BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA ÜRETKENDİR, PAYLAŞILMAYAN BİLGİ BATAKLIKTAKİ HAZİNE GİBİDİR.
Siteme Hoş Geldiniz Adil DURUSU
   
  SİTEME HOŞ GELDİNİZ Adil DURUSU
  İnternet Kullanıcıları Lütfen Dİkkat!
 

BİLGİSAYAR VE İNTERNETTE CİDDİ SORUNLAR YAŞAMAMAK İÇİN AŞAĞIDAKİLERİ OKUMANIZ TAVSİYE EDİLİR !

İNTERNETİ ÇOK DİKKATLİ KULLANINIZ!

 

 İnan Taptık, 1961 İstanbul doğumlu. Ankara İktisadi Ticari İlimler Akademisi mezunu. İlk bilgisayarını 1982'de aldı. Hayatını uzunca bir süre yazdığı programlardan kazandı. Ancak, 40 yaşında kendini emekliye ayırıp teknede yaşamaya başladığı günlerde bir sorunla karşılaştı: Hobi olsun diye hazırladığı internet siteleri sürekli hack'leniyordu. "Kendimi hacker'lardan nasıl korurum?" diye bir araştırma yapınca, ABD'nin bilgisayar güvenlik firması Hacker Safe'le tanıştı.

Taptık, şirket merkezinin pek çok güvenlik araştırmasından geçtikten sonra Türkiye temsilcisi oldu. Halihazırda büyük firma ve kuruluşların data güvenlik sistemlerini koruyan Taptık'la günlük hayatımızı internetin son tehlikelerinden nasıl koruyacağımızı konuştuk:

Bilgisayarda ciddi bela var

Sizinle buluşmadan önce telefonda konuştuğumuzda internet kullanıcıları için ciddi bir beladan söz etmiştiniz. İsterseniz o konudan başlayalım?..

Bu, sadece internet kullanıcıları değil, bilgileri bilgisayar ortamında kayıtlı olan, yani herkesin sorunu: Kimlik hırsızlığı. Kimlik bilgileriniz, adresleriniz, numaralarınız, şifreleriniz, banka işlemleriniz, alışveriş tercihleriniz, hepsi çalınıp, başkaları tarafından kullanılabilir.

Bu eskiden de mümkün değil miydi zaten?

Elbette, hacker'lar şifre kırarak yapardı. Ama, artık çok daha kolay. Hacker olmayan, daha az yetenekli biri bile artık kimliğinizi çalabilir.

Değişen ne?

Çünkü, artık wireless (kablosuz internet) var ve kullanımı hızla artıyor. Aldığınız ve yolladığınız e-mail'lerden bankacılık bilgilerinize kadar ekranınızdaki her şey okunabiliyor.

Kim okuyabiliyor?

İsteyen herkes. Mesela, wireless'ı olan kahve zinciri dükkânlardan birine girdiniz. Ya da havaalanındasınız. Veya otelde... Oradaki wireless'a bağlandınız ve işlem yapıyorsunuz. Yaptığınız her şey arka masadaki ya da yan odadaki biri tarafından rahatlıkla görülebilir.. Buna "blackberry" gibi cihazlar dahil...

Başkasının bilgisayarındaki bilgileri nasıl izliyorlar peki?

Çünkü, bu wireless dediğiniz şey aslında zaten bir yayın. Ve herkes tarafından çok kolay izlenebilir bir yayın. Sizin bilgisayarınızla wireless router'ı arasında havadaki sinyalleri herkes izleyebilir. Üstelik bunu yapmak öyle fazla bir yetenek de gerektirmez.

- Peki, acaba o bahsettiğiniz kafeler ya da havaalanlarında şöyle tipler var mıdır; birilerinin gelip bankacılık işlemlerini wireless'tan yapmasını bekleyenler... Yani avını bekler gibi?..

