YAŞADIĞIMIZ ŞEHRİN ADI NEREDEN GELİYOR
ADANA : Adana’yı kimlerin nasıl kurdukları konusunda elde kesin bilgiler
yoktur. Ancak, Bizans’lı Etien’ in ilettiği bir söylenceye göre,
Uranus’un oğulları Adanos ve Saros, Tarsus’ la savaşarak burayı ele
geçirmişler. Bunlardan Adanos kente ( Adana ) Saros ırmağa (Seyhan)
adını vermiş.
ADIYAMAN : Adıyaman ilk zamanlarda, Piran Köyü’nün
yerine kuruluydu ve Perre adını taşıyordu. Daha sonra Emeviler, buraya
bir kale yaptırdı. Kent de Mansur’un Kalesi anlamına gelen ”Hısn
Mansur” adıyla anılmaya başlandı. Kent, 1. Selim zamanında alınınca
Türkler, buraya Adıyaman demeye başladılar.
AFYONKARAHİSAR : Afyon türkülerinde sık sık “Hisar”
sözcüğü geçer. “Hisarın bedenleri çevirin gidenleri” Bu hisar
sözcüğünün Afyon türkülerinde sık sık yinelenmesi nedensiz değildir.
Eski adı Akroenos olan şehri Selçuklular uzun süren bir kuşatmadan sonra ele
geçirdiler. “Hisar” kuşatma anlamına gelir. Acılarla elde edilen yere
“Karahisar” dediler ve orada, kara taşlardan bir kale kurdular.
Onaltıncı yüzyılda bölgede afyon yetiştirilmeye başlayınca,
Karahisar’ın başına bir de Afyon eklendi ve şehir “Afyonkarahisar”
adını aldı.
AĞRI :İsmi sınırları içindeki “Ararat” dağından
alır. Çok eski çağlarda yeryüzü korkunç bir su baskınınına uğradı.(Nuh
Tufanı) Nuh peygamber bütün canlıardan bir çifti alarak bir gemiye
bindirdi. Gemi Cudi (İslam kaynaklarına göre) (Hristiyan kaynaklarına
göre de Ararat – Ağrı) dağına kondu. Ararat, önce aran sonra da Ağrı
adını aldı.
AKSARAY : Selçuklu Sultanı İzzettin Kılıçarslan,
şehirde cami, medrese, kümbetler ve büyük ve beyaz bir saray yaptırdı.
Şehir “Aksaray” adını işte bu beyaz saraydan aldı.
AMASYA : Amasya şehrini tarihçi Strabon’a göre Amazon karalı Amasis
kurdu ve ona Amasis kenti anlamına gelen “Amasesia” ismini verdi.
ANKARA : İslam kaynaklarında Ankara’nın adı Enguru
olarak geçer. Kimilerine göre Ankara sözü Farsça “Üzüm” anlamına gelen
Engür’den, ya da Yunanca’da Koruk anlamına gelen”Aguirada’dan
türemiştir. Bazılarına Hint-Avrupa dillerindeki “Eğmek” anlamına gelen
Ank ya da Sankskritçe’de; “Kıvrıntı”, anlamına gelen ankaba’dan veya
Latince’den çengel anlamına gelen uncus’dan türediği ileri
sürülmektedir. Frig dilinde Ank “engebeli, karışık arazi anlamına
gelir.” Şehrin diğer isimleri; Ankyra, Ankura, Ankuria, Angur, Engürlü,
Engürüye, Angare, Angera, Ancora, Ancora ve son olarak Ankara şeklini
almıştır.
ANTALYA : MÖ ll. yüzyılda Bergama kralı Attalos ll
tarafından kuruldu. Şehir önceleri ismini kurucusundan aldı ve Attaleia
adıyla anıldı. Daha sonra bu isim Adalia, Antalia ve en son Antalya
şekline dönüştü.
ARDAHAN : Ardahan’ın isim babası ise Gürcülerdir. Ardahan adı Gürcüce
Ardana’dan gelmektedir.
ARTVİN : Kıldiyet Dağı’nın dik yamaçları üzerine
İskitler tarafından kuruldu. Yaygın bir inanışa göre Artvin adı, kenti
kuran İskit hükümdarının adından gelir. Sözcük, önceleri Artvani,
sonrada Artvini biçiminde söylenmiş, zamanla Artvin’e dönüşmüştür.
AYDIN : İlk olarak Argoslar tarafından kuruldu.
