BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA ÜRETKENDİR, PAYLAŞILMAYAN BİLGİ BATAKLIKTAKİ HAZİNE GİBİDİR.
Siteme Hoş Geldiniz Adil DURUSU
   
  SİTEME HOŞ GELDİNİZ Adil DURUSU
  Ambalaj Mazemeleri ve Sağlığımız
 

Ambalaj Malzemeleri ve Sağlığımız

 

 Sıcak çayla doldurulmuş plastik bardaklar tehlike saçıyor! Su

 damacanalarından, alüminyum folyoya birçok ambalaj yiyip içtiklerimize

 geçiyor. Dr. Memduh Sami Taner günlük hayatımıza “sızan” kimyasalları

 anlattı.

 

 Ege Üniversitesi’nden radyokimyager ve radyofarmasist Dr. Memduh Sami

 Taner günlük hayatımızda yaygın olarak kullandığımız bazı ambalaj

 malzemelerinin tehlikelerine dikkat çekiyor. Dr. Taner’e göre,

 içindeki yiyecekle tepkimeye girmeyen, hiçbir kimyasal madde

 sızdırmayan “cam ambalajlar” tercih edilmeli.

 

 

 Plastik bardak, tabak, çatal

 Plastik bardak ve malzemeler ile sıcak içecek-yiyecek tüketimi ciddi

 olarak terk edilmesi gereken, Sağlık Bakanlığı’nca üretimine müdahale

 edilmesi gereken bir konudur. Maliyeti düşürmek ve daha çok kar elde

 edebilmek için “çok ince” plastik bardak ve tabak üretildiğine şahit

 olmaktayız. Bu tür malzeme ile tüketilen 70-90 derece sıcaklığındaki

 içecek, içinde bulunduğu polimer (plastik) malzemeyi ısı etkisi ile

 çözerek, monomerlerine ayırmaktadır. Bu monomerler ise tehlikeli

 kanserojen malzemelerdir.

 

 Köpük bardak

 Köpük, polimer bir malzemedir. Yukarıda açıklanan plastik malzemelere

 göre ısıl müdahalelere dayanıklılığı daha yüksek gibi görülse de

 gözenekli yapısı dolayısıyla 100 derece sıcak sıvılar bu materyalin

 (ör. polistiren) çözünmesini sağlayabilir. Bu durumda yine monomerik

 gruplar sıvıya geçecek ve oral yolla bünyeye toksik madde alımı

 gerçekleşebilecektir.

 

 Kağıt bardak

 Sıcak su ile ilişkiye en az geçme ihtimali, kağıt bardaklar için

 geçerlidir, özellikle ABD, İngiltere ve Avrupa Birliği’nde kağıt

 bardak yaygın kullanımdadır. İnsan ve çevre sağlığı açısından geri

 dönüşümlü materyallerin kullanımı zorunlu ve öncelikli bir konu

 olduğundan yurtdışında soğuk-sıcak her türlü içeceklerin perakende

 satışı kağıt bardak ile yapılmaktadır. Ülkemizde ise plastik

 malzemeler halen yoğun olarak kullanılmakta ve çevre kirliliğine sebep

 olmaktadır.

 

 Su ve gazlı içeceklerin plastik şişeleri

 Suyun dolumunda kullanılacak kaplar Sağlık Bakanlığı’nın iznine

 tabidir. Bu kaplar, suyun niteliğini değiştirmeyecek ve su ile

 etkileşmeyecek, izin alınmış bir maddeden yapılır.

 Ambalajda cam dışındaki malzemeden yapılmış kapların kullanılması

 halinde, bu kapların sağlık açısından sakıncalı olmadığına, kullanım

 ve üretimine ilişkin bilgi ve belgeler, ilgili bakanlığa sunularak

 izin alınır.

