ÇIPLAK AYAKLI MUCİZE
Özcan PEHLİVANOĞLU - Rumeli Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi (RUBASAM)
Başkanı
Yunanistan’ın, Osmanlı Türk İmparatorluğu’na karşı başlattığı isyanın 191.yıl dönümü olaylara sahne oldu ve resmi tören geçidi iptal edildi. Atina’da töreni izleyen Yunanistan Cumhurbaşkanı Karolos Papulyas yaptığı açıklama da “Birlik içinde olursak Yunan halkı haysiyetini yeniden kazanacaktır. 1821’de çıplak ayaklı Yunanlıların böylesi bir mucize yaratmalarını kimse beklemiyordu” dedi.
Bu açıklamanın son cümlesi, Türk milleti açısından çok düşündürtücüdür ve düşündürtücü olmaya da devam etmelidir.
Türklere karşı “Çıplak Ayaklı Mucize” mücadelesi sadece Yunanlılara değil günümüzde bile millet olma seviyesini yakalayamamış olan insan topluluklarına bir devlet olma imkanı sağlamıştır. Yani Türklere karşı çıplak ayakla mücadele edenler, son üçyüz yıldır hep kazanmaktadır.
Günümüzde Türkiye’ye karşı mücadele edenlerde, Türk Milleti ve devletinin gücü ve kudreti ile kıyaslandığında çıplak ayaklıdır. Peki bu çıplak ayaklı mücadele, bu dev güce karşı hala nasıl ayakta kalmayı başarmaktadır?
Türklere karşı çıplak ayakla mücadele eden Yunanlıların kazanımlarının nedenini, taraflar açısından ayrı ayrı irdelemek gerekir.
Yunanlıların; bir hedefi, ideali ve stratejisi vardır. İdeallerine büyük bir iman ve inançla bağlıdırlar. Türk tarafının ise günümüzde de olduğu gibi bir ideali, hedefi ve stratejisi yoktur. İman ve inanç açısından dünyaya ve ahirete bireysel bakar olmuşlardır. Kafamızdaki vatan kavramı ise seccadenin serildiği alana kadar gerileyerek küçülmüştür.
Hal böyle olunca çıplak ayaklıda olsanız, kazanmamanız mümkün değildir. Ve Yunanistan, kurulduğu tarihten bu yana Türk topraklarını ala ala, Türkiye’nin aleyhine üç misli büyüyerek daima kazanmıştır. Bu büyümeyi sürdürmek hedefinden de halen vazgeçmiş değildir.
Bu bize göstermektedir ki; bir milletin dünya hayatı ile ilgili bir ideali ve buna bağlı hedefleri ile bunları tahakkuk ettirecek bir stratejisi olmalıdır. Ne yazık ki; Türkiye’de ki gelişmelere ve Türk Milletinin içinde bulunduğu duruma bakarak, bu hal içinde olmadığımızı rahatlıkla söyleyebiliriz.
Türkiye’de, Türk Milletinin lafı bile ağza alınmaktan imtina edilirken, günümüzün çıplak ayaklısı PKK’nın, Yunan örneği gibi nihai hedefine ulaşmayacağını kim söyleyebilir?
Dün Yunanistan kurulurken, Yunanın arkasında kim varsa bugün PKK’nın arkasında onların olduğu unutulmamalıdır.
Dün Rumların Müslüman Türk’e karşı hangi duygu ve düşüncesi varsa, bugün PKK’yı öne koymuş olan Türk düşmanlarının da aynı duygu ve düşünceleri vardır.
1821’de Türk topraklarında “Büyük Helen Devleti”ni kurmak isteyen Rumların, bugün aynı hedefi olduğu gibi, PKK’nın da “Büyük Kürdistan”ı kurma hedefi ve planı bulunmaktadır. Dünün çıplak ayaklıları, Türk’e karşı başarılı olmuştur. Bugünün çıplak ayaklılarınında, Türk’ün haline bakarak başarılı olabileceğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Yunanistan’da, Yunan tarafı Batı Trakya Türklerine bir mum bile koklatmazken, dün olduğu gibi bugünde yaşadığımız şartları yorumlayamayan gafil yöneticilerimizin; sözde Rumlara ait vakıf ve gayrimenkullerin Rumlara iadesinin, ne gibi sonuçlar doğurabileceğini kim izah edebilir? Türk Milleti için izahtan yoksun bu konulara isterseniz Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması ile ilgili Türk tarafının boşvermişliğini ve Atina’nın sessiz sevinç çığlıklarınıda ekleyin isterseniz.
Yine başka bir benzerlikte; olmayan bir dili, dil haline getirmek için TRT 6’yı yayına sokan, Anayasasında bir uydurukçayı “anadilde eğitim” adı altında hukukileştirmeye çalışan, teröriste gerilla deme noktasına gelen, saha kontrolünü PKK’ya bırakarak halkını çaresizleştiren, bölünme fikrini kafalara sokan ve bir PKK sermayesi oluşmasına göz yuman, bir anlayış karşısında, çıplak ayaklılar hakikaten bir mucize gerçekleştirir.
Fener Rum Kilisesinin Papazı Bartholomeos “Bu gelişmelerin devamı için Allah’a dua ediyoruz” diyor. Ya ne diyecekti? Barzani’ninde Bartholomeos’tan kalır yanı yok. O da böyle bir Türk Milletinin varlığına yatıp kalkıp şükrediyordur!
Türkiye’yi ufaltmak için plan yapan dahili ve harici düşmanların, bunu gerçekleştirmek için büyük bir inançla mücadele ettiklerini birkez daha Yunan Cumhurbaşkanı Papulyas’ın sözlerinden anlayabiliyoruz. Anlayamadığımız tek şey, pranga vurulmuş zihinlerimizin ve dumura uğratılmış akıllarımızın içinde bulunduğumuz durumun farkına varamayışıdır. Onun için Türk’e karşı “çıplak ayaklı mucizeler” gerçekleşiyor.
Özcan PEHLİVANOĞLU