Terörle Mücadelenin Ekonomik Maliyeti
veya
300 milyar Dolar Safsatası
Prof. Dr. Ümit Özdağ
Düşük Yoğunluklu Çatışma-terör, devletler için çok pahalı bir mücadele türüdür. Ülkemiz 1984’den 1999’a ve 2003’den 2010’a kadar süren terör ile mücadele sürecinde çok büyük insani ve mali kayıplar vermiştir. Türkiye’nin PKK ile mücadelesi ülkemizin ekonomik kalkınmasına çok ağır darbeler vurmuştur. Türkiye, kalkınmasında ve halkının refahında kullanabileceği birçok kaynağı terör ile mücadeleye ayırmak zorunda kalmıştır.
Türkiye’nin PKK ile mücadelede harcadığı paranın ve yan maliyetler çok büyük olmakla beraber ne yazık ki siyaset, medya ve akademik camianın terörle mücadeleye harcanan para konusunda kendisini sokak efsanelerine kaptırdığı görülmektedir. Terörle mücadele sürecinde harcanan paranın 100 milyar Dolar civarında olduğu 1996 senesinden bu yana söylenir. 2003 sonrasında 300 milyar hatta 1000 milyar Dolar gibi rakamlar bakan seviyesindeki yetkililer tarafından dile getirilmiştir.
Bu çok yüksek rakamlar genellikle sorgulanmadan kabul edilmiş ve tekrarlanmaya devam edilmiştir. Bu rakamları hatta daha fazlasını inandırıcı kılan birçok delil de gösterilebilir. Bir Skorsky helikopterin fiyatı 18-20 milyon Dolardır. Bir Super Cobra helikopterin maliyeti 20-22 milyon Dolar’dır. Zırhlı araçlar, modern teknoloji ürünü silahlar çok yüksek meblağlar ödenerek başka ülkelerden tedarik edilmiştir. Bir savaş uçağının veya helikopterin bir saat havada kalması 10 bin Dolar civarındadır.
On binlerce asker senelerce dağlarda operasyon gerçekleştirmişlerdir. Operasyonlar helikopter demektir, silah, cephane, yemek taşınması demektir. Birçok karakol inşa edilmiştir. Yüzlerce kilometre yol yapılmıştır. Olağanüstü hâl bölgesinde maaşlara ek ödeme yapılmıştır. Sayıları 80 bine yaklaşan korucuya yıllarca ödeme yapılmıştır. Yıkılan ve imha edilen böylece maliyeti artıran birçok devlet malı vardır. Özetle, 100 milyar Dolar ve daha fazlasını inandırıcı kılan birçok gerekçe vardır. Ancak bir şeyin ilk bakışta akla yatkın olması onun doğru olması anlamına gelmez.
Türkiye’nin de terörle mücadeleye 100, 300 hatta 1000 milyar Dolar harcamış olduğu iddiaları sokaktaki adam için akla yakın olsa da siyaset, medya ve akademi dünyası mensuplarının Türkiye’de olmayan bir paranın nasıl harcandığını kendilerine sormadan tekrarlamaları en hafif ifade ile şaşırtıcıdır. Bu iddiaların arkasındaki motiflerden birisi de “bakın 300 hatta 1000 milyar Dolar harcamamıza rağmen PKK’yi bitiremedik, bu parayı PKK’ya harcamasaydık şimdi çok zengin bir ülke olurduk. İyisi mi şu Kürt Açılımını bir an önce bitirelim” düşüncesidir. Bu anlamda 300/1000 milyar Dolar iddiaları Türk halkına yönelik bir psikolojik operasyondur. Ancak psikolojik harekat/toplumsal histeri boyutuna ulaşmış olan terörle mücadele konusundaki iddialara kapılmayarak, konu ile ilgili bilimsel bir araştırma yapan Prof. Dr. Servet Mutlu, “Ayrılıkçı PKK Terörünün Ekonomik Maliyeti” konulu çalışmasında 1984-2005 arasındaki terör kaynaklı ekonomik harcama ve kayıplarının tamamının 72.34 milyar TL ya da 53.95 milyar Dolar olduğunu ortaya koymuştur.
Servet Mutlu, yukarıda toplamı ortaya konulan rakamı oluşturan alt harcamalar konusunda da şu tespitleri yapmaktadır.
a) Güvenlik harcamaları, 52.5 milyar TL,
b) Göçte kırsal kesimde ortaya çıkan üretim kaybından doğrudan ve dolaylı 1989 – 2005 arasında 16.32 milyar TL.
c) Yeniden yerleşim için 2.98 milyar TL,
d) Köye dönüş için 305.2 milyon TL,
e) Tahrip edilen yol, köprü, bina vs. 223.5 milyon TL. Toplam 72.34 milyar TL veya 53.95 milyar Dolar. Gerçek maliyet budur.
2005 – 2010 döneminde yapılan harcamalar ile bu maliyetin 85 milyar TL.’ye çıkmış olması muhtemeldir. Ancak 300 hatta 1000 milyar Dolar ile 85 milyar TL arasındaki dev uçurum ortadadır. 85 milyar TL küçümsenecek bir rakam değildir. Bu rakamın yatırımlara harcanması durumunda ortaya çıkacak refah ülkemizi ve yurttaşlarımızı bugün olduğundan çok daha farklı bir noktaya taşıyacaktı. Fakat anılan miktarın terörle mücadeleye harcanmaması ve binlerce insanımızın şehit düşmemesi durumunda da ülkemiz parçalanacak, topraklarımızın bir bölümü üzerinde çoktan bir başka devlet kurulmuş olacaktı. Bu mücadele verilirken göz önünde tutulması gereken husus, Ege Cansen’in tespit ettiği gibi, “Mücadelenin maliyeti, zaferin muhtemel kârından çok olamaz.”