BİLGİ PAYLAŞILDIKÇA ÜRETKENDİR, PAYLAŞILMAYAN BİLGİ BATAKLIKTAKİ HAZİNE GİBİDİR.
Siteme Hoş Geldiniz Adil DURUSU
   
  SİTEME HOŞ GELDİNİZ Adil DURUSU
  Çılgın Proje (İstanbulKanal)
 

ÇILGIN PROJENİN (İSTANBUL KANAL) DEĞERLENDİRMESİ

DOGRUDAN HESAPLAMAYA BASLAYALIM, KAFAMIZDA KANALI TASAVVUR EDEREK ......

Ortalama kesit deniz gecis kesitinin 200m en x 50m derinlik olacagini varsayalim.

Sadece deniz seviyesinin 50m altina inmek icin ortalama 100m derinlikte hafriyat yapilmalidir. Deniz kotunun ortalama 50 metre ustunde bir arazi varsayalim.

Bu durumda kesitin 200m en x 100m derinlik hafriyat yapilacak. 0.2 km2lik kesit eder. Yan egimler su bu derken 0.25km2 kesit eder.

50 km boyunda kanal acilacagina gore 50km x 0.25km2 kesit = 12.5 milyar m3 kadar kanal hafriyati olacak.

Kaya toprak ozgul agirligi 2.8ton/m3 dersek toplam hafriyat ~35 milyar ton.

350 ton kapasiteli dev acik havza maden kamyonlariyla 100 milyon sefer eder.

kendi agirliklariyla 500tonu asan kamyonlarin gidecegi yollar acilacak, belki trenlere yuklenecek.

Kamyonlarin ortalama 50km katedecekerini dusunelim. Toplam 50 milyar km katedilecek demektir.

Bu kamyonlar arazi yollarinda ilerleyecegine gore km basina 15 TL mazot yakacaklarini dusunursek

 

1- Projenin yakit kalem maliyeti 750 milyar TL edecektir.

(Devlet projesi olup vergilerin tumu dusuldugunde bu mebla 250 milyar TL kadar olacaktir.)

2000 kamyon alınacagini ve bunlarin gunde 20 sefer yapacagini dusunursek, gunde 40000 sefer ile 2500 gun boyunca calisacaklar.

 

2- Projenin hafriyat kismi 7.5 yil surecektir.

Kamyon fiyatı 20 milyon TL olsa

 

3- Sadece kamyon makine parki 40 milyar TL olacaktir.

Ayni anda 20 yerden hafriyat basladigini dusunursek 20 dev bant tasimali/tasimasiz kazar kepcenin her biri gunde 100 kamyon yuklemesi yapabilir. 14 dakikada bir kamyon yuklemesi makul gorunuyor.

Bu dev kepcelerin her birinin 150 milyon, ikinci el olanlarinin 100 milyon oldugunu dusunursek (imalat, nakil, montaj, bakım vs)

 

4- Kazar kepce bantli-bantsiz dev yukleyici makine parki 2.5 milyar dolar olacaktir.

Kanalin tum yuzeyini yaklasik 100+200+100m kesit x 50000m = = 20milyon m2 = 20 km2 kabul edelim. Oyle veya boyle m2 basina 1 m3 beton, 100kg demir bir sekilde kullanilacak diyelim.

Beton m3 maliyeti hersey dahil vergiler haric 100 TL, her sey dahil demir kilosu 2 TL olacak dersek m3 basina betonlama maliyeti 300 TL olacaktir.

 

5- Toplam betonlama maliyeti 6 milyar TL olacaktir.

Projede surekli calisacak ortalama 50000 isgucu ortalama 8 sene boyunca 24 saat 3 vardiya gorev yapacaktir. Bunlarin sadece 10000 kadari 2000 kamyonun cifter soforleri, bakim ekibi vs. 100 ay boyunca ortalama 4000TL hersey dahil maaslar odenecek diyelim.

 

6- 20 milyar TL isgucune odenecektir.

 

7- Toplam 8 milyar TL kopruler, mekanik, elektromekanik, deniz girisleri, ~15000 donum kanal+50000 donum sehirlesme amacli kamulastirma bedelleri, sigorta, diger kalemlere gidecektir.