Anadolu beylerinden Aydınoğlu Mehmet bey’den aldı. Aydın, Mehmet beyin
babasının ismidir.
BALIKESİR : Şehrin adının eski hisar anlamına gelen
Paleokastio’dan türediği sanılmaktadır. Halk arasında dolaşan bir
söylentiye göre de balı çok anlamına gelir. Çünkü Kesir Arapça’da çok
anlamına gelmektedir
BARTIN : “Parthenia”dan Bartın’a dönüşen adın
kaynağı “Parthenios”dur. Bartın ırmağının antik çağdaki adı olan
Parthenios; Yunan mitolojisinde, Okenaus’un çocuklarından birisi ve
“Sular Tanrısı”dır. “Sular ilahı veya Muhteşem akan su” anlamlarına
gelir. Bir başka anlamı da “Genç Bakire veya Genç Kızlar için koro
türküleri”… “Genç Bakire” ise, tanrıça Athena’nın bir sıfatı.
BATMAN : Batman ismi Orta Çağdan beri kullanıla gelmiş ve Batman Çayı
ile bütünleşen bir isim olarak karşımıza çıkmıştır.
BAYBURT : Eldeki kaynaklara göre kasabanın ortaçağdaki adı “Paypert”
ya da “Pepert” idi. Bayburt adı buradan gelmektedir.
BİLECİK :Bizanslılar döneminde burada Bilekoma adlı bir kale vardı.
Osman bey burayı alınca bu adı Bilecik olarak adını verdi.
BİNGÖL : Buradaki bir çok göllerden dolayı bu isim kendisine verildi.
BİTLİS : Kimi tarihçilere göre, “Bageş” ya da
“Pagiş” sözcüklerinden türemiştir. Kimilerine göre de Büyük İskender’in
komutanı “Lis” ya da “Badlis” burada bir kale kurmuş. Bitlis sözcüğü bu
komutanın isminden kaynaklanıyormuş.
BOLU : Önceleri Bithynion Romalılar döneminde ise
Claudiopolis adı verildi. Türkler burayı alınca Claudiopolis sözcüğünü
kısaltıp sadece polis dediler. Daha sonra bu da halk dilinde değişerek
Bolu oldu
BURDUR : Eski adı Askaniya’dır. İsmini yanında kurulmuş olduğu Burdur
gölünden alır.
BURSA : Eski çağlardaki Bitinya bölgesinin başkentidir. Buraya
kurucusu Bitinya kralı Prusias’ın adı verildi. (MÖ:ll.yüzyıl)
ÇANAKKALE : Marmara ve Ege denizlerini birleştiren
Boğaz’daki şehir ve kasabaların en büyüğü ve il merkezidir. Boğazın
doğu kıyısında ve en dar yerinde kurulmuştur. Burada denizini şekli
tıpkı
bir çanağı andırır. Bugünkü ismini buradan alır.
ÇANKIRI : İlkçağda “Gangra” kalesinin eteğinde
kuruldu. İsmini Gangra kalesinden alan Çankırı’ya yakın zamana kadar
Çangırı ve Çenğiri deniliyordu.
ÇORUM : Rivayete göre Çoğurum kelimesinden
türetilmiştir. Bu da bölgede zamanında Rumların çoğunluğu
oluşturmasından kaynaklanmaktadır.
DENİZLİ : Deniz-ili kelimelerinin birleşmesinden
oluşmuştur. İl eski Türkçe’de ülke, memleket anlamına gelir. Yani deniz
memleketi denilir.Bir diğer rivayete göre de kelimenin aslı
domuz-ili’dir. Bu da bölgede domuz çokluğundan kaynaklanmaktadır.
DİYARBAKIR : Bakır ülkesi anlamına gelmektedir. Bu
ismin kaynağı Diyar-ı Bekir’dir. Bekir’in memleketi anlamına gelir.
Bunun nedeni de Bekir b. Va’il adlı Arap göçebe boyunun buraya
yerleşmiş olmasından kaynaklanır. Diyarbakır’ın eski adı Amid veya
Amed’dir.
Gelen veya bizim anlamına gelir. Dede Korkut kitabında Amid’e Hamid de
denilmiştir.
DÜZCE : Adının nereden geldiği konusunda her hangi bir kayda rastlanmamıştır.
