ŞEHZADEBAŞI CAMİİ
400 YIL SONRAYI GÖREN MİMAR – SİNAN
Şehzadebaşı Camii Kanuni Sultan Süleyman tarafından genç yaşta ölen oğlu Şehzade Mehmet adına yaptırılmıştır.
1544 yılında yapımına başlanan camii 4 yılda tamamlanmıştır. Mimar Sinan’ın çıraklık eseridir.
Bir Mimar Sinan eseri olan Şehzadebaşı Camisinin 1990'lı yıllarda devam eden restorasyonunu yapan firma yetkililerinden bir inşaat mühendisi, caminin restorasyonu sırasında yaşadıkları bir olayı tv'de şöyle anlatmıştı.
- Cami bahçesini çevreleyen havale duvarında bulunan kapıların üzerindeki kemerleri oluşturan taslarda yer yer çürümeler vardı.
Restorasyon programında bu kemerlerin yenilenmesi de yer alıyordu. Biz inşaat fakültesinde teorik olarak kemerlerin nasıl inşa edildiğini öğrenmiştik fakat taş kemer inşası ile ilgili pratiğimiz yoktu. Kemerleri nasıl restore edeceğimiz ustalarla toplantı yaptık.
sonuç olarak kemeri alttan kavrayan bir tahta kalıp çakacaktık. Daha
sonra kemeri yavaş yavaş söküp yapım teknikleri ile ilgili notlar alacaktık ve yeniden yaparken bu notlardan faydalanacaktık. Kalıbı söktük.
Sökmeye kemerin kilit taşından başladık. Taşı yerinden çıkardığımızda hayretle iki taşın birleşme noktasında olan silindirik
bir boşluğa yerleştirilmiş bir cam şişeye rastladık.
Şişenin içinde durulmuş beyaz bir kağıt vardı. Şişeyi açıp kağıda baktık. Osmanlıca bir şeyler yazıyordu. Hemen bir uzman bulup okuttuk. Bu bir mektup idi ve Mimar Sinan tarafından yazılmıştı. Şunları söylüyordu;
“Bu kemeri oluşturan taşların ömrü yaklaşık 400 senedir.
Bu müddet zarfında bu taşlar çürümüş olacağından siz bu kemeri yenilemek isteyeceksiniz.
Büyük bir ihtimalle yapı teknikleri de değişeceğinden bu kemeri nasıl yeniden inşa edeceğinizi bilemeyeceksiniz. İste bu mektubu ben size, bu kemeri nasıl inşa edeceğinizi anlatmak için yazıyorum. "
Koca Sinan mektubuna böyle başladıktan sonra o kemeri inşa ettikleri taşları Anadolu'nun neresinden getirttiklerini söyleyerek izahlarına devam ediyor ve ayrıntılı bir bicimde kemerin inşasını anlatıyordu.
Bu mektup bir insanın, yaptığı işin kalıcı olması için gösterebileceği çabanın üstün bir örneğidir.
Bu mektubun ihtişamı, modern çağın teknolojisinin bile zorlanacağı taşın ömrünü bilmesi, yapı tekniğinin değişeceğini bilmesi, 400 sene dayanacak kağıt ve mürekkep kullanması gibi yüksek bilgi seviyesinden gelmemektedir.
Şüphesiz bu yüksek bilgiler de o koca mimarin erişilmez özelliklerindendir.
Ancak erişilmesi gerçekten zor olan bu bilgilerden çok daha muhteşem olan 400 sene sonraya çözüm üreten sorumluluk duygusudur…