 

250 + 40 + 2.5 + 6 + 20 + 8 = ~325 MILYAR TL TOPLAM MALIYET ORTAYA CIKIYOR

 

BIRTAKIM INDIRIMLER SAYESINDE TOPLAM MALIYET 300 MILYAR TL OLACAKTIR DIYE KABUL EDELIM.

 

Ortalama 200000 TLden 200000 konut 40 milyar TL eder.

 

Proje bitiminde kanal gecisinden gunde 200 gemi ortalama 20000 TL gecis ucreti oderse gunde 4 milyon TL gelir ile yıllık gelir ~1.5 milyar TL olacaktir.

 

Sonuc: PROJENIN KENDINI GERI ODEMESI 200 YIL KADAR SURER.

 

HAYDI HAYIRLISI, KOLAY GELSIN.

*****************************************

 

Bir de ilmi kismini uzmandan okuyabilirsiniz.

 

Beni bu kosede hep tozlarin etkileri veya meteoroloji ile ilgili haberler ile tanidiniz. Ama benim asil uzmanlik alanim deniz bilimleridir. Uzmanligim da Turk Denizleri ozellikle de Marmara Bogazlar ve Istanbul Halic'i dir. Yani bu konularda uzmanim, konusabilirim hem de gogsumu gere gere.

Simdi gelelim en son proje onerisine. Size cok basit dilde anlatayim. Karadeniz'i bir tatli su havuzu olarak dusunun. Nedeni de basit cunku bu havuza giren tum sular (nehir veya yagmur suyu) tatli su. Peki o zaman Karadeniz neden tatli su havuzu degil? Cunku Canakkale ve Istanbul Bogazi altindan gelen ve belirli esIkleri belirli ruzgar kosullari altina asan tuzlu ve de dolayisi ile yogun Akdeniz sulari Karadeniz’i bugunku tuzluluk seviyesine getirdi. Gecmisi o kadar da taze ki en son hali 3500 senelik ve bildik tarihi de 12.000 senecik.

Durduk yerde neden Karadeniz havuzu diyorum degil mi?  Karadeniz'i az tuzlu bir havuz diye dusunun hem de Akdeniz'den ortalama 30 cm yuksek. Iste bu nedenle bu havuzun fazla suyu Bogazlardan akar  durur ama havuza giren su belli ve doganin actigi bu kisitli musluktan cikan su belli. Yani Karadeniz havuzunu bosaltan bir musluk vardi. Ama doganin yarattigi bir musluk ve dengesini ancak son 3500 senedir surduren bir musluk.

Simdi siz bir ikinci musluk takmayi planliyorsunuz hem de 25 metre derinlikte, yani musluk sadece Karadeniz'in suyunu Marmara'ya akitabilecek ama alttan girmesi gereken su bu yeni kanala giremeyecek. Doganin dengeleri bozulacak ve ne olacak?

Ne olur biliyormusunuz, ah keske bilebilsek.

Ama her ne olursa hicbir zaman geri donusu olmaz, dogal dengeler bozuldu mu geri donus maalesef yok.

Akil mantik basit. Havuza takili bir musluk vardi simdi ikinci muslugu takmayi planliyorsunuz. Eh iyi de havuza gelen su miktari artmayacak ki. Yani Tuna, Dinyeper Dinyester siz musluk taktiniz diye debisini arttirmayacak ki? Diger bazi kanallari ornek gostermek demek Karadeniz'in Marmara'nin osinografik gerceklerini bilmemek demektir. Boyle bir sisteme sahip bir deniz yerkurede yok, sadece bizde ama degerini bilirsek elbette. Ben talebelerime derslerde Marmara'yi anlatirken onu saglikli Akdeniz ve sagliksiz Karadeniz'in astimli dogan cocugu derim. Yani dogustan solunum zorlugu ceken bir deniz ve de dikkat edilmesi sart olan bir deniz. Onu kurtaran Karadeniz'den gelen ve jet akim halinde Bogazdan Marmara'ya cikan ve 25 metrelik ust tabakayi 3 ayda bir degistiren Karadeniz suyu. O cikista oyle harika isler yapip alt tabakadaki suyu yukari cekiyor ki sormayin gitsin. Marmara'ya oksijen pompalayan ise Canakkale'den gelen alt su. Takin bu sisteme tek tarafli bir musluk ve seyreyleyin olacaklari. Ben karada olacaklardan bahsetmiyorum denizdekiler benim uzmanlik alanim.

