BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA ÜRETKENDİR, PAYLAŞILMAYAN BİLGİ BATAKLIKTAKİ HAZİNE GİBİDİR.
Siteme Hoş Geldiniz Adil DURUSU
   
  SİTEME HOŞ GELDİNİZ Adil DURUSU
  Prof. Dr. Fatih Hilmioğlunun Silivri Savunması
 

Prof.Dr. Fatih Hilmioğlu’nun Silivride Ergenekon Duruşmasıyla ilgili Savunması

22.11.2011 tarihli Silivri'deki 2. Ergenekon davasının görüldüğü

Duruşması'nda İnönü Üniversitesi eski rektörü Fatih Hilmioğlu'nun

savunması...

 

Sayın Başkan, Sayın Üyeler, Sayın Cumhuriyet Savcıları

Sizlere ve salondakilere saygılar sunarak konuşmama başlıyorum.

Sayın Başkan,

Savunmam ile ilgili konuşmama başlamadan önce izninizle son yaşanan Kâşif

Kozinoğlu'nun ölüm olayına ilişkin olarak mesleğimin gerektirdiği sorumluluk

nedeniyle bazı açıklamalarda bulunmak istiyorum.

 

Sayın Başkan,

Bundan önce yine mesleğimle ilgili olarak yapmış olduğum bir konuşmada son

olarak tahliye olan ve kendisini ilk kez burada tanıdığım Mehmet Koral'ın

bana göstermiş olduğu ve 20'ye ulaşan tansiyon değerlerini sayın heyetinize

göstermiş ve bu yükseklikteki tansiyon değerlerinin tıbbi açıdan iki sonucu

olacağını, bunlardan birinin kalp enfarktüsü, diğerinin ise beyin kanaması

olduğunu ve her iki durumunda ani ölümle sonuçlanabileceğini ifade etmiştim.

Bu nedenle bu tür hastaların ilgili uzman doktorların olduğu bir merkezde

birkaç haftalık tedavi ile tansiyonlarının kontrol altına alınması

gerektiğini arz etmiştim.

Bu konuda sizleri bilimsel olarak inandıramadım. Ancak ismini bile ilk kez

bu dava nedeniyle duyduğum Kaşif Kozinoğlu'nun, 20'ye ulaşan yüksek tansiyon

sonucu enfarktüs geçirerek yaşamını kaybetmesi, bu konuda daha önce

söylediklerimin tümüyle bilimsel bir gerçeğe dayandığını açıkça

göstermektedir.

Benzer şekilde "ölümcül kalp ritm bozukluğu" olmasına rağmen ve cezaevinde

ağır stres koşullarında olan bir başka hasta, Mehmet Haberal' dır. Mehmet

Haberal'ın da bu koşullarda 'yüksek ölüm riski' taşıdığını söylemiştim.

Ayrıca dünyanın en önemli tıp merkezlerinden biri olan Harvard

Üniversitesi'nin Kardiyoloji Bölümü' nün bu konudaki bilimsel yayınını da

göstermiştim. Harvard Üniversitesi'nin bu konudaki bilimsel yayınının da

sayın heyetinizce dikkate alınmadığını üzüntüyle görmekteyim. Bu bilimsel

değerlendirme ve bilimsel yazıların doğruluğunun heyetinizce dikkate

alınması için Mehmet Haberal'ın da akıbetinin Kaşif Kozinoğlu gibi olması mı

gerekir?

Yine burada şahit olduğum bir başka hasta Yusuf Erikel'dir. İlk kez burada

tanıdığım ve sizlerin meslektaşı da olan bu kişi, bir yıl boyunca

şikâyetleri nedeniyle gittiği Silivri Devlet Hastanesi'nde grip vs.

tanılarıyla geçiştirilmiş ve geniz tümörü 6-7 cm çapa, yani bir portakal

büyüklüğüne eriştikten ve sayın mahkemenizin huzurunda kan kustuktan sonra

ancak tahliye olabilmiştir. Kanserde erken teşhisin tedavide ne denli hayat

kurtarıcı olduğunu artık on yaşındaki çocuklar bile bilmektedir. Erken

teşhis ve tedavi ile geniz kanserlerinde son derece iyi sonuçlar

alınabilirken, Yusuf Erikel' in hastalığında teşhisin gecikmesi nedeniyle

hastalık ilerleyerek vücudun diğer kısımlarına yayılmış ve bu nedenle Yusuf

Erikel, bu şansını kaybetmiştir. Artık yaşam günleri sayılıdır.

