TÜRKİYE’DE TÜRBAN

Türban, Türkiye’nin başına nereden musallat oldu ?

İki kutuplu dünyada ABD, dinsizliği savunan Rusya’ya karşı din kozunu kullanmak istedi ve 1945’ten itibaren Türkiye’de İslamcılığı körüklemeye başladı.

 Sadece Türkiye’de mi? Hayır. Gereken her yerde. Kimin neye ihtiyacı varsa ona göre davranıldı. Afganistan, Pakistan, İran, kutulama politikasından nasiplerini aldılar.

Türkiye, diğer ülkelerden farklıydı. Daha ılımlıydı. Fakat her an yeni aydınlar sol görüşe ağırlık verebilir, halkı sosyalist belki komünist politikalara ikna edebilirlerdi.

 Batı yanlısı Türkiye, değişimlere ve yeniliklere hızla alışıyordu. SSCB’nin sınır komşusu olarak tehlikeli bir pozisyondaydı. Mutlaka el atılmalıydı.

 Dinin körüklenmesi zor değildi. Komünistlerin herşeyi ortak algıladığı, hatta kadınları bile ortak ilan ettikleri kulaklara fısıldandı…

 

YIL : 1951

İlim Yayma Cemiyeti kuruldu.

Amerika yanlısı bu dernek halen faaliyet göstermektedir.

Bu derneğin ilk yayınlarından (1953) Amerika, (tercümeler no.:2) ABD  tarafından yazılan ve Türkçeleştirilen, ABD’yi öven bir kitaptı.

İlim yayma derneği ile ilişkili en önemli şahıslardan biri de ABD yanlısı

(sonraki yılların) Cumhurbaşkanı Turgut ÖZAL’dı

Cevdet Sunay ( 1960-66 Genel Kurmay

Başkanı, 1966-73 Cumhurbaşkanı)  şu

sözleri sarf ediyordu:

“Bu laik okullarda yetişen gençlere memleket idaresi teslim edilemez. Laik okullara karşı imam hatip okullarını bir alternatif olarak görüyoruz. Devletin kilit noktalarına yerleştireceğimiz kişileri  imam-hatip okullarında yetiştireceğiz.”

Yıl : 1962 ABD, Küba bunalımı sonrasında  Türkiye’deki füzeleri sökerek  “SSCB karşısında ülkemizi savunmasız bıraktı” düşüncesi Türkiye’yi sarstı.

Yıl : 1964-65 Kıbrıs bunalımında Türk ordusunun adaya çıkmasını engellendi.

Türkiye Avrupa ve Rusya’ya  yakınlaşmaya başladı. İskenderun demir çelik fabrikası Rus yardımı ile kurulmaya başlandı.(1969)

Yıl : 1967-1972  ABD destekli Yeniden Mücadele Birliği faaliyet göstermeye başladı.

Kurucusu : Aykut Edibali,

Üyelerinden bazıları : Melih GÖKÇEK, Cemil ÇİÇEK, Halil ŞIVGIN, Ali Müfit GÜRTÜNA, Burhan ÖZFATURA, Taha AKYOL

 

Yıl : 1967; Şule Yüksel ŞENLER, il il Anadolu’yu gezerek, Mehmet Şevket EYGİ (şu an Milli Gazete’de yazar)” nin desteği ve yönlendirmesiyle baş örtüsü propagandası yapmaya başladı.

Şule Yüksel Şenler baş örtüsünü türban şeklinde bağlamayı öngörüyordu:

Bu bağlama şekline “Şulebaş” denilmeye başlandı.

 

Yıl : 1969, 16 Şubat - “Kanlı Pazar” :

Rusya’ya yakınlaşmamız üzerine 6’ncı filo İstanbul’a geldi ve demirledi.

Bugün isimli islami gazeteyi yayımlayan  Mehmet Şevket EYGİ tarafından yazılan yazı ve örgütlenen gösterilerde kışkırtılan müslümanlar  6’ncı filoya karşı gösteri yapan

milliyetçi gençlerin üzerine saldırtıldı. İstanbul’da büyük olaylar çıktı.