EDİRNE : Romalılar döneminde imparator Hadrianus
tarafından kurulduğu için şehir “Hadrianopolis” dını alır. Hadrianus’un
şehri anlamına gelen bu sözcük, sonradan değişimlere uğrayarak Edirne
halini aldı.
ELAZIĞ : 1834 yılında Mezra denilen yerde
kuruldu.1862 yılında buraya o sıradaki padişah Abdülaziz’in onuruna
“Mamuretülaziz” adı verildi. Bu ismi uzun bulan halk onu Elaziz olarak
kısalttı. 1937 yılında Elazığ’a çevrildi.
ERZİNCAN : Erzincan ovasından adını alır. Ezirgan diye halk tarafından
söylenir. Buranın eski adı Eriza’dır.
ERZURUM : Ardı Rum kelimesinden gelir. Yani Rum
toprağı demektir. Diğer bir rivayete göre de Selçuklular buraya
Erzen-Rum demişlerdir. Erzen darı demektir. Şehir o zamanlar bir tahıl
ambarı olarak kullanılmıştır.
ESKİŞEHİR : Eski adı Doylaion’dur. 1080 yılında
Türkler burayı ele geçirdi. 1175 yılında burasını Bizans geri aldı.
Kılıçarslan bu şehri daha sonra geri alınca, ona “Bizim eski Şehrimiz”
anlamına gelen Eski Şehir adını verdi.
GAZİANTEP : Şehrin eski adı Ayıntab’dır. Kelime
anlamı, pınarın gözü demektir. Halk bunu Antep olarak değiştirmiştir.
Halk Kurtuluş savaşında Fransızlara karşı başarılı bir savaş verince 6
Şubat 1921’de çıkartılan bir yasayla Gazi ünvanı verildi.
GİRESUN : Şehrin nerede kurulduğu ve kimler
tarafından iskan edildiği konusu tartışmalıdır. Bu tereddüt M.Ö. 350
yıllarına ait kaynaklarda da yer almaktadır. Coğrafyacı Strabon,
Farnakia dediği şehrin; bugünkü Giresun kentinin olduğu yerde kurulduğu
üzerinde durmuştur. Romalı idareci Arrien Farnakia’nın eski adının
Kerasus olduğunu belirtmiş ve buranın Sinoplular tarafından kurulduğunu
yazmıştır.
GÜMÜŞHANE : Burada daha önceleri gümüş madenleri olduğundan, bu şehre
Gümüşhane denilmiştir.
HAKKARİ : Hakkâri kelimesi Kürtçe’ den dilimize
geçmiştir. Bu rivâyete göre kelimenin özü “Kar-in” olup “Her” önekini
almıştır. Kürtçe’ de “Kar-in”, “-ebilmek” manasına gelip, insanın güç
yetirebilme durumunu anlatır. Dolayısıyla “Hakkâri” kelimesi “hep
güçlü, hep edebilen” anlamı vardır.
HATAY :Avrupalılar Çin’in kuzeyine “Hıtay” derlerdi
(Rusçada “Kitay”). “Hıtaylar” ismini taşıyan yarı göçebe Türk
kabileleri 10. yüzyılda Mançurya’yı ve Çin’in kuzeyini işgal etmişler
ve burasının ismi “Hıtay” kalmıştı. Atatürk “Hıtaylar”ın Anadolu’ya da
gelmiş olduklarına inanıyordu. “40 asırlık Türk yurdu” saydığı Antakya’ya
Hatay ismini bu yüzden vermişti.
IĞDIR : Iğdır’ın adı; 24 Oğuz boyundan 21’ncisi
sayılan İç-Oğuzlar-Üç-Ok kolunun ve Oğuz Han’ın altı oğlundan biri olan
Cengiz Alp’in en büyük oğlu olan “Iğdır Beğ” den gelmektedir. Bu boyun
ilk başbuğu Iğdır Beğ’dir. Iğdır’ın kelime olarak manası “iyi, büyük,
yiğit başkan, ünlü ve sahip” gibi anlamlara, Yazıcıoğlu ve
Resid-Üd-Din”e göre ise “iyi, ulu, bahadır” manalarına gelmektedir.
ISPARTA : Büyük İskender Kral olduktan sonra (M.Ö.
