TAVUK TOPLUM
DİKTATÖR (isterseniz ona Padişah da diyebilirsiniz), adamlarını
toplamıştı. Çevresindeki dalkavuklarına sordu:
"Söyleyin bana bakalım, halkın bize kayıtsız şartsız baş eğmesi, itaat
etmesi, korkması için neler yapmalıyız?"
Dalkavuklardan farklı yanıtlar geldi. Bazıları hak, hukuk, adalet,
demokrasi falan derken bir bölümü gözaltı, tutuklama, süründürme,
sonsuza kadar bitirilmeyecek davalar dedi.
Diktatör, verilen yanıtları beğenmedi ve özel kalem müdürüne emir verdi:
"Buraya çok acele olarak bir canlı tavuk getirin. Ne yapmamız
gerektiğini size anlatacağım."
Birazdan tavuk getirildi. Diktatör, dalkavuklarının şaşkın bakışları
altında tavuğun tüylerini tek tek yolmaya başladı. 15 dakika süren bu
işlem boyunca tavuk feryat etti, kaçmaya çalıştı ama başaramadı.
Sonunda, cascavlak kalan tavuğu salonun ortasına salıverdi diktatör...
Ve dedi ki "Şimdi izleyin bakalım nereye gideceğini, nereye
sığınacağını bu şaşkın tavuğun!"
Canı fena halde yanan tavuk oradan oraya koşuyor, çaresizce bir şeyler
yapmaya çalışıyordu. Masalara koltuklara çarptıkça canı daha beter
yanıyordu.
İşte o zaman diktatör, cebinden bir avuç yem çıkarıp yolunmuş tavuğun
önüne tane tane atmaya başladı. Tavuk yeme saldırdı.
Sonra, diktatör ayağa kalkıp birkaç kez yerini değiştirdi.
Görüldü ki yemlenen tavuk, tüylerini yolan diktatör nereye yönelse
onun peşinden koşuyor. Oturduğu zaman onun bacaklarının arasına
giriyor.
Hayretten ağzı bir karış açık kalan dalkavuklarına diktatör şöyle dedi:
"Gördünüz mü?.. Halk dediğimiz kalabalık işte bu tavuk gibidir.
Alacaksın kucağına, tüylerini yolacaksın, onu korkutup sindireceksin,
birazcık da yemleyip bu yolla kendine bağlı kılacaksın. O zaman sana
boyun eğecek, senin peşine takılacak, bacaklarının arasına sığınacak.
Ne yaparsan yap ses çıkarmayacak, tepki göstermeyecek. Bunu basardın
mı, yarattığın "Tavuk toplumu" yönetmek çok kolaydır."
Diktatörün (ya da padişahın) dalkavukları hayret ettiler. "Vay anasını
birader, padişahımız efendimizin aklı gerçekten muhteşem" diye
bağırdılar.
Diktatör, adamlarına son bir ders daha verdi:
"Kuşlar iki kanatlarını özgürce kullanıp uçar. Uçamayanlar işte böyle
kişiliksiz tavuk olur. Biz bir tavuk toplum yaratacağız arkadaşlar...
Çünkü çaresiz bırakacağımız, korkutacağımız tavuk toplum eninde
sonunda bize sığınır, önüne attığımız bir avuç yemi gagalarken
tüylerini yolduğumuzu, arkadan yumurtalarını çaldığımızı bile fark
etmez."
*Emin Çölaşan’ın yazısından
|