"İslamiyet’te kandil geceleri yoktur!"
İlahiyatçı İhsan Eliaçık'tan çok tartışılacak açıklamalar
12 Kasım 2010 Cuma, 15:52:11 Habertürk
İlahiyatçı İhsan Eliaçık Bloomberg HT'de 'Gülin Yıldırımkaya ile HT Gündem' programında Yıldırımkaya'nın sorularını yanıtladı.
Daha önce Haberturk.com’dan Hande Köseoğlu’na verdiğiniz röportajda, kurban kesmenin Şaman kültürü olduğunu, İslamiyet’le ilgisi olmadığını, sadece Hacca gidenler ve yakınlarının kesmesi gerektiğini söylediniz. Şaman kültüründen gelip de bizim İslamiyetle ilgili sandığımız başka ne var?
Herkesin kurban kesmesi gerekmiyor, dinde böyle bir mecburiyet yoktur. Hacca gidenler kurban kessin yeter. Eğer çok yardım etmek isteniyorsa birbirlerinin borçlarını ödesinler, faturalarına yardımcı olsunlar, sokak çocuklarına sahip çıksınlar… Bir sürü yardım edilebilecek, dayanışma gösterilebilecek, yardımlaşılabilecek yer var.
Ben daha önce de ifade etmiştim: Türkiye’de bir derin din var, bir de görünen din var. Nasıl ki derin devlet var bir de görünen devlet var dinde aynen öyle, derin din 2000 yıldır değişmeyen Şamanizm’dir. İnsanlar değiştiklerini zannederler ama değişmez. Türkiye’de en güçlü ritüeller, Şaman ritüelleridir. Şamanlığın temelini de oluşturan beş şey var ve bunun üzerine bir İslami kılıf geçirilmiştir. Birincisi Gök Tanrı inancıdır, ikincisi Gökte Tanrı yerde Şaman inancıdır yani ‘hoca, şeyh, pir, veli, evliya, baba, dede’ bunların hepsi, eski Şamanlar’ın yerine geçmiştir. Şamanizm’de din adamı olmazsa olmazdır, tek başına Tanrı’ya ibadet edemezsin muhakkak bir aracıya ihtiyacın vardır. Üçüncüsü atalar kültüdür, atalara bağlılık esastır, doğru onlardadır, atalar şu anda türbelerde yatmaktadır ve türbelere hücumun sebebi bu atalar kültüdür.
O zaman türbe ve adak kültürü de Şamanizm’e dayanıyor?
Evet, buna bağlı olarak ataların hatıraları kutsal gün ve gecelerde yaşamaktadır ve kandil geceleri de oradan geliyor. Her bir kandil gecesinde bir atanın, ulunun anılmasıdır ve bu İslami dönemde Hz. Muhammed’e dönüşmüştür. Hz. Muhammed’in ana rahmine düştüğü gece diyor. Böyle bir gece olur mu? Her şeyden evvel bu ayıptır. Bu eski kültürden İslami kılıfa dönüşmüş bir söylemdir.
Kadir Gecesi’ni bu söyleminiz dışında mı tutuyorsunuz sadece kandillerden mi bahsediyorsunuz?
Kadir Gecesi var evet ama o da bizde bilinen anlamında değil. Esasen Kadir Gecesi’nde kandil kutlaması yapılmaz. Kadir Gecesi demek, Kuran’ın size indiği gece demektir ve toplanıp kutlamaya gerek yoktur. Kuran’ı okursunuz ve sizin ruhunuza, vicdanınıza Kuran inmeye başlar. ‘ Bu ışığı gördüm ve bundan sonra böyle yaşayacağım’ dediğiniz andan itibaren sizin Kadir Geceniz başlamıştır. Dördüncüsü de kurban kesmektir, Şamanizm’de kurban kesmek dinin direğidir. Namaz yoktur, Kâbe yoktur, kıble yoktur her yerde kurban vardır.
O zaman kurban Şamanizm’de biraz İslamiyet’teki namazın yerine denk geliyor diyebilir miyiz?
Evet, biraz öyle gibidir. Beşincisi de domuz eti yememektir. Eski Türk takviminde domuz yılı vardır, uğursuzdur ve o yılda domuz eti yenmez. Bu saydıklarımdan bazıları İslam’da da var, hacda kurban kesmek, domuz eti yememek vb. Fakat bunlar Şamanizm’deki gibi değil. Şamanizm de bütün bunları yapmanın bize sevap kazandıracağını ve bütün günahlardan arınılacağını söyler. Siz türbeye gittiğinizde, kandil gecesine katıldığınızda, hayvanın kanını akıttığınızda, domuz etini yemediğinizde günahlarınızdan tamamen arınırsınız. Her günah işledikten sonra siz bunları yaptığınızda temizlenirsiniz. İslamiyet’te böyle bir şey yok.
Kandil geceleri için ‘‘Peygamberimizin ana rahmine düştüğü gece’ diye anılıyor böyle gece olur mu?’ dediniz. Peki, kandil gecelerini kim çıkarmış? Bu geceyi kutlama nereden gelmiş ve kandil gecelerinde ne yapmamız gerekiyor?
Bunlar Hz. Peygamber zamanında yoktu. Sahabeden kimse kandil gecelerinde bir araya gelip kutlama yapmamıştır. Bunlar sonraki yıllarda imparatorlukların etrafındaki saray ulemasının halkı mabetlere toplamak ve orada denetimi sağlamak için icat ettikleri gecelerdir. Zaten mabetler namaz kılmak için yapılmamıştır, imparatorluğun gücünü göstermek için açılan tapınaklardır. Allah’ın gücünü görmek istiyorsanız Sultan Ahmet Camii’ne bakmaya gerek yok, gökyüzü çatı yeryüzü döşektir. Gökyüzüne bak Allah’ın büyüklüğü oradadır. Camiler imparatorun gücünü göstermek için yapılmıştır ve halk orada toplanır cuma namazlarında, kandil gecelerinde itaate alıştırılır. İşin kökenine gittiğiniz zaman yani Mekke ve Medine’de Peygamberimizin saf uygulamasına gittiğimiz zaman bunların hiçbirini göremezsiniz.
O zaman böyle bir şeyi kutlamamız mı gerekir? Kandil Gecesi’ni normal bir gün gibi o günde normal ibadetini sürdürerek geçirmeli diyorsunuz öyle mi?
Kandil gecelerinin dini hiçbir değeri yoktur ama sosyolojik değeri vardır. Halkımız o günlerde mabetleri doldurmaktadır, sosyolojik bir olaydır, insanlara ‘dağılın gidin’ demenin de bir anlamı yok, madem oraya toplandı insanlar bir şeyler anlatmak lazım denilebilinir. Ama bu sosyolojik açıdan, örfen bir şey ifade eder. Allah ‘neden kandil gecelerinde camilerde toplanmadınız, bana şu kadar ibadet etmediniz?’ diye kimseye sormaz. Böyle bir mükeffelliyetimiz yoktur. Akıp gelen tarihsel kültürden kopmak istemiyorsanız bunlara katılırsınız. Bunun kökeni İslamiyet değil, Asya halklarının, Mezopotamya havzasında yaşayan halkların kültürüdür.