Sabahattin Ali’den Seçmeler
HAPİSHANE ŞARKISI
Başın öne eğilmesin,
Aldırma gönül, aldırma;
Ağladığın duyulmasın,
Aldırma gönül, aldırma...
Dışarda deli dalgalar
Gelip duvarları yalar;
Seni bu sesler oyalar,
Aldırma gönül, aldırma...
Görmesen bile denizi,
Yukarıya çevir gözü;
Deniz gibidir gökyüzü;
Aldırma gönül aldırma...
Dertlerim kalkınca şaha
Bir küfür yolla Allah’a...
Görecek günler var daha;
Aldırma gönül, aldırma...
Kurşun ata ata biter;
Yollar gide gide biter;
Ceza yata yata biter;
Aldırma gönül aldırma...
Sabahattin ALİ – 1933
DAĞLAR
Başım dağ, saçlarım kardır,
Deli rüzgarlarım vardır,
Ovalar bana çok dardır,
Benim meskenim dağlardır.
Şehirler bana bir tuzak;
İnsan sohbetleri yasak;
Uzak olun benden, uzak,
Benim meskenim dağlardır.
Kalbime benzer taşları,
Heybetli öter kuşları,
Göğe yakındır başları;
Benim meskenim dağlardır.
Yarimi ellere verin;
Sevdamı yellere verin;
Yelleri bana gönderin;
Benim meskenim dağlardır.
Bir gün kadrim bilinirse,
İsmim ağza alınırsa,
Yerim soran bulunursa;
Benim meskenim dağlardır.
Sabahattin ALİ – 1931
LEYLİM LEY
Döndüm daldan kopan kuru yaprağa
Seher yeli dağıt beni kır beni
Götür tozlarımı burdan uzağa
Yarin çıplak ayağına sür beni
Ayın şavkı vurur sazım üstüne
Söz söyleyen yoktur sözüm üstüne
Gel ey hilal kaşlım dizim üstüne
Ay bir yandan sen bir yandan sar beni
Yedi yıldır uğramadım yurduma
Dert ortağı aramadım derdime
Geleceksen bir gün düşüp ardıma
Kula değil yüreğine sor beni
Sabahattin ALİ
MELANKOLİ
Beni en güzel günümde
Sebepsiz bir keder alır.
Bütün ömrümün beynimde
Acı bir tortusu kalır.
Anlayamam kederimi,
Bir ateş yakar derimi,
İçim dar bulur yerimi,
Gönlüm dağlarda bunalır.
Ne kış, ne yazı isterim,
Ne bir dost yüzü isterim,
Hafif bir sızı isterim,
Ağrılar, sancılar gelir.
Yanıma düşer kollarım,
Görünmez olur yollarım,
En sevgili emellerim
Önüme ölü serilir...
Ne bir dost, ne bir sevgili,
Dünyadan uzak bir deli...
Beni sarar melankoli;
Kafamın içerisi ölür...
Sabahattin ALİ - 1932
ÇAKIR
Altın saçlarını sıkıca tarar,
Sonra iki örgü yana bırakır;
Ayağında pembe dallı mor şalvar,
Taze gelin gibi süzülür Çakır...
Beyaz ellerine kına yakışır,
Mavi gözleriyle bir içim sudur.
Efeler onu el üstünde taşır;
Köyün bir tanecik orospusudur.
Çakırsız olamaz hiçbir eğlence
Herkesin gönlünü kaplar çünkü sis.
Bazan mal olsa da iki üç gence,
Yine Çakır’ını ister her meclis...
Geniş meydanlarda yakılır çıra,
Çakır nazlı nazlı dokunur def’e
Süt gibi rakıyı sunar Çakır’a
Gür bıyıklı, ateş gözlü bir efe...
Gitgide açılır sırma cepkenler;
Kıllı göğüslerinden süzülür rakı.
Bazen birisinin bağrına girer,
Elma soymak için alınan çakı...
Çakır yılan gibi döner, kıvrılır.
Sırma saçlarında fildişi tarak.
Tabanca çekilir, bıçak sıyrılır,
O döner elini şakırdatarak...
Yalnız bazı kere taze gelinler,
“Bize kocamızı ver !..” diye inler...
O zaman çakırın gözü doludur...
O zaman gözünün önüne gelen,
Cepheden şehitlik alıp yükselen
İncecik bıyıklı bir yavukludur...
Sabahattin ALİ
ESKİSİ GİBİ
Seneler sürer her günüm
Yalnız gitmekten yorgunum;
Zannetme sana dargınım,
Ben gene sana vurgunum.
Başkalarına gülsem de,
Senden uzak kalsam da,
Sevmediğini bilsem de
Ben gene sana vurgunum.
Dağları aşınca başım,
Geri kaldı her yoldaşım,
Gel sevgilim, gel kardaşım,
Ben gene sana vurgunum
Gönlüm seninkine yardı,
Aynı şeyleri duyardı;
Ayaklarımız uyardı...
Ben gene sana vurgunum.
İtilmiş tekmelenmişim,
Doğduğum günde yanmışım,
Yalnız sana güvenmişim;
Ben gene sana vurgunum !..
Sabahattin ALİ - 1931
ÇOCUKLAR GİBİ
Bende hiç tükenmez bir hayat vardı,
Kırlara yayılan ilkbahar gibi.
Kalbim her dakika hızla çarpardı,
Göğsümün içinde ateş var gibi.
Bazı nur içinde, bazı sisteydim,
Bazı beni seven bir göğüsteydim,
Kah el üstündeydim, kah hapisteydim,
Her yere sokulan bir rüzgar gibi.
Aşkım iki günlük iptilalardı,
Hayatım tükenmez maceralardı,
İçimde binlerce istekler vardı,
Bir şair, yahut bir hükümdar gibi.
Hissedince sana vurulduğumu,
Anladım ne kadar yorulduğumu,
Sakinleştiğimi, durulduğumu
Denize dökülen bir pınar gibi
Şimdi şiir bence senin yüzündür,
Şimdi benim tahtım senin dizindir,
Sevgilim, saadet ikimizindir
Göklerden gelen bir yadigar gibi...
Sözün şiirlerin mükemmelidir,
Senden başkasını seven delidir,
Yüzün çiçeklerin en güzelidir,
Gözlerin bilinmez bir diyar gibi.
Başını göğsüme sakla sevgilim,
Güzel saçlarında dolaşsın elim.
Bir gün ağlayalım, bir gün gülelim,
Sevişen yaramaz çocuklar gibi...
Sabahattin ALİ - 1932
KIYAMADIĞIM
Hey bir zaman bakıp bakıp
Seyrine doyamadığım !..
Şimdi gurbette bırakıp
Sesini duyamadığım !..
Evde kapanıp kaldın mı ?
Seyrana çıkıp güldün mü ?
Başkalarının oldun mu ?
“Benimsin !” diyemediğim !..
Akıtıp gözüm yaşını
Hatırlarım gülüşünü;
Kıvırcık saçlı başını
Göğsüme koyamadığım !..
Dik yamaçların selisin,
Sen benden daha delisin,
Şimdi kimlerin kulusun ?
Başını eğemediğim !..
Nasıl vurgunum bilirdin,
Niçin benden yüz çevirdin ?
Kimlerin koynuna girdin ?
Öpmeye kıyamadığım !..
Sabahattin ALİ - 1932