NASİHATIN ETKİSİ
Çokça günahlar işleyen adamın biri, “Ben bu günahları kendime hâkim olamayarak işliyorum. Çoğu zaman işledikten sonra günah işlediğimi fark ediyorum” derdi. Etrafındaki insanlara, bu halinin bir hastalık halini aldığını söyleyip, “Bu hastalığı tedavi edecek bir bilge kişi var mıdır?” diye sormaya başladı. Ona İbrahim Edhem Hazretleri’ni önerdiler. Adam günlerce yol aldıktan sonra İbrahim Edhem’in huzuruna vardı, ayakta durdu. Büyük veli onun sabrını ölçer gibi, onu hiç görmemiş gibi davrandı. Uzun bir süre sonra başını kaldırdı, adamı baştan aşağı süzdü ve oturması için yer gösterdi. Sonra adama;
— “Beni ziyaretinizin sebebi nedir? Size nasıl yardımcı olabilirim” deyince, adam;
— “Efendim ben çok günahkâr bir kulum. Nefsine hâkim olamayan bir bedbahtım. Dünyanın geçici zevklerinin peşine takılıp giden bir zavallıyım.”
— “Kendini çok güzel anlattın, ama henüz benden ne istediğini anlatmadın.”
— “Bu kötü huylarımdan kurtulmak için bu konuda bana yardımcı olmanızı istiyorum.”
— “Sana yardımcı olabilmem için senin bana söz vermeni istiyorum. Sana dört şey teklif edeceğim; eğer birinci teklifimi gönül kapısını açarak dinleyecek ve kabul edersen ikincisini söyleyeceğim. Kabul etmezsen ikinci teklifimi söylemeyeceğim. Bana samimi olarak kabul ve reddettiğini söyleyecek misin?”
— “Doğruyu söyleyeceğime söz veriyorum efendim.”
— "Birincisi; Allah’a isyan etmek istediğin zaman onun nimetlerinden faydalanma, kendine başka nimetler ara”. Adam şaşırdı ve dedi ki:
— “İyi ama Allah’tan başka nimet verici yok ki.”
— “O halde hem onun nimetlerinden faydalanacaksın hem de o nimetleri sana veren Allah’a isyan edeceksin. Bu durum senin insafına sığıyor mu? Şimdi kabul veya ret cevabını bekliyorum”. Adam biraz düşünür ve:
— “Tamam, şimdi birinci teklifinizi kabul ediyorum, lütfen ikinci teklifinizi söyleyiniz.”
— “İkinci teklifim; bir günah işleyeceğin zaman Allah’ın mülkünün dışına çık, orada işle.”
— “O’nun mülkünün dışında bir mülk var mı ki orada işleyeyim! Bütün mülkün sahibi olduğu gibi mülkünde ortağı da yoktur.”
— “Madem ki bunu biliyorsun, onun mülkünde oturup, onun nimetlerinden faydalanıp da aynı zamanda ona isyan ederek günah işleyebiliyorsun. Sence bunun mantıklı bir izahı var mı?”. Adam yine bir müddet düşündü ve:
— “Peki efendi hazretleri, bu teklifinizi de kabul ediyorum. Gereğini yapacağıma söz veriyorum. Şimdi lütuf buyurun da üçüncüsünü söyleyin.”
— “Üçüncüsü; bir günah, ya da kötülük yapacağın zaman onu öyle bir yerde işle ki Allah görmesin.”
— “Efendim Allah’ın nazarının dışında kalan bir yer yok ki.”
— “O halde şöyle düşünmen gerekmez mi? O’nun mülkünde, O’nun nimetlerinden faydalanarak, O’nun gözünün önünde nasıl günah ve kötülük yapabiliyorum”. Adam çok duygulandı, derin deri düşündü ve kendi kendine “Doğru söylüyor” dedi ve;
— “Bunu da kabul ediyor ve bundan sonra gereğince davranacağıma söz veriyorum. Lütfen dördüncü teklifinizi de söyleyiniz.”
— “Dördüncü teklifim de şu; ölüm meleği sana geldiğinde ona şöyle yalvar: İşlerimi henüz yoluna koyamadım, iç âlemimi henüz temizleyemedim, Rabbime karşı kulluk görevimi hakkiyle yerine getiremedim. Lütfen bana biraz zaman ver.” Adam şaşkınlık içinde:
— “İyi ama benim bildiğim kadarı ile ölüm meleği gelince hiç kimsenin gözyaşı ve yalvarışına bakmaz ruhunu alırmış. Ecel ne bir saniye geri ve ne de bir saniye sonraya alınmazmış.”
— “Madem sen bunu da biliyorsun ve ecelinin ne zaman dolacağını da bilmiyorsun da ne zaman doğru yola girecek ve doğru işler yapacaksın? Günahlarına ne zaman tövbe edeceksin. Yaşını bir hayli ilerlemiş görüyorum. Sağlığın, akli meleken tam iken Allah’a yönelip kulluk görevini yerine getirmelisin.”
Adam bunu da kabul ettikten sonra, İbrahim Edhem Hazretleri’nin huzurunda gözyaşları içinde günahlarına tövbe etti. Sohbetlerden faydalanmak için yanında kalmak için izin istedi. İbrahim Edhem ona bu izini verdi ve güzel sohbetleri ile onu güçlendirdi. O zatın huzurundan gönül huzuru ve kendine güvenle ayrıldı.
Siz kardeşlerimden ricam kendinizi o adamın yerine koyun ve samimi olarak sorulan sorulara ne cevap verdiğinizi bir deftere yazınız. İşte o deftere yazdığınız kişi sizsiniz. Aynaya bakar gibi oraya bakınız kendinizi beğeniyor musunuz? Kabul veya ret demekte özgürsünüz. Haydi, iş başına, hepinize başarılar diliyorum. Sakın kendinizi aldatmayınız.
|