356 – 323) Anadolu’nun Batısı Yunan egemenliği altına geçti. İskender
öldükten sonra bile, daha 36 yıl bu bölge Atina’ya bağımlı kaldı. Bu
yıllarda Mora yarımadasında yaşamakta olan Ispartalılarla, Atina
Yunanlıları, Anadolu’nun Batısına göç etmeye başladılar. Mora
Yarımadası Ispartalılarından büyükçe bir topluluk geldi; Isparta
Kenti’ne yerleşti. Kente de kendi ülkelerinin Isparta adını verdiler.
İSTANBUL : MÖ. 658 yılında Megara kralı Byzas
tarafından kurulduğundan bu şehre kurucusundan dolayı Bizantion adı
verilmiştir. Roma imparatoru Marcus Avrelius döneminde imparatorun
manevi babasının adıyla “Antion” olarak anıldı. Bizans İmparatoru
Konstantin bu şehri yeniden kurunca buraya kendi adını verdi. Şehre
“Konstantin veya Konstanpolis” adı verildi. Araplar “Kostantiniye,
Romalılar Konstantinopolis” demişlerdir. Daha sonra bu ismin
kısaltılmış şekli olan “Stin-polis” deyimi kullanıldı. İşte İstanbul
bu “Stin-Polis” şehrinden türetildi. Türkler burayı alınca Müslüman şehir
anlamında “İslambol” adını verdiler. Fakat daha sonra İstanbul olarak
değiştirildi.
İZMİR : Şehrin asıl adı “Smyrna”dır. İzmir kelimesi
smyrna’nın halk arasındaki kullanış şeklidir. Homeros destanlarında bu
kent ismini Kıbrıs Kralı Kinyras’ın kızı Smyra’dan alır ve tanrıça
Artemis İzmirli’dir. Kimi kaynaklara göre de, İzmir şehrini ilk kuran
Hititler değil, Amazonlar’dır.
KAHRAMANMARAŞ : Maraş Hitit devrinde meşhur kumandan “Maraj”
tarafından kurulmuştur. Asurluların “Markasi” ve Romalıların
“Germanikya” dedikleri bu şehre İslâm orduları fethedince “Mer’aş” veya
“Reaşe”, Türkler fethettikten sonra da “Maraş” denildi. “Mer’aş”
“titreyen yer” demektir. Nil Vâdisi, Lût Gölü, Amik Ovası, Maraş arası
zelzele bölgesidir. Bu sebeple Mer’aş denildiği söylenir.
KARABÜK : Karabük bir Cumhuriyet şehridir.
Safranbolu ilçesinin bir köyü olan Öğlebeli’nin 13 hanelik mahallesi
olan Karabük, 1935 yılında Ankara-Zonguldak demiryolunun açılmasıyla
bugünkü istasyonun olduğu yere bir ad verilmesi gerektiğinde 13 hanelik
Karabük mahallesi istasyonu adı verilmiştir.
KARAMAN : İlk ismi Laranda’dır. Selçuklu ve
Osmanlılarda ki ismi Larende idi. Karamanoğullarının başkenti
olduğundan buraya daha sonra Karaman adı verildi.
KARS : MÖ: 130-127 yılında buraya yerleşen Karsak
oymağından dolayı şehre Kars adı verilmiştir. Kars kelimesinin anlamı
ise deve ya da koyun yününden yapılan elbise veya şal kuşağı anlamına
gelir.
KASTAMONU : Şehrin eski adı “Tumana”dır. Buraya daha sonra Gas-Gas
isimli bir kavim yerleşti. İşte Kastamonu Gas ve Tuman’ın
birleşmesinden meydana gelmiştir.
KAYSERİ : Romalılar Mazaka adlı şehri alınca buraya
Kaysarea adını verdiler. Yani İmparator şehri anlamına gelir. Daha
sonra Kayseri olarak halk arasında yayıldı
KIRIKKALE : Kırıkköyü ile kentin merkezinde bulunan Kaletepe’nin
kısaltılarak birleştirilmesinden ortaya çıktığı söylenir.
Bu ismin halk tarafından yakıştırıldığı kanaati yaygın olmakla beraber
bölgenin ismi Osmanlı arşiv belgelerinde “Kırıkkal” şeklinde
geçmektedir. Akıncıların hücum ettiğini duyan Bizans kale komutanı,
bütün barut dolu fıçıları mağlubiyete düştüklerinde havaya uçurulmasını
emreder, nitekim düşündüğü gibi de olur ve fıçılarla birlikte herşey
yerle bir olur.Şehrin ismi Şehitlerin kahramanlıklarını ve kimliklerini
ifade etmektedir.,
KIRKLARELİ : Kırklareli ismi, toprakları bünyemize
katan 40 savaşçıdan gelir, diğer adları deliler veya akıncılar olarak
bilinen bu savaşçılar kaleyi ele geçirirler fakat, buradan
kurtulamayacağını önceden bilen Bizanslıların toplu intiharı ile
onlarda bu topraklarda hayatını kaybeder.
