BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA ÜRETKENDİR, PAYLAŞILMAYAN BİLGİ BATAKLIKTAKİ HAZİNE GİBİDİR.
Siteme Hoş Geldiniz Adil DURUSU
   
  SİTEME HOŞ GELDİNİZ Adil DURUSU
  Bir Subay Kızının Ağzından....
 

Bir Subay Kızının Ağzından...

Türk Subayı ve Asker Ailesi!

 

BOP Eşbaşkanlarına ithaf olunur...

 

 

80’lerde başlamış bu terör denilen bela. Ben doğmadan çok önce başlamış ve hala da devam ediyor. Hala insanların canını alıyor. Dağdaki eşkiyaya göz yaşı dökenler, meclisteki eşkiyayı barış elçisi ilan edenler dinlemeyin beni. Ben sadece masum Türk insanına anlatıyorum derdimi.

 

Bir ağustos günü doğdum. Bir insan için en büyük mutluluklardan biri olmalıydı çocuğunun doğumunda bulunmak. Ama benim babam annemin yanında olamamıştı, hayatının büyük bir bölümünde olamayacağı gibi. Geriye dönüp bakıyorum da ne kadar çok şey kaçırmışız. Yaşadıklarımızla ve yaşayamadıklarımızla. Yüzümde acı bir tebessümle fotoğraflarıma bakıyorum. Doğduğum günde herkesle bir bir fotoğraf çekilmişim. Herkesin gözlerinde bir umut ve sevinç var. Annem hariç herkesin gözlerinde. Onun gözlerinde buruk bir mutluluk ve gurur var. Babam hariç herkes doğumumda bulunmuş. Ama orada olması gereken tek kişi belki de oydu. A ma yoktu işte.

 

Herkes subay ya da astsubay çocuklarını burnu havada dünyadan habersiz kişiler zanneder. Oysa kim bizim neler hissettiğimizi bilebilir ki? Neler yaşadığımızı? Ya da neleri yaşayamadığımızı? Televizyonlarda gördüğünüz şehit haberleri var ya belli bir süre sonra insanlar için birer sayıya dönüyorlar. Üzüldükleri birer sayıya. Bizim için birer araçtır onlar. Kimlerin çocukları olduğumuzu hatırlatan birer araç...

Annem bir günlük tutmuş benim için. Hayatımın ilk yılını anlatan bir günlük. O günlüğün her satırında ben ve annem varız. Ama babam yok. O nerede? Ne yapıyor? Niye benim yanımda değilmiş ki? Değerli dostlar ve büyüklerim, işte gerçek; babam, aman vermez dağların ortasında askerlerini yaşatmaya ve bayrağını dalgalandırmaya çalışıyordu.

 

Babam bizim evimize bir yabancıydı. Biz yılın çoğunda evimizde, kendimizi en rahat hissettiğimiz yerde, huzurlu bir şekilde yaşarken babam birkaç ayda bir kez o huzuru bizle paylaşabilen bir yabancıydı. Baba kelimesi benim ilk öğrendiğim kelimeymiş. Benim uzun bir süre haberim olmadı tabi. Babamı olduğu yerde mutlu eden tek şeymiş benim söylediğim küçücük bir kelime. Benim doğumumdan birkaç ay sonra bir dağa gitmiş babam. Şırnak'taki bir dağa, onlarca gencin düştüğü bir dağa.

 

Her çocuk babası ile beraber lunaparka ya da bir yerlere giderdi. Ben ise hep babamı bekledim. Bir yerlere beni götürsün diye değil; sadece onu görebilmek için. Bana bakması bile benim için yeterdi. Onun bir bakışı bana dünyaları verirdi. Ben bekledim. Benle hep telefonda konuşan o adamı uzaktan sevdim. Ayda bir kez sesini duyduğum birinin özlemini çektim.

