ATA’NIN AĞZINDAN
Duydum ki, beni unuturmuşsun,
Öyle mi?
Hatta duydum ki, babam da Ali Rıza değilmiş!...
Öyle mi?
Duydum ki, Trablus’ta, Bingazi’de,
Duydum ki, Galiçya’da, Yemen’de
Vatan için çarpışan;
Duydum ki, Çanakkale’de Osmanlı’yı koruyan,
Sanki ben değilmişim,
Öyle mi?
Duydum ki, hainlerle içerde,
Yedi düvelle dışarıda çarpışan
Sanki ben değilmişim,
Öyle mi?
Duydum ki, görüp de Boğaz’daki zırhlıları isyan eden,
Bu isyanla “Geldikleri gibi giderler” diyen,
Ve de bu mucizeyi de gerçekleştiren,
Sanki ben değilmişim,
Öyle mi?
Duydum ki, bir Allahlık gemi ile Samsun’a çıkıp,
Bismillah ile işe başlayan;
Erzurum, Sivas Kongreleri’ni yapan,
Böylece Ahmet’e-Mehmet’e, Ayşe’ye-Fatma’ya,
Vatan-Toprak dedirten;
Cumhuriyet’i kurup,
“Seni de adam yerine koyduran”,
Sanki ben değilmişim,
Öyle mi?
Duydum ki, harp içinde dahi İzmir İktisat’ı toplayan,
Kefenini bile İngiliz bezi ile hallederken,
Memleketi fabrikalar, toprağını demiryolları ile donatan;
On yılda “alnı açık” bir ülke yaratan,
On yılda “On beş milyon genç yaratan her yaştan"
Sanki ben değilmişim,
Öyle mi?
Duydum ki, uçak imal eden,
Ve de satan…
Bir ülke bırakmışken sana;
Saman dahi ithal edermişsin şimdi…
Öyle mi?
Duydum ki, “Yurtta sulh, cihanda sulh” diyen,
Ben değilmişim gibi, sana;
Ateş çemberi imiş çevren,
Öyle mi?
Duydum ki, “milleti koyun sürüsü, kendini de çoban gören” [1]
Vahdettin’den seni kurtaran,
Buna rağmen diktatör denilen
Sanki ben değilmişim,
Öyle mi?
Duydum ki, kadını kocaya,
Kocayı padişaha kulluktan çıkaran,
Sana bir kişilik aşılayan,
Ve de yurttaş yapan;
Sanki ben değilmişim,
Öyle mi?
Duydum ki, Kur’an’ın mealini yaptıran
Sen öğrenesin diye dinini
Sanki ben değilmişim,
Bir de üstelik dinsizmişim
Öyle mi?
Duydum ki, şeyhten-şıhtan kısaca sırtında taşıdığın hokkabazdan
Şifa beklediğin muskadan
Seni kurtaran;
Böylece de, gerçek dinine yol açan,
Kadını kara çarşaftan çıkaran,
Sanki ben değilmişim,
Öyle mi?
Duydum ki, birkaç yüzyılda kazandığı aydınlanmayı Batı’nın
Birkaç senede kazandıran
Böylece de çağlar atlatan sana
Sanki ben değilmişim
Öğle mi?
Duydum ki, ezber-itikat ön planda imiş…
Sanki “Bilim gerçeği bilmektir”
Dememişim gibi ben,
Öyle mi?
Duydum ki, sanatın içine tükürülürmüş,
Ucube de denirmiş ona… [2]
Sanki “Sanat, milletin hayat damarlarındandır”
Dememişim gibi ben,
Öyle mi?
Duydum ki, fabrikalar-bankalar, hatta toprak dahi,
Velhasıl tüm varlıklar,
Satılırken
Ses çıkarmazmışsın hiç mi hiç,
Öyle mi?
Duydum ki, aldatılırken defalarca,
Askerine kelle, düşmanına sayın denilirken,
Bölünürken Ülken işbirlikçiye karşı çıkmaz,
Uyarıma rağmen
Gene de uyanmazmışsın,
Öyle mi?
Duydum ki, bütçen çifter-çifter saraylara,
Harcanırken uçaklar, helikopterler, vs. vs.’ye;
Sen “hava bedava-su bedava”
Kabilinden yaşar…
Gene de sessiz ve derinden
Aldırmazmışsın,
Öyle mi?
Duydum ki, bana ayyaş denilirken,
Heykellerim yakılıp-yıkılırken…
Sen seyredermişsin
Çaktırmadan, sessiz ve derinden…
Öyle mi?
Duydum ki velhasıl;
Eş-aile, çoluk-çocuk demeden
Ömrümü vatan-millet deyip,
Sana vermişken
Gene de sen beni unuturmuşsun,
Öyle mi?
Duydum ki, Yirminci Yüzyıl’ın Dünya lideri seçilmişken [3],
Bırak takdiri, düşmanlarımın dahi saygısını kazanmışken,
Sen beni unuturmuşsun,
Öyle mi?
Tunus’a-Cezayir’e, Hindistan’a-Pakistan’a
Velhasıl Mazlum Ülkeler’e örnek bir Ülke
Bırakmışken sana,
Çin dahi beni okuturlarken gençlerine,
Kapak yaparken kitaplarına… [4, 5]
Sen beni unuturmuşsun,
Öyle mi?
ABD, Avustralya, Venezüella, Meksika,
Japonya, Türkmenistan, Şili, Küba,
Ve de Romanya, vs. [6]
Heykellerimle-büstlerimle;
Parklarını süslerken
Sen beni unuturmuşsun,
Öyle mi?
Birleşmiş Milletler ilan etmişken 1981’i ATATÜRK YILI [7],
“Ulusal Mücadele ve Çağdaşlaşma Lideri” demişken,
Ve de Dünya’da “ilk ve tek iken”
Gene de sen beni unuturmuşsun,
Öyle mi?
Hayır Paşam aldatılmış-gafiller bahsettiğin,
Emperyal Ülke'ce esir alınmış elebaşı,
Her toplumda da bulunan sefiller bahsettiğin,
“Tekerleklerine çomak soktuğun”,
Vatansız cepçilerdir bahsettiğin…
Biraz da, kolaycı sahte aydındır dediğin…
Talât TEVRÜZ
10 Kasım 2014, ATAKÖY