İcradan yazı gelirse ne yapılmalı?
Buz kalıbından jeton yapıp otomatları soymayı icat eden yurdum insanı
yaratıcılıkta sınır tanımıyor. Kolay yoldan köşeyi dönme peşinde
olanların son numarası, hiç tanımadığı kişileri icraya vermek. 'Bu da
ne böyle?' diyebilirsiniz. İzninizle kısaca açıklamak istiyoruz.
Günün birinde icra piyangosu size de çıkabilir. Sakın 'benim kimseye
borcum yok' diye kendinizi kandırmayın. Gerçekte borcunuz olmasa bile
üzerinize düşenleri yapmazsanız, 'kutu gibi' borcunuz ortaya
çıkabilir. Yani, dikkatinizi çekmek istediğimiz olay herkesin başına
gelebilir.
BELGESİZ BORÇLAR
Kişiler arasındaki borç-alacak ilişkisinin kanıtlanması genellikle,
alacaklının elinde olan kambiyo senedinin ibrazıyla oluyor. Bu tür
senetler ibraz edildiğinde, borçlunun çeşitli sebeplerle itiraz etmesi
söz konusu olabiliyor. Borç-alacak ilişkisinin yargı kararına
dayanması halinde ise borçlunun ayrı bir dava açması gerekiyor.
Anlatmak istediğimiz olay mahkeme kararına ya da kambiyo senedine
dayalı olan borçlarla ilgili değil. Ortada hiçbir belge olmadan da
kişiler arasında borç-alacak ilişkisi doğabilir. Bu tür borçlarda
alacaklı, tahsilat için icra dairesinde 'ilamsız takip' başlatabilir.
SÜREÇ NASIL İŞLİYOR?
Herhangi bir belgeye dayanmasa bile alacaklı olduğunu ileri süren bir
kimse, başka birisi hakkında ilamsız icra takibi başlatabilir. Bunun
için icra dairesine bir dilekçeyle başvurması yeterli. İcra dairesine
başvurmanın ciddi bir maliyeti de yok. Bugün itibariyle bir başvuru
için 18,40 TL başvuru harcı yatırılması yeterli.
Bu süreci iyi bilen bazı 'uyanıklar', ilk adım olarak gözüne
kestirdiği bazı kişilerin kimlik ve adres bilgilerini ediniyorlar.
İkinci adım olarak, bu kişiler hakkında ilamsız icra takibi
başlatıyorlar. Takibe konu edilen borç miktarı ise tamamen üçkağıtçı
kardeşlerimizin insafına kalmış.
ÖDEME EMRİ
İcrada dosya açıldığında ilk adım olarak icra dairesi borçlu olduğu
bildirilen kişiye 'ödeme emri' gönderiyor. Ödeme emrini alan ve
gerçekte borçsuz olan kişilerden bir kısmı; 'adamı tanımam, etmem
benim borcum yok' deyip eylemsiz kalıyor.
Bir kısmı, yakın çevresinde bulunan 'bilgisiz fikir sahiplerine'
danışıyor. Bu kişiler de 'komşu komşunun eşeğini türkü çağırarak arar'
felsefesine uygun olarak, 'bir şeycik olmaz, rahat ol' diyerek akıl
veriyor. Vatandaş da bu akla uyarak 'kulağının üzerine yatıyor.'
ARTIK BORÇ VAR
Ödeme emrine tebliğ edildiği tarihten itibaren 7 gün içinde itiraz
edilmediği takdirde, olmayan borcu ödemek zorunda kalıyorsunuz. Yani,
artık böyle bir borcunuz var. Herhangi bir nedenle ödeme emrine itiraz
etmeyenlerin, 'menfi tespit davası' açıp borcun olmadığını
kanıtlamaları gerekiyor. Bu dava açılıp sonuçlanana kadar iş işten
geçiyor. Çoğunlukla hayali alacaklı tahsilatı yapmış ve kayıplara
karışmış oluyor.
NE YAPILMALI?
Böyle bir durumla karşılaşıldığında ilk yapılması gereken; ödeme
emrine 7 gün içinde itiraz edilmesidir. Ödeme emrine itiraz
edildiğinde icra takibi kendiliğinden duruyor. Ödeme emrine itiraz
edildiğinde, icra müdürünün itirazın haklı olup olmadığına karar verme
yetkisi yok. Bu durumda alacaklı olduğunu ileri süren kişinin
'itirazın iptali davası' açması gerekiyor. Hayali alacaklı durumunda
olan kahramanlarımız genellikle bu yola başvurmuyorlar. Dolayısıyla
olay çözülüyor. Yine de, başına böyle bir iş gelenlerin süreci iyi
izlemelerini ve dosyanın kapandığından emin olmalarını öneriyoruz.
Kaynak: Akşam Gazetesi / Prof. Dr. Metin Taş, Sezgin Özcan