Siirtli amca..
Fıkra, sadece güldürür mü? Hayır. Her bir Siirtli fıkrası, aynı zamanda dinleyene ibret öyküsü yüklüdür.
Nasıl mı?
Adamın biri döneminin en pahalı ve lüks arabası olan Mercedes’le Siirt’ten geçerken bir tavuğa çarpar. O esnada tavuğun sahibi de oradadır. Adam, helalleşmek ister. “-Amca, kusura bakma. İstemeyerek oldu. Parası neyse tavuğun, hemen öderim.” der ve yoluna devam etmek ister.
İster de, Siirtli amcam bırakır mı? “-Önemli değil. Geçmiş olsun, kardeş. Sen iyi bir adama benziyorsun. Amma, biraz şaşkınsın. Sen çarptığın şeyin tavuk olduğunu mu zannediyorsun?”
Yolcu şaşırır. “-Tabi.” der, “Çarptığım tavuktu. İşte leşi de burada!”
Siirtli amcam devam eder:
“Gel otur. Bak dinle! Bu tavuk günde kaç yumurta yapar, bilir misin? Dört. Ayda ne eder: 120 yumurta. Bir yılda: 1340. On senede: 13. 400… Bunlardan her birinden civciv çıktığını, bunların tavuk olduğunu, her bir tavuğun şu kadar yumurta verdiğini, falanı filanı… derken, şoför ne yapacağını şaşırır. Ve bizim uyanık Siirtli son sözünü söyler:
“Sen hoş bir adama benziyorsun. Fazla bir şey istemeyeyim. Arabanın anahtarını bırak git!”
|