Tabii ki çok... Bazen kredi kartı kullanarak bir şey alanları beklerler... Bazen de gizli aşığıyla yazışanları... Bu da bir tür kapkaç sonuçta. "Wireless kapkaççılığı"... Ve bu tüm dünyanın da en yaygın siber suçudur.

Wireless'e dikkat edin

Öneriniz?..

Kesinlikle, wireless bağlantılı yerlerde bilgisayarınızdan sadece gazete veya haber portallarına bağlanın, hiç değilse insanlarla sizin için risk taşımayan bilgilerinizi paylaşmış olun.

Açık alanlarda durum böyle, ya peki evlerimizdeki wireless'ı kullanırken?..

Sizi evinizde monitor edecek kimse yoktur, ancak, burada da çok başka bir sorunla karşı karşıyasınız. O da yetkisiz kişiler tarafından sizin wireless internet hattınızın kullanılarak suç işlenebilmesi...

Banka dolandırıcılığı, çocuk pornosu vs. gibi... Belki üst komşunuz, belki de aşağıdaki lokantada oturan, hatta belki de arabasını sizin evinizin önüne park eden biri sizin wireless'nızı kullanarak birtakım suçlar işleyebilir.

Wireless şifremizin olması yetmez mi?

Yetmez. Onu da çok kolay bir şekilde kırıyorlar. Hatta nasıl kırılacağını bilgisayar dergileri ek olarak verdi. Google'a "wireless şifre kırma" yazınca bile yüzlerce program bulunuyor.

Ee o zaman evde de wireless kullanmayalım?..

Yok, kullanabilirsiniz, ama internet dünyasındaki mantık hep aynıdır: Tolere edebileceğiniz riskleri taşıyın. Çalınmasını tolere edemeyeceğiniz bilgilerinizi kablolu internet üzerinden yazışın. Ayrıca, sadece yazışmamak da yetmez, işiniz yoksa wireless'inizi kapatın. Programın içine girip disable edin. Hatta şifrelemek için de birkaç önerim olabilir: Kablosuz internet modeminizin ayarlarından bağlanacak bilgisayarınızın MAC (Media Access Control ) numarasını tanımlayabilirseniz, başka bir bilgisayar sizin sisteminize bağlanamaz.

Bir de üreticilerin verdikleri standart cihazlardaki IP numaralarını değiştirirseniz hacker'ların işlerini çok zorlaştırmış olacaksınız. Daha başka yöntemler de var, ancak, bu yöntemler herkes tarafından kolay uygulanabilir ve her şartta standart şifrelemeden çok çok daha güvenlidir.

Kablolu internetin olmadığı yerlerde GPRS ile bağlanmak?.. Biraz fazla tuzlu oluyor, ama güvenli mi?

Tabii daha güvenli. Çünkü şifrelenerek giden bir sistemi kullanıyorsunuz. Onun için bunu scan etmek zor. İlla ki edilir de çok daha zor ve daha büyük bir teknik yapı gerektiriyor.

Bilmeden suçlu olursunuz

Peki, bu yüzden başına iş açılan insanlar var mı Türkiye'de?

Az değil. Mesela bir adamın oğlu yurtdışına eğitime gittiği sırada çevreden bağlanan birisi onların wireless'ıyla suç teşkil edecek materyaller indirmiş. Tabii ki polisler IP'sini tespit edip adamın kapısına gelmişler. Adam şok. Bilgisayarı açmayı bile bilmiyorken hakkında dava açılmış.

Mahkemeye birkaç kez gidip geldikten sonra gerçek ortaya çıkmış. O yüzden de herkese wireless'larıyla ilgili güvenlik önlemlerini bir kez daha gözden geçirmelerini tavsiye ederim.

ANNEANNELER BİLE FACEBOOK'ÇU OLACAK

Cumartesi günü itibariyle Türkiye'den Facebook'a üye sayısı 1 milyon 415 bin 768. Taptık, bu ilginin daha da devam edeceğini, çünkü kullanıcıların henüz Facebook'un gerçek dinamiklerini keşfetmediklerini söylüyor. Mesela, henüz aile ağaçlarının kurulmadığını belirten Taptık, "Bu demektir ki Facebook'a daha anneanneler, babaanneler, dedeler de üye olacak" diyor.