 

Ben 3 yaşımdayken bir oğlan kardeşim oldu. Bu çocuk benim can yoldaşımdı. İkimizde aynı adamı bekliyorduk. Ama kardeşim onu tanımıyordu bile. Babam ne zaman eve gelse "O geldi." diye ağlıyordu. Çünkü gelen kişi bizim misafirimizdi. Evimize birkaç gün gelen ve aylar boyunca uğramayan biri. Nerden bilebilirdi küçük kardeşim bazı değerlerin ailenin bile üstünde olduğunu? Kardeşim "O"na 3 yaşında iken baba demeye başladı. Ya babam? Kim bilir o neler hissediyordu? Kardeşimin her ağlayaşında nasıl kahroluyordu? Benim, babamın ve kardeşimin sadece tek bir fotoğrafı vardır. Üçümüzünde aynı karede olduğu tek bir fotoğraf. Kardeşim o yabancının kucağında ağlar. Ben babamın elinden tutmaktayım ve babam kapıdan çıkmak üzeredir. Gene o dağlara gidecektir. Ailesinden daha fazla değer verdiği bir şeyi korumaya gidecektir. Milletini korumaya....

 

Birkaç anı var aklımda. Eniştem geliyor. Çocuklarına hediyeler getiriyor. Onlara doyasıya sarılıyor. Bakmıyorum. Bakamıyorum. Oysa bana da hediyeler getirmiş. Beni de severdi. Biliyorum. Ama ben yanımda sadece babamı istiyorum. Beni uzaktan seven o adamı.... Fakat bir türlü bulamıyorum. Eniştem bizi lunaparka götürüyor. Çocuklar ve aileleri ne kadar da mutlular. Çünkü beraberler. Bir tek ben ve kardeşim etrafa şaşkın şaşkın bakıyoruz. Bir tek biz birisinin eksikliğini yaşıyoruz.

 

Oysa o dağlarda neler neler olmuyor ki? Bir er PKK’ya haber uçuruyor. Bir köy korucusu devletine ihanet ediyor. Gencecik fidanlar toprağa düşüyor. Kiminin aklında annesi, kiminin aklında yari, kiminin aklında ise çocukları. Ama hepsi vatanı ve milleti uğruna şehit oluyor. Bazıları bir mayına basıyor. Kolları, bacakları kopuyor. Ömrü boyunca eksik kalacağını hissediyor. A ma dudaklarından iki kelime dökülüyor: Vatan Sağ Olsun!

 

Bir gün lojmanın önüne resmi bir araç gelir. Lojmanda sadece iki aile vardır. Benim ailem ve bir başka aile daha. Ama benim cesur annem acı haberi beklemektedir. O araçtan üniformalı iki subay iner. Annemin kalbi gümbür gümbür atmaktadır. Eşinden iki haftadır haber alamamaktadır. Subaylar zile basarlar. Bu sefer basılan zil bizim zilimiz değildir. Komşumuzun ziline basar. Benim annem gibi bekleyen bir başka anne daha vardır. Gözlerinde yaş, kalbinde gurur ve öfke. Kabullenir gerçeği çaresizce. Tek bir feryat bile etmeden döndürür başını bebeğine. Oyun oynayan çocuk duraklar. Bakar annesine. Anlayamaz ne olduğunu ama hissediyordur. Annesine sarılır çocuk ve başlar ağlamaya sessizce.

 

Büyümüşüm. Pasinler'e gitmişiz. A ilem bir arada. Ama bir arada derken ne anlıyorsunuz? Bir arada olan bir ailede baba ayda bir kez eve gelmez. Ama olsun diyorsun. Yılda bir kere görmektense ayda bir kere görmek iyimiş diyorsun. Gene de yanında ya sesini her gün duyuyorsun ya yeter diyorsun.

Ve korkunç bir gün ışıklarla uyanıyorsun. Annen çığlık atıyor "Kızım sakın başını kaldırma. Kardeşini de tut”. Sağdan soldan gelen ve ömründe ilk kez duyduğun sesleri işitiyorsun. Kardeşim hiçbir şeyden anlamıyor. Ağlayarak "Bırak beni abla" diyor. Ama bırakamıyorum. Duvarlara ve pencerelere mermi yağıyor. Tam o sırada elektrikler de gider. Annem sürünerek odamıza girer. Gene babam yoktur ve annem bizi zar zor kum torbalarının olduğu oturma odasına doğru sürükler. Kaloriferler de yanmaz. -38 derecede babam dağda biz ise lojmanda yaşam mücadelesi vermekteyizdir. Neyden koruyacağız kendimizi? Soğuktan mı yoksa kurşunlardan mı? Yoksa en çok acı veren olgudan ihanettten mi? Gerisi ise korkunç bir karanlık. Balkon duvarlarımızı delik deşik olmuştur. Camlar ise kırılıp toz olmuştur. Babamdan hala bir haber yoktur. Soğuktan morarmış bir haldeyim ve günler boyunca ateşler içinde yatmışım. Bilir misiniz? O günden beri dişlerimi sıkarak uyuyorum. Bazen ani bir sıçramayla uyanıyorum uykumdan. Soğuk terler boşalıyor vücudumdan. Yazın bile o dondurucu soğuğu hissettiğim zamanlar olur "Eğil" diye bağırarak uyanırım kabuslarımdan.

