13 YÜZYIL SONRA

 

    İmamı Azam HANEFİ, bilindiği gibi Hanefi mezhebinin kurucu imamıdır.

    699- 767 yılları arasında, yani günümüzden 13 yüzyıl önce yaşamıştır.

    Aydın din adamı Yaşar Nuri ÖZTÜRK'ün  ( İMAMI AZAM, SAVUNMASI) adlı eserini okuyunca, edindiğim ve etkilendiğim bazı bilgileri özetle paylaşmak istedim.

    İslamiyetteki en büyük mezheplerden birinin kurucusu olan ve diğer mezheplerin  imamları Şafii,Hanbel ve Malik'in de saygı ve övgülerini kazanmış bu şahıs 13 yüzyıl önce bakın neler yapmış, yapabilmiş.

   - Emevi ve Abbasilerin islamı araplaştırmasına ve saltanatları için araç olarak kullanmalarına karşı çıkmıştır.

    13 Yüzyıl sonra bugün, hem de laikliği anayasal kural olarak benimsemiş Türkiye'de, iktidardakilerin, dini araç olarak kullanmasına ne denir?

    - Dini rivayetlere itibar etmeyerek akılcılığı ve gerçekçiliği öne çıkarmıştır.

     13 yüzyıl sonra bugün, rivayetten vaz geçtik, din hurafelere boğulmuş durumda. Bilinçsiz insanlar hurafeler yoluyla sömürülmektedir.

    - Hz. Peygamber'in Kur'an'a aykırı bir söz söylemeyeceğini esas alarak ve aklın onaylamayacağı hadisleri Peygamber sözü olarak kabul etmemiştir.

    Nasıl etsin ki? Duruma bakın;

    Peygamber'den hemen sonra, Hz Ebubekir ve Hz.Ömer, 500 kadar hadis toplamışlar ancak kitaplaştırmaktan vazgeçmişlerdir.

    Sonraları hadis sayısı 100 binleri geçmiştir.

    İmam Hanbel'in, eserlerindeki 30 bin hadisi bir milyonluk hadis havuzundan seçtiği ifade edilmektedir.

    Hadislerin zamanla "Peygambere dayandırılan yalan" (Y.N.ÖZTÜRK) haline gelmesi karşısında aklı selim bir insan başka ne yapabilir ki?

     13 Yüzyıl sonra bugün,ülkemizde, her yanı sarmış sözde ulemalar da aynı dayanağı şahsi çıkarları için kullanmıyorlar mı?

    Aksi olsaydı; Cüppeli hocalar, Müslüm Gündüzler,Fetolar söz sahibi olabilirler miydi?

    - Sünnet kavramını istismar edenlere karşı çıkmış ve "sünnet" adı altında yeni bir din oluşturulmasına karşı durmuştur.

    13 yüzyıl sonra bugün, neyin sünnet olup olmadığını kesinkes ayırabilecek kaç din adamımız vardır?

    - Kur'an çevirisiyle namaz kılınabileceğini ve ezanın başka dillerde okunabileceğini söylemiştir.

     13 yüzyıl sonra bugün, bağnazlığın her gün ağlarını daha da ördüğü ülkemizde, Kur'an da "anlamı bilinmeden kılınan namazın geçerli olmadığına" dair ayet var iken, Yüce ATATÜRK'ün başlattığı ama bitiremediği " ana dilde ibadet" çalışmasını sürdürebilecek aydın ve cesur bir yönetici çıkabilir mi?

    -  Kadınların kendi iradesiyle evlenmelerini savunmuş, tek kadınla evlenmiş ve tek çocuk sahibi olmuştur.

     13 yüzyıl sonra bugün, din adamlarımız ve  dinci devlet  adamlarımızın kadına bakış açısı nedir?

     İçlerinde; kadını eşit insan ve vatandaş kabul eden, kadının kapanmasına karşı olan, kadın özgürlüğünü savunan, kadını erkek için yaratılmış bir çocuk doğurma aracı görmeyen kaç kişi vardır?

     İmam nikahlı olarak birden fazla kadınla yaşayan milletvekillerimiz olmadı mı?

     Her ortamda, kadınlarımızdan en az üç çocuk doğurmasını isteyen kişinin kadına bakışı nasıldır?

    - Şarap dışındaki içkilerin sarhoş olmayacak derecede içilmesinin haram sayılmayacağını savunmuştur.

    13 yüzyıl sonra bugün, insanların bireysel tercihlerine müdahale edilerek, içki içilen ortamların azaltılması ve hatta yok edilmesi mücadelesi yürütülmektedir.

    - İnsanların ibadetlerini imandan ayırarak "kim çok daha müslüman" çatışmasının önüne geçmeyi amaçlamıştır. Hiç namaz kılmayan bir insanın da mümin olabileceğini savunmuştur.

    13 yüzyıl sonra bugün, insanlar siyasi otorite ve mahalle baskısı altında özgür iradelerini ortaya koyamayacak duruma gelmektedir. Oruç tutmayanlara fiili müdahale olayları yaşanmakta, namaz kılma siyasi gösterinin bir parçası sayılmaktadır.

    - Din ile şeriatın eşitlenmesine karşı çıkmıştır.

    13 yüzyıl sonra bugün, siyasi irade sahipleri ve yandaşlarında ülkeyi şer'i esaslarla yönetme tutkusu hakimdir. Bu istem artık gizlenmeden her ortamda dile getirilmektedir.

   

    Acı ama tokat gibi yüzümüze çarpan gerçek bu işte.

    13 yüzyıl önce, cehaletin diz boyu olduğu dönemde, insanları kandırmanın en kolay olduğu yıllarda aydın bir din adamı çıkıp bunları yapabilmiş.

    13 yüzyıl sonra ise din hala ALLAH ile aldatmanın; siyasette, ticarette ve hatta cinsel hayatta istismarın temel aracı olarak kullanılıyor.

    Talibanlar, Hizbullahlar, El Kaideler din adına insanlara cehennem azabı çektiriyor.

    Laik ülkenin Başbakanlığına kadar gelmiş bir şahsiyet, özel hesaplarını vatandaştan gizlemek için " ALLAH KURUŞU YOK" diyerek kendini, dini kullanarak savunuyor.

    13 yüzyıl önce kadınları yüceltmeye savunan dini lider çıkabiliyorken; 13 yüzyıl sonra 13 yaşındaki kız çocuğu 13 yüzyıl öncesine dönme mücadelesinin  militanı haline getiriliyor. 

    ATATÜRK' e din üzerinden saldıranların; dini istismar yollarının kapanmasından korkanlar olduğu ne kadar da açık değil mi?

    İmam Azam'ın savunduğu ve savaşımını verdiği konuların ondan 12 yüzyıl sonra uygulayıcısı olmuş birine dinciler/din istismarcıları saldırmaz mı?

    İnsanlar aydınlandıkça, aydın din adamları çoğaldıkça, din insan hayatında gerçek yerini ve değerini buldukça elbet bu istismarcılar ortadan silinecek, herkes temiz inancı ile baş başa kalacaktır.

   Ama ne yazık ki daha çok yıllar geçmesi beklenecek gibi görülüyor.  

   Naci  BEŞTEPE