Size de bir 'Cookie' bırakılmış olabilir

Bu "cookie bırakmak" nasıl bir şey?

Diyelim ki bir internet sitesine girdiniz. O site daha sonra yine geldiğinizde sizi tanıması için, size hiç söylemeden bir "cookie" veriyor. Sonra, bir daha ziyaret ettiğinizde o site size, "Merhaba bilmem kim" diyor. Ama, bazı cookie'lerin işi bu kadarla da bitmiyor. Akıllı cookie'ler sizin ne yaptığınızı, başka hangi sitelere girdiğinizi, hatta mouse'nızın tüm hareketlerini takip edebiliyor. Böylece, o cookie hakkınızda epey bilgi toplamış oluyor.

Ne işe yarıyor bu bilgiler?

Online mağazaların çok işine yarıyor. Kim olduğunuzu, ne aldığınızı, satın alma alışkanlıklarınızı öğreniyorlar ve ona göre satış stratejisi geliştiriyorlar.

Peki bunu istihbarat kuruluşları da yapabilir mi?

Eğer, istihbarat kuruluşlarının sitesine girerseniz ve onlar da sizin bilgisayarınıza bir cookie koyarlarsa sizi izleyebilirler.

6 banka var

Bankalar ne kadar güvenli?

Türkiye'de bankaların data güvenliği biraz sancılı. Altı banka dışında günlük güvenlik denetiminden geçen banka yok. Oysa, bankalar günde ortalama 30'a yakın güvenlik açığıyla karşı karşıyadır.

O altı banka hangileri diye sorsak?

Söyleyemem, çünkü Türkiye'de çok ağır bir Bankacılık Yasası var. Hatırlarsanız, rahmetli Sakıp Sabancı bile kendi bankası için en güvenli demişti ve ceza ödemişti.

Güvenliği iyi olmayan bankalardaki müşterileri bekleyen tehlike ne?

Hesap bilgilerinin ortaya çıkması ya da hesapların boşaltılması.

O zaman hiç değilse şunu söyleyin: Tüketici neye göre banka seçmeli?

Bu işte tüketicinin uzaktan anlayabileceği bir ayraç yoktur. Tek yapılabilecek şey, banka güvenliğiyle ilgili haberleri yakından takip etmektir.

Hani, hiç hack'lenemeyen bir site vardı, o hâlâ ayakta duruyor mu?

Evet, hâlâ hack'lenemedi. Amerikan deniz piyadelerinin "marines.com" sitesi... Yıllardır, en çok atak alan sitelerin başında geliyor, ama hâlâ indirilemedi. Çünkü güvenliği çok sağlam.

Türk hacker'ların ünü sürüyor mu?

Hacker'likten kazanç elde etme konusunda Ruslar bir numara, ama milliyetçi tarzda davranış biçimi olarak hâlâ bir numara Türk hacker'ları.

E-mail kaydediliyor

Aslında, biz yazışmalarımızı ne kadar korursak koruyalım, bunlar zaten görülüyor değil mi?

Hepimizinki görülmüyor, ama hepimizinki algoritmalı bir düzende izleniyor.

Kim tarafından?

ABD, TC ve her kim istiyorsa... Ancak, bu izleme ülkeler tarafından elektronik, yani data boyutundaki programcıklara yaptırılıyor.

O nasıl oluyor?

Temel olarak kullandığımız sistemi, bir telefon sistemine benzetirsek biraz daha anlaşılır olur. Sizinle aramızda direkt bir hat olmadığı için görüşmeleri erişim noktalarına yani santrallere bağlanarak gerçekleştiriyoruz. Böylece, hem ulusal internet omurgamız üzerinden hem de uluslararası internet omurgası üzerinden iletişim sağlamış oluyoruz. Tabii, bu sırada da tüm yazışmalarımız geçici bir süre için sistem tarafından kayıt ediliyor. Bu kayıtlar insan gözüyle değil, programlar tarafından yapılıyor.