 Geri dönüşsüz (iade edilmeyen) plastik kap ve şişeler polietilen (PET)

 ve polivinilklorü r (PVC) olarak bilinen polimerlerden, iadeli plastik

 kaplar ise Polikarbonat adı verilen polimerik malzemeler kullanılarak

 üretilmiş damacanalardan oluşmaktadır. Bu polimerler üretilirken

 sağlık açısından çok riskli hammaddeler ile yola çıkılır. Hatta

 polikarbonatı n üretimindeki hammaddelerden biri de çok tehlikeli olan

 fosgen’dir* (fosgen, en çok bilinen kimyasal silahtır). Suyla

 etkileşimi minimal derecede olacak şekilde üretilse de yumuşak (memba)

 suyu her zaman iyi bir çözgendir, asitli içeceklerde ise çözücü

 karakter daha da baskındır. Böyle olunca da tüketicilerin uzun süre

 polimerik malzemeli ambalajda beklemiş içecekleri tercih etmemeleri

 önerilir. Polimerin çözünmesi ile ortaya çıkan monomer haricinde,

 polimerin üretilmesi sırasında polimerik yapıya hapsolmuş safsızlık ve

 katalizör denilen kimyasalların da içeceğe geçmesi, dolayısı ile

 tüketicilerin oldukça tehlikeli kimyasallara maruz kalması olasıdır.

 Yukarıda bahsi geçen tehlikeyi düşünerek ilgili kurumlar önleyici

 kurallar hayata geçirmişlerdir. Bu nedenle suyun dolumunda

 kullanılacak kaplar, ilgili bakanlığın iznine tabidir. Bu kapların

 dolum öncesinde özel dedektör ve benzeri sistemler kullanarak polimer

 niteliğinin değişmediğinin kontrol edilmesi gerekir. Sonuç olarak,

 maliyeti yüksek olsa da cam malzemeden oluşmuş damacanaların piyasada

 bulunmasının önemli faydası olacaktır. Polimerik malzemelerin ısı ve

 ultraviyole ışınlardan etkilenerek bozunabilmesi de muhtemel

 olduğundan tüketicilerin aynı kapta su veya asitli içecekleri çok uzun

 süre bekletmemeleri, beklemiş ise kullanmamaları önerilir.

 

 İçme suları ile ilgili olarak, Sağlık Bakanlığı tarafından son

 çıkartılan yönetmelik; İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında

 Yönetmelik’tir. Bu yönetmelik Avrupa Birliğine Üye Ülkelerce esas

 alınan İnsani Kullanım Amaçlı Suların Kalitesine Dair 98/83/EC sayılı

 Konsey Direktifi, Doğal Mineralli Suların Çıkartılması ve

 Pazarlanmasına İlişkin Üye Devletlerin Kanunlarının Uyumlaştırılması

 Hakkındaki 15/7/1980 tarihli ve 80/777/EEC sayılı Konsey Direktifi ile

 Doğal Mineralli Sular İçin Konsantrasyon Limitleri ve Etiketleme

 Bilgileri Hakkında Liste Oluşturulması ve Doğal Mineralli Suların ve

 Kaynak Sularının Ozonla Zenginleştirilmiş Hava ile İşleme Tabi

 Tutulmasının Şartlarını Belirleyen 16/5/2003 tarihli ve 2003/40/EC

 sayılı Konsey Direktifine paralel olarak hazırlanmıştır.

 Avrupa Birliği standartlarına uygun üretim şartları ve zorunluluğu

 kabul edildiyse de, geçmişte izin almış olan firmalar, ozonlama ile

 dezenfeksiyon konusunda 2006 sonu, Avrupa komisyonu direktiflerine

 uygunlaştırılmış birçok hayati düzenlemeyi ise 31/12/2007 tarihine

 kadar işletmeleriyle uyumlaştırmak zorundadır. Bu arada geçen sürede

 kontrol ve denetimlerde birçok detayın atlanması, kural ihlali, bizim

 gibi ülkelerde kuvvetle muhtemeldir.

 *bkz : Türk Gıda kodeksi yönetmeliği ek:34

 

 Konserve tenekeleri

 Günümüzde konserve ile taze gıda arasındaki farkı bilinçli ve eğitimli

 olan çoğu insan biliyor. Kişi bu farkı teorik olarak bilemiyorsa bile

 tad alma organı dolayısı ile birşeyleri fark edebilir.

