DÜNYA SİYASETİ BU HIZ İLE DEĞİŞİRSE...
BÜLENT ESİNOĞLU
Aslında siyasetlerin değiştiğini söylemek, kuvvet dengelerinin değiştiğini söylemektir.
Amerikan gazetelerinde, şu manşetlere sıklıkla rastlıyoruz. Veya makalelerden okuyoruz.
"Çin Avrupa'yı Satın Alıyor"
"Almanya Yunanistan'ı Satın alıyor"
Bu ve buna benzer ekonomik esaslı haberler, Batı medyasında sıklıkla görülüyor.
Bu manşetleri gazeteci abartmaları olarak görebiliriz.
Ama bazıları var ki, her şeyi açıkça izah eder niteliktedir. Yoruma ihtiyaç göstermiyor.
Çin Başbakanı Macaristan'a gidiyor. 25 Milyar dolar borcunun tamamını satın alıyor.
Çin Başbakanı oradan, borç batağındaki İngiltere'ye gidiyor.
İngiltere'ye borç verecek ama "tek" şartı var.
Çin'in toprak bütünlüğünü ve egemenliğini İngiltere'nin ihlal etmemesi.
Yani Çin'de demokrasi vardı, yoktu tartışmasına son vermesini isteniyor.
Çin'in iç işlerine karışılmaması isteniyor.
İngiltere hayır diyor.
Çin Başbakanı Almanya'ya gidiyor.
Almanya ile 25 milyar dolarlık ekonomik anlaşmalar imzalıyor.
Almanya göbek atıyor.
Çin'in gene tek şartı var. Çin'in iç işlerine karışılmaması.
Yani Atatürk'ün dış siyaseti; yurtta sulh cihanda sulh
Sözün kısası, Çin'in Avrupa'dan istediği tek şey var.
Çin'in iç işlerine karışılmaması.
Bu kısa anlatımdan çıkarabileceğimiz ham sonuç; Avrupa içinde var olan dengelerin iyice bozulmakta olduğudur.
Almanya'nın Çin ve Rusya bloğuna büyük ölçüde yanaşıyor olmasıdır.
Başka bir ifade ile söylersek; emperyalist blok içinde çatlamalar olduğudur.
Öte yandan İtalya Libya'ya yapılan müdahaleden büyük zarar gördü.
Onun bu zararını karşılayacak kimse yok.
Hiç belli olmaz. Avrupa Birliğinden ilk kopacak ülke İtalya olabilir.
Gelelim Ortadoğu'ya Amerika'nın değil İran, Suriye'ye bile asker gönderecek hali yok.
İki sebepten yok.
Bir, para ile yeni asker alması gerekiyor.
Kendi iç dengeleri buna müsaade etmiyor.
Kendi halkı benim paramla(vergiler) elde ettiklerini getirip, zenginlere veriyorsun diyor.
Mevcut askerlerinin yerini değiştirse, ancak Afganistan'dan 20 bin, Irak'tan 10 bin asker çekebilir.
Bununla da, ne Suriye, ne de İran ile savaş yapılabilir.
Bu sebepten Türk askerini kullanmak istiyor.
Masrafları Suudi Arabistan'dan( yılda 50 milyar dolar sıcak para) askeri ise Türkiye'den olacak.
Fakat Suriye Libya'ya benzemiyor.
Suriye'nin ordusu var. İsrail ile savaşmış tecrübeli bir ordu.
Arkasında da İran ve Rusya var.
Beklemeye aldılar.
Avrupa ve Amerika'nın borçlarından ötürü, dünya siyasetinde ki etkinlikleri gittikçe azalıyor.
Ellerinde bir tek Türkiye kaldı.
Emperyalist saldırılarını Türk Ordusu eliyle yapmak istiyorlar.
Ah şu ordunun içindeki Kemalistler olmasa, bu işi kotaracaklar ama...
Neyse uzatmayalım.
Eğer dünya siyasi dengeleri bu hız ile değişmeye devam ederse, Türkiye'nin iç dengelerine etki etmemesi düşünülemez.
"Seri Katil" Amerika'nın işbirlikçilerinin, konuyu bu tarafı ile de düşünmelerinde yarar var.