Ama, ne zaman ki izleyenler, "A kişisinin e-mailleri okunsun, hesaplarına bakılsın" der, ya da ne zamanki program o e-maillerin içinde bazı kelimelere rastlar, işte o zaman insan gözüyle takip seviyesine geçer.

Bu kayıtlar nerede yapılıyor?

İnternet omurgasından hat alınan herhangi bir yerde.

Böyle bir teknolojiye devletler mi sahip, yoksa canı isteyen herkes mi?

Güç odakları ve otorite sahipleri. Canı isteyen ve yetenekli bir hacker, ancak, iki kişi arasındaki yazışmayı kayıt edebilir, ama o omurgadan çıkan bütün yazışmaları tarayamaz.

Büyük güç otoritelerini kenara koysak, şirketlerde durum nasıl?

Birçok şirkette patronlar, çalışanlarının iş yerinde kullandıkları tüm ekranlarını izler. Üstelik, sadece şirketinizin e-mail adresinden yaptığınız yazışmaları değil, başka bir e-mail adresiniz varsa, onu da izlerler. Ve bu, emin olun, sanıldığından daha yaygın bir uygulamadır.

Arama motorunu kandırabilirsiniz

Arama motorlarında, kişi ya da kuruluşlar hakkında çıkan olumsuz bilgileri yok etmenin imkânı var mı?

Yok edemezsiniz, ama arama motorunu kandırabilirsiniz. Çünkü, yapılan bir araştırmaya göre, arama motorlarının ilk sayfasını açıp, ikinci sayfaya geçmeyenlerin oranı yüzde 88. Dördüncü sayfaya kadar gelenler ise sadece yüzde 1. Yani, hakkınızda istemediğiniz bilgileri yok edemezsiniz, ama 2'den sonraki sayfalara ötelerseniz, gözden kaçırmış olursunuz. Çünkü, kimse bakmıyor.

Peki, bu öteleme kolay bir şey mi?

Hiç değil. Üstelik pahalı. Çünkü istenmeyen bilgileri sonraki sayfalara kaydırıp, ilk sayfayı temizleyebilmek için en az 100 farklı kritere uygun ve en az 100 site, haberi yeniden kurgulamak gerekiyor.

'Zede' uyarısı

'Facebook'zedeler başladı mı?

Birkaç çeşit zede var. Birisi kendi adına başkaları tarafından adres alınanlar. Böyle bir duruma karşı yapabilecek tek bir şey var, o da kullanmasanız bile Facebook'a üye olmanız, kendi isim hakkınızı almanız. Artık, başkaları isminizi kullansa bile gerçeği de orada durmuş olur.

Başka zedeler?

Fotoğrafı kullanılanlar var. Facebook'a konulan resimlerin üzerinde oynamak mümkün. Ya da o resimleri başka ilişkilerin içine yerleştirmek... Bu

durumlarda yapacak hiçbir şey yok. Ne mahkemeye gidebilirsiniz ne de o resimleri yok edebilirsiniz. Resimlerinizi her türlü kişi tarafından kopyalanıp kullanılabileceğini düşünerek seçin.

Kendi sayfanızı kapatsanız?

Her zaman böyle bir hakkınız var, ama kendiniz Facebook'tan çıksanız bile başkasının albümündeki fotoğraflarınızı silemezsiniz. Bu tamamen o kişiye kalmış.

Aslında, kötülük yapmak isteyenler için internet inanılmaz güzel bir mecra. Kadınlar, çocuklar, erkekler... İsteyen herkes için kötülük üretilebilir.

Sanki, "Facebook'a girmeyin" der gibisiniz, ama galiba siz de Facebook'tasınız?

