F I K RA GIBI
Fıkra Gibi Adı..:Babaanne
Yetmiş sekiz yaşında, tonton bir babaannem var. Ne kadar modern olsa da gelişmiş teknolojiye ayak uydurmakta epey zorlanıyor. Buna en güzel örnek evimi aradığında telesekretere bıraktığı not.
- 'Babaannesi aradı dersiniz.'
----------------------------------------------------------
Fıkra Gibi Adı..:Printer
Sene 1992, üniversite yılları.
Anneannemin haç parasıyla zar zor bir bilgisayar kapatmışız AMA printer'a para kalmamış. Akşam vakti printer'i olan bir arkadaşa gidip aleti ödünç aldım, eve dönüp proje çıktısı alacağım.Ankara'da her kış olduğu gibi yerler yine buz. Kayıp düşer de alete bir zarar veririm korkusuyla bir taksiye bindim. Daha iki dakka olmadan polis çevirdi, taksici kenara çekti, sonra arabadan indi, kimliğini gösterdi. Ben kucağımdaki cihazın inmemek için uygun bir bahane olduğu düşüncesiyle elde kimlik arabada bekledim. Polis abi geldi, kapıyı açtı, ve aramızda şöyle bir diyalog geçti:
- O ne Len ööle?
- Printer (yanindaki öteki polise dönerek) Ecnebi oğlum bu. Sonra gülümseyerek kapıyı kapattı. Güle güle manasına ikisi birden el salladılar, tekrar yola koyulduk. 500 metre kadar gittikten sonra söför gene kenara çekti, çünkü gülmekten arabayı kullanamıyordu.
--------------------------------------------------
Fıkra Gibi Adı..:Düzen
Ecevit 1997 yılı seçim kampanyasında konuşuyor: 'Bu düzen değisecektir'
Bir vatandaş bağırmış: 'Düzen hayatından memnun; düzülen NE zaman değişecek?'
-----------------------------------------------------
Fıkra Gibi Adı..:Taksici
Nasıl yağmur nasıl fırtına, Adam bir taksiye el kaldırır, taksi durur.. Adam gideceği yeri söyleyince, taksici kızarak 'ohoo orası çok yakın alamam seni' der ve gazlar gider.. Adam çok bozulur ama sonra bir sekilde evine gitmeyi başarır.. Ertesi gün şans eseri bir bakar ki, dün geceki taksici, evinin önündeki taksi durağındadır ve üçüncü sıradadır..
Hemen plan yapar ve ilk taksi söförüne yanaşır:
- Ataköye kaça götürürsün ?'
- 5 milyon
- Sana 20 milyon veririm AMA bir kere verirsin.
- Hadi be sapık mısın, defol..
Adam bu cevabı alınca ikinci sıradaki taksiye yanaşır
- Ataköye kaça götürürsün ?
- 5 milyon
- Sana 20 milyon veririm AMA bana bir kere verirsin
- vay sapıkkk vayy defol sıra
üçüncü taksiciye yani bizim taksiciye gelmistir.. Adam yanaşır:
- Ataköye kaça götürürsün ?
- 5 milyon
- Peki sana 20 milyon veririm AMA bir sartım var
- Nedir ?
- Giderken diğer taksicilere el sallıyacaksın
- Ayıp ettin abi tabii...
----------------------------------------------------------
Fıkra Gibi Adı..:Bot Ne Kadar?
Abimiz koyu kahverengi deri, yarım botu alıp kasaya yanaşıyor... Kasadaki kız botları poşete koyarken, sayın Abimiz de soruyor;
- 43 lira değil mı?...
- Kız, 'Ne münasebet' der gibi bakıyor ve 'Bunlar orijinal deri...İndirimli fiyatı 180 lira...' Abi'mizin bitiş cümleleri, kızcağızın kopuş anına denk geliyor;
-Olur mu hanımefendi, altında 'Size 43' yazıyor...