 

7 yaşındayım. Okula başlama zamanı gelmiş çatmış. Her anne-babanın en çok istediği şeylerden biridir çocuklarını önlük içinde görebilmek. Babam her zaman olduğu gibi yanımızda değil. Annem ve kardeşimle çekilmiş birkaç buruk fotoğrafım var. Okulda ezmeye çalışırlar beni subay çocuğuyum diye. Elbette ezdirmem kendimi. Ama bu kaderidir tüm subay çocuklarının doğudaki okullarda. Onlar ve bizler vardır herkes için.

 

 

Pasinler'deki son yılımızdır. Bir geziye gideriz 3. aile olarak. 3 can yoldaşı aile. Her babanın belinde bir silah vardır. Dağlarda silah sesleri yankılanır. 2 yıl önceye kadar sana yabancı olan o sesler, artık hayatının bir parçasıdır. Gezmeye bile onlar olmadan gidemezsin.

 

Okula bir servile gidiyorum. Ama zannetmeyin ki bu servis o neşeli servislerden biri. İçinde 10 tane er vardır. Ağır silahlarla donatılmışlardır. Şarkı söyleyemezsin, gülüp eğlenemezsin. Sadece Allah baba ile konuşup evine sağ salim dönmek için dua edersin.

 

Aradan yıllar geçer. Baban ile sürüklenmeye devam edersin. Her baba-kızın yaptığı şeyleri ya yapamazsın ya da çok geç yaparsın. Ama büyümüşsündür. Artık bilirsin aileden daha değerli birkaç şey vardır. Millet, vatan,bayrak... Sen de aynı şeylere inanıyorsundur artık. Gözünün kırpmadan arkana bakmadan gidersin eğer isterse vatan. Baban emekli oluncaya kadar önünüzde iki gelecek vardır:

Şans eseri yolunuz düşmez bir daha oralara. Yaşarsınız bir büyükşehirde huzurla. Babanla, annenle ve kardeşinle yani ailenle zaman geçirirsin,daha iyi tanırsın onları. Aslında onları değil de babanı daha iyi tanırsın. Yüzündeki bir kırışıklığa karşın yüreğinde bin acı olduğunu anlarsın. Saçlarındaki her bir beyazın senin özleminle, şehit olan askerlerinin acılarıyla oluştuğunu görürsün. Gözlerinin içinde bir hüzün görürsün. O hep orada kalacaktır; bilirsin.

 

Ya da; Baban oraya gider. O dağlarda vatanı için milleti için bir şeyler yapmaya çalışırken toprağa düşer. Sabah ondan haber almışsındır. İyidir. Herkese selamlarını söyler. Sonra 2 subay gelir evine. Zilinizi çalar. Şapkalarını tutmaktadırlar ellerinde. Gözleri dolu doludur. Size bir şeyler söylemeye çalışırlar ama diyemezler. A nneniz hemen anlar. Gözleri dolarak "Vatan sağolsun!" der. Bir şeyler düğümlenir boğazımda. Bakarsın televizyona ve duyarsın son dakika haberini. Onlar da ülkeye duyurur; babanı bu ülke için nasıl keybettiğini. Artık dünyan kararmıştır. Gökyüzünde iki güneş olmaz derler ama sana mum ışığı bile kalmamıştır.

 

Küçükken anneme sorardım ya babam ne zaman gelecek diye. Şimdi düşünürüm doğru soru bu değilmiş işte. A sıl sormam gereken soru:"Babam eve gelebilecek mi anne?". Annen sana bakar ve cevap veremez. En acısı da budur işte. Belirsizlik.