 Raf ömrü en az iki yöntemle uzun tutulabilir; bir gıda üretimi

 esnasında steriliteyi (hijyen) sağlayarak, iki stabilizan (koruyucu)

 denilen kimyasalları ürüne katarak. Konu kimyasal katkı maddelerine

 gelince ise, işin sağlık boyutu daha çok önem kazanmaktadır. Gıda

 maddelerinde izin verilen ölçülerde kimyasal katkı maddeleri

 kullanılabilir, bu kimyasallara ait yasal limitler önemli

 bilimsel-toksikoloj ik çalışmalar ve hayvan testleri ile tespit

 edilmiştir. Ayrıca, zehirlenme vakalarındaki tedaviler sırasında

 yapılan araştırmalarla da limitler netleştirilmiştir.

 Gıda mevzuatı sorunsuz, gıda üretim ahlakı ve kültürü, kalite bilinci

 olan, bunun yanında insan hayatına önem veren, tüketici hakları

 konusunda yol almış ülkelerde ideal miktarlarda katkı maddesi

 kullanımına rastlarsınız. Ölçüsüz para hırsı ve acımasız rekabet

 ortamı, bu tür değerlerin dikkate alınmasına engel olur. Daha çok

 satış kaygısı, katkı maddeleri için izin verilen limitlerin aşılmasını

 rastlanır kılar.

 Ülkemiz Avrupa Birliği ile entegrasyon sürecinde bir çok düzenlemeleri

 ulusal mevzuatına eklemlendirmişse de uygulamada henüz büyük

 problemler vardır. Hatta bazı yönetmeliklerde, sadece AB’ye satılacak

 ürünlerde gerekli kriterlerin sağlanması ifadesi vardır. Oysa,

 Türkiye’de yaşayan insan ile Avrupa’daki arasında biyolojik farklılık

 yoktur. Zehirlenme, kanser ve nörolojik sorunlarla sonuçlanabilecek

 sağlık riskleri açısından herkes eşittir. Tekrar etmekte fayda var;

 ambalajın en sağlıklısı CAM’dır.

 

 Konserve kaplarının şişmesi, ekşi ve acı tatlar, çeşitli asidik ve

 kötü kokular, konserveyi oluşturan malzeme ve sıvının rengindeki

 kararmalar ambalaj veya içerik kaynaklı bir bozukluğu haber verir. Bu

 tür ürünler tüketilmemeli, kötü ambalaj ve içeriği ile “kanıt” haline

 gelmiş ürün, ilgili firma ve yetkili mercilere derhal şikayet

 edilmelidir.

 Teneke ambalaj dediğimiz ambalajlar, iç yüzeyi inert (kimyasal olarak

 ilgisiz) bir polimerik malzemeyle kaplı ise standartlara uygundur.

 Fakat bu tür bir önlem alınmadan salt metal ambalaj ile gıda veya gıda

 maddesinin suyunun teması söz konusu ise, tüketilecek gıdaya çok

 dikkat edilmelidir. Uzun süre beklemiş gıdaların tüketilmesi çok

 riskli olup son kullanma tarihine yakın ürünler tüketilirken “metalik

 bir tat” hissedilirse, gıdanın tüketilmesi sakıncalı olacaktır. Son

 kullanma tarihi geçmiş olsun olmasın bu tür bir tat alınıyorsa gıda

 maddesi tüketilmemeli, tüketicilerin başvurması gereken noktalara veya

 ilgili firmaya bu konuda şikayet bildirimi yapılmalıdır.

 

 Gıda bozulmaları sağlığımızı nasıl etkiler?

 Bozuk gıda maddeleri zaman zaman ölümle sonuçlanabilen ve gıda

 zehirlenmesi olarak ifade edilen zehirlenme olaylarının başlıca nedeni

 olabilmektedir.

 Bozuk gıdaların tüketilmesiyle oluşabilen başlıca hastalık

 belirtileri; kusma, karın ağrısı, ateş, ishal, baş ağrısı, baş

 dönmesi, halsizlik, çift görme, yutkunma zorluğu, ağız kuruması, dilin

 şişmesi, bağırsak krampları, terleme, titreme, kanlı-sulu dışkı,

 karaciğer ve böbrek hastalıklarıdır.