-------------------------------
Fıkra Gibi Adı..:Polise Veririm
Ünlü güftekâr ve tamburî Osman Nihat Beyefendi çapkınlığı ile pek meşhurmuş. Ankara'da bulunduğu sıralarda güzel bir günde Kızılay'a doğru yürümekte iken hemen önü sıra DA çok güzel endâmlı, alımlı, çalımlı bir bayan yürüyormuş. Osman Nihat Bey kadına biraz yaklaşarak
başlamış dil dökmeye:
- Aman Ya Rabbi! Ne güzel endamınız var! Şu belin inceliğine bakın. Ya saçların omuzlara dökülüşü. Kadın omuzunun üzerinden arkasına söyle bir bakıp, kafasını çevirmiş ve de sinirli sinirli yoluna devam etmiş. Fakat Osman Nihat Bey kadının peşini bırakmamış ve dil dökmeye devam etmiş:
- Bacaklarınızın güzelliği, keklik gibi sekisiniz ne de hoş... Sizinle birlikte olmak her halde hayata bedeldir...' Ve daha neler ne dil dökmeler. .. Tam bu sırada Kızılay Meydanı' na yaklaşmışlar. Dört yol ağzına ve polisin olduğu yere geldiklerinde kadın bütün sinirli haliyle Osman Nihat Bey'e dönerek:
-Şimdi polise veririm! Deyince:
Osman Nihat, masumane bir tavır takınıp, ses tonunu yumuşatarak
- Aman hanımefendi, ben bir saattir yalvarıyorum. Niye polise?
---------------------------------------
Fıkra Gibi Adı..:Hediye Cola
Konuyla ilgili açıklama yapan davacının avukatı İdris Karadeniz 'Müvekkilim marketten aldığı 2 Lt.lik kampanyalı cocacola ürününün kapağını açtığında hediye çıkmadığını ve tekrar deneyiniz yazısını görmüş.
Bunun üzerine kapağı kapatıp tekrar açmış ancak yine aynı şey. Bunun üzerine aynı şişe kapağında tam 4246 defa deneme yapmasına rağmen hediye çıkmamıştır. CocaCola şirketinin tüketiciyi dolandırdığını
düşünen müvekkilim şirkete dava açmaya karar vermiştir. Biz de bugün gelerek dava dilekçemizi adliyeye teslim ettik. 10 bin YTL. Maddi tazminat talep etmekteyiz' dedi. Davadan haberdar olan CocaCola
yönetimi adına açıklama yapan bir sirket yetkilisi olayın çok komik olduğunu ve artık Karadeniz bölgesine gönderilen ürünlerin kapağına ' Başka şişede inşallah ' yazmayı düşündüklerini söyledi.
---------------------------------------------
Fıkra Gibi Adı..:Müşteri Her Zaman Haklımı ?
Tüketici hakları konusunda 'Müşteri her zaman haklı mı?' sorusunu
irdelerken çeşitli ülkelerdeki mahkemelik olayları araştırmışlar ve buldukları belgelerden birisi. Olay gerçek... WordPerfect (Bilmeyenler için yazıyorum,
bilgisayar, elektrikli daktilo gibi aletler için program yapımcısı)... Bu Şirketin müşteriye yardım hattında banda alınmış bir telefon konuşmasını okuyacaksınız.
Bu konuşma sonrası WordPerfect görevlisi işinden kovuluyor. Kovulan görevli WordPerfect'i kendisini 'Gerekçesiz' işten çıkardığı için mahkemeye veriyor. İşte bu konuşmanın deşifresi.
-WordPerfect yardım hattı, buyrun, nasıl yardımcı olabilirim.
-WordPerfect`te bir sorun oldu.
-Nasıl bir sorun?
-Yazı yazıyordum, birden bütün kelimeler gitti.
-Gitti mi?
-Yokoldu!
-Ekranda şu anda ne görüyorsunuz?
-Hiç bir şey.
-Hiç bir şey mi?
-Yazdığım hiç bir şey ekrana çıkmıyor.
-Hala WordPerfect programında mısınız yoksa programdan çıktınız mı?
-Bunu nereden bileyim.
-Ekranda bir 'C' harfi görüyor musunuz?
-Bir 'hece' mi..
-Boşverin. Ekranda yanıp sönen bir çizgi var mı?
-Söyledim ya hiç bir sey yazmıyor.
-Monitör üstünde yanan bir lamba var mi?
-Monitor ne?
-Ekranı olan yer, televizyon gibi... Çalıştığınızı gösteren küçük bir lamba var mı?
-Bilmiyorum.
-Monitorün arkasına bakın, oraya bir elektrik kablosu giriyor olması lazım. Görebiliyor musunuz?
