BEKTAŞİ FIKRALARI
Bektaşi on parasız kalmış, ne yapsın, camiye gitmiş, herkesle birlikte duaya başlamış:
- Ey koca Allahım, bana para ihsan eyle ki doya doya bir rakı içeyim…
Yanındaki softa duayı işitince köpürmüş,
Bektaşi’ye:
- Behey dinsiz imansız, demiş, Allah’tan rakı parası istemeye utanmıyor musun?..
Bektaşi softaya sormuş:
- Peki, sen Allah’tan ne istiyorsun?..
Softa:
- İman…
Bektaşi:
- İyi ya, demiş, herkes kendinde olmayanı ister…
*
Bektaşi Babası’na sormuşlar:
- Allah var mı?..
- Elbette var, seksen yıldır boğuşuyoruz, hep onun dediği oluyor…
*
Bektaşi’nin bir türlü ödeyemediği bir borcu varmış, camiye giderek duaya başlamış:
- Ey Allahım, borcumu ödeyecek kadar para ihsan eyle!.. Ben bunlar gibi günde beş kez gelip
seni taciz etmem, bir daha uğramam…
*
Bektaşi’nin evinin kapısını hırsız çalmış, Baba Erenler de mescidin kapısını söküp evine
takmış…
Komşuları öfkelenmişler:
- Sen ne yaptın?..
Bektaşi:
- İşi Allah’a havale ettim, demiş, hırsızı yakalasın, benim evin kapısını bulup
kendi evine taksın…
*
Bektaşi’ye sormuşlar:
- Dünya neden böyle?..
Hemen yanıt vermiş:
- Altı günde yaratılan dünya bu kadar olur…
*
Mollanın biri Bektaşi’ye:
- Sana günde beş lira vereceğim, ama, her gün namaz kılacaksın…
Anlaşmışlar…
Ancak Bektaşi’nin aptes almadan namaz kıldığını gören molla sormuş:
- Erenler, neden aptes almadan namaz kılıyorsun?..
Bektaşi:
- İmanım, o senin dediğin sulu namazdır, beş liraya kılınmaz…
*
Bektaşi her cenazenin arkasından dermiş ki:
- Yuh olsun gidene…
Sonunda hastalanmış, yatağa düşmüş, çevresinde toplananlar sormuşlar:
- Şimdi ne diyeceksin?..
Bektaşi hemen yanıtını yapıştırmış:
- Kalanlara yuh olsun…