Baska taraflari da var elbette bence bu proje hicbir zaman yapilamaz cunku sinir asan sular gibi sinir asan deniz bu, debisi ile rejimi ile oynayamazsiniz. Simdi Almanya Avusturya Tuna'uzerinde muazzam bir baraj kursa suyu akitmasa ne olur. Karadeniz'in felaketi olur.  Altta verilen su butcesi alt ust olur.

Kiminiz bu hoca da her seyi biliyor demissinizdir. Ama ben asagida verilen ve Marmara Denizinin butcesini cikartan ekibin parcasiydim. Istanbul Bogazinin altini 4 defa al bayrak rengi kirmiziya boyayan (Rhodamin boyasi ile) ekibin basi idim. Yani Istanbul Kanlizasyon Desarj projesinin gerceklesmesinde, Halic'in temizlenmesinde emegim, alin terim coktur. Ve de dediklerim dogrudur. Havuza ikinci musluk takarken havuzun daha hizli bosalacagini da hesaplamalisiniz oyle iki mimara ismarlama ile olmaz bu isler. Keske is, en  boy yukseklik ve debi ile hallolabilseydi. Ben size hemen simdiden diyeyim.  Karadenizin su rejimini degistirirseniz size hesap sorarlar daha da dos dogrusu yaptirmazlar. Hani neden bogaza kopru yaparken 64 metre yapmak zorunda kaliyoruz, 50 yapsak neden olmuyorun cevabi gibi. Iste asagida Marmara’nin su ve tuz butcesi, oyle sappadanak ortaya cikan bir sey degil, kac kisinin alin teri var ve bu sistemi  surduren yegane guc Karadenize giren ama sadece Bogazdan ciktigi hesap edilen tatli su. O da %95 Tuna suyu, yani Tuna'nin debisi bizim icin hayati oneme sahip. Siz durduk yerde Karadeniz havuzuna giren tatli suyun debisini arttirmadan havuzu tek muslukla bosaltmak yerine bir musluk daha takarsaniz sistem alt ust olur.

Aslinda bunu anlamak icin ne bilim adami olmak gerek ne de alim, basit havuz problemi hani su ilk okul cocuklarina cozdurulen cinsten.

Saygilarimla,

Prof Dr A. Cemal Saydam

Çılgın projeye dünya da karşı çıkacaktır

Can Ataklı

Sevgili okurlar; Başbakan Erdoğan nihayet geçen hafta “çılgın projesini” açıkladı. Daha önceden de tahmin edildiği gibi bu proje Karadeniz’le Marmara’yı birleştiren ve İstanbul’un bir bölümünü “ada” haline getiren bir kanal projesi. Açıklanmasıyla birlikte bu proje özellikle medyada en çok tartışılan konu haline geldi. Halkın o kadar da heyecanlanmadığı izlenimi edindim. Yapılabilir mi?

Projenin adı “çılgın” olunca akla ilk olarak “yapılabilir mi?” sorusu geliyor. Yapılabilir. Hele bugünkü teknoloji ile yapılamaması için hiçbir neden yok. Ama adı çılgın da olsa böyle bir projeye gerçekten ihtiyaç var mı? Yandaşlara bakacak olursanız, bu proje yüzlerce yıllık bir rüya. Ve en sonunda AKP bu projeyi hayata geçirecek. Osmanlı zamanında da düşünmüşler ya, ona dayanıyorlar.

 

Amaçlar farklı

Kanuni döneminde Sokullu Mehmet Paşa’nın böyle bir proje hazırladığı biliniyor. Ama o zamanki proje büyük ihtimalle güvenlik amaçlıydı. Hani şatoların etrafına hendek kazıp suyla doldurmak gibi. İstanbul’a da doğal bir savunma sistemi olarak düşünülmüş olabilir. Ecevit’in düşündüğü ise bir geçiş yapmaktan ziyade Karadeniz’in az tuzlu suyundan yararlanmaktı.

