BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA ÜRETKENDİR, PAYLAŞILMAYAN BİLGİ BATAKLIKTAKİ HAZİNE GİBİDİR.
Siteme Hoş Geldiniz Adil DURUSU
   
  SİTEME HOŞ GELDİNİZ Adil DURUSU
  İlginç Bulgular
 

Harçsız taş set

Peru'nun Cusco bölgesindeki bir İnka kalesinin etrafını 360 metre boyunca zikzak yaparak saran 9 metrelik setlerin yapımında, tanesi 300 tona varan kireçtaşı blokları kullanılmış. Ancak hiç harç kullanılmamasına rağmen bu kayalar, arasına bıçak bile sokulamayacak kadar mükemmel yerleştirilmiş.

 

Generalin kemer tokası

M.S. 300'lü yıllarda ölen Çinli general Çou Çou'nun mezarında 1956 yılında bulunan kemerin tokası, yüzde 85 oranında alüminyumdan yapılmış. Ama doğada sadece bileşik olarak bulunan alimünyumun diğer maddelerden ayrıştırılarak tek bir madde olarak kullanılabilmesi ilk kez 19. yüzyılda mümkün olmuştu

 

Konumlama Cihazı

1900 yılında Girit açıklarındaki bir batıkta araştırma yapan bilim adamları ilginç bir cisme rastladı. Tahta bir muhafazanın içine yerleştirilmiş bir dizi bronz dişliden oluşan bu garip nesnenin kasası, yüzeye çıkarıldığı anda dağıldı ve cihazın içindeki karmaşık yapı ortaya çıktı. Yapılan çalışmaların ardından, bu aygıtın Ay, Güneş ve diğer gezegenlerin konumlarını hesaplamak ve istendiği anda bunların pozisyonlarına yönelik tahminlerde bulunmak için geliştirildiği anlaşıldı.

 

İlk Uçak

M.Ö 200'de yapıldığı sanılan bu nesne, 1898 yılında Mısır'da bir lahitte bulundu. Ancak gerçek uçaklar icat edilene kadar ne olduğu konusunda kimse bir fikir beyan edememişti. 1972'de arkeolog Halil Mesiha bunun bir model uçak olduğunu, mükemmel bir aerodinamiğinin bulunduğunu ve kanatlarının Concorde'u andırdığını iddia etti.

 

İlk Kanallar

Pasifik Okyanusu'ndaki Mikronezya adası yakınlarına kurulu antik Nan Madol kentinin inşası, M.Ö 200'de başladı ve 1000 yıl sürdü. 250 milyon tonluk dev bazalt bloklar kullanılarak yapılan bu kent, 100 yapay adayı kanallarla birbirine bağlıyor. Bu kadar bazaltın bölgeye nasıl getirildiği ise hala sır.

 

Piri Reis’in Haritası

Coğrafya ve harita uzmanı ünlü Türk denizci Piri Reis'in 1513'te çizdiği Afrika, Amerika ve Güney Kutbu'nu gösteren harita, ortaya çıkarıldığı 1929 yılında ortalığı karıştırdı. Çünkü Güney Kutbu'nun keşfi, haritanın çizilmesinden çok sonra, yani 1818'de gerçekleşmişti. Dahası, Piri Reis'in haritası, kıtanın buz altında kalmış sahil kesimlerini de gösteriyordu. Ancak kıta üzerindeki buzlar, haritanın çizilmesinden tam 6 bin yıl önce erimişti.

 

İlk Pil

Alman arkeolog Wilhelm Konig tarafından 1938'de Irak'ın başkenti Bağdat'ın yakınlarında bulunan 2 bin yıllık pil, bilim adamlarını şaşkına düşürdü. Konig, 13 santimetre boyundaki toprak bir kabın içine monte edilmiş bir bakır silindir, onun etrafındaki demir çubuk ve testinin ağzını kapatan asfalttan oluşan bu nesneyi "dünyanın en eski pili" olarak tanımladı. Pilin 2 volt enerji ürettiği saptanırken, 1800'lü yularda modern pili icat eden Alessandro Volta adlı İtalyan kontunun da şöhretine gölge düştü.

 

Kristal kuru kafa

Maya dönemine ait 1000 yıllık bu kristal kuru kafa, tek bir blok kristal üzerine oyma olarak yapılmış. Nasıl yapıldığı hala anlaşılamayan kuru kafanın altından tutulan ışık, doğrudan göz çukurundan yansıyor. Bu teknolojinin bugün bile mümkün olmadığı söyleniyor.

 

İlk iniş Pisti

Peru'nun Pampa sahilindeki 450 kilometrekarelik alan üzerine çizili motifler, M.O. 300 üe M.S. 600 arasındaki dönemi kapsayan hayvan ve bitki şekillerini resmediyor. Nazca medeniyeti tarafından yapıldığı düşünülen bu garip motiflerin, uzaylılar için bir iniş pisti vazifesi gördüğü öne sürülüyor.

 

Çekiç

Tahta sap ve demir tokmaktan oluşan bu çekiç, 1936'da Teksas'ta 400-500 milyon yıllık bir kayanın içine gömülü olarak bulundu. Modern bir aletin tarih öncesi bir kaya kütlesinin içine nasıl girdiği bir yana, çekiçte kullanılan demirin günümüz demirlerinden bile saf olması bilim adamlarını hayrete düşürdü.

 

3000 yıllık Mekik... pilotu da var

 

Yeryüzünde, şimdiye değin, çeşitli ülkelerde, uçak, füze, roket vb. uçan araçlara benzetilen birçok nesneler bulunmuştur. Bunlar, Kadim halklar tarafından ya kendilerinin kullandıkları araçların modelleridirler ve yahut gözlemledikleri Yüksek Zekâlara ait araçların modelleridirler.  Fakat bunlardan hiç biri Anadolu’da buluna obje kadar, günümüz uçak, füze, roketlerin ortak özelliklerini ve aerodinamik tekniğini ihtiva etmemektedirler. Üzerinde yoğun tartışmalar ve araştırmalar oluşturacak olan bu uçan-modül modeli, Anadolu’da bu araçların orijinallerini kullanan hangi uygarlık tarafından kullanılmış?

 

 

 

1975 yılında Van dolaylarında yapılan arkeolojik kazılar sırasında, hiç tartışma götürmeyecek bir şekilde mükemmel bir atmosfer içi ve dışı uçuş aracı modeli olan bir heykelcik ortaya çıkarılmıştı. Bariz bir aerodinamik formu olan bu modelde günümüz atmosfer içi ve uzay araçlarında rastlanan şu parçalar yer almaktadır:

 

 

 

1.        Burun konisi,  

2.        Kokpit,  

3.        Roket kompartımanı, dikey kuyruk,

4.        Çoklu roket lüleleri.

Kokpitte günümüzde uzay yolcularının kullandıkları türden körüklü bir anti-G elbisesi ve botlar giymiş bir pilot ya da kozmonot oturmaktadır. İki eliyle birden bazı kontrol levyelerini idare ediyormuş gibi bir görünümü olan pilotun oturma şekli çok ilginçtir: bacaklarını yukarıya çekerek karnına doğru bastırmıştır. Bugün ki uygulamalardan biliyoruz ki, pilotlar, karın kaslarını iyice sıkıştırır karınlarını bastıracak şekilde öne doğru eğilirlerse merkez kaç ivmesinin oluşturacağı geçici bayılmaları önleyebilirler. Böylece, modeldeki pilot hem oturuş şekli hem de giydiği ve kanı, alt karın bölgesiyle bacaklarda toplanmasını önleyerek kalbe doğru basıp anti-G elbisesi sayesinde, maruz kalacağı yüksek ivme ve ters ivmelerin bünyesi üzerinde oluşturacağı tesirleri, G-yüküne dayanabilecek durumdadır.


Araçta kullanılan roket tahrik sisteminin, günümüzde kullanılan türden herhangi bir yakıtı taşıyamayacak kadar sınırlı bir hacim içinde yer aldığı aşikârdır. Dolayısıyla, bunun, vimana denilen kadim uçan araçları sevk etmede kullanılan cıva esaslı bir tahrik sistemi olması çok muhtemeldir. Bu sistemin egzoz çıkışını sağlayan lülelerin biden fazla olması da gerçekten ilginçtir: günümüze ilk kez, insan taşıyan uzay kapsüllerini yörüngeye oturtmak için geliştirilen devasa roketlerde kullanılan çoklu lüle sistemine böyle kadim bir uçan araç modelinde rastlanması, roket uzmanlarının ilgisini çekecek bir husus olsa gerek!

İşin ilginç yanı, bu tür bir aracın bir uzay aracından daha başka, bir işlev görmüş olması da mümkündür. Ancak, bunu tartışmazdan öce, bu gizem dolu heykelciğin kökenini araştırmamız gerekmektedir. Arkeoloji bize bu uzay aracının bir Urartu eseri olduğunu söylemektedir. Mevcudiyeti arkeolojik keşifler öncesinde bazı Asur metinlerinden öğrenilmiş olan Urartu Krallığının İ.Ö.9yy.da kuzeydoğu Anadolu’da geliştiğini görüyoruz. İ.Ö.8.yy.da sınırlarını genişletmişler ve kuzeyde Kafkas’ların ötesine, doğuda Urmiya gölüne, batıda da Fırat a kadar ulaşmışlardı. Başkentleri Van’ın güneydoğusunda yer alan ve söz konusu kazıların yapıldığı toprak kale ya da Tuşpaydı. Toprak kale kayalardan oluşmuş doğal bir muhkem mevki üzerinde kurulmuştu. Kente kayalara oyulan bir geçitten geçilerek giriliyordu. Urartu krallığının yer aldığı dağlık bölgeye Urartu adını, Urartuların güney sınırındaki güçlü komşuları olan Asurlular vermişlerdi. Bu ad, daha sonra, İbranicede Ararat şeklini almış ve daha önce de bahsettiğimiz gibi batılıların Ağrı dağı için kullandıkları Ararat adı buradan gelmiştir. Ne var ki ağrı dağı Urartu sınırları içinde kalan gizemli mahiyetteki tek dağ değildi.

 

Bilimin Açıklayamadığı Bulgular

 

 

Kum tasi icinde bir cekiç

 

Prensibe gore, bu kum tasi olusurken cekic oradaydi. Kesif 1844 yilinda Fizikci David Brewster tarafindan yapildi. (Kingoodie, Myinfield-Ingiltere). Ingiliz jeoloji arstirma merkezinden Dr. A. W. Med tarafindan yapilan analizlerde bu kum tasinin yasinin 360 ile 460 milyon yil oldugu saptandi. Yani cekicin de o kadar eski olmasi gerekiyor. Ama bilim dunyasina gore boyle bir sey imkansiz.

 

Dinazor Heykelcikleri

 

1945 yilinda Waldemar Julsrud adli deneyimli bir arkeolog El Toro dagi (Meksika) eteklerinde gomulmus vaziyette kilden yapilmis kucuk heykelcikler buldu. Daha sonra El Tro sehri yakinlarinda ve sehrin diger tarafinda Chivo Dag yakinlarinda porselenden yapilmis 33.000'den fazla heykelcik bulundu. Buluntular Chupicuaro, klasik kultur oncesine aitti. (M.O. 800 'den M.O. 200 'e kadar olan donem) Bulunan heykelcikler, 65 milyon yil once yok olduklari dusunulen cesitli turlerdeki dinozorlari kusursuzca tasvir ediyordu. Modern bilim doneminde, neye benzedikleri ancak cozumlenen tarih oncesi bu yaratiklari , nasil olup da boyle eski bir uygarlik kusursuzca sanat eserlerine yansitabilmisti ? Insan gormeden tasvir edemez.

 

En Büyük Yekpare Taş

 

Lubnan'in Ballbek sehri yakinlarindaki islenmis dev kaya bloklari. Bu taslar binlerce yil oncesinde buraya getirilmisti. Bir  parca 1050 ton agirlikta ve 25 metre uzunlugundadir. Bu "momolit" takma adli yekpare blok dunya uzerindeki islenmis en buyuk tas bloktur. Soru su: Bu taslari kimler ve nasil buraya getirebilmisti ?

 

Denizaltı Piramitleri

 

Japonya'nin Yonaguni adasinin yakininda, denizin 23 metre altinda insan yapisi oldugu apacik belli olan piramitler bulunmaktadir.183 metre genisliginde ve 27 metre yuksekligindeki bu piramitler yaklasik, 8000 - 10.000 yilliktirlar.

 

Peru’daki Duvarlar

 

Peru Sacsahuaman'daki bu duvarlar, Birbiri adasindaki esrarengiz su alti yapilari ile kesin bir benzerlik gostermektedir. Bu arkeolojik duvarlar bir gizem tasimaktadirlar cunku, antik caglarda yapilmalarina ragmen, bu kadar kusursuz bir sekilde islenip yerlerine koyulana kadarki asamalar yuksek bir teknoloji ve bilgi gerektirmektedirler. Insanin aciklayamadigi, garip ic ve dis acilara sahip bu duvar taslari hakkinda cevabini bilmedigi sorular ise sunlar: Nasil tasindilar? Nasil olculup nasil kesildiler ? Nasil bu kadar dogrulukla yerlestirildiler? Hemde ilkel insanlar tarafindan.

 

Garip Metal Kürecikler

 

Bu metal kurecikler Guney Afrika, Klerksdorp'tan. Birinin uzerinde kurenin cevresini dolasacak sekilde birbirine paralel 3 cizgi oyulmus. Bu kureler Cambrian devri oncesine ait pek cok mineral arasinda bulunmustur (2,8 milyar yil oncesi). Bu kurelerden bazilari 6 milimetre kalinliginda, ince bir kabuga sahiptirler. Bu ince kabuk kirildigi zaman kurenin icinden sungerimsi garip bir sey cikiyor.Bu sungerimsi sey havayla temas edince parcalanip toz haline geliyor. Bu kurelerin ne olduklari ,ne amacla yapildiklari bilinmiyor. Ustelik 2,8 milyar yasindalar. Insanin inanasi gelmiyor ancak bilimsel veriler bunlar.

 

Ampuller

 

Misir ,Dendera'daki Hathor tapinaginda goze carpan ampuller. Bu ampuller kivrimli kablolar ile bir jeneratore veya acma kapama dugmesine baglilar. Ampul seklindeki cismin icine bir yilan tasviri konmus. Bu da ampulun icindeki ince teli gosteriyor olabilir.

 

Deniz Kabuklusunda Oyma resim

 

Uzerinde oyularak yapilmis, tam gelismemis olsa da rahatlikla fark edilen bir insan yuzu bulunan bir deniz kabugu... Bu buluntu 1881 yiliinda jeolog H. Stopes tarafindan rapor edilmistir. Yapilan testler sonucunda, oyma isleminin kabuklu henuz yasarken yani fosillesmeden once yapildigi ortaya cikmistir.Bu deniz kabugu Pliocene devrine ait ve 2 milyon yilliktir.

 

Büyük Pramitteki Odacıklar

 

Rudolf Gantenbrink tarafindan Buyuk Piramit'te kesfedilen bakir kulplu kapi. Resmi UPUAUT 2 adli bir arastirma robotu tarafindan cekilmistir... Hangi amaca hizmet ettigi bilinmeyen gizemli kapi, kralice odasindan baslayan guney kanallarinda yer almaktadir. Bu kapinin arkasinda baska bir kapi daha bulunmustur. Yapilan bazi arastirmalar sonucunda icinde ne oldugu bilinmeyen bir oda veya odalar bu ikinci kapinin arkasinda bulunmaktadir. Ayni kapidan kral odasindan baslayan kuzey kanallarinda da bulunmustur. Burada sorulan en onemli soru su: Gorunuste hicbir amaca hizmet etmeyen bu kapilar Neden buralara kondu ?

 

Garip Mumya

 

1932 yilinda Pedro Daglarinda bulunmus bir mumya. (ABD, Wyoming eyaleti, Casper sehrinin 60 mil guney batisi) Mumya koyu bronz renginde . Hayattayken boyu 35 cm'yi gecmiyordu !!! Rontgen isinlariyla yapilan incelemede bu canlinin agirliginin 5,5 kg. oldugu ortaya cikarildi.Cinsiyeti erkek ve butun disleri yerinde. Oldugunde asagi yukari 65 yasinda idi. Mumya 350 gr. agirligindadir. Alni cok asagidadir. Ezik bir burnu ile buyuk ve genis burun delikleri vardir. Cok genis agzi ile incecik dudaklari bulunmaktadir. Bu yaratik bilinen insan turlerinden cok daha kucuktu. Bazi arastirmacilara gore bu cok kucuk boyutlarda olan bir irkin uyesiydi.

 

Baalbek

 

Lubnan'daki Baalbek sehri. 20 metreden daha buyuk taslarinda kullanildigi bu antik sehir Roma imparatorlugu'ndanda eski. Hatta Sumerlilerin bilgilerine gore bile burasi antik bir sehirdi o zamanlar. Taslarin buyuklugunu gostermek amacyla 2 kisi yapilarin arasinda dikiliyor. Bugun kimse burasini kimlerin yaptigini,nasil yaptigini, ne amacla ve ne zaman yaptigini bilemiyor. Modern bilim ise Baalbek 'i gormezlikten gelmeye devam ediyor.

 

Hiyerogliflerin Gizemi

 

Misir 'daki Abydos tapinagindaki hiyerogliflerde, helikopteri, tanki, kargo ucagini ve planoru cagristiran sekiller vardir. Bu hiyeroglifler baska hiyerogliflerin altina gizlenmislerdi. Ilk tabaka hiyerogliflerin yerinden kopup dusmesiyle bu esrarengiz sekiller gun yuzune cikmistir.

1900 'lu yillarin baslarinda 250 civarinda hiyeroglif Sydney 'in 100 km. kuzeyindeki Hunter Valley ulusal parkinda kesfedilmistir. Bunlar antik Misir hiyeroglifleridir. Kuskuya yer birakmayacak olan Eski Misir Tanrisi "Anubis" cizimi ile birlikte hiyeroglifler su soruyu akla getiriyor: Acaba Eski Misirlilar Avustralya'ya mi gitmislerdi ?

 

İlginç Kafatası

 

Kafatasi Peru'da (Ica) bulunmustur. Ilk bakista gunumuz insaninin kafatasina benzemektedir, ancak soru isaretlerine yol acan bir kac etken one cikmaktadir. Goz bosluklari gunumuz insaninin goz bosluklarindan %15 daha buyuktur. Beynin yer aldigi bosluk ise 2600 ccm ile 3200 ccm arasinda degismektedir. Su andaki insanin kafatasindaki beyin beyin boslugu kapasitesi 1450 ccm 'dir !!!

 

Dev Fosili

 

1895 yilinda Irlanda 'da Dyer tarafindan mineral arastirmalari sirasinda bulunan bir dev fosili. Boyunun karsilastirilmasi amaciyla bir tren vagonunun onune koyulmustur. Yuksekligi 3 metre 70 santimetre ve agirligi 2050 kg.dir. Sag ayagi 6 parmaklidir. Ancak daha sonra bu dev fosile ve sahibine ne oldugunu kimse bilmiyor.

 

Buache Haritasi

 

Buache Haritasi 1737'de eski yunan haritalarindan kopyalanarak cizilmistir. Harita Antartika'nin buzla ortulu olmadan onceki halini de gostermektedir. Sasirtici olan ise su: Eger bugun Antartika buz ile ortulu olmasaydi Ross ve Weddell denizleri bu kara parcasinin ortasindan gecerek kitayi 2 buyuk parcaya ayirmis olacakti. Ancak modern jeoloji arastirmalari sonucunda 1968 yilinda bu gercegin farkina varilmisti.

 

Ica Taşları

 

Peru 'daki Ica colunde bulunan ve binlerce yil oncesine ait Ica taslari akillari karistiriyor. Dr. Javier Cabrera buyuk bir sabirla bu taslari koleksiyonunda toplamis ve binlerce tastan olusan bir muze acmistir. Bu taslara kazinmis olarak kalp naklini gosteren ameliyatlardan dinozorlari avlayan insanlara kadar bir cok olay gosterilmektedir. Hatta evcillestirilmis dinozorlarin uzerinde oturan insanlar bile tasvir edilmistir.

 

Garip Spiraller

 

Alisildik olmayan bu spiral cisimler 1991 - 1993 yillari arasinda Rusya'daki Ural daglarinin dogusunda bulunan kucuk bir dere olan Narada'da bulunmuslardir. Boylari en fazla 3 cm. olan bu cisimlerden (inanilmaz ama) 0,003 mm. olanlari da bulunmustur. Buyuk olanlari bakirdan, kucuk ve cok kucuk olanlari ise cok ender rastlanan "tungsten" ve "molybdenum" maddelerinden yapilmistir.Mikroskopla yapilan incelemeler sonucunda spiraller kusursuz bir bicimde "altin oran" teknigiyle yapilmisti. Daha da sasirici olan sey ise butun bilimsel incelemelerin gosterdigi gibi bu cisimlerin yaslarinin 20.000 ile 318.000 yil arasinda degistigidir. Bu yas farki cisimlerin bulunduklari derinlige gore degismektedir.

 

Japon Heykelcikler

 

Tarih oncesine ait kucuk Japon heykelcikleri. Yakalarinda civata tasiyan bu heykelcikler bir tur uzay basligi ve elbisesi tasimaktadir. Hatta bunlardan biri cok buyuk gozluk takmaktadir. Sanki gunes isigindan korunmak ister gibi.

 

İnsan Parmağı Fosili

 

Bu cisim Kanada'nin Kuzey kutup bolgesindeki Axel Heiberg adasi eski fosiller koleksiyonunda bulunmustur. Incelemeler bunun bir insan parmagi fosili oldugunu gosteriyor. Bu fosil 100 ile 110 milyon yil oncesine aittir (Creataceous jeolojik donemi). Bu fosil " DM93-083 " numarasiyla arsivlenmistir. Rongen isinlariyla yapilan inceleme sonucunda resimdeki siyah kisimlarin parmak kemiklerine ait oldugu ortaya cikmistir. Bu kadar eski zamanlarda insan yasamis olabilir mi ? Kolombiyanın, Bogota yakinlarinda bulunmus bir insan eli fosilin Fosillestigi kayanin yasi 100 - 130 milyon yildir. Yani , fosilde o kadar sene once meydana gelmistir.

 

Yeni Zelanda 'daki Duvarlar

 

Yeni Zelanda 'da bulunan cok eski bir uygarliga ait kusursuzca yerlestirilmis taslardan olusan duvarlar bulundu. Bu duvarlari yapan uygarlik hakkinda en ufak bir bilgi yoktur.

 

Tokmak ve Kap

 

1877 yilinda Montezuma tunel sirketinin bir tunel calismasi sirasinda 50 milyon yil eski olan bir lav akintisinin icinde bir tokmak ile bir kap bulundu.( Table dagi - California) Tokmak yaklasik 30 cm uzunlugunda ve kap ise 10 cm capindadir. Bu buluntudan su sonuc cikiyor: 50 milyon yil once yanardagdan fiskiran lavlar sel olup akarken bu tokmak ile kap oradaydi ve ikiside lavin icinde gomulu kaldilar. 50 milyon yil once...

 

 

 
  Bugün 1477882 ziyaretçi buradaydı! Siteme Hoş Geldiniz Adil Durusu

ANA SAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 
 
Siteme Hoş Geldiniz Adil Durusu SAĞLIK VE HUZUR DOLU NİCE GÜNLERE......
Kapadokya Eğlence Merkezi Başvuru Kaynakları Başvuru Kaynakları Submit Your Site To The Web's Top 50 Search Engines for Free! ÜRGÜP Esbelli Mahallesi Butik otelleri  Create FREE graphics at FlamingText.com

Image by FlamingText.com Check  Out My Rank On PRTracking.com! Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?

Ücretsiz kaydol