-Evet.
-Harika, o kabloyu takip edin duvarda elektriğe bağlı mı bana söyleyin.
-Bağlı.
-Harika. Monitorün arkasına
bakınca bağlı olan tek kablo mu gördünüz, yoksa iki tane mi?
-Görmedim.
-Tekrar bakar mısınız, ikinci bir kablonun da bağlı olması lazım.
-Evet buldum.
-Tamam, şimdi onu takip edin bilgisayara bağlı mı diye bakın.
-Kabloya ulaşamıyorum.
-Ulaşmayın, bağlı mı diye bakabilir misiniz?
-Olmuyor.
-Bir seyden destek alıp eğilip bilgisayarın arkasına baksanız...
-Eğilmek dert değil, karanlık olduğu için bakamıyorum.
-Karanlık?
-Ofisin ışıkları kapalı, pencereden gelen ışık yetmiyor.
-Ofisin ışıklarını yakın.
-Yanmaz.
-Neden?
-Elektrikler kesik.
-Elektrikler mi kesik. Tanrım..! (kısa bir sessizlik) Bilgisayarın kutusu, kitapları her şeyi duruyor mu?
-Evet dolapta.
-Şimdi bilgisayarı sökün, aynen aldığınızdaki gibi paketleyin ve aldığınız dükkana iade edin.
-Durum bu kadar kötü mü?
-Korkarım öyle!
-Peki tamam. Onlara ne diyeceğim?
-'Ben bilgisayar kullanamayacak kadar aptalım' diyeceksiniz...
-----------------------------------
Fıkra Gibi Adı..:Komik Kaza
Barbaros bulvarında olmuş bir olay... Arkadaşlarla öyle Barbaros bulvarında yürüyorduk. Bir anda yanımızdan son sürat bir minibüs geçti. Biz 'Freni patladı' filan demeye kalmadan, minibüs kafadan elektrik direğine bindirdi. Hemen koştuk, yardım edelim diye.. Minibüse ulaştığımızda manzara şuydu: Yolcuların kiminin kası açılmıs, kiminin dudağı patlamış... Dağılmış vaziyetteler yani. Ama bir tuhaflık var. Çünkü o hallerine rağmen, gözlerinden yaşlar gelecek şekilde gülüyorlar. Biz ne
yapacağımızı şaşırdık. 'Ne oldu?' diye sorduk. Bir iki tanesi, güçlükle 'Şoför, şoför...' diyebiliyor ama yine gülmeye başlıyorlar.
Bu şaşırtıcı manzaranın aslını öğrenebilmek için 2,3 dakika geçmesi gerekti. Meğer şoför, tükürürken minibüsten düşmüş. Hani, bizim şoförlere özgü, giderken kapıyı açıp dışarı tükürme hareketi vardır ya. Baba, dengeyi tutturamamış, tükürükle beraber, gümbürt aşagı düşmüş. Minibüs de
kontrolden çıkıp direğe bindirmiş.
------------------------------------
Fıkra Gibi Adı..:Heee Diyirem...
Erzurum'a bilgisayarın daha yeni yeni gelmeye başladığı zamanlara ait bir anıyı Erzurum Kültür Kurumu İlköğretim Okulu'ndan Mansır Bey anlatıyor... Bir işyerine bilgisayar ve stok programı satılır. Teknik servis elemanı bilgisayarı işyerine kurduktan sonra stok programının kullanımı ile ilgili bilgi verir ve ayrılır. Aradan bir iki saat geçer, işyerinden telefon:
- 'Kardeşim sizin
anlattıgınız kimi yapirem fegat program düzgün çalışmiir..' Teknik servis elemanı sorar:
- 'Nasıl yapıyorsunuz?'
- 'Senin anlattıgın kimi.'
- 'Hata ne?'
- 'Yazdıgım bilgiler kaydetmeme ragmen saklanmiir.'
- 'İşlem basamaklarını tek tek anlatır mısınız?.'
- 'Tamam' diyor ve başlıyor, anlatmaya.
- 'Programı açirem. Malın adı bölümüne adını, adedi bölümüne adedini, birim fiyatını vb. yazirem. Hepsini yazdıhtan sonra senin anlattıgın kimi kayıt bölümüne basirem. Ekrana bir yazı geliir: Kaydetmek ister misiniz? E / H yazısı çıkir. Ben de diyirem Hee...'