'Facebook'a girmeyin' demiyorum. Ama, riskleri bilin ve bu riskleri tolere edebiliyorsanız, taşıyabiliyorsanız girin. Orada karşılaşabileceklerinizi bilin. Fotoğraflarınızı ona göre koyun.

Facebook'taki konumunuzu belirleyin. Ama, yok, ben bu riskleri tolere edemem ve riske de açığım diyorsanız o zaman meraklarınızı yenmenizi öneririm.

 

*Alıntıdır



MERHABA İNTERNET KULLANICILARI.



Sıklıkla bazı zincir mailler geliyor.
Bunlardan birisi şu.

'Bir hasta çocuk var. Bu maili ne kadar çok forward (iletirseniz) ederseniz bir
kuruluş bu çocuğun tedavisi için o kadar para verecek'.


Bu tamamen palavra ve adres avcılığı. Lütfen buna ve benzerlerine alet
olmamak için aşağıdaki yazıyı okuyunuz.

SPAM nedir?
SPAM'cilere alet olmamak için ne yapmak lazım? Neden sizce arkadaşlarınız
size 'mail adresimi herkese gösterme' diye uyarıda bulunuyor?

Sizin e-mail adresiniz kimin isine yarar diye düşündünüz mü?

Eğer arkadaşınız sizden böyle bir şey talep ediyorsa, sebebi: SPAM Maillere kurban olmak istememesidir.

Öncelikle SPAM nedir?

Bunun için aşağıdaki yazıya bir göz atalım SPAM NEDiR ?

Sürekli aldığımız 'bu mesajı bilmem kaç kişiye yollarsanız, x kurulusu
mesaj başına X dolar verecek'

Veya:  ''size gelen bu mesajı en az 15 kişiye göndermezseniz başınız dertten
kurtulmayacak'',

'Bu bir tantradır, on beş gün içinde şu kadar kişiye gönder',

'bu sitede Atatürk'e hakaretler edilmektedir, 20.000 kişi birikince kapatılacaktır'
türünden e-postaların gerçekle hiçbir ilgisi yoktur ve SPAM olarak adlandırılır.

SPAM kapsamındaki diğer tip e-postalar, ürün satış ilanları, zincir mektuplar, ne düğü belirsiz virüs uyarıları, dünya bilmem kimler birliği olarak zavallı Afgan kadınlarına veya bilmem kim kurulusunun dünyayı zehirlediğine vs. yönelik imza kampanyaları, bilmem ne adresinden alınacak program ile sörf yaparken para kazanacağımızı anlatan postalar, Microsoft'un yeni programlarına koyduğu bir kodla bütün e-postaları

İzlemesi, sinemada iğne ile AIDS kapanlar veya böbrekleri çalınanlarla ilgili hikâyeler, zavallı hasta bir çocuğun (hep ayni senaryo kullanılır) gönderdiği e-postanın her atılışında bilmem kaç kuruş para kazanacağı ile ilgili postalardır.

Bu tür postaların hiçbirinin gerçekle ilgisi yoktur ve tek amaçları bu tür postalar forward edildikçe üzerinde toplanan e-posta adreslerinin toplanmasıdır. Dikkat edilirse imza kampanyalarında bile e-posta adresinizi eklemeniz istenmektedir. Bu zincir mektuplarla toplanan adresler daha sonra pazarlanmakta, '250.000 Türk'ün e-posta şifresi'gibisinden CD'ler ile satılmaktadır. Daha sonra bu posta adreslerine abuk sabuk (genelde illegal) ürün ilanları gelmektedir.

Bu tür ilanların sonundaki 'çıkmak için
bilmemkim@bilmemnere.com adresine 'Remove başlıklı bir e-posta göndermeniz yeter' yazısı KESİNLİKLE ciddiye alınmamalıdır. Genelde bu tür remove cevapları kale alınmamakta, hatta e-posta adresinin doğruluğunu kontrol etmekte kullanılmaktadır.