Normal bir hukuk düzeninde bu durumun sorumluları tespit edilir ve gereği

yapılır. Ancak ben bugüne kadar bu konuda tek bir girişimin dahi yapıldığını

duymadım. Ülkemizde yaşandığı iddia edilen ileri demokrasi bu mudur?

Şahit olduğum diğer bir kişi ise ilk tutuklandığım da aynı koğuşu

paylaştığımız Erol Manisalı'dır. Tutuklanmadan üç dört sene önce, üç kez

beyin felci, üç kez de kalp enfarktüsü geçiren hasta, ancak meme kanseri

teşhisi konduktan sonra tahliye olabilmiştir.

Şahit olduğum diğer bir hasta ise ismini dahi ilk kez bu dava nedeniyle

duyduğum ve kendisini ilk kez, aynı gün Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

Hastanesi'nden Silivri Devlet Hastanesi'ne sevk edildiğimiz gün gördüğüm

Levent Ersöz' dür. Tahliye olsa bile yılın onbir (11) ayını hastanede

geçirecek ağırlıkta hastalıkları, bu yargılama sürecinde akıbetinin ne

olacağını bilmek için sanırım hekim olmaya gerek yoktur.

 

Sayın Başkan,

Bu dava sürecinde yaşanan hastalıklar ve ölümler, sanıklarda aslında bir

yargılama sürecinde değil bir Rus ruleti sürecinde bulundukları izlenimi

yaratmıştır. Sanıklar kendilerine ve diğer sanıklara sessizce ve derin bir

endişe ile, gözleriyle sormaktadır. Şimdi sıra kimdedir?

- Ölümcül ritm bozukluğu olan Mehmet HABERAL' da mı?

- Artık yatalak hale gelmiş Levent ERSÖZ' de mi?

- Kalp damarlarındaki tıkanıklık nedeniyle Hasan Atilla UĞUR' da mı?

- Yoksa cezaevi koşullarında her biri 1000 ton stres yükü altında olan

bir başka sanık da mı?

- Kimbilir belki de sıra bendedir.

Bütün bunları,

- Bekleyerek göreceğiz,

- Yaşayarak göreceğiz,

- Ya da ölerek göreceğiz,

Sonra da bütün bunlara adalet, diyeceğiz öyle mi?

Adalet insanları öldürür mü hakim Beyler?

 

Sayın Başkan, Sayın Üyeler, Sayın Cumhuriyet Savciları,

 

Lütfen biraz düşününüz, bu dava sırasında;

- Onurlarına yediremeyerek intihar edenleri,

- Onurlarına yediremeyerek hastalanıp ölenleri,

- Ruh sağlığını kaybedenleri,

- Beyin kanaması, kalp enfarktüsü geçirenleri,

- Kanser olanları,

- Ölümü bekleyenleri ve ölenleri düşününüz.

 

Ve yine yaratılan bu korku ikliminde meslektaşlarımın hekimlik mesleğini

korkmadan ve özgür bir şekilde yapamadıklarını düşününüz.

Hekimlerin bu duruma gelmesinde hangi koşulların neden olduğunu düşününüz.

 

Burada bulunan sanıklar arasında sanıyorum altı (6) hastane ile en çok

sayıda hastanede bulunan kişilerden biriyim. Yattığım bütün hastanelerde,

meslektaşlarımın yüzlerinde, gözlerinde, tutum ve davranışlarında ve hatta

ses tonlarındaki korkuyu ve tedirginliği gördüm.

Hangi hekim bu koşullar altında mesleğini layığı ile yapabilir ki. Belki de

çok az bir kısmı...