 Bu hastalıklar genellikle bozuk gıda yenildikten 2 ila 48 saat sonra

 görülmeye başlar ve hastalık etmeni yok oluncaya kadar devam eder.

 

 Alüminyum folyo

 Isıtma işlemi yapmaksızın, tamamen koruma amaçlı olarak alüminyum

 folyo içinde “gıda saklamak” sağlıklıdır, ancak yüksek ısıda (fırın,

 mikrodalga) su oranı yüksek gıdaların folyo içine hapsedilerek

 pişirilmesi sakıncalı olabilmektedir. Yüksek ısı ve yiyeceklerin

 pişirilmesi esnasında çıkan kimyasal içerikli buhar, ince alüminyum

 folyo ile reaksiyona girebilir. Sonuç olarak folyoyu oluşturan

 alüminyum metalinin, alüminyumun bir bileşiği halinde çözünerek gıdaya

 karışması ve bünyeye girişi, yani vücutta metal birikimine sebebiyet

 vermesi çok mümkündür.

 Buzdolabının sağladığı 4-6 derece sıcaklıkta alüminyum folyo ile uzun

 süreli saklama yapmak sağlıklıdır. Gıdanın ıslak, asidik, bazik

 karakterde olmamasına dikkat edilmelidir.

 

 Streç film ve buzdolabı poşetleri

 Polimerik malzeme olduğu için streç film dikkatli kullanılmalıdır.

 Neyse ki dayanıksız bir malzeme olduğu için “tek kullanımlık” özelliğe

 sahip bir materyaldir. Streç film, evlerde gıda ile etkileşimi söz

 konusu olmadan fonksiyonunu yerine getirmekte ve atık haline

 gelmektedir. Ancak yemeklere karışmaması, ısıtma-pişirme esnasında

 kaplarda ve gıdaların iç yüzeylerinde bulunmaması çok önemlidir.

 

 Poşet çaylar

 Ülkemizde poşet çayların kullanımı hızla artarken sağlık açısından

 getireceği riskler de daha çok dikkate alınmaya başlamıştır, poşeti

 oluşturan ambalaj malzemesinin niteliği, gözenekli olan bu malzemenin

 polimer lifli yapıya sahip olması, sıcaklığa bağlı olası yapısal

 değişimleri ve metal zımba kullanılmış olması istenmeyen

 özelliklerdir.

 Şayet poşeti oluşturan gözenekli, kağıt hissi veren malzeme sentetik

 elyaf veya polimer içerikli bir maddeden yapıldıysa bu sağlık

 açısından sakıncalı sonuçlar doğurabilir. Başta karaciğer, böbrek

 olmak üzere vücuttaki değişik organ ve dokularda olumsuz etkiler

 yaratabilir.

 Poşet üzerindeki metal zımba ise mineral içerikli, asidik (-veya

 bazik) ve sıcak bir sıvı olan çay içinde normal sürenin üzerinde

 beklediği zaman çözünmeyle sonuçlanan kimyasal bir etkiye uğrayarak,

 ağız yolu ile alınan “ağır metal iyonu maruziyeti”

 oluşturabilmektedir. Bu durumda vücutta metal birikimi söz konusu

 olacaktır. Vücutta biriken ağır metal iyonları, karaciğer, beyin ve

 akciğerde çeşitli sorun ve hastalıklara sebep olabilmektedir.

 Limonlu çay içme alışkanlığı olanların metal zımbalı poşet çay

 kullanmaktan sakınmaları gerekir. Hava kirliliği, kalitesi düşük

 gıdalar, ilaçlar, aşırı mineralli sular ve diş hekimliğinde kullanılan

 dolgular dolayısı ile kentsel doku içinde yaşam sürdüren çağımız

 insanı, zaten vücudunda normalin üzerinde bir metal birikimi ile

 yaşamaktadır. Poşet çay üzerindeki zımba veya benzeri sakıncalı gıda

 ambalajları bu birikimi hızlandırarak, kanser, çeşitli nörolojik

 hastalıklar, karaciğer, beyin, böbrek hasarına sebep olabilmektedir.

