Türk Subaylarına Sesleniş!
Adı: Mustafa Kemal
Millet, bağımsızlığının korunmasını ordudan,ordunun ruhunu teşkil eden subaylardan bekler..İşte subayların yüce olan vazifesi budur...
Milletin bağımsızlığı ihlal edilirse bunun vebali subaylara ait olacaktır..
Milletler bağımsızlıklarını hiç kimsenin lütuf ve atıfetine borçlu değildir..Hiç kimse kimseye, hiçbir millet diğer millete hürriyet ve bağımsızlık veremez... Milletlerden tabiaten ve yaradılıştan mevcut olan bu hak, milletlerce kuvvetle, mücadele ile muhafaza bulundurulur. Kuvveti olmayan, dolayısıyla mücadele edemeyen bir millet, mahkum ve esir vaziyettedir. Böyle bir milletin bağımsızlığı gasp olunur...
Dünyada hayat için,insanca yaşamak için bağımsızlık lazımdır... Bağımsızlık sahibi olmak için kuvvet sahibi olmak ve bunun için mevcudiyetini ispat etmek icap eder.
Kuvvet ordudur. Ordunun hayat ve saadet kaynağı,bağımsızlığı takdir eden milletin,kuvvetin lüzumuna olan vicdani imanıdır... İngilizler, milletimizi bağımsızlıktan mahrum etmek için, pek tabii olarak evvela onu ordudan mahrum etmek çarelerine giriştiler. Mütareke şartlarının tatbikatı ile silahlarımızı,cephanelerimizi,bütün müdafaa vasıtalarımızı elimizden almaya çalıştılar...
Sonra kumandanlarımıza ve subaylarımıza tecavüze ve taarruza başladılar... Askerlik izzetin efsini yok etmeye gayret ettiler. Ordumuzu tamamen lağvederek milleti, bağımsızlığını muhafaza için muhtaç olduğu dayanak noktasından mahrum etmeye teşebbüs ettiler... Bir taraftan da müdafaasız, ordusuz bıraktıklarını zannettikleri milletinde izzeti nefsine, her türlü haklarına ve mukaddesatına taarruzla milleti alçaklığa,boyun eğmeye alıştırmak planını takip ettiler ve ediyorlar...
ordu,düşmanımızın birinci taarruz hedefi oldu. Orduyu imha etmek için mutlaka subayı mahvetmek, aşağılamak lazımdır. buna da teşebbüs ettiler. Bundan sonra milleti koyun sürüsü gibi boğazlamakta engeller müşkülat kalmaz... Bu hakikat karşısında ve içinde bulunduğumuz vaziyete göre subaylar heyetimize düşen vazifenin mahiyeti,ehemmiyeti ve kıymeti kendiliğinden meydana çıkar...
Milletimiz hür ve bağımsız yaşamak huzuruna tam bir iman ile kani olmuş ve buna kati azim ile karar vermiştir.
Zaman, zaman şurada burada üzüntü verici karaktersizliklerin görülmüş olması hiçbir vakit milletimizin genel kanaatine, hakiki imanına sekte vurmamıştır ve vurmayacaktır...
Dolayısıyla kuvvetin, ordunun vücudu için lazım olduğunu söylediğim kaynak -ki milletin vicdanı imanıdır- mevcuttur...
Ordu ise, arkadaşlar; ancak subaylar heyeti sayesinde vücut bulunur... Malum bir askeri hakikat, felsefesi hakikattir; " ordunun ruhu subaylardadır" O halde subaylarımız, düşmanlarımız tarafından yıkılmak istenilen ordumuzu tamir edecek ve canlandıracak ve ordu ve milletimizin bağımsızlığını muhafaza edecektir...
Allah göstermesin milletin bağımsızlığı ihlal edilirse bunun vebali subaylara ait olacaktır...
Subaylar, izah ettiğim yüce, mukaddes ve bütün açılardan üzerlerine düşen vazife itibariyle, bütün mevcudiyetleriyle ve bütün dikkat ve felsefeleriyle, giriştiğimiz bağımsızlık mücadelesinde birinci derecede faal ve fedakar olmak mecburiyetindedirler...
Şahsi ve hurisi itibariyle de subaylar, fedakarlar sınıflarının en önünde bulunmak mecburiyetindedirler... Çünkü düşmanlarımız herkesten önce onları öldürürüler. Onları aşağılar ve hor görürler. hayatında bir an olsa bile subaylık yapmış, subaylık izzetinefsini, şerefini duymuş, ölümü küçümsemiş bir insan, hayatta iken, düşmanın tasarladığı ve reva gördüğü bu muamelelere katlanamaz...
Onun yaşamak için bir çaresi vardır;şerefini korumak! halbuki düşmanlarımız da kastettiği, o şerefi ayaklar altına almaktır...
Dolayısıyla subay için " ya istiklal, ya ölüm" vardır...
Fakat arkadaşlar ölmeyeceğiz, bağımsızlığımızı muhafaza ederek yaşatacağız ve milletimizi daima mutlu ve müreffeh yaşatmak için çalışacağız...
Gazi Mustafa Kemal Atatürk