Kullanıcının isteği dışında gönderilen bu tür e-postaların hepsine SPAM adi verilir ve gerek e-posta adreslerinin gereksiz şişmesine, gerekse İnternet trafiğinin (su anda bir problem teşkil etmese de yakin gelecekte) artmasına yol açarak, gereksiz bir yük oluşturmaktadırlar.

Ayrıca bir başka nokta daha var.

Sizin maillerinizin bununla ne ilgisi var? Siz bumda belirtilen tür mailleri zaten hiç atmıyorsunuz. Sizin attıklarınız zararsız/komik yazılar, karikatürler ve üstelik SADECE KENDİ ARKADAS ÇEVRENİZDEN BİR KAÇ KİKSİYE ATIYORSUNUZ.

Aslında sizin kontrolsüz attıklarınızla, yukarıda belirtilen SPAM maillerin hiç bir farkı yok.

Sizin yolladığınız mail de o arkadaştan bu arkadaşa gezinerek, en sonunda 'Tok' kısmında 100 kadar arkadasın adini içererek, bu adresleri toplayan birinin eline geçebilir.

Sonuç? 'bu kişiler benim mail adresimi nerden buluyor?' dediğiniz olmadı mı
hiç?

Peki, bundan kurtulmanın bir yolu yok mu?

Var. Aslında bu iğrenç durumdan kurtulmanın, çok kolay, çok kısa ve çok da zahmetsiz bir yolu var.

Birden çok kişiye mail atıyorsanız, MAIL ATTIGINIZ KİKSİLERİN ADRESİNİ 'BCC' (gizli) KISMINA YAZMAK.

BCC (gizli) nedir?

BCC(gizli) , 'Blind Carbon Copy'.

(Akabinde CC: Carbon Copy).

BCC''nin 'CC''den ve 'To''dan farkı:

BCC' ye yazılan adreslerin KİMSE TARAFINDAN GÖRÜLEMEMESİDİR.

Yani birden fazla kişiye yolladığımız maillerde,
ARKADASLARINIZIN
ADRESLERİNİ
BCC'YE YAZMAK BU SORUN için KESİN ÇÖZÜMDÜR.


Bununla birlikte 'forward' ettiğiniz maillerin basındaki '---Orijinal Message---'kısmını da silerseniz, hem yollanan maillerin içeriği 10'larca gereksiz satırdan kurtulacak ve
böylece okunması kolaylaşacak, hem de mail adresi hırsızlarının isi
zorlaşacaktır.



Görüldüğü gibi kolay olan bu çözümün tek zor yani, onu akil etmek. Gerçekten böyle bir Spam Mail Ticareti'nden habersiz arkadaşlarınızın böyle bir şey düşünmesine pek imkân yok.

Öyleyse bu bilgiyi onlarla paylaşarak hem onları, hem de kendi mail adreslerimizi kurtarmalıyız.(Tabiî ki BCC ile göndererek)

Bu mail ticaretinin boyutları hakkında fikir vermesi için sunu da belirteyim ki, duyduğuma göre Amazon.com da kendisine üye olan kullanıcıların bilgilerinin Amazon.com'un malı olduğunu ve onları istediği gibi pazarlayabileceğini iddia etmeye başladı.

Varın gerisini siz düşünün...

Unutmayın, siz de Internet zincirinin bir halkasısınız ve bu zincirin daha kaliteli olması için üzerinize düsen görevi yapın.
 
  Bugün 1481032 ziyaretçi buradaydı! Siteme Hoş Geldiniz Adil Durusu

ANA SAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 
 
Siteme Hoş Geldiniz Adil Durusu SAĞLIK VE HUZUR DOLU NİCE GÜNLERE......
Kapadokya Eğlence Merkezi Başvuru Kaynakları Başvuru Kaynakları Submit Your Site To The Web's Top 50 Search Engines for Free! ÜRGÜP Esbelli Mahallesi Butik otelleri  Create FREE graphics at FlamingText.com

Image by FlamingText.com Check  Out My Rank On PRTracking.com! Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?

Ücretsiz kaydol