilir bütün değerlerin piyasa fiyatından karşılığını ifade eden GSYH’da bir dönemden diğerine reel (fiyat artışlarından arındırılmış) bir artış olup olmadığına bakmaktır.
Bu üç tanıma baktığımız zaman büyümenin ötekilerden farklı bir şey olduğu ortaya çıkıyor.
Büyüme öteki ikisi için “sine qua non” (olmazsa olmaz) koşuludur. Yani bir ekonomi
büyümedikçe, geliri ve refahı artmaz, geliri ve refahı artmayan bir ekonomide yaşam
standartlarının artması, eğitimin kalitesinin yükselmesi mümkün olmaz.
Ekonomiler gelişme derecesine göre ikiye ayrılıyor: (1) Gelişmiş ekonomiler, (2) Gelişmekte
olan ekonomiler. IMF’nin sınıflandırmasına göre İlk grupta 34 ülke, ikinci grupta 150 ülke
yer alıyor.
Gelişmiş ekonomiler kendi içinde üçe ayrılıyor: (1) Çok gelişmiş 7 ekonomi. Bunlar G 7
ülkeleri olarak bilinen ABD, Japonya, Almanya, Kanada, İngiltere, Fransa ve İtalya. (2) Diğer
gelişmiş ekonomiler. Bu grupta 23 ekonomi bulunuyor: Avusturya, Belçika, Kıbrıs, Estonya,
Finlandiya, Yunanistan, İrlanda, Lüksemburg, Malta, Hollanda, Portekiz, Slovak
Cumhuriyeti, Slovenya, İspanya, Avustralya, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, İzlanda, İsrail,
Yeni Zelanda, Norveç, İsveç ve İsviçre. (3) Yeni sanayileşmiş Asya ekonomileri. Bu grupta 4
ekonomi yer alıyor: Hong Kong, Singapur, Kore ve Tayvan..............
..........Uluslararası karşılaştırmaları sadece GSYH büyüklüğü ya da kişi başına düşen gelirle yapmak bize ülkenin gelişmişlik derecesini göstermez...............
İnsani gelişmişlik endeksi....
İnsani gelişmişlik endeksi bizde her ne kadar Türkiye’nin gelişmişlik düzeyinde olduğu kanısı
uyandırsa da bunun yansımasının farklı olduğunu anlatıyor. Türkiye’nin yüksek bir GSYH’ya
(dünyada 227 ülke arasında 17’nci sırada) ve orta düzeyde kişi başına gelir düzeyine (dünyada
226 ülke arasında 86’ncı sırada) sahip olduğunu biliyoruz. İnsani gelişmişlik endeksinde de
ortalarda yer aldığını (187 ülke arasında 92’nci sırada) görmüş bulunuyoruz................
Ortalama olarak baktığımızda Türkiye’nin, en iyiden en kötüye doğru yapılan sıralamada 142
ülke arasında 70’inci sırada yer aldığını görüyoruz. Bu sonuç bizi, gelişmişlik kategorisinden
36 sıra uzakta bir yere götürüyor.
Tablodaki kategorilere tek tek baktığımızda karşımıza şunlar çıkıyor:
5 kategoride gelişmiş ekonomiler düzeyinde bulunuyoruz. Bunlar: Altyapının kalitesi, yerel
rekabetin yoğunluğu, tekel karşıtı politikaların etkinliği, işe başlama için gerekli iş! lem sayısı ve bankaların sağlamlığı.
4 kategoride gelişmişlik düzeyinden çok uzakta olmadığımız anlaşılıyor. Bunlar: Otoyolların
kalitesi, finansal hizmetlerin erişilebilirliği, devlet politikalarında şeffaflık ve yatırımcıyı
koruma.
3 kategoride gelişmişlik düzeyine ulaşabilecek duruma ilerlediğimiz anlaşılıyor. Bunlar: Sabit
telefon hattı sayısı, ilkokullara kayıt oranı ve yeni teknolojiye erişilebilirlik.
8 kategoride gelişmişlik düzeyinden oldukça uzakta olduğumuz görülüyor. Bunlar: Mülkiyet
hakları, kamu harcamalarının yerinde kullanılması, elektrik arzının kalitesi, rüşvetin
önlenmesi, firmaların etik davranması, okullarda internete erişim oranı, inovasyon ve AR-GE harcamaları.
13 kategoride gelişmemiş olduğumuz ortaya çıkıyor. Bunlar: Fikri mülkiyet hakları, yargı
bağımsızlığı, polisin güvenilirliği, denetim standartları, çocuk ölümleri, yaşam süresi,
ilköğretimin kalitesi, ortaöğretime kayıt oranı, eğitimin kalitesi, matematik ve fen eğitimi
kalitesi, verginin etkinliği, kadının işgücüne katılımı, bilimsel araştırma kurumlarının kalitesi.
Türkiye’nin GSYH’sı 2011 yılsonu itibariyle 772 milyar dolar, kişi başına geliri de 10.000
doların üzerindedir. 2011 yılında yüzde 8,5 oranında büyümüş ve en hızlı büyüyen 15’nci
ülke olmuştur.
Küresel rekabet gücü karşılaştırmaları bize Türkiye’nin gelişmişlikten henüz uzakta
olduğunu, bu yolda yapması gereken çok şey olduğunu ve bunların ekonomiden çok sosyal
alanlarda olduğunu anlatıyor.
Bir ekonominin büyümesi, yani GSYH’sının artması ve dolayısıyla kişi başına gelirinin
artması, toplumun refahının artması demektir. Burada bireysel gelir artışının adaletli olması
gerektiğini yani gelir dağılımının düzgün olması gerektiğini de vurgulamamız gerekir. Aksi
takdirde büyümeden sağlanan gelir artışı sınırlı sayıda grupların eline geçiyorsa o zaman
büyümenin gelişmişliğe fazlaca bir katkısı olmaz.
Bu tablonun bize gösterdiği asıl konu, büyümenin gelişmişlik için yeterli olmadığı gerçeğidir.
Türkiye’nin GSYH’sı ve kişi başına geliri artmakta ama eğitim kalitesi, yargı bağımsızlığı, fen bilimlerinde ilerleme, kadının işgücüne katılımı, fikri mülkiyet hakları gibi ! yaşamsal konularda gelişmişlik düzeyi yükselmemektedir. Fikri mülkiyet haklarının korunmadığı, yeterince bilim adamı yetiştirilmeyen yerde icat yapılmaz. Kadının işgücüne katılmadığı yerde kadın erkek eşitliği gelişmez. Eğitimin kalitesinin artırılamadığı yerde bağımsız düşünebilen insanlar yetişmez. Yargının bağımsız olmadığı yerde adalet olmaz. Polise güven olmayan yerde hırsızların sayısı artar.
Görsev G. Yener, MD, PhD.
Departments of Neurosciences and Neurology, Brain Dynamics Multidisciplinary Research
Center, Dokuz Eylül University, Izmir 35340, Turkey