Yıl : 1984; Rusya gücünü kaybetti fakat Avrupa Birliği’nin  doğuşu ABD’yi Avrupa’ya karşı İslamiyet kozunu kullanmaya devam etmeye sevk etti…

Yıl : 1994, 12 Eylül; Siyonist  CIA ajanı Henry Kissinger Türkiye’de Özbekler Tekkesinin açılışını yapıyordu..

 

Yıl: 1994, 25 Ekim;  Türkiye gazetesinde, ABD Propagandası “ABD’li kadın askerlerin türban takması dolayısı ile ABD’de inanç özgürlüğü olduğu” yalan haberleri yayınlandı.

 

Yıl : 1999 Merve Kavakçı (ABD vatandaşı milletvekilimiz!) meclise türbanı ile girerek propaganda yaptı. Baş bağlama şekli “şulebaş”’tı.

Yıl : 2005, 23 Mart;  Dallas’ta yaşayan Kavakçı BM insan hakları komisyonunda “Türkiye’de dine baskı” konusunda propagandasına devam ediyordu.  

 

Mevcut Durum: ABD politikası, güçlü Avrupa’ya  karşı ABD’ci Türkiye kontrolünde İslamiyet 

Cumhurbaşkanı : ABD yanlısı/İslamcı

Hükümet : ABD yanlısı/İslamcı

Medya : ABD yanlısı

Halk : Geçim sıkıntısında (bastırılmış)

Asker : Sindirilmiş

Gelecek : ABD kontrolünde, yozlaşmış, baskıcı, Hilafeti tekrar kurmuş ve Arapları kontrol altına almış İkinci Osmanlı devleti çabası (hayal).

 

Biz bu ideolojiyi Araplardan mı aldık? Hedef Çocuklar ve Gelecek…

 

Savunmasız, gelecekten habersiz, güzelim çocuklar…

Onların beyinleri yıkanacak, akıldan, bilimden, medeniyetten, uzaklaştırılacaklar…

Hurafelerle, sapkınlıklarla, yanlış bilgilerle doldurulacaklar…

İslam'ın eşitlik için ne dediğini, kadınlığın özgürlük için, insan olmak için yeterli olduğunu öğrenemeyecekler.

Birileri istedi diye namuslarını örtülerle korumaya kalkacaklar… Belki de kendilerini temiz hissedecekler.. Ama sadece şekilci olacaklar…

 

Güzelim Anadolu kadını, baskı altında kalacak.. İdeoloji, baskıya dönüşecek..

Sap, saman birbirine karışacak..

 

Ya Devrim’ler ne olacak?

Bize bir şey olmaz deyip bir kurtarıcı beklenecek..

Kimse beklemesin.. Başka ATATÜRK gelmeyecek…

Kimse Onun kadar çocukları sevmeyecek…

 

Sevgili Anneler, Sevgili Kadınlar..

Çocuklara bakan, büyüten, sabahlara kadar başında bekleyen, el üstünde tutan,

Hayırlı evlatlar olmasını isteyen, bunun için canını dişine takan sizlersiniz...

Evlatlarınızı, hoşgörüyle, vatan-millet sevgisiyle büyütün…

Allah’ın şekilci olamayacağını, her şeyin içimizde olduğunu, iyi insan olmak için

Örtülere sarınmanın yetmeyeceğini ve dahası gerekmediğini öğretin..

Aşırı her düşüncenin hastalık olduğunu anlatın…

Sorgulamayı, düşünmeyi öğretin…

Namusun erkek egemenliğinde olmadığını, yüreği temiz insanların, vatanına –

Milletine, çevresine saygılı insanların yeterince namuslu olduklarını belletin…

Erkek çocukların anaları sizlersiniz… Onlara kadınlara saygıyı, sevgiyi, dürüstlüğü

Ezberletin…

 

Tuzağa düşmeyin…ve asla ama asla Olaylara seyirci kalmayın

 

*Alıntıdır