KIRŞEHİR : Kır ve Şehir kelimesinin birleşmesinden oluşmuştur.
KİLİS : Kilis adı Yukarı Mezopotamya da Pellada
Cyrrhus denen bir kent ile aynı adı taşıdığı ve Osmanlı kaynaklarında
Kilis kalesi olarak geçtiği görülmektedir. Bu sözcüğün okunuşu “Kiris”
olup “Kilis” sözcüğüne fonetiği bakımından büyük benzerlik
göstermektedir. Grant Dictionier’de Cyrrhus’u “Kiris” anlamı da
“Efendi” olarak yazmaktadır. Büyük olasılıkla 8. yy. da bölgeye gelen
Türkmenler tarafından Kiris, Kilis diye söylenmiş ve bugünkü yeri
Kilis olarak
isimlendirilmiştir.
KOCAELİ : Orhan Gazi döneminde bu bölgeyi fetheden Akçakoca isimli
komutandan dolayı buraya Kocaeli denildi.
KONYA : İsa’dan önce 47-50 ve 53 yıllarında
Hıristiyan azizlerinden St. Paul burayı ziyaret etti ve şehir önemli
bir dinsel merkez olarak gelişti. Bu nedenle Hıristiyanlar ona,
“İsa’nın tasviri” anlamına gelen “İkonyum” adını verdiler. Abbasiler burayı
alınca “Kuniye’ye” çevirdiler. Türkler bu ismi Konya olarak değiştirdi.
KÜTAHYA : Frigler buraya “Katyasiyum veya Katiation” adını
vermişlerdir. Daha sonra yöre halkı buraya Kütahya demiştir. miştir.
MALATYA : Hititler döneminde buranın adı “Meliddu”dur. Halk
tarafından Malatya olarak değiştirildi.
MANİSA : Yunanca Magnesya’dan gelmiştir. Türkler burayı alınca Manisa
olarak şehrin ismini değiştirdiler.
MARDİN : Mardin adı Süryanice’de Marde’den geldiği
rivayet edilir. Romalılar “Maride” Araplar ise “Mardin” adını
vermişlerdir. Diğer bir rivayet göre ise Kürtçedeki Mer-din yani erkek,
yiğit –görmek kelimesinden geldiği söylenmiştir.
MERSİN : Mersin denilmesinin sebebi şimdiki şehrin yakınlarında
eskiden Mersinli adında ki bir aşirettir.
MUĞLA : Eski adı “Mobolla”’dır. Türkler buraya daha sonra Muğla demişlerdir.
MUŞ : Bir rivayete göre Süryanice’deki suyu bol
anlamına glene Muşa’dan diğer bir rivayete göre ise Şehrin kurucusu
“Muşet’den gelmiştir
NEVŞEHİR : 18.yüzyıla kadar şehir bir köydü ve adı
“Muşkara” idi. Daha sonra Nevşehirli Damat İbrahim Paşa köyünü
geliştirdi ve yeni şehir anlamında Nevşehir adını verdi.
NİĞDE : İlkçağda bölgede Nagdoslular adlı bir kavim
yaşadığından bu şehre isimlerini vermişler. Arap kaynakları şehre
“Nekide veya Nikde” demişlerdir. Halk ise şehre Niğde adını vermiştir.
ORDU : Eski adı “Kotyora”dır. Halk tarafından bu isim değişikliğe uğramıştır.
OSMANİYE : Osmaniye’nin adı farklı bir kaynaktan Arapça Otman’dan gelmektedir.
RİZE : Kafkas kökenli bir kelime olduğu sanılmaktadır.
SAKARYA : Adını sınırları içinden geçen Sakarya nehrinden alır.
SAMSUN : Eski adı “Amisos”dur. Samsun ismi bu kelimenin halk arasından
değiştirilmesidir.
SİİRT : Siirt adının Keldani aslından geldiği ve
şehir anlamına geldiği söylenir. Diğer bir rivayete göre ise Sert
kelimesinin bozulmuş şeklidir.