 

Aradan yıllar geçer. Her zaman babanı ziyarete gidersin o kutsal şehitliğe. Onu hep yanında hissedersin ama göremeyeceğini bilirsin.

 

O kadar çok şey yaşamışsındır ki. Mezun olmuşsundur. Nişanlanıp evlenmişsindir. Belki çocuğun bile olmuştur. Ama tüm fotoğraflarında bir kişi eksiktir. Her fotoğrafta bir kişi eksiktir. Her fotoğrafında bir boşluk vardır ve bilirsin o boşluk hiçbir zaman dolmayacaktır.

 

Beni hangisi bekliyor? Henüz bilmiyorum. Ama şu anda karşımda olan gerçeği biliyorum. Kandil' den inen 34 kişi affediliyor. Bunlara barış elçisi deniliyor. Yıllarca bu 34 haini bekleyen aileleri seviniyor. Fakat oğullarını, babalarını, sevdiceklerini kaybedenler kaybettiklerini geri getiremiyor. Akıllarından geçiyor "Benim oğlum, babam, sevdiğim neden öldü?". Ama gene de vatan sağolsun diyebiliyorlar işte.

 

Ben kaybettiğim çocukluğumu geri istiyorum. Herkes gibi sıradan bir kız çocuğu olabilmeyi diliyorum. Babasız geçen yıllarımın intikamını almak istiyorum. Kardeşimin çığlıklarını unutmak istiyorum, yıllardır sahip olamadığım huzurlu bir uykuya sahip olmak istiyorum.

 

 

Şu an içimde derin bir öfke var. Tanrısal adalete inandığım halde, ben adaleti bu dünyada da görmek istiyorum. Bunlar dağa askerimizi şehit etmek için çıktılar. Öldüremediler diye nasıl hemen masum olabiliyorlar? Benim askerimde vatanını korumak için gitti Şırnak'a, Hakkari' ye, Zap'a. Ama tertemiz alnından vurulup düştü bir kör karanlığa. Bunlar askerimizi öldürmediler değil öldüremediler. Hepsinin elinde vardı bir tüfek, bir bomba. Sadece fırsat bulamadılar tetiğe basmaya.

 

Benim bir kardeşim var; ekmeğimi, suyumu paylaştığım. Yıllardır koruyup kolladığım. Benim kardeşim beni arkamdan hançerlemedi; oğlumu, kardeşimi, babamı, eşimi vurmadı. Benimle sahip olduğu her şeyi paylaştı. Bana gelip anlatmayın benim oğlum dağda diyen anayı. Bana gelip anlatmayın operasyonları kesin de kan dökülmesin diyen adamları. Bunu gidip hiç kardeşi olmayan birilerine söyleyin. Belki onlar size inanır. Bu ülkede hemen herkesin birden çok çocuğu vardır ve herkes bilmektedir kardeşin ne demek olduğunu. Benim kardeşim arkadam değil yanımda olan kişidir.

 

İşte bu benim gibi on binlerce insanın hikayesidir. Mutlu tarafı az olan, buram buram özlem kokan bir hikaye. Ve bu hikaye devam edecek ileride. Bir oğlu dağda bir oğlu askerde olan annelere inanmıyorum. Çünkü, ben iki oğlu da şehit düşmüş anneleri biliyorum. Benim babam, amcam, dayım, eşim askerde ve akıyor kanları Zap Suyuyla birlikte.....

 

Börteçene.

17.12.2009

 

*Alıntıdır

 
 
  Bugün 1544118 ziyaretçi buradaydı! Siteme Hoş Geldiniz Adil Durusu

ANA SAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 
 
Siteme Hoş Geldiniz Adil Durusu SAĞLIK VE HUZUR DOLU NİCE GÜNLERE......
Kapadokya Eğlence Merkezi Başvuru Kaynakları Başvuru Kaynakları Submit Your Site To The Web's Top 50 Search Engines for Free! ÜRGÜP Esbelli Mahallesi Butik otelleri  Create FREE graphics at FlamingText.com

Image by FlamingText.com Check  Out My Rank On PRTracking.com! Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?

Ücretsiz kaydol