 

Karadeniz havuzu

Karadeniz dünyanın en ilginç denizlerinden biri. Zamanında bir tatlısu gölü olduğu da biliniyor. Zaten ana denizlerle tek bağlantısı İstanbul Boğazı. Bu nedenle Karadeniz dünyanın tuzu en az olan denizi olarak da biliniyor. Bu da Karadeniz ve çevresine çok farklı bir doğa özelliği veriyor. Karadeniz’i çevreleyen tüm ülkeler de bu doğal dengeyi korumak için çaba harcıyor.

 

Su kaynakları hep tatlı

Bir göl gibi olan Karadeniz’in su sirkülasyonunu Türkiye’den Sakarya, Kızılırmak, Yeşilırmak ve Çoruh nehirleri sağlıyor. Dinyeper, Dinyester, Don, Kuban ve Tuna nehirleri de Karadeniz’e boşalan diğer tatlı su kaynakları. 12 bin yıl önce oluştuğu hesaplanan İstanbul Boğazı Karadeniz’i Marmara üzerinden Akdeniz’e bağlıyor. Yani Karadeniz’in 12 bin yılda oluşan bir doğası var.

 

Ekoloji bozulacak

ODTÜ Erdemli Deniz Bilimleri Enstitüsü emekli Öğretim Üyesi ve Hacettepe Üniversitesi Çevre Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemal Saydam “12 bin yıl içinde Çanakkale ve İstanbul Boğazı altından gelen ve belirli eşikleri belirli rüzgâr koşulları altında aşan tuzlu ve de dolayısı ile yoğun Akdeniz suları Karadeniz’i bugünkü tuzluluk seviyesine getirdi” diyor.

 

İlahi denge

 

Bu duruma “İlahi denge” diyen Saydam normal denizlerden 30 santimetre daha yukarıda olan Karadeniz’in tatlı suyunun İstanbul Boğazı’ndan geçtiğini, ama aynı zamanda tuzlu suyun da alttan Karadeniz’e girerek dengeyi sağladığını anlatarak “Yapılacak kanal 25 metre derinliğinde olacağı için bu kanaldan sadece Karadeniz’in tatlı suyu aşağı akacaktır” iddiasında.

 

Havuz problemi

 

Konuyu basit bir havuz phroblemine benzeten Prof. Saydam açılacak kanalın ikinci musluk işlevini göreceğini belirtiyor ve şöyle diyor: “Tuna, Dinyeper, Dinyester siz musluk taktınız diye debisini artırmayacak ki! Diğer bazı kanalları örnek göstermek demek Karadeniz’in Marmara’nın oşinografik gerçeklerini bilmemek demektir. Takın musluğu, görün başınıza geleceği.”

 

Tuna’ya baraj

 

Konuyu başka uzmanlarla da görüştüm. Karadeniz’in en büyük su kaynağı Tuna nehri. Ve Avrupa ülkeleri bu gerçeği bildiklerinden doğanın dengesine karışmamak için bu dev nehir üzerine tek bir bir baraj bile yapmadılar bugüne kadar. Çünkü bu suyun azaltılması demek Karadeniz’i öldürmek demek. Geleceğini düşünen hiçbir ülke böyle bir şeye kalkışmıyor. Türkiye hariç.

 

Karadeniz ülkeleri

 

 

 

Çılgın proje açıklandı açıklanmasına ama henüz Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerden hiçbir tepki gelmedi. Bu çok doğal, çünkü mutlaka bu ülkelerin bilim adamları kanal açılması halinde neler olabileceğini hesaplamakla meşguldürler. Ve eğer bir olumsuzluk saptarlarsa kanalın açılmaması için ellerinden geleni yapacaklardır. Türkiye’nin bu projeyi sormadan yapması da mümkün değildir.

 

Uluslararası sorun

 

Gerçi Başbakan seçimden sonra iki yıl sürecek bir etüd döneminden söz ediyor. Bu iki yıl içinde Türkiye’nin ekolojik dengesini bozacak olumsuzluklar çıkabileceği gibi konu uluslararası sorun haline de gelecektir. Ve göreceksiniz Karadeniz’i kıyısı olan ülkeler tehlikeyi gördükleri andan itibaren projeye karşı çıkacaklardır. O nedenle bu projenin gerçekleşmesi uzak ihtimaldir.