-----------------------------------------------
Fıkra Gibi Adı..:Nataşa
İzmirde 15 yıl kadar oluyor maçta yanıma süzme Karadenizli müthiş çenebaz bir vatandaşımız düştü. Günün olayı idi Nataşa konusu.
Evli idi, onun da ilgisi vardi Nataşalara.. Dayanamadım sordum. 'Karınızı aldatmak nasıl bir duygu ' diye acaba? Suçluluk duymuyor muydu? Verdiği cevap şu oldu:
- Onlar da karı diye yıllarca bizi aldatmışlardur da! '
--------------------------
Fıkra Gibi Adı..:Poşetteki Kuş
Bu bizim arkadaş bir zaman kuş almış bir yerden. Poşete koymuş deli. Tam eve gidecek, yolda babasını görmüş. O da eve gidiyormuş. 'Baba sen bunu al götür eve' demiş. Babası da eve gelince
annesine pazardan getirdiği poşetleri vermiş, yanında da bizim arkadaşınkini. Ne bilsin annesi hepsini buzdolabına koymuş. Neyse bizim deli arkadaş eve gelmiş, babasına poşeti sorunca ' Buzdolabında' demiş babası. Hemen kuşu poşetten çıkarmış ama hayvan kaskatı kesilmiş. Babası benzin damlatmış ağzına biraz. Kuş 2 dakika sonra havalanmış ama pencereye varmadan küt diye yere yapışmış.
-Babası kararını bildirmiş: 'Benzini bitti'
------------------------------------
FIkra Gibi Adı..:Erkekler seksten sonra ne yapar?
Son istatistikler: Erkekler sex den sonra ne yapar?
-2% birşeyler yer.
-3% sigara içer.
-4% duş alir.
-5% uyur.
-86% kalkar, giyinir ve evine karısının yanına gider.
---------------------------------
Fıkra Gibi Adı..:Sınav Soruları
Temizlikçi bir kadın dışardan İlkokul diploması almak için sınava girer. Tabiat bilgisinden sorular ve cevaplar şöyle
-Soru 'Mide ne iş yapar?'
-Cevap 'Sindirim yapar, yediklerimizi ögütür.'
-Soru 'Akciğer ne iş yapar?'
-Cevap 'Solunum yapar, Bizi yaşatır.
-Soru 'Kalp ne iş yapar?
-Cevap 'Dolaşım yapar.
-Soru 'Beyin ne iş yapar?
-Cevap 'Bizim apartmanda kapıcılık yapar...
--------------------------------------
Fıkra Gibi Adı..:Ne Doktormuş be!
Yıllar önce bir Karadeniz kasabasında görev yaparken, kansızlık nedeniyle başvuran bir hastamı muayene ediyordum. Konjoktiva dediğimiz alt göz kapağının içine bakarken, bir yandan da : 'Amca sende basur mu var?' dedim. Kansızlığın baş sebeplerinden biridir ve Karadeniz'de bu duruma sık sık rastlanır.. Amcanın dışarı çıkarken yanındaki arkadaşına söylediğini hâlâ hatırlarım... 'Ne doktormuş be, helal olsun..!
Gözümden baktı, götümdekini gördü.'
-------------------------------
Fıkra Gibi Adı..:Acı Kaybımız
Acı kaybımız 3 ay önce ailemize katılan, Necmi ismini verdiğimiz kaplumbağamız dün vefat etmiş. Aile arasında sade bir törenle evin arka
bahçesine gömdük. Hayvancağız durduk yerde can verdiği için gidip Necmi'yi aldığımız dükkanın sahibine sebebinin ne olabileceğini sorduğumuzda ''Abi onlar kış uykusuna yatar'' cevabını almış
bulunmaktayız, hepimizin başı sağolsun. Bu vicdan azabıyla ben de çok yaşamam herhalde.
------------------------
Fıkra Gibi Adı..:Havale
Bankada gişenin önünde işlemimin yapılmasını bekliyorum. Yanımdaki gişede işlem yaptıran yaşlı teyzeye, işlemini yapan kadın soruyor:
'
-Parayı kim alacak teyze? Açıklamasına ne yazalım?' Teyzem cevap veriyor:
-'Bu paranın hayrını görme İnşallah yazalım.'