RAKIYI YUDUMLAMA METODU
Rakıya buz atmak caiz değildir. Ağza alınacak rakıya katılacak tek dünya malzemesi sudur, su..
Rakı da, rakının huzuruna çıkacak su da, saatler önce buzdolabına konmuş olacak..
Evde ise rakı şisesi de, su sürahisi de, devamlı buzdolabı içinde duracak. Onların yeri orası! Öksürük şurubu konmaz, bu ikisi mutlaka buzdolabında durur. Erbabı elbet, kadehlerini de, su bardaklarını da, rakı ve rakı suyuyla birlikte buzdolabına koymuş olur. Bardakta rakıyla soğutulursa ölçü kaçar.
Ciddi meyhaneler bunların hepsini, bu soğuklukta bekletir. Soğutulmuş rakı ve suyu, ille de parça buz atarak soğutan meyhanecinin alnına keriz sıfatı mürekkeple yazılmalıdır.
Diyelim ki hepsi istediğimiz gibi soğuk geldi. Soğuk bardağa önce soğuk su, daha sonra soğuk rakı dökülür. Bu döküşler de, çeşme boşaltır gibi olmaz. Su da, rakı da ince iplik gibi ve çok yavaş akıtılır. Su miktarı rakı miktarından mutlaka daha az bırakılır, yoksa rakının tadı bozulmuş olur.
Gençliklerinde rakıyı sek içen yaşlılar, o günleri zevkle anarlar. Çünkü ömür boyu sek rakıya dayanılamaz.
Bardağa ya da adı kadeh ise, ona önce rakı dökülmez, önce soğuk su ardından rakı dökülür. İyi karışma böyle sağlanır.
Böylece içmeye ciddi olarak hazırlanmış kadeh, önce ağza götürülmez, burna götürülerek koklanır. Derin nefes çekilir.
Daha sonra demci arkasına yaslanarak bardağı ağzına yavaşça yaklaştırır ve önce mutlaka yarım yudum alıp hemen yutmaz... Ağzında yavaşça dolaştırıp, dişleri arasından ciğerlerine hava çeker. Amaç, mideden önce akciğerlerin de, şölenden nasibini almasını sağlamaktır.
Alınacak ikinci yudumdan sonra arkaya yaslanarak kafa hafiften yukarı kaldırılır, bütün yudum çok yavaş ve kibarca yutulur. (Burası önemli ) Yutar yutmaz da oturulan yerde, helezoni olarak yavaşça sallanılır. Bu hareketin ciddi amacı, rakının mide borusundan helezoni olarak inmesini sağlamak, yani yolunu uzatmaktır...
Çünkü Bektaşilere göre, rakının bedene en çok zevk verişi, gırtlaktan mideye inişi sırasındadır. Bu yol helezoni olarak uzamalıdır ki, demcinin zevki artsın.
Herkes bilirki: Develerin boynu çok uzundur...Bu nedenle yolda yürüyen Bektaşi, bir deve görünce kıskanmış ve;
"Vay anam bee..! Ne güzel rakı içer bu yahu!" demiştir.
Kardeşlerim; Rakı'sız kalmamanız dileğiyle....
*Üstad Aydın Boysan'ın "ŞEREFE" isimli kitabından