 

Ya deprem tehdidi

 

 

Fay hattına çok yakın olan İstanbul’un Trakya yakasının denizle bölünmesinin deprem riskini de artıracağı konuşuluyor bilim adamları arasında. Milyonlarca ton suyun yapacağı basınçla fay hattının tetiklenebileceği ileri sürülüyor. Elbette bilim adamları bir sonuca varacaklardır ama, deprem riski olan bir kentte bunları öncelikle dile getirmek zorundayız, bunu da bilelim.

 

Montrö konusu

 

 

Proje açıklandığı gün de yazmıştım, Boğazlar Montrö anlaşmasına bağlı. Buna göre Boğaz trafiğini kapatmamız, geçiş izni vermememiz ve geçiş karşılığı ücret almamız mümkün değil. O nedenle kanal açıldıktan sonra gemileri buraya yönlendirmek istesek bile bunu kabul etmeyen gemilere de engel olamayız. Demek ki “Kanaldan para kazanacağız” sözleri gerçeği yansıtmıyor.

 

Boğaz’ı kurtarmak

 

 

Kanal projesi ile İstanbul Boğazı’nın tanker tehdidinden kurtulacağı söyleniyor. Cumartesi de yazdığım gibi sadece 150 metre enindeki kanal tanker geçişi için daha büyük tehlike. Ama asıl önemlisi şu: Projenin iki yıl etüd aşaması var, en az 6 yılda bitebilir. Yani 2020’de. 2 yıl da gecikme ekleyin 2022. Dünya petrol rezervinin tahmini bitişi 2035. Demek ki Boğaz sadece 12-15 yıl için kurtarılıyor.

 

Haksız kazancı önlemek

 

 

Bu projenin gerçekleşmesi belki mümkün olmayacak ama, daha şimdiden sağlanacak haksız kazançlara da değinme gerek. Örneğin “güzergâhın gizli olduğu” söyleniyor ama AKP medyası haritalar vermeye başladı bile. Bu güzergâhlarda fiyatları patlayan araziler buraları daha önce parselleyenler tarafından satılmaya başlarsa, bunun adı dolandırıcılık olmayacak mıdır?

 

Muhalefete düşen görev

Kanal konusunda şimdilik sadece söz düellosuna giren muhalefet partilerine de bir önerim var. Silivri’den başlayıp Gebze, hatta İzmit’e kadar olan bölgedeki tapu dairelerinde sıkı bir çalışma yaparak, buralarda kimlerin arazisi olduğunu, hangi arazilerin ne zaman el değiştirdiğini, fiyatların ne olduğunu ortaya çıkarmaları gerekir. Kanal olmasa bile bu iki bölgeye iki şehir kurulacak ve otoyol yapılacak.

 

Rantın önü kesilmeli

Çılgın proje bir kesim tarafından çok destekleniyorsa, bunun arkasında bölgeden çıkacak büyük rant olduğu biliniyor. O halde muhalefet en azından haksız biçimde ve bir tür dolandırıcılıkla birilerinin para kazanmasını önleyecek önlemleri şimdiden almalı ve bunu kamuoyu ile paylaşmalıdır. Hatta diğer bir endişesi yoksa bu çalışmayı bizzat iktidar partisinin yapması en doğru olan yoldur.

 

Ve son söz

Çılgın proje belli ki bir süre hepimizi çok yoracak. Yapılmasının mümkün olmadığını düşünüyorum ama, en azından yaratacağı tüm sakıncaların da ortaya konması ve yararlarıyla karşılaştırılması mutlaka yapılmalıdır. “Biz yapınca böyle yaparız işte” böbürlenmeleri belki seçim kazandırır ama kaybedilen doğayı ve ülkemizi geri getiremeyiz. Hepinize iyi haftalar dilerim.

 

 
  Bugün 1477449 ziyaretçi buradaydı! Siteme Hoş Geldiniz Adil Durusu

ANA SAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 
 
Siteme Hoş Geldiniz Adil Durusu SAĞLIK VE HUZUR DOLU NİCE GÜNLERE......
Kapadokya Eğlence Merkezi Başvuru Kaynakları Başvuru Kaynakları Submit Your Site To The Web's Top 50 Search Engines for Free! ÜRGÜP Esbelli Mahallesi Butik otelleri  Create FREE graphics at FlamingText.com

Image by FlamingText.com Check  Out My Rank On PRTracking.com! Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?

Ücretsiz kaydol