 

Bir tıp akademisyeni olarak söylemek isterim ki;

Bu davalar çerçevesinde yargılanan sanıklarla ilgili hekimlerin kanaatleri,

hastanelerin heyet raporları ve de özellikle Adli Tıp Kurumu raporlarının bu

korku iklimi altında bilimsel geçerliliği artık kalmamıştır. Artık bilimsel

bir değer taşımayan bu kanaat ve raporların hukuki bir değer taşıdığını

iddia etmek, hukukun bilimsel bir temele dayanmadığını iddia etmekle eş

anlamlıdır.

 

Sayın Başkan,

Bilindiği üzere bir insan için en kutsal hak, "YAŞAM HAKKI"dır, "YAŞAMA

HAKKI' dır. Ve bir insan için en yüce değer de "ÖZGÜRLÜK' tür.

- Özgür ve demokratik bir hukuk devletinde insanların en kutsal hakkı

olan "YAŞAMA HAKKI" nın mesleki karşılığı hekimlik'tir. Bakınız bu konuyla

ilgili olarak Amerika'da görev yapan dünya çapındaki Türk doktoru Prof.Dr.

Mehmet Öz şöyle diyor:

"En iyi hekim, hasta olan hekimdir. Çünkü en iyi empatiyi onlar yapar."

 

- Öte yandan yine özgür ve demokratik bir hukuk devletinde insanlar

için en yüce değer olan "ÖZGÜRLÜK' ün mesleki karşılığı ise hakimlik' tir.

Bakınız, bu konuyla ilgili olarak hukukçu akademisyen Prof.Dr.Adnan Güriz,

'Hukuk Felsefesi' kitabında şöyle diyor:

"Empati, yani karar verenin kendisini karar verilen yerine koyması, hukukun

etkinliği ve tarafsızlığı bakımından önem taşımaktadır."

 

Sayın Başkan;

Hiçbir somut delile dayanmadan ve tümüyle akıl ve mantıktan uzak, hayali

suçlamalar nedeniyle otuz ayı aşkın bir süredir tutuklu olmam nedeniyle, ben

yukarıdakilerden birisiyim. Birisi de sizlerin meslektaşı olan iki

profesörün söylediklerinden daha da öte şunu açıkça ifade etmek isterim.

 

"EMPATİ YAPAMAYANLAR, HEKİMLİK DE HAKİMLİK DE YAPAMAZLAR, YAPMAMALIDIRLAR!"

Eminim ki her iki profesör de, bu yargılama sürecinde yaşananlara şahit

olsalardı, benden farklı düşünmezlerdi.

 

Sayın Başkan,

Bu yargılama esnasında sadece sanıkların değil, sanık yakınlarının da beden

ve ruh sağlıklarını nasıl kaybettiklerini gördüğümde veya bunları duyduğumda

sanıkların beyin kanaması, kalp enfarktüsü geçirmesine, kanser olmasına ve

nihayet ölümlerine şahit olduğumda;

- İsyan ediyorum ve

- Sadece hekimliğimden değil, insanlığımdan da utanıyorum.

Ancak benim tıbbi bilimsel açıklamalarımın, sayın heyetinizce bir sivrinsek

vızıltısı kadar bile dikkate alınmadığını görsem de, ben mesleki açıdan

sorumluluğumun gereğini yapmaya devam edeceğim.

 

Prof.Dr. Fatih Hilmioğlu

 
  Bugün 1481274 ziyaretçi buradaydı! Siteme Hoş Geldiniz Adil Durusu

ANA SAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 
 
Siteme Hoş Geldiniz Adil Durusu SAĞLIK VE HUZUR DOLU NİCE GÜNLERE......
Kapadokya Eğlence Merkezi Başvuru Kaynakları Başvuru Kaynakları Submit Your Site To The Web's Top 50 Search Engines for Free! ÜRGÜP Esbelli Mahallesi Butik otelleri  Create FREE graphics at FlamingText.com

Image by FlamingText.com Check  Out My Rank On PRTracking.com! Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?

Ücretsiz kaydol