 Dünyada bu tür ürünlerin kullanımı yasaktır veya sıkı kurallarla

 sınırlanmıştır. Amerika’da FDA (Gıda ve İlaç Dairesi)’nın bu konularda

 aldığı önlemler çok sıkıdır. Gıda üretimi ve ambalaj malzemelerinde

 çok yoğun denetimler vardır, 2006 yılı mayıs ayında yürürlüğe konulan

 yeni kurallar gereği Amerika’daki gıda üreticileri, HACCP haricinde

 bir de GMP kurallarının etkinleştirildiği üretim biçimleri ile gıda

 üretimi yapmak zorundadırlar. GMP (Good Manufacturing Practice = İyi

 üretim uygulamaları) ile tüketicinin, sağlıklı, hijyenik ve kaliteli

 gıdaya ulaşması ürünle buluşması güvence altına alınmıştır. Bu

 güvence, gıdanın içeriği ve temas ettiği ambalajı da kapsamaktadır.

 Gelişmiş Batı ülkelerinde zımba yerine dikiş ile veya doğal

 yapıştırıcı ile poşetin ipe tutturulduğu ambalaj şekillerine

 rastlanmaktadı r.

 Sıcak suya konulan çay poşetlerinin ısıyla bozunmayacak, lifli doğal

 malzemelerden yapılmış olması gerekir. Sentetik selüloz liflerinden

 imal edilen poşet materyali kullanılmamalı dır. Tarım Bakanlığı’nın ve

 Sağlık Bakanlığı’nın etkin kıldığı bir yönetmelikle, hem üreticiye hem

 de tüketiciye çay konusunda her türlü bilgi verilebilmeli, üretimde

 istenen ambalaj kriterleri net olarak ifade edilebilmeli ve yenilikler

 herkesin ulaşabileceği bir açık zeminde (internet) bulunmalıdır. Çünkü

 ülke genelinde en çok tüketilen ve kültürel bir öğe haline gelmiş

 yegane içecek çaydır. 13.12.1996 tarih ve 22846 sayılı Resmi Gazetede

 ilk kez yayınlanıp, 2003 yılına dek iki kez minör değişiklikler

 yapılan ve bu gün yürürlükte olan “siyah çay tebliği”, içerik

 açısından oldukça kısıtlı bir metindir.

 Konuyu biraz daha açacak olursak, sıcak su her türlü çözünmeyi,

 deformasyonu ve parçalanmayı sağlayan bir ortamdır. Hele hele sıcak su

 asitlendirilmiş (limon, kuşburnu vb. ekşi tat) veya bazikse (adaçayı,

 ıhlamur; acımtırak tat), ayrıca içeriğinde mineral ve çeşitli iyonlar

 var ise bu durumda sıcak su güçlü bir çözgen gibi davranarak çay adını

 verdiğimiz “kurutulmuş bitki tozu”nun yanında ambalajın da çözünmesini

 sağlar. Kişi bu çözeltiyi (karışımı) içince hem faydalı hem de toksik

 birçok maddeyi vücut içine almış olacaktır.

 Aslında salt bitkiyi suda “ideal süre” bekleterek veya kaynatarak

 içecek hazırlamak en sağlıklı yoldur. Ancak tempolu ve çağdaş yaşam

 bizleri bu tür endüstriyel işlemlere uğrayarak hazır hale getirmiş

 ürünleri kullanmaya zorlamaktadır. Bireysel olarak bunlardan kaçış söz

 konusu olamıyorsa, yetkili otoritelerin ve sivil toplum kuruluşlarının

 (Tarım Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Tüketici derneklerinin) üretim

 alanına kesin kurallar koyarak düzenleyici ve denetleyici

 fonksiyonları nı baskın kılması gerekir.

 

 Bu fonksiyonlar,

 

 * Yönetmeliklerle, ilgili gıda ve ambalaj malzemelerinin

 standartlarını belirlemek ve toksik etki göstermeyen tür ambalaj

 malzemelerinin kullanımını zorunlu kılmak,

 * Cezai müeyyideleri netleştirerek, halk sağlığını üstün kılmak,

 * Sık ve etkin denetlemeleri gerçekleştirmek,

 * Gelen şikayetleri önemsemek ve üzerine gitmek,

 * Halkı bilinçlendirmek

 

 olarak sayılabilir.