SİNOP : Sinop ismi Sinope isimli bir Yunan Tanrıçasından doğru
gelmektedir. Şehrin önceki ismi Sinope’dir.
SİVAS : Bugün kullanılan Sivas isminin kaynağı
hakkında ise farklı görüşler bulunmaktadır. Bunların içinden ‘Sebaste’
Sebasteia eski yunancada (Augustus Şehri) ismi, Pontus kralı Polemon’un
hanımı Pitodoris tarafından verilmiştir. Romalılar, Pont Krallığını
egemenlikleri altına aldıkları zaman şehrin yönetimini Pont
Krallığı’nda bırakmışlardı. Pont Kralının hanımı ise, Roma Kralı
Augustus’un sevgisini kazanmak ve ona bir şükran ve sadakat ifadesi olmak üzere
Yunanca’da Ogüst şehri anlamına gelen “Sebaste” adını verdiği
sanılmaktadır.
ŞANLIURFA : Eski adı “Orhoe veya Orhai”dir. Daha
sonra Araplar tarafından “R”ya çevrilmiştir. Bir diğer rivayete göre
ise Kürtçeden gelmekte olup R yani güneş demektir. Şehir Babil
hükümdarı Ramis-Nemrut tarafından kuruldu.
ŞIRNAK : Şırnak, Nuh’un Gemisi kalıntılarının olduğu öne sürülen Cudi
Dağı’nın Kuzeyinde Şehr-i Nuh adıyla kurulmuş,
önceleri Şerneh, daha sonraki yıllarda ise Şırnak adını almıştır.
TEKİRDAĞ :Adını, kıyı boyunca uzanan Tekirdağlarından almıştır.
TOKAT : Eski adı “Komana Pontika”idi. Tokat adının Pontika adının halk
arasından değişmiş şeklidir.
TRABZON :“Trapezus” sözcüğünden gelir. Anlamı dörtköşe’dir.
TUNCELİ : Burada bazı maden yataklarının bulunmasından dolayı şehre
Tunceli adı verilmiştir. Yani tunç ülkesi demektir.
UŞAK : Çocuk veya genç adının halk dilinde
söylenişidir. Bazı rivayetlere göre ise uşak (ayınla söylenişi)
kelimesinin aşık kelimesinden geldiği söylenmiştir.
VAN : Van’ı Asur kraliçesi Semiramis kurdu. Bundan
dolayı şehre “Şahmirankent” adı verildi. Daha sonra Persler döneminde
buraya Van adında bir vali geldi ve şehri bayındır hale getirdiğinden
şehre onun adı verildi.
YALOVA : Yalova’nın adının nereden geldiğine dair
çeşitli iddialar ortaya atılsa da en çok kabul göreni Osmanlı döneminde
Çiftlikköy ilçesinden başlayıp Termal ve Çınarcık ilçelerini içine alan
bölgeye verilen “Yalakabad” adından geldiği. Yalakabad’ın ardından
buranın Yali Ovası olarak anıldığı, cumhuriyetin ilanından vefatına
kadar sık sık Yalova’ya gelen Ulu Önder Atatürk’ün burada yazdığı
mektuplara tarih attıktan sonra Yali Ovası yazıp imzaladığı
belgelenmiş. Türkçe’ye Rumca’dan Yalı olarak geçen yali ve ova
kelimelerinin birleşerek Yalova olarak kaldığı sanılıyor. Yalova’da “Katırlı”
beldesinin adı Esenköy, geçmişte hapishane bulunduğundan yıllarca
“Zindan” olarak anılan Teşvikiye beldesine bağlı mahallenin ismi ise
Yukarı Teşvikiye olarak değiştirildi.
YOZGAT : Yozgat isminin kaynağına ilişkin değişik söylentiler vardır.
Yozgat sürü veya otlak kent anlamına gelir. Bozok yaylası eskiden beri
hayvancılığın gelişmesinde önemli yer tutmuştur.
Yozkent, sürüleri bol olan şehir anlamına gelmektedir. daha sonra bu
ismin Yozgat olarak değişikliğe uğradığı ileri sürülmektedir.
ZONGULDAK : Kent merkezinin Üzülmez Deresi’nin ağız
kısmında yer alması ve derenin ilk çağda “Sandra” adıyla anılması,
burada kurulan yerleşmenin de “Sandaraca” adını taşıması nedeniyle,
zamanla bu adın Zonguldak’a dönüştüğünü savlamaktadır.
*ALINTIDIR