BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA ÜRETKENDİR, PAYLAŞILMAYAN BİLGİ BATAKLIKTAKİ HAZİNE GİBİDİR.
Siteme Hoş Geldiniz Adil DURUSU
   
  SİTEME HOŞ GELDİNİZ Adil DURUSU
  Atatürkçülük Değil, Atatürkçüler Suçlu
 

ATATÜRKÇÜLÜK DEĞİL, ATATÜRKÇÜLER SUÇLU

 

Yekta Güngör Özden, 13 Mart 2003 

 

Tam bağımsızlığı, özgürlüğü, ulusal egemenliği, çağdaşlaşmayı amaçlayarak başarılan Ulusal Kurtuluş Savaşı’ndan sonra bilimin  ve teknolojinin  son gereklerine göre kurulan yepyeni Türkiye Cumhuriyeti’ni laik, demokrat ve sosyal bir hukuk  devleti olarak tüm öğeleriyle donatarak sonsuza değin yaşatmak için öngörülen ilkeler dizini (Kemalizm) Atatürkçülüktür.

Günün koşullarına uyarak kendini sürekli yenileyen, evrensel değerlere koşut  ilerici ilkeler, Türkiyemize özgü atılım  izlencesini oluşturmaktadır.  Amaçlı, bilgi yoksunu kimiler Türkiye ve Atatürk karşıtları nedeniyle yaşam felsefemiz olan bu ilkeleri kötülemekte, Osmanlı’nın yıkıntıları ve külleri temizlenerek gelinen düzeyi eleştirmektedirler.

Özellikle 1950 sonrasının  halk dalkavukluğu,  inanç sömürüsü ve şamata ile yürütülen siyasetinin ilkelerden  ödün verdiğini, kendi iktidarları için ülke temelinin yıkılmasına göz yumduklarını unutmaktadırlar.

Kuralları uygulayanların, kurumlarını yönetenlerin kusurlarını ilkelere  yüklemek kolaylığı, tembelliği yeğleyenlerin yöntemidir. Oysa Atatürk, ulusal değerlerimizin simgesi, Türkiye’mizle özdeşleşerek  kurumlaşmış en büyük Türk, Türkiye aydınlanmasının kaynağı, Türk Devrimi’nin temeli olan ilkelerin özüdür.

Yurdumuzu ve ulusumuzu kurtarmış,  demokrasiyi amaçlayan cumhuriyeti kurarak yurtseverliğin gereklerini yerine getirmiştir. Bunları yaptığı için suçlu sayanlar, bu ülkenin yurttaşı ve insan olamazlar. 

Koşullanmış, önyargılı, bağımlı, değerbilmez, yurt, ulus, devlet, hukuk, insanlık, din, laiklik, demokrasi, cumhuriyet, devrim, anayasa kurum ve kavramlarını  anlayamamış, kişisel bozukluklar taşıyan  Atatürk düşmanlarının ve Atatürkçü görünerek ya da Atatürkçü olduğunu sanıp söyleyerek her tür aykırılık ve kötülüğü yapan- yaptıran sahte Atatürkçülerin ne olduklarını  göstermeyen, onları engellemeyen, ilgisiz ve tepkisiz kalan, özelliklerini  ve düşünce  özgürlüklerini koruyarak kendi aralarında anlaşamayan, birleşemeyen, bencil, birbirleriyle kavga eden, kendisiyle barışık olmayan, özlenen örnek davranışları sergileyemeyen özverisiz Atatürkçüler suçludur. Kanımca bunlar sözde Atatürkçüdür ve sözde milliyetçilerden, sözde demokratlardan, sözde dindarlardan, sözde ilericilerden hiçbir ayrılıkları yoktur.

 Bunlar  kendilerine yaraşır olanları, kendilerinden  beklenenleri  yapsalardı bugün yakındığımız durumlara düşmez, onurumuzla bağdaşmayan, utandıran olumsuzlukları yaşamazdık.

Bir araya gelebilseler, etkin bir güç oluştursalar, ün, san, mevki- makam, çıkar peşinde koşmasalar, gösterişe kaçmasalar, Atatürk’ü tanıtsalar, Atatürkçülüğü anlatsalar, güven verseler, insanımızın  gülmeyi unutan yüzünde mutluluk çiçekleri açardı. Ne yazık ki aralarından ikiyüzlüler, yalancılar, korkaklar, çıkarcılar, dönekler çıktığına rastlanmaktadır. Kimi tören ve toplantı Atatürkçüleri de bunlardandır.

Oysa, rozet takmakla, nutuk atmakla ve resim asmakla  asla Atatürkçü olunamaz. Atatürkçü derneklere  üye olmakla da yetmez.  Ödentisini düzenli vermedikçe, etkinliklere katılmadıkça,  yalnız genel kurullara katılıp eleştirmekle Atatürkçülük savında  bulunamaz. Atatürkçülük bir yürek ve beyin işidir , bu onuru her omuz kaldıramaz.

Laik Türkiye Cumhuriyeti karşıtlarının yönetimindeki siyaset gemisi, zikzaklarla sarsılıp savrularak, karaya oturmadan dalgalar arasında parçalanıp batmak tehlikesiyle  karşı karşıyadır. Köklerine uygun davranış ve çabalarla verdikleri sözleri unutmuşlar, değişmediklerini göstermişler, kadrolaşma oyunlarıyla karşıdevrimcileri yüreklendirip güçlendirmişler, sanıkları milletvekili ve Bakan yaparak hukuku çiğnemişlerdir.

Savaş  çığlıklarıyla çoğu, nitelikleri bilinen kışkırtıcıların  rehberliğinde kendini güvenceye almak ve destek  sağlamak için iktidarın  giriştiği pazarlıklar, para düşkünlüğü  izlenimini veren ikilemler, çelişkiler, çirkinlikler üzücüdür. Borç bağımlılığıyla katlanılan aşağılayıcı yaklaşımlar, içine düştüğümüz batağın boyutlarını çizmektedir.

Kabadayılık gösterileri, ilkellik belirtileri, çıkardığımız kirli giysilere yeniden dönmek oyunları, aldatıcı çağrılar, kökten dinci kalkışmalar, süregelen soygun ve kıyımlar, şaşırtıcı zamlar, enflasyon, banka hortumlamalarının halka ödettirilmesiyle giderek ağırlaşan  yaşam koşulları birbirine bağlıdır. Kimse mutlu değil. Şu ya da bu nedenle verdiği oylarla iktidarın oluşmasına katkıda bulunanlar düş kırıklığı çekmektedir. Uygun, uysal, uyumlu ya da uykuda ana muhalefet...

Yamalarla onarılmaya çalışılan, kişisel nedenlerle değiştirilip daha aykırı duruma getirilen, 1961 Anayasası’nı çok özleten  1982 Anayasası...Demokrasiye ters düşen kurallarla dolu Siyasal Partiler Yasası ve seçim yasaları. Giderek yakınılan organlar, kurumlar. Tutumlar, durumlar.

Doyumsuz, kimilerinin “uydu, uşak, besleme” dediği, linç aygıtı gibi çalışan medya bölümü, özellikle  değişik karşıtlıklarını sıkılmadan açıklayan kimi alemler, kimi paslı diller.
AB’nin bilinen tutumu karşısında eşitsizliğe, baskılara, gözdağlarına, yanlılığa aldırmadan üye olmak için ezilip büzülerek, arsızca yalvarıp yakarmayı  beceri sayanlar, Kıbrıs’ı satmak, Türkiye’yi kiralamak için birbirleriyle paslaşmaktadır.

Çağdaş- uygar görünümümüzü bozan, geriye dönüş simgesi giyim- kuşam ve hukuk dışı yaşam... Kişiliksiz, niteliksiz bozguncu ve yıkıcılar. İlkeli, saygın, onurlu siyaset Atatürkçülüğün doğrultusudur. Tarihi yadsıyan tutum, gerçekleri değil varsayımı yeğleyen anlayış, gelgitlerle yarardan çok zarar doğuran uygulamalar... Görünen budur. Geleceğe ilişkin umut verici bir belirti yoktur. Karamsar olmamakla birlikte gerçekçiliğimizin verdiği kanı budur.

Atatürk olmasaydı ulus, devlet, cumhuriyet ve demokrasi olmazdı. Demokrasi olmasaydı günümüzün hakları ve özgürlükleri olmazdı. Atatürkçüler gerçek Atatürkçü olsaydı, (Nadir Nadi’nin “ Ben Atatürkçü Değilim” ve Ahmet Taner Kışlalı’nın “ Ben Demokrat Değilim” sözlerini anımsamamak olanaksız ) günümüzün aykırılıklarını, çelişkilerini yaşar mıydık ?

Sonuç : Hepimiz, herkes sorumludur. Gerçek Atatürkçü, gerçek aydındır. Ülkesini kimsenin çiftliği  ve çöplüğü yaptırmaz.  Küreselleşme dişlileri, AB ve ABD zincirlerinde kıyıma uğrayınca mı birleşilir ?

Tekelci emperyalizm, tekelci medya ne derse desin tarikat, aşiret, ağa düzenine, beylik yapısına, tüm kötülüklere karşı savaşım için  dayanışma ve kaynaşma gerekir. Değil mi ? Atatürkçülerin dağınıklığı ve yavaşlığı karşıtlarının umudu ve gücü olmaktadır. 

Düşünelim ve çalışalım.

 
 
  Bugün 1544813 ziyaretçi buradaydı! Siteme Hoş Geldiniz Adil Durusu

ANA SAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 
 
Siteme Hoş Geldiniz Adil Durusu SAĞLIK VE HUZUR DOLU NİCE GÜNLERE......
Kapadokya Eğlence Merkezi Başvuru Kaynakları Başvuru Kaynakları Submit Your Site To The Web's Top 50 Search Engines for Free! ÜRGÜP Esbelli Mahallesi Butik otelleri  Create FREE graphics at FlamingText.com

Image by FlamingText.com Check  Out My Rank On PRTracking.com! Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?

Ücretsiz kaydol