 

 Kişisel olarak özel alanlarımda poşet çayı tercih etmemekteyim ama

 sosyal ortamlarda, hazırlanışına müdahale edemediğim içeceklerin

 sunulduğu yerlerde, uçakta, otobüste, poşet çay kullanmak durumunda

 kalabiliyorum. Tüketici, ambalaj malzemesi “naylon hissi” veren ve

 metal zımba içeren poşet çay yerine su ve ayran içmek gibi bir tercih

 yapabilir. Önerilebilecek en pratik çözüm bu olabilir. Poşet çayı

 kullanmak kaçınılmaz ise önce şekeri atmak, suyun olabildiğince

 ılımasını beklemek, ideal ambalaja sahip olmayan “sallama çay

 poşetini” kısa süreli olarak suda tutmak çok daha faydalı bir yöntem

 olabilecektir. Bir GMP uzmanı olarak ben böyle yapıyorum.

 

 Naylon poşetler

 Çevre kirliliğine sebep olan en büyük kaynaklardan birisi de

 market-zincir mağaza, pazar vb. alışveriş ortamlarında kullanılan

 taşıma amaçlı poşetlerdir. Kentsel yaşamın bizlere dayattığı bir

 mecburiyet de bu poşetleri kullanmaktaki alternatifsizliktir . AB

 ülkeleri ve diğer birçok ülkede bu durum maalesef sürmektedir.

 ABD’de geri dönüşümlü ambalaj malzemesi kullanma zorunluluğu ve çevre

 hassasiyeti, ayrıca denetleme ve çevre sağlığı için ihbar-şikayet

 müessesesinin etkinliği sayesinde çoğu market zincirinde kağıt veya

 doğada parçalanabilir nitelikteki yapıya sahip ambalaj malzemesi

 –poşet- kullanımı söz konusudur.

 Bu malzemelerin direkt olarak sağlık üzerine olumsuz etkisi yoktur,

 çünkü satın alınan gıda maddeleri zaten kendi ambalajındadır. Gıdalar

 marketten alındıklarında ya ideal ısıda ya da soğukturlar. Halk

 arasında “naylon poşet” dediğimiz bu malzeme ile gıda maddeleri

 birebir temasa geçmezler. Bu poşetlerin zararlı yanı; atık olarak

 bizden çıktıktan sonra çevreyle olan olumsuz ilişkileriyle başlar.

 Katı atık toplama ve çöp geri kazanım tesislerinde poşet atıkların

 azaltılması, toplanması, yakılması sağlıklı olabilir, aksi takdirde

 yüzyıllarca parçalanmayan bir materyal doğaya karışmış olacaktır.

 

 Kolonyalı mendil

 Kolonyalı mendil, içeriğindeki alkolün varlığı, çözücü ve bakteri

 kırıcı etkisi dolayısıyla hızlı pratik ve estetik (kozmetik) bir el ve

 yüzey temizleyici malzemedir. Burada dikkat edilmesi gereken kolonyalı

 mendillerin içerdiği alkolün karakteridir. Tüketiciye sunulması

 gereken, etil alkol veya isopropil alkol içerikli kolonyalı

 mendillerdir.

 Ancak ruhsatsız ve kontrolsüz üretim yerlerinde kolonyalı mendil

 içeriğinde olması gereken alkol yerine farklı bir alkol kullanılması

 olasıdır. Kullanılması yasak olan metanol yani metil alkol’dür.

 Ülkemizde, metanolün alkollü içkilere katılarak piyasaya sunulması

 şeklinde sahtecilik olayları yaşanmış, birçok can kaybı söz konusu

 olmuştur. Üretim alanlarının denetimden uzak oluşu, tarım, sanayi, ve

 sağlık bakanlığının denetim kadrolarının çok kısıtlı olması yüzünden

 bu tür sahtecilik girişimlerine her an rastlamak mümkündür. Eğer

 kolonyalı mendillerde metil alkol kullanımı olasılığı var ise

 (kontrolsüz bir sektörde bu şaşırtıcı değildir) bu durumda tüketicinin

 mağdur olması, göz, cilt ve burun içi mukoza ve akciğer dokusunda

 harabiyetle sonuçlanan sağlık riskleri çok muhtemeldir.

 Hele hele etanolün satışı kontrollü ve pahalı ise ve metanolü temin

 etmek etanolden daha kolay ve ucuz ise bu tür sahtecilikler mutlaka

 beklenmelidir. Günümüzde hastaneler dahi etanolü kontrollü olarak

 satın alabilmektedirler. Kaçak içki üretimini engellemek için etanol

 üretimi devlet kontrolünde ve kayıtlı olarak yapılmaktadır. Tehlikeli

 olan metanol ise rahatça bulunabilir bir malzemedir. Özellikle

 biyodizel üretiminin popüler ve kontrolsüz yapılıyor oluşu, bu

 sektörde girdi olarak kullanılan teknik metanolün ülke çapında

 kullanımını arttırmıştır. Buradan diğer sektorlere (kolonyalı mendil

 üretimi, ruhsatsız alkollü içecek üretimi vb.) metanol kaçağı çok

 muhtemeldir.

 

 Sadece insana değil, çevreye de zararlı

 Plastik maddeler, yani sentetik-polimerik kimyasallar, doğada

 parçalanması, yok olması en uzun süre alan sentetikler arasındadır.

 Doğa biyolojik kökenli her atığı belli bir süre zarfında kolayca yaşam

 döngüsünde faydalanılabilir bir malzemeye dönüştürebilmektedir,

 dönüştürme işleminde en çok da mikrobiyolojik işlemler geçerli

 olmaktadır. Sentetik malzemeler ise mikrobiyal-bakteriy el müdahaleye

 açık değildir.

 Bazı çalışmalar, yeni keşfedilen bakteriler sayesinde plastiklerin

 ortadan kaldırılmasının mümkün olacağı yönündedir ancak bunlar henüz

 pratik yaşama geçirilmemiş deneysel çalışmalardır. Şu an yakma

 haricinde herhangi bir çözümü olmayan katı atık yok etme sistemleri,

 plastiğin mevcut haliyle çevreye verdiği zarara çok benzer bir oranda

 hava kirliliği oluşturarak yok edilmesine neden olmaktadır. Plastik

 içeriğindeki kimyasallar toksik gazlar çıkararak yanma reaksiyonu

 vermektedir. Bu da yakma yöntemini riskli ve arzu edilmeyen bir hale

 sokmaktadır. Plastiğin tekrar kimyasal işlemden geçirilerek

 değerlendirilmesi ve polietilen eldesi mümkünse de geri kazanımla elde

 edilen hammadenin içerdiği kirlilikler bir handikap olarak

 görülmektedir.

 

 En sağlıklı ambalaj

 Ambalaj malzemelerindeki gelişmeler ve malzeme bilimi çok hızlı bir

 şekilde gelişiyor, içine aldığı gıda maddesinin kimyasal yapısı ile en

 az ilişkiye geçen ambalaj en sağlıklısıdır. Günümüzde çok dayanıklı

 polimerler geliştirilmiş durumdadır ancak bahsi geçen malzemelerin

 maliyeti bunların yaygınlaşmasını engellemektedir. En iyisi, en ideali

 “her zaman ‘CAM AMBALAJ’”dır.

 

 Dr. Memduh Sami TANER (Ph.D.)

 
  Bugün 1470129 ziyaretçi buradaydı! Siteme Hoş Geldiniz Adil Durusu

ANA SAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 
 
Siteme Hoş Geldiniz Adil Durusu SAĞLIK VE HUZUR DOLU NİCE GÜNLERE......
Kapadokya Eğlence Merkezi Başvuru Kaynakları Başvuru Kaynakları Submit Your Site To The Web's Top 50 Search Engines for Free! ÜRGÜP Esbelli Mahallesi Butik otelleri  Create FREE graphics at FlamingText.com

Image by FlamingText.com Check  Out My Rank On PRTracking.com! Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?

Ücretsiz kaydol