BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA ÜRETKENDİR, PAYLAŞILMAYAN BİLGİ BATAKLIKTAKİ HAZİNE GİBİDİR.
Siteme Hoş Geldiniz Adil DURUSU
   
  SİTEME HOŞ GELDİNİZ Adil DURUSU
  Attila İlhan'dan Seçmeler
 

MUSTAFA  KEMAL  

 

dağ başını efkâr almış,

gümüş dere durmaz ağlar.

gözyaşından kana kesmiş gözlerim

ben ağlarım çayır ağlar çimen ağlar

ağlar ağlar cihan ağlar,

mızıkalar iniler ırlam ırlam dövülür

altmış üç ilimiz, altmış üç yetim

yıllar gelir geçer kuşlar gelir geçer,

her geçen seni bizden parça parça götürür

Mustafa’m Mustafa Kemal’im…

 

diz dövdüm,

gözlerim şavkı aktı Sakarya'nın suyuna.

Sakarya'nın suları nâmın söyleşir

hemşehrim Sakarya, öksüz Sakarya

Ankara'dan uçan kuşlar,

Kemal’im der günler günü çağrışır.

kahrolur bulutlara karışır

gök bulut yaşmak bulut

uca dağlar dev boyunlu morca dağlar

divan durmuş bekleşir

Mustafa’m Mustafa Kemal’im…

nasıl böyle varıp geldin hoş geldin,

çıngı kaymış yalazlanmış gözlerin

şol yüzünde güneş südü sıcaklık

ellerinden öperim Mustafa Kemal.

senin dalın yaprağın biz senin fidanların

biz bunları yapmadık.

sen elbette bilirsin, bilirsin Mustafa Kemal

elsiz ayaksız bir yeşil yılan

yaptıklarını yıkıyorlar Mustafa Kemal.

hani bir vakitler Kubilay'ı kestiler

çün buyurdun kesenleri astılar.

sen uyudun asılanlar dirildi

Mustafa’m Mustafa Kemal’im…

karalar kuşanmış Karadeniz akmam diyor,

dokunmayın ağlamaktan bıkmam diyor.

bu gece kıyamet gecesi bu vapur Bandırma vapuru,

yattığı yer nur olsun Mustafa Kemal,

ben ölümden korkmam diyor.

korkmam diyen dilleri toz oldu, toprak oldu.

değirmen döndü dolandı yıllar oldu.

bir kusur işledik bağışlar mı kimbilir

o bize öğretmedi kazan kaldırmasını

günahı vebali öğretenin boynuna

erdirip oldurana ana avrat sövmesini.

yüreğim kırıldı kanım kurudu

var git Karadeniz var git başımdan,

mızıka çalındı düğün mü sandın

bir yol koyup gideni gelir mi sandın

Mustafa’m Mustafa Kemal’im…

 

Ankara'nın taşına bak,

tut ki baktım uzar gider efkârım.

çayır ağlar çimen ağlar ben ağlarım,

gözlerimin yaşına bak.

Ankara Kalesi'nde Rasattepe'de

bir akça şahan gezer dolanır

yaşın yaşın mezarını aranır

şu dünyanın işine bak

Mustafa’m Mustafa Kemal’im…

 

Atilla İLHAN

 

YAĞMUR KAÇAĞI

 

elimden tut yoksa düşeceğim,

yoksa bir bir yıldızlar düşecek.

eğer şairsem beni tanırsan,

yağmurdan korktuğumu bilirsen

gözlerim aklına gelirse,

elimden tut yoksa düşeceğim

yağmur beni götürecek yoksa beni…

 

geceleri bir çarpıntı duyarsan,

telâş telâş yağmurdan kaçıyorum,

Sarayburnu'ndan  geçiyorum.

akşamsa Eylül'se, ıslanmışsam,

beni görsen belki anlayamazsın,

içlenir gizli gizli ağlarsın.

eğer ben yalnızsam yanılmışsam

elimden tut yoksa düşeceğim

yağmur beni götürecek yoksa beni…

 

BÖYLE BİR SEVMEK (NE KADINLAR SEVDİM)  

 

Ne kadınlar sevdim zaten yoktular,

Yağmur giyerlerdi sonbaharla bir

Azıcık okşasam sanki çocuktular

Bir aksam korkudan gözleri sislenir.

 

Ne kadınlar gördüm zaten yoktular,

Böyle bir sevmek görülmemiştir  

Hayır sanmayın ki beni unuttular

Hala arasıra mektupları gelir.

Gerçek değildiler birer umuttular

Eski bir şarkı belki bir şiir..

 

Ne kadınlar sevdim zaten yoktular,

Böyle bir sevmek görülmemiştir.  

Yalnızlıklarımda elimden tuttular

Uzak fısıltıları içimi ürpertir.

Sanki gökyüzünde bir buluttular

Nereye kayboldular şimdi kimbilir..

 

Ne kadınlar sevdim zaten yoktular,

Böyle bir sevmek görülmemiştir…

 

RÜZGAR GÜLÜ

önümden çekilirsen İstanbul gözükecek,
nerede olduğumu bileceğim.
sisler utanacak eğilecek,
ağzının ucundan öpeceğim.
saçına kalbimi takacağım
avcunda bir şiir büyüyecek
nerede olduğumu bileceğim..

bu çıplak geceler yok mu,
bu plak böyle ağlamıyor mu,
camları kırmak işten değil
delirecek miyim neyim.
kirpiklerimden mısra dökülüyor
Kenya’da simsiyah yalnızım
yoksul bir şilepte gemiciyim.  
Malezya’da yük bekliyorum
önümden çekilirsen İstanbul görünecek,
nerde olduğumu bileceğim..

 

gözlerini söndürme muhtacım,
ben senin aydınlığına muhtacım.
yepyeni bir ilkbahar harcayıp
bir yaz boğup bir sonbahar harcayıp
rüzgar gülümü arayacağım.
Oran’da, Pernabouc’da, Tombuktu’da,
vinçler yine akşamları indirecekler,
yine karanlığa bulaşacağım
gözlerin rüzgarda savrulacak..

İkimiz, iki sap buğday olsak,
sen benim olsan ben senin olsam,
bir gece vakti aklına gelsem,
uykunu tutsam bırakmasam
seni kucaklasam kucaklasam.
birbirimizin kalbini dinlesek
dünyanın kalbini dinlesek.
büyük ateşler yaksalar
iki güvercin uçursalar
nerede olduğumuzu bilsek…

 

BEN SANA MECBURUM


Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.

Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor,
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun.

Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
İnsan bir akşamüstü ansızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Birkaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu.

 

Fatih'te yoksul bir gramofon çalıyor
Eski zamanlardan bir cuma çalıyor.
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem.
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
Ben sana mecburum sen yoksun.

Belki Haziran'da mavi benekli çocuksun
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
Bir silep sızıyor ıssız gözlerinden
Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun.
Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
Belki korsun  kırılmışsın telaş içindesin
Kötü rüzgar saçlarını götürüyor.

 

Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Bu kurtlar sofrasında belki zor.
Ayıpsız  fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yaşamak düşünsem,
Sus deyip adınla başlıyorum
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmayacak
Ben sana mecburum bilemezsin...

 

TUT Kİ GECEDİR  

 

tut ki gecedir,

karanlık sıvaşır ellerine camlardan

birden kırmızıya döner

trafik ışıkları.

kükürtlü dumanlar yükselir

korkuya batmış

cam kırığı adamlardan

tehlikeye büyür sakalları..

 

tut ki gecedir,

ihbarlar birer sansar

bir telefondan bir telefona atlar.

yeraltı örgütleri tetik üstünde

adres değiştirmiş silah kaçakçıları

fahişeler birbirinden kuşkulanıyor..

 

tut ki gecedir,

katiller huzursuz

hırsızlar sinirli

hainler ürkekçedir.

elleri telefona kendiliğinden uzanıyor

ihanete gece müthiş bir gerekçedir

ihbarlar birer sansar

bir telefondan bir telefona atlar.

ihanet bir bilmecedir…

 

 

 
  Bugün 1481373 ziyaretçi buradaydı! Siteme Hoş Geldiniz Adil Durusu

ANA SAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 
 
Siteme Hoş Geldiniz Adil Durusu SAĞLIK VE HUZUR DOLU NİCE GÜNLERE......
Kapadokya Eğlence Merkezi Başvuru Kaynakları Başvuru Kaynakları Submit Your Site To The Web's Top 50 Search Engines for Free! ÜRGÜP Esbelli Mahallesi Butik otelleri  Create FREE graphics at FlamingText.com

Image by FlamingText.com Check  Out My Rank On PRTracking.com! Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?

Ücretsiz kaydol