KÜLTÜRSÜZLEŞTİRİLEN CAHİLLEŞEN TÜRKİYE
Nurullah AYDIN
1 Şubat 2012 ANKARA
Türkiye; dedikodular, yalanlar, fısıltılar, hurafeler, dogmalar, saplantılı düşünceler, fikirler anaforuna kapılmış durumda.
Tv’lerde sırıtan belli tip siyasetçi, belli tip gazeteci, belli tip akademisyen konuşuyor, konuşturuluyor. Ekranlar ve gazete köşeleri ve sayfaları bazı ucubelerle dolu.
Gerçekdışı kırıntı bilgilerle; her gün kin kusuyorlar, söyledikleri çelişkili ama bağlı oldukları merkezlerin sözcülüğünü yapıyorlar.
Türk halkı ortalama 10 yılda bir kitap okuyor. Geçen yılki rakamlara göre; Türkiye de toplam 45 çocuk kütüphanesi, 14 yazma eser kütüphanesi ve 55 gezici kütüphane olmak üzere toplam 1152 kütüphane olmasına karşılık Almanya da 10.531, İngiltere de 4.620, İspanya da 5.209 kütüphane bulunuyor. Türkiye’deki kütüphanelerin 52 si çeşitli nedenlerle kapalı.
Türkiye’deki kütüphanelerde 13 milyon kitap olmasına karşılık, Bulgaristan da 46 milyon, Rusya da 739 milyon, Almanya daki kütüphanelerde 104 milyon kitap mevcut.
Türkiye de kütüphanelere kayıtlı üye sayısı 493 bin 500 iken, İran da 7 milyon, Fransa da 16 milyon, İngiltere de 35 milyon kütüphane üyesi bulunuyor.
Almanya da 7 bin 500 kişiye 1 kütüphane düşerken, Türkiye de 68 bin 500 kişiye 1 halk kütüphanesi düşmektedir.
Almanya da halk kütüphanelerinde çalışan kütüphaneci sayısı 8 bin 337, Fransa da 7 bin 88, İngiltere de 6 bin 978, İspanya da 3 bin 794, Türkiye de sadece 333 kişidir.
Japonya da toplumun yüzde 14 ü, Amerika`da yüzde 12 si, İngiltere ve Fransa da yüzde 21 i düzenli kitap okurken, Türkiye de yalnızca binde 1 kişi kitap okuyor.
Bir Japon yılda ortalama 25, bir İsviçreli yılda ortalama 10, bir Fransız yılda ortalama 7, bir Türk ise 10 yılda ancak 1 kitap okuyor.
Türkiye kitap okuma konusunda çoğu Afrika ülkelerinin gerisinde kalmış durumda. Birleşmiş Milletler İnsani Gelişim Raporu na göre Türkiye’nin okuma alışkanlığında Uganda, Tanzanya gibi ülkelerin de bulunduğu 173 ülke arasında 86 ncı sırada yer alıyor.
Bir yılda, ders kitapları hariç Amerika'da 72 bin, Almanya'da 65 bin, Brezilya'da 13 bin, Türkiye'de ise 6 bin 31 kitap yayımlanıyor.
AB ülkelerinde yıllık kitap harcaması 500 dolarken Türkiye'de 2 dolar.
Rapora göre; öğrencilerin ders kitaplarından başka kitap okumadıkları, hatta ders kitabı bile okumadıkları belirtiliyor. Gençlik kitap okumuyor ama ne kadar şaşırtıcıdır ki her konuda iddiası ve bilgisi var.
Halk; televizyon seyretmeyi, birkaç sarkıcının özel hayatını, dedikodularını öğrenmeyi o kadar abartmış ki, değil kitap okumayı, ciddi televizyon programlarını bile izlemiyor. Futbolcuların künyesini, sevgililerini ezbere bilen ama gazeteleri, kitapları yalan makinesi diye ifade eden halkımız var. Çocukların ve gençlerin kitap okumamasının en önemli nedenini ailede kitap okuma geleneğinin oluşmaması. İşte bunun için cahillerin peşinde gidiliyor.
Okumadığı için; dürüst ve yetenekli politikacıları, donanımlı ve liyakatlı yöneticileri seçemiyor.
Okumadığı için; hakkımızı aramıyor, yanlışlıklara karşı hesap sormaya, sorgulamaya yetecek bilgi ve cesareti kendimizde bulamıyor her şeyi kaba kuvvetle halletmeye çalışıyor. Okumadığı için; trafikte yaşanan kavgalar, kazalar ve can kayıpları eksik olmuyor.
Okumadığı için yolsuzluklara, haksızlıklara sessiz kalıyor, görmezden geliyor ve kimi zaman hak veriyor.
Okumadığı için; demokrasiyi, insan haklarını, özgürlüğü, şeffaflığı, saygıyı, erdemi ve insan olmayı yeterince başaramıyor.
Okumadığı için; hurafelere, dogmalara, Arap hikayelerine, batının insanlık dışı hayallerine daha fazla inanıyor.
Günün Sözü: Okumayan insan, üretken düşünemez, bilgisini uygulayamaz.
"Böcek olmayı kabullenenler, ezilince şikayet